Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2024 E. 2021/2224 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/2024
KARAR NO: 2021/2224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2021
ESAS NO: 2021/238
KARAR NO: 2021/867
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 23/12/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/10/2021 tarih ve 2021/238 E – 2021/867 K kararına karşı süresi içinde davacı / davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı kooperatifin ortağı iken 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00 TL ödemesi yönünde karar alındığını, davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından genel haciz yoluna özgü takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı mahiyette olduğunun açık olduğunu, müvekkili kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırılmakta olduğunu, kooperatifin henüz dairesini teslim almamış 150 kadar üyesi olduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, arabuluculuğa da başvuru yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek borca vaki itirazın iptaline karar verilmesini, davalının takip konusu alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin ortağı olduğunu, yapılan genel kurul kararı ile tarafına çıkarılan borcu 23/02/2014 tarihinde ödediğini, ibraname ile hiçbir borcu bulunmadığının kayıt altına alındığını, tarafına yapılan dayanaksız icra takibine itiraz etmesi sonucu itirazın iptali davası açıldığını, davacı kooperatife hiçbir borcunun olmadığını beyan etmiş, haksız, hukuki dayanaktan yoksun, kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…İş bu dava dosyasında da yukarıda yer verilen karardaki uyuşmazlık gibi 21/06/2015 tarihli genel kurulunun 7. nolu maddesi uyarınca icra takibi yapılmış ve yapılan itiraz neticesinde 9.500,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali için iş bu dava açılmıştır. İcra takibinde talep edilen alacak kesin maliyet hesabı alacağı değildir. Bu nedenle de 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6 nolu oybirliğiyle kabul edilen maddesindeki önceki maliyet hesaplarının onaylanmamasına ve kabul edilmemesine dair hükmünün iş bu davadaki talebi etkilemeyeceği zaten aynı maddenin devamında 9.500,00 TL ödemeyen üyeler hakkında yasal işlem başlatılacağı ve bu üyelerden istenebileceğinin açıkça belirtildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile alacağın takip tarihindeki şartlar itibari ile değerlendirilmesi de gerekmektedir. Bu nedenle de genel kurul tarihi itibariyle kooperatif üyesi olan davalı yönünden 21/06/2015 tarihli genel kurul kararları bağlayıcıdır ve davalının uyması gerekmektedir. 2012 yılında verilen ibra sözleşmesi de düzenlendiği tarih itibariyle ibraya ilişkindir ve bundan sonra davalının hiç bir borçtan sorumlu olmayacağı şeklinde yorumlanması da mümkün değildir. Bir kısım üyeler yönünden istinaf ilamı ile kesinleşen bu genel kurul tarafından kararlaştırılan alacağın diğer üyelere yansıtılmaması veya istinaf ilamına aykırı olarak reddedilmesi de 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. 02/08/2021 Tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda davalının bu inşaat gideri alacağını ödediğine ilişkin bir tespitte bulunulmamıştır. Zaten davalının da söz konusu 9.500,00 TL sonradan ödediğine dair bir savunması bulunmamaktadır. Davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yasal faiz oranının %100’ünü aşmayacak oranda (yıllık %18) asıl alacağa faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Davacı taraf, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğundan asıl alacak üzerinden (bu yönde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2020/341 E. 2020/349 K. sayılı kararı) davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yasal faiz oranının %100’ünü aşmayacak oranda (yıllık %18) asıl alacağa faiz yürütülmesine, itirazın iptaline karar verilen 9.500,00 TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının (1.900,00 TL) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7.maddesi iptal edildiğini, Müvekkilin de davacı olduğu bir kısım kooperatif üyelerince açılan Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 esas sayılı genel kurul iptali davasında 25/10/2021 tarihli duruşmasında mahkemece davacıların davası haklı görülerek davalı … Konut Yapı Kooperatifi’nin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararının iptaline karar verdiğini, … toplu Konut Yapı Kooperatifinin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararı iptal edilmesi nedeniyle dava konusu edilen 9500,00 TL nin de gerekçesi ortadan kalktığını, iptal edilen bir genel kurul kararı esas alınarak alacak talep edilemez. Bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine hüküm kurulması gerektiğini, Hem Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 esas sayılı genel kurul iptali davasında … Konut Yapı Kooperatifi’nin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararının iptali kararı hem de Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin, davacı Kooperatif tarafından açılan davalarla ilgili onanmış hükümleri dikkate alındığında; müvekkilin, davacı kooperatife karşı hiçbir borcunun kalmadığı açıkça ortaya çıkacağını, dava konusu edilen alacağın likid olması gerektiğini, söz konusu 9.500,00 TL nin ne olduğu, ne amaçla ödenmesinin istendiği anlaşılamadığını, mahkeme kararının gerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, Davacı kooperatif tarafından takibe ve davaya konu edilmiş olan miktarın isteniliş amacı açık ve net olarak belirli değildir. Kooperatifin talep ettiği bu miktar ek maliyet olarak talep edilmekte ise; bu hususun aidat başlığı adı altında görüşülüp karara bağlanması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca bu şekilde talep edilen ödemenin müteahhide yapılması da istenemeyeceğini, kooperatifin talep ettiği miktar şayet ek maliyet, yani kesin maliyetten eksik hesaplama ile kalan kısım ise; kooperatif esas sözleşmesinin 61-63. Maddelerinde yer alan usul ile belirlenmesi gerekir ki, bu durumda da daha önce yapılan, fakat gerçek ve doğru olmayan kesin maliyet halinde mümkün olduğunu, anılan kararın butlan olduğu açıkça ortadadır. tüm butlanlık itirazlarımız yerel mahkemece dikkate alınmadığını ve hatalı hüküm kurulduğunu, 21.06.2015 tarihli genel kurulun 7. Maddesi butlana tabidir, herkes tarafından her zaman ileri sürülebileceğini, kaldı ki ileri sürülmese bile butlanlık mahkemece resen gözönüne alınacağını ve buna göre karar verileceğini, yine Koop.K. 23 md. Eşitlik ilkesi kesin emredici bir ilke olduğunu, bu ilkeye aykırı genel kurul kararı butlan yaptırımına tabi olduğunu, her ne kadar yerel mahkemece alacağın niteliğinin inşaat maliyet gideri olduğu kabul edilse de bu durum gerçeği yansıtmadığını, davacı kooperatifçe 01.07.2012 tarihli genel kurulda tespit edilen kesin maliyet bedeli doğru ve geçerli kesin bir maliyet olduğunu, mahkemece karar gerekçesinde dava konusunun kesin maliyet olmadığı, inşaat maliyetlerine ilişkin olduğu belirttiğini, anılan genel kurul metninin 6.maddesinde belirlenen bedelin açıkça kesin maliyet olduğu yazdığını, kaldı ki kesin maliyet değil de inşaat maliyet gideri ise kooperatif tarafından müvekkilin dairesi ferdileştirilip tapusu neden verildiğini, müvekkil, hesaplanan kesin maliyeti ödemek suretiyle tapusunu almış, kooperatiften istifa etmiş ve hiçbir yükümlülüğü kalmadığını, bu işlemler Kooperatif Genel Kurul Kararı çerçevesinde gerçekleştiğini, Yerel mahkemece Emsal karar olarak gösterilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.H.D. 2018/687 esas sayılı kararı huzurdaki davaya emsal alınmayacağını, anılan kararda genel kurul iptali davası açılmadığı buna ilişkin iddianın da olmadığı ifade edildiğini, ancak genel kurul iptali davası tarafımızca açılmış davalı S.S.Ataşehir Konut Yapı Kooperatifinin 21/05/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7.maddesinin iptaline hüküm kurulduğunu, yerel mahkemece davalının bu genel kurul tarihinden sonraki bir tarihte istifa ettiği ve de kesinleşmiş genel kurul kararını ile bağlı olduğuna karar vermiştir. Yine mahkemece hatalı değerlendirildiğini, öyle ki anılan genel kurul kararı yukarıda belirttiğimiz üzere Yargıtay bozması üzerine kesinleşmediği derdest olduğu görüleceğini, ayrıca iptal davası açılmasa bile butlanla batıl olan bir durum kamu düzenini ilgilendirdiğinden resen dikkate alınması gerektiğini, Davacı tarafından sonradan belirlenen ek maliyet bedeli usule aykırı olduğunu ve geçersiz olduğunu, yerel mahkemece dava konusu inşaat maliyet gideri yani ek maliyet bedeli olarak değerlendirildiğini, bu değerlendirme de hatalı ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu, yine kooperatif, benzer durumda olan üyeler hakkında, eşitlik kuralına aykırı şekilde işlem yapmakta, müvekkilden talep ettiği alacağı benzer diğer üyelerden talep etmediğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 12/10/2021 tarih ve 2021/238 E. 2021/867 K.sayılı kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunduğundan işbu madde hükmüne göre inceleme yapılmak gerekmiştir.Dava, davacı-alacaklı Kooperatif tarafından başlatılan ilamsız icra takibine davalı-borçlunun itiraz üzerine İİK 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; … Toplu Konut Yapı Kooperatifi tarafından … aleyhine 9.500,00-TL asıl alacak ve 8.512,52-TL işlemiş faizi ile birlikte toplam 18.012,52-TL’nin tahsili istemi ile ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 21.06.2015 tarihli olağan Genel kurul kararının gösterildiği ödeme emrinin 22.03.2017 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davalı-borçlu vekilinin 28.03.2017 tarihli dilekçe ile borca itirazı üzerine 28.03.2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafından asıl alacak meblağı olan 9.500,00 TL üzerinden harç yatırılarak itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.Davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, çekilen kurada davalının konut almaya hak kazandığı, yönetim kuruluna verilen yetkiye dayanılarak 17.07.2012 tarihi itibariyle davalının kooperatife borcu ile ilgili hesap yaptırıldığı, belirlenen miktarın davalı tarafından ödendiği belirtilerek üye ve kooperatifin belirtilen istisnalar dışında birbirlerini karşılıklı olarak gayri kabili rücu ibra ettikleri, 27.03.2012 tarihinde davalı adına bağımsız bölümün tapuda tescil edildiği, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 150 kadar üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalının kooperatifin ortağı olduğu, davalı kooperatif ile 17.07.2012 tarihinde davalı kooperatifle kesin maliyet hesabı ibra sözleşmesi imzaladığı, bunun üzerine kurada kendisine çıkan dairenin adına tescil edildiği görülmektedir. Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda 6. gündem maddesinde, “…kooperatifin kalan inşaatların tespitinin yapılması, (kesin hesap) maliyetinin belirlenmesi, tahsilatının bir takvime bağlanmasını, ve takvime bağlanan ve takvim süreci belirlenen tahsilat miktarlarının süresinde ödenmemesi durumun da geciken her bir ay için ayrıca aylık net %1,5 gecikme zammı alınması, kooperatif yönetim kurulu ile görüşüp kesin maliyeti belirlenen üyelerin kooperatiften izin almak kaydı ile borçlarının bir kısmının veya tamamının kooperatif yüklenicisi ile pazarlık yaparak borcunu ödemesi konusunda iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi” oy birliği ile kabul edilmiş,7. gündem maddesinde de, “Ortaklık aidatlarının belirlenmesi maddesine geçildi. Yönetim kurulu üyesi … söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500.00 tl’nin bir önceki madde de görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortaklarımızın ödemesi gereken kesin maliyet bedellerinin yönetim kurulumuzun alacağı ödeme planı kararı doğrultusunda ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulumuzdan görüşerek izin almak kaydı ile yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydı ile üyelik aidatı alınmamasını teklif etti bunu üzerine oylamaya geçildi.Yapılan oylamada teklif oy birliği ile kabul edildi.” şeklinde karar alınmıştır.Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin inşaatlarının tamamlanması için her bir üyeden, yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00 TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.İş bu davanın genel kurul kararının iptali davası olmaması nedeniyle genel kurul kararlarının yerindeliğinin denetlenemeyeceği, ayrıca, bir kooperatif ortağının bağımsız bölümüne ait tapu kaydının adına tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmazına yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Davacı kooperatifçe, bu ilkeye uygun olarak, davalı ortağın bağımsız bölümünün adına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçları belirlenmiş, bu borçların ödenmesi üzerine ibra edilmiş ve tapu kaydı adına tescil edilmiştir. 19.01.2012 tarihli ibra sözleşmesi malikin tapu tescili öncesi borcuna yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermediği, Kooperatifin inşaatlarının devam etmesi,henüz tasfiye aşamasına da geçmemiş olması, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın ve istenen bedelin tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.(aynı yönde Ankara Bam 23. HD’sinin 07.02.2020 tarih ve 2019/2730 E-2020/207 K sayılı kararı)Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.Davanın dayanağı olan icra takibinde, genel kurulca kararlaştırılan 9.500,00 TL ile yıllık %18 oranı üzerinden belirlenen 8.512,52 TL gecikme faizinin talep edildiği, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu bunun üzerine davacı tarafından asıl alacak miktarı 9.500,00 TL üzerinden harç yatırılarak itirazın iptali davası açıldığı mahkemece yapılan yargılama sonucu takibin asıl alacak yönünden devamına karar verildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden/borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/10/2021 tarih ve 2021/238 E – 2021/867 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.230,43 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 307,62 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 922,81 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 22/12/2021