Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2026 E. 2021/2196 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2026
KARAR NO: 2021/2196
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2021
ESAS NO: 2020/507
KARAR NO: 2021/788
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/12/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/09/2021 tarih ve 2020/507 E – 2021/788 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; davacının toptan su satış, dağıtım ve bayilik işi yaptığını, davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallardan kaynaklanan faturalı alacaklarının tahsili için Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yolu ile takip yapıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu belirterek davalının itirazının iptaline karar verilmesini ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacıya borcunun olmadığını, oğlu …’ın kredi kartından ödeme yaptığını, davacının diğer işletmesi olan … Akaryakıt şirketine 3.000 TL+12.500,00 TL olmak üzere 15.500,00 TL ödeme yaptığını, aldığı mallardan 4.000,00 TL’lik kısmını iade ettiğini ve bu iade nedeni ile 4.000,00 TL alacaklı olduğunu, ayrıca davacıdan 11.600,00 TL alacağının olduğunu, bu alacağın kaynağının davacının bayiileri olan …’den 6.000,00 TL, …’dan 4.000,00 TL, araç giydirme bedeli 1.600,00 TL olduğunu, davalının davacıya borçlu olmadığı gibi alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Akdî ilişkinin davacı tarafından ispatlanmış olması nedeni ile artık davalı tarafından borcun ödendiği veya başka bir sebeple son bulduğunun ispatlanması gerekir. Davalı, ödeme belgesi olarak cevap dilekçesinde bir kısım banka kredi kartı ekstrelerine dayanmıştır. Söz konusu kredi kartı ekstrelerinin incelenmesinde dava dışı davalının oğlu …’ın kredi kartından … Akaryakıt isimli iş yerine muhtelif tarihlerde ödeme yapıldığı görülmektedir. Davacı vekili “… Akaryakıt” isimli iş yerinin müvekkiline ait olmadığını ve söz konusu ödemelerin müvekkiline yapılmadığını ileri sürmüştür. Mahkememizce… Mal Müdürlüğü nezdinde yapılan araştırma sonucu verilen 11/06/2021 tarihli yazı cevabında davacının yalnız … Ltd Şti’nin ortaklığından başka herhangi bir işyerine ve mükellefiyetine rastlanmadığı bildirilmiştir. Davalı taraf, “… Akaryakıt” isimli iş yerinin davacıya ait olduğunu veya bu iş yerine yapılan ödemelerin davacı nam ve hesabına yapıldığını ispatlayamamış, yemin deliline de dayanmamıştır. Davacı 30/09/2021 tarihli dilekçesinin ekinde bir kısım tahsilat fişleri sunmuş olup, tahsilat fişlerinin tarihi 22/05/2019, 07/06/2019, 25/06/2019, 11/07/2019 ve 23/07/2019’dur. Oysa dava konusu faturaların tarihi 06/09/2019, 25/09/2019 ve 22/11/2019 olup, söz konusu ödemelerin tarihinin takip konusu faturalardan önce olması nedeni ile söz konusu ödeme belgelerine itibar edilmemiştir. İzah edilen nedenlerle 28.505,92 TL asıl alacak için davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır. Davacı, icra takibine geçerken fatura alacağına faiz işletmiş ve işlemiş faizi de dava konusu yapmış; icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir delil sunmamıştır. Fatura tanzimi tek başına muhatabı temerrüde düşürmeye yeterli değildir. 6098 sayılı TBK’nun 117. maddesinin 1. bendine göre sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ihtarla temerrüde düşürülmesi gerekir. Ya da aynı maddenin II. bendi uyarınca taraflarca ödeme tarihinin kesin olarak belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamında, davacı tarafından icra takibinden önce davalıya gönderilen temerrüt ihtarı olmadığı gibi taraflar arasında kesin vade de belirlenmemiştir. Davacı icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığından davacının işlemiş faiz alacağına yönelik talebi mahkememizce haklı görülmemiştir. … Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü kısmen reddine, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 28.505,92 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 10,00 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, itirazın iptaline karar verilen 28.505,92 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş, davanın kısmen kabul kısmen reddine, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 28.505,92 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 10,00 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, Davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, İtirazın iptaline karar verilen 28.505,92 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,..” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilin 03/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde davacıya borcu olmadığını, bilakis davacıdan alacaklı olduğunu belirterek hukuki mahiyeti itibariyle takas defini ileri sürdüğünü, ileri sürülen takas defi hukukin ilk aşamada yani cevap dilekçesi ile ileri sürüldüğünden süresinde yapıldığını ancak mahkeme tarafından değerlendirmeye tabi tutulmadığını, bu nedenle mahkeme tarafından verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkil davacı taraf ile arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı borcunu ödediğini, buna ilişkin mahkemeye sunduğu ödeme evrakları ile ödemenin yapıldığı işletme ve davacı arasındaki hukuki ilişki mahkeme tarafından tam olarak araştırılmadan hukuka aykırı şekilde karara verildiğini, yapılan ödemelere ilişkin banka kayıtları ve hesap ekstreleri ilk derece mahkemesine sunulduğunu, kalan miktar için ise müvekkilin davacı tarafından teslim yapılan malları kabul etmeyerek iade etmesi ve davacıya bağlı olarak çalışan … ve …’un müvekkili karşı borcu olması nedeniyle ödeme yapılmadığını, ancak davacının müvekkilin tarafından yapılan ödemeleri hiçe sayarak icra takibi başlattığını ve haksız şekilde esasen müvekkile karşı borçlu olmasına rağmen ondan alacaklıymış şeklinde bir imaj oluşturduğunu, müvekkilin davacı ile aralarındaki ilişkiye güvenerek akaryakıt istasyonuna ödeme yapmışken bir de bu ödemelerin kendisine bağlantılı olmadığını belirterek davacının, kötü niyetini ortaya koyduğunu, davacının müvekkilin oğlu tarafından yapılan ödeme tutarları ile faturalardaki tutarların birbiriyle örtüşmediği şeklindeki iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, mahkemeye sunulan evraklarda … akaryakıt istasyonuna yapılan bazı ödemelerin davacı tarafından reddedildiğini, … akaryakıt istasyonunun davacı ile ilişkinin mahkeme tarafından olması gerektiği şekilde araştırılmadığını, müvekkilin oğlunun kredi kartıyla yapılan ödemelerin davacıyla yapmış oldukları ticarete ilişkin ödemeler olduğu ve dava konusu faturaların artık konusuz kaldığını, müvekkilin tarafından akaryakıt istasyonuna yapılan ödemelerin yakıt alışverişine ilişkin olması ve bu meblağda yakıt alınarak ödeme yapılması hayatın olağan akışını aykırı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için müvekkilin icra takibine itiraz etmekte kötü niyetli olması gerekmekteyken, müvekkilin kötü niyetli olduğu ispatlanmadan icra inkar tazminatına hükmedildiğini, müvekkilin, davacı 22/11/2019 tarihli 3.146,64 TL bedelli faturanın ispatına ilişkin delil sunmamışken, 23/03/2021 tarihli duruşmada faturaya ait sevk irsaliyesindeki imzanın kendisine ait olmadığını söylediğini ancak bu imzanın, faturalara ilişkin ödemeleri yapan oğluna ait olup olmadığını öğrenerek mahkemeye bildirmeyi talep ettiğini, sonucunda müvekkilin sevk irsaliyesindeki imzanın oğluna ait olduğunu beyan ederek mahkemeyi aydınlattığını, buna rağmen davacının kötü niyetli olarak müvekkilin oğlu tarafından yapılan ödemeleri müvekkili tarafından yapılmadığı ve akaryakıt istasyonunun kendisine ait olmadığını iddia ederek bertaraf etmeye çalıştığını, müvekkil aleyhine kurulan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın İİK 67.maddesi uyarınca iptali talebine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgelere, mevcut delil durumuna göre, takip konusu faturalardan ikisinin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip konusu 3.146,64 TL bedelli faturanın sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında yer alan imzanın da davalının oğluna ait olduğunun davalı tarafından kabul edildiği, bu şekilde söz konusu faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğunun kanıtlandığı, ancak davalı tarafça öne sürülen ödeme iddiasının yazılı ve kesin delillerle kanıtlanamadığı, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin uyuşmazlık konusu maddi olgulara yönelik tespit ve hukuki değerlendirmelerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, söz konusu tespit ve değerlendirmelerin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirildiğinden, davalının istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere göre usul, yasa ve dosya kapsamına aykırılık bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmış, belirtilen nedenlerle, davalının yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/09/2021 tarih ve 2020/507 E – 2021/788 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.947,19 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 486,81 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 1.460,38 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 22/12/2021