Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2016 E. 2021/2213 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2016
KARAR NO: 2021/2213
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2021
NUMARASI: 2020/367 E. 2021/872 K.
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 23/12/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/10/2021 tarih ve 2020/367 E – 2021/872 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın Kayseri şubesi ile dava dışı … Yapı Malz. İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan kredi genel sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandırıldığını, davalıların iş bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi kullandırımından bir süre sonra asıl borçlunun kredinin geri dönüşü konusunda edimlerini yerine getirmediği nedeniyle hesapların kat edilerek borçlu ve kefillere ihtarname gönderildiğini, ardından takip başlatıldığını, bu takibe davalılar tarafından itiraz edildiğini beyan ederek, Kayseri Banka alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere İcra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ortağı olduğu … Yapı Malz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/450 Esas sayılı dosyasında 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiğini, dosya borcunun davacıya verilen ipoteklerle karşılanacağını, müvekkillerinin müteselsil kefil olduklarını, müvekkilleri aleyhine Kayseri Gayrımenkul Satış İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ipotek takibi ve ayrıca Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını ve takiplerde ödeme emirlerinde tahsilde tekerrür olamamasına ilişkin kayıt bulunmadığını, gayrımenkullerin satışı ile borcun kapanacağından müvekkilleri hakkında takip yapılmasının yasaya aykırı olduğu beyan edilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Davacı taraf, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde ve davalılar ise cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep ettiği, kabul edilen miktar yönünden ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar yerleşik Yargıtay kararları uyarınca likit kabul edildiğinden İİK’nun 67. maddesindeki %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir. Buna göre itirazın iptaline karar verilen 949.803,62-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacının kötüniyetli sayılabilmesi için haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olmalıdır. Alacaklının kötüniyetli olduğu konusunda ispat yükü davalılardadır. Davalı borçlular, takip konusu alacağın aslında hiç doğmadığını veya sona erdiğini alacaklının bildiği halde takibe geçtiğini kanıtlarsa alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. İzah edilen tüm nedenler karşısında dosya kapsamına göre, kısmen kabulüne karar verilen davada davacının takipte kötü niyetli olduğu davalılar tarafından ispatlanmadığından yasal koşulları bulunmayan davalıların kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda … risk numaralı KGF kefaletli krediden müvekkili banka alacağının; 677.573,85.-TL asıl alacak, 19.916.91.-TL faiz + 995,85.-TL BSMV, 1.705,67.-TL masraf olmak üzere toplam 700.192,27.-TL olarak hesaplandığının tespit edilmekle, bankalarının alacağının eksik hesaplandığını, yine raporda … risk numaralı KGF kefaletli krediden müvekkili banka alacağının; 240.483,36.-TL asıl alacak, 7.068,87.-TL faiz + 353,44.-TL BSMV ,1.705,67.-TL masraf olmak üzere toplam 247.552,52.-TL olarak hesaplandığının görülmekle alacaklarının bu risk bakımından da eksik hesaplandığını, taraflarınca rapora; … risk numaralı KGF kefaletli krediden; 680.416,05.-TL asıl alacak, 21.278,75.-TL faiz + 1.063,94.-TL BSMV, 2.116,64.-TL masraf olmak üzere toplam 704.875,38.-TL ve … risk numaralı KGF kefaletli krediden; 241.484,16.-TL asıl alacak, 7.580,73.-TL faiz + 379,03.-TL BSMV, 1.705,67.-TL masraf olmak üzere toplam 251.149,59.-TL alacakları olduğu ve ek rapor ile kök rapor arasındaki çelişkinin bulunduğu yönünde itirazda bulunulması rağmen , yerel mahkemece itirazlarının dikkate alınmadan ve özellikle iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, icra takip tarihi itibariyle müvekkili banka alacağının hesaplanmasında kredi genel sözleşmesinin “Müşterinin temerrüdü halinde Banka, vadesinde ödenmeyen ana para (nakde dönüşen gayri nakdi krediler dahil) ile hesaba tahakkuk ettirilmiş olan fakat zamanında ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri ister tahakkuk ettirildikleri hesapta, isterse ayrı bir hesapta takip edilsin, bunlardan oluşan meblağa, Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden faiz uygulama yetkisine sahiptir.” maddesi ve konuya ilişkin Yargıtay kararları dikkate alınmaksızın hesaplamada yalnızca kredi anaparalarına faiz işletildiğini, firma kredilerinin kat tarihinden önce işleyen akdi faiz tutarlarının anaparalaştırılmasının da yapılmadığını, müvekkili banka alacağının hesaplanmasında akdi faiz alacağının da anaparaya ilave edilerek hesaplama yapılmamasının hukuk aykırı olduğunu, davalılar tarafından kısmen red kararı kapsamında ilam vekalet ücreti Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nü … E. sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, takibin yerel mahkeme kararı kesinleşinceye kadar durdurulması hususunda icranın geri bırakılması kararı verilmesini talep ettiklerini, icranın geri bırakılması kararının, 696 Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Madde 11 – 6219 sayılı Kanuna (… Kanunu) aşağıdaki geçici madde eklendiğin.”Geçici Madde 5 – Sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, kredi alacaklarının tahsili amacıyla Banka tarafından açılmış veya açılacak dava veya takiplerde 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 2 nci, 23 üncü ve 29 uncu maddeleri ile 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi Banka hakkında uygulanmaz. Bankanın her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz.” şeklindeki düzenleme kapsamında teminatsız olarak kabulünü, heyetin aksi kanaatte olması halinde teminatlı olarak kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek, öncelikle yerel mahkeme kararı kesinleşinceye kadar icra takibinin durdurulmasını teminen tehir-i icra kararı verilmesi hususunda karar ittihazını; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/367 E, 2021/872 K sayılı dosyasından verilen 11.10. 2021 tarihli kısmen red kararın istinafen incelenerek kaldırılması hususunda hüküm tesisini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin karara esas alınan 24.08.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda … risk numaralı KGF kefaletli krediye ilişkin alacağın; 677.573,85.-TL asıl alacak, 19.916.91.-TL faiz + 995,85.-TL BSMV, 1.705,67.-TL masraf olmak üzere toplam 700.192,27.-TL olarak hesaplandığını, aynı raporda … risk numaralı KGF kefaletli kredide ise alacağın; 240.483,36.-TL asıl alacak, 7.068,87.-TL faiz + 353,44.-TL BSMV ,1.705,67.-TL masraf olmak üzere toplam 247.552,52.-TL olarak hesaplandığını, söz konusu hesaplamaların eksik yapıldığını, ek rapor ile kök raporun çeliştiğini iddia ederek rapora itiraz ettiklerini buna karşılık mahkemece itirazlarının dikkate alınmadığını, her iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini iddia ettiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan 14.06.2021 tarihli ilk raporda icra takip dosyasındaki tebligat parçalarına göre temerrüt tarihi 19.01.2020 olarak tespit edilmiş ve icra takip tarihi olan 27.02.2020 tarihine göre davacının … risk numaralı KGF kefaletli krediye ilişkin alacak; 677.001,64 TL asıl alacak, 20.975,77 TL faiz + 1.048,79 TL BSMV, 1.705,67 TL masraf olmak üzere toplam 700.731,86 TL, … risk numaralı KGF kefaletli kredide ise alacak; 240.300,36 TL asıl alacak, 7.445,31 TL faiz + 372,27 TL BSMV, 1.705,67.-TL masraf olmak üzere toplam 247.745,95 TL olarak hesaplandığını, mezkur rapora karşı tarafların itiraz etmesi üzerine dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi edilmesi üzerine bilirkişi tarafından 24.08.2021 tarihli ek rapor düzenlenerek taraflara tebliğ edildiğini, raporda ilk düzenlenen kök raporda temerrüt tarihinin yanlış hesaplandığını; davacı tarafından davalı muhataplara gönderilen ihtarnamenin 17.01.2020 tarihinde adres kapalı olduğundan mahalle muhtarına tebliğ edildiğini, ihtarnamede ödeme için verilen 1 günlük sürenin ilave edilmesi ile davalılar için temerrüt tarihinin 19.01.2020 olarak tespit edildiğini, bu tarihin ise cumartesi gününe denk geldiğinden dolayı temerrüt tarihinin 21.01.2020 pazartesi olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilerek; bilirkişi tarafından 21.01.2020 tarihi dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılmış ve yerel mahkeme tarafından oybirliğiyle bu hesaplama karara esas alındığını, tüm bu açıklamalar ışığından her iki rapor arasında bir çelişki bulunmadığını, her iki rapor arasındaki hesap farkının ise temerrüt tarihinden kaynaklandığının sabit olduğunu, bu nedenle davacının hesaplamanın eksik yapıldığına ve her iki rapor arasında çelişki bulunduğuna dair itirazlarının reddi gerektiğini, davacı vekilinin bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranının da yanlış hesaplandığını, kredi genel sözleşmesinin “Müşterinin temerrüdü halinde Banka, vadesinde ödenmeyen ana para (nakde dönüşen gayri nakdi krediler dahil) ile hesaba tahakkuk ettirilmiş olan fakat zamanında ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri ister tahakkuk ettirildikleri hesapta, isterse ayrı bir hesapta takip edilsin, bunlardan oluşan meblağa, Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden faiz uygulama yetkisine sahiptir.” maddesi ve konuya ilişkin Yargıtay kararları dikkate alınmadığını bu konuya ilişkin itirazlarının da mahkeme tarafından dikkate alınmadan karar verildiğini iddia ettiğini, davacı vekili bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranının da yanlış hesaplandığını, kredi genel sözleşmesinin “Müşterinin temerrüdü halinde Banka, vadesinde ödenmeyen ana para (nakde dönüşen gayri nakdi krediler dahil) ile hesaba tahakkuk ettirilmiş olan fakat zamanında ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri ister tahakkuk ettirildikleri hesapta, isterse ayrı bir hesapta takip edilsin, bunlardan oluşan meblağa, Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden faiz uygulama yetkisine sahiptir.” maddesi ve konuya ilişkin Yargıtay kararları dikkate alınmadığını bu konuya ilişkin itirazlarının da mahkeme tarafından dikkate alınmadan karar verildiğini iddia ettiğini, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan her iki raporda da taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizi belirlenmesinde ” Temerrüt faiz oranının tespitinde TL borç için Banka’nın TCMB’ye TL krediler için bildirmiş olduğu, muacceliyet tarihi itibariyle geçerli olan en yüksek kredi faiz oranının % 30 fazlası dikkate alınacaktır.. ‘’ maddesinin dikkate alınarak usulune uygun bir şekilde hesaplama yapıldığını, dolayısıyla davacının temerrüt faizinin yanlış hesaplandığına dair itirazının reddi gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alınmak suretiyle usulüne uygun bir şekilde hesaplandığının sabit olduğunu, yerel mahkeme tarafından da mezkur karar oy birliğiyle verildiğini, bu nedenlerden dolayı yerel mahkemenin hükmettiği kararın usul ve yasaya uygun olduğundan dolayı davacının istinaf talebinin reddine karar verilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılmış ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Kayseri Banka Alacakları İca Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısı … tarafından … ve … aleyhine 680.416,05-TL asıl alacak, 241.484,16-TL asıl alacak, 1.063,94-TL %5BSMV toplamı, 21.278,75-TL işlemiş faiz, 2.116,64-TL ihtarname masrafı, 7.580,73-TL işlemiş temerrüt faizi, 379,03-TL BSMV ve 1.705,67-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 956.024,97-TL alacağın tahsili üzerinden icra takibine başlandığı, takip dayanağı olarak kredi taahütnamesi, sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde; Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu Termak Limited şirketi arasında 27.03.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi, daha sonra 24.04.2017 tarihinde limit artırım sözleşmesi imzalandığı, davalıların müteselsil kefil olarak sözleşmeleri imzaladığı, banka tarafından 14.01.2020 tarihinde Beşiktaş 20. Noterliği aracılığıyla … ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerin gönderildiği, ihtarda toplam 679.561,09 TL ve 241.033,46 TL’nin ödeme tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi, komisyon, masraf ve tüm teferruatları ile birlikte tebliğden itibaren 1 gün içerisinde bankaya yatırılmasının ihtar edildiği, bankaca gönderilen ihtarın 17.01.2020 tarihinde davalıya tebliğ edilmesine rağmen borcun yatırılmaması nedeniyle davalıların 19.01.2020 tarihinde temerrüde düştüğü, 27.02.2020 tarihinde davalılar hakkında Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece bankacı bilir kişiden 14.06.2021 ve 24.08.2021 tarihli rapor aldırılmış olunup özellikle 24.08.2021 tarihli rapor incelendiğind;e davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalılardan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı 947.744,79 TL alacağının bulunduğunun belirtildiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 24.08.2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden, asıl borçlu ve kefiller için ayrı ayrı hesaplama yapıldığı, hesap kat tarihinden temerrüt tarihi 21.01.2021 tarihine kadar akdi faiz, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar da temerrüt faizi uygulanarak hesaplama yapıldığı davalıların sorumlu olduğu borç miktarı hesaplanırken, cari kredi faiz oranının (akdi faiz) tacir olan taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca belirlendiği temerrüt faizininde akdi faiz oranının %100 fazlasının geçilemeyeceği hükmü dikkate alınarak olarak hesaplandığı raporun bu anlamda somut veriler içerdiği ayrıntılı ve denetlenebilir mahiyette olduğu, görülmüştür. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve 6100 Hukuk Mahkemeleri Kanunu 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda istinaf edilen nihai karar da ayrıntıları yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere göre mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, kararın usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/10/2021 tarih ve 2020/367 E – 2021/872 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23/12/2021