Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1967 E. 2021/2141 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1967
KARAR NO: 2021/2141
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2021
ESAS NO: 2021/427
KARAR NO: 2021/797
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 15/12/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/10/2021 tarih ve 2021/427 E – 2021/797 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkillerinin uzun zamandan beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif yetkilileri tarafından davacıların Üye olmadıkları ve üyelikten ihraç edildiklerine ilişkin beyanlarda bulunduklarını, davacıların üyelikten ihraç edildiğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını ve ihtarname gönderilmediğini, davacılardan …’nin ağabeyi ve …’ nın eşinin de kooperatifin yönetiminde bulunduğunu, birçok üyeyi ev sahibi yaptığını, yönetimden ayrıldıktan sonra eşi ve kız kardeşlerinin üyelikleri ile ilgili problemler ortaya çıktığını, bir taraftan üyelikten ihraç edildiklerine ilişkin şifahi beyanda bulunduklarını, bir taraftan telefon mesajları ile apartman yönetim giderleri olduğunu bildirdiklerini, 2014 yılının ilk aylarında üye kayıtlarına başlanan Kayseri ili … ilçesi … pafta … ada … parseldeki … Etap yapılara 2014 Aralık ayında davacılardan …’nin üye olduğunu ve aidatlarını ödemeye başladığını, gelişen olumsuz koşullar sonucunda Ödeme güçlüğü çektiğini, 12. Kat 38 numaralı dairenin tesliminden sonra kalan borçlarının abisi …’ın dava dışı … İnşaat Şirketi ile olan ortaklıklarından düşen kar payından kooperatif ile mahsuplaşacağını söylediğini, davacılardan …’nın bahse konu … Etapta yapılan 2, Kat 7 numaralı daire için tek seferde 85.700 TL banka kanalıyla tek seferde ödeme yaptığını, diğer üyelerin kendi ödemesine eşitlenene kadar beklediğini, katıldığı bir genel kurul toplantısında dairelerin dava dışı … … tarafından 85.000 TL – 100.000 TL gibi peşin paralara satışınm yapıldığını öğrendiğini, davacılara edimlerin yerine getirilmesi konusunda hukuken geçerli bir bildirimde bulunulmadığını, üyelikten çıkarıldıkları konusunda şifahi bilgi sahibi olduklarını, bildirimde bulunulmaması sebebiyle genel kurula itiraz da edemediklerini, hal böyle olunca derdest davanın İkame edilmesinin zorunlu olduğunu, davalı kooperatifçe hiç kimsenin borcunu ödememesi veya ara ödemeleri yapmaması sebebiyle üyelikten çıkarılmadığını, kooperatifin tasfiye kararı aldığını ve tasfiye kararından sonra üye kaydı yapıldığını, bunun mümkün olmadığını, yönetim kurulunun eşitlik ilkesine aykın hareket ettiğini, 15.06.2019 tarihli genel kuralda 15 ortağın asaleten, 13 ortağın vekâleten toplam 28 ortağın katılarak davacılar hakkında karar alındığına ilişkin duyumları olduğunu, bu kişilerin kaç tanesinin tasfiye kararından sonra ortak olduklarının incelenmesi gerektiğini, bu inceleme ile genel kurulda alınan kararların tamamının yoklukla batıl olduğunun tespit edileceğini belirterek davacıların üye olduklarının tespitine, haklarında alınmış ihraç kararı varsa iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davanın her davacı yönüyle tefriki gerektiğini, davalı kooperatifçe İhraç sürecinin titizlikle yerine getirildiğini, davacıların kanuni ikametgâhlarında sürekli kendilerini yokmuş gibi gösterme çabasına rağmen, gerek 1. İhtarnamenin gerekse 2. İhtarnamenin, gerekse ihraç kararının usulüne uygun olarak yerine getirildiğini ve sürecin tamamlandığını, davacıların tebliğin üzerinden 3 aydan fazla zaman geçmesine rağmen ihraca ilişkin dava açmadıklarım, kötü niyetli olarak tebligatları almama ve ihraç sürecini uzatma gayretine girdiklerini, ayrıca gerçeğe aykırı beyanları ile Mahkemeyi yanıltma çabasında olduklarını, tebligat kanununa göre davacılara her iki ihtarnameden sonra ihraç edildiklerine dair kararların da tebliğ edilmesine rağmen 3 aylık hak düşürücü sürede dava açmadıklarını ve ihracın kesinleştiğini, bu bağlamdan davanın usulden reddi gerektiğini, davacılara bina ortak giderinin ödenmesi için gönderilen mesajların dava konusuyla ilgisi olmadığını, aidatlarım ödemekte zorlanan davacıların birinin abisi, diğerinin kocasının yapmış olduğu diyalogların kooperatif yönetimini ve üyeleri ilgilendirmediğini, davacıların üyelikten ihracının üzerinden 3 aylık süre geçerek çıkma işlemi kesinleşmemiş olduğundan 15.06.2019 tarihli genel kurula davet edildiklerini ve hazirun listesinde isimlerinin yer aldığını, davacının belirttiği üyeler arasında eşitlik ilkesine uyulmadığına yönelik iddiaya katılmanın mümkün olmadığını, uyarılara rağmen borcunu ödemeyen üyenin ihraç edildiğini, ödeyenlerin üyeliğinin devam ettiğini, kooperatifin tasfiye halinde olduğunu, tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için üye olmayan kişilerden de atama yapılabileceğini, tasfiye halindeki kooperatiflerde genel kurulda çoğunluk aranmayacağını, 28 üyeden 2 kişinin tasfiye karan alınmasından sonra üye olduğunu, bunun da alınan kararı etkileyebilecek bir oran olmadığını, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca ortaklıktan ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Yargıtay kararları ile yerleşik hale geldiği üzere ortağın, kooperatif ortaklığından usulüne uygun bir şekilde ihraç edildiğini ispat yükü davalı kooperatiftedir. Kooperatifin ortağı usulüne uygun ihraç etmesi için ana sözleşmeye ve Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesine uygun bir şekilde, bir silsile halinde; ilk önce ortak aleyhinde ihtarname keşide edip, ödeme için ihtarnamenin tebliğinden itibaren ortağa 10 gün süre verilmeli, 10. günün sonunda borcun ödenmemesi halinde bu kez ikinci ihtarnameyi keşide edip, ödeme için ihtarnamenin tebliğinden itibaren ortağa 1 ay süre verilmeli, bu sürenin sonunda da borcun ödenmemesi halinde yönetim kurulu tarafından ortak aleyhinde ihraç kararı verilmeli ve ihraç kararı ortağa tebliğ edilmelidir. İhtarnamelerde borcun kaynağı, ana para mı faiz borcu mu olduğu, borç aidattan kaynaklanıyor ise temerrüte konu aidat borcunun hangi aylardan doğduğu, borcun kaynağı başka bir sebepten doğuyor ise (geçici maliyet bedeli, kesin maliyet bedeli, ara ödeme, ek ödeme vs) borcun kaynağının ne olduğu, ilk ihtarnamede talep edilen alacak aidat alacağı ise aidat alacağı için bir aylık gecikme (temerrüt) süresinin dolup dolmadığı gibi borca ilişkin denetime elverişli ayrıntılı açıklama yapılmalı, birinci ve ikinci ihtarnamede talep edilen alacak tutarı aynı olmalı ve borcun ödenmemesi halinde yaptırımının ne olduğu yani ortak aleyhinde ortaklıktan ihraç prosedürünün işletileceği hususu açıkça belirtilmelidir. Bahsedilen tüm aşamaların yerine getirilip getirilmediği Mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Şayet Mahkemece yapılacak şekli incelemede ihtarnamelerin şeklen usulüne uygun olduğu anlaşılırsa, bu kez Mahkemece ihtarnamede istenen alacağın gerçeğe yansıtıp yansıtmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmalı; ancak yapılacak şekli incelemede kooperatifin şeklen ihraç prosedürünü usulüne uygun yerine getirmediği anlaşılırsa, usul ekonomisi gözetilerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın kooperatif ortağı aleyhinde verilen ihraç kararının iptaline karar verilmelidir. Nitekim Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2015/5552 Esas 2015/6998 Karar sayılı içtihadı bu yöndedir. Somut olayda, davalı kooperatifin, davacılar aleyhinde keşide ettiği birinci ve ikinci ihtarnamelerin parasal yükümlülüklerin 30 gün geciktirilmesi üzerine düzenlenmesi gerekirken 1.ihtarnamelerde borç tutarının ihtarname tarihine kadar hesaplandığının yazılı olduğu görülmüştür.İş bu nedenle, bu ihtarlara dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği değerlendirildiğinden, açılan davanın kabulü ile; davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı … aleyhinde vermiş olduğu 15/04/2019 tarihli ve 221 numaralı ihraç kararı ile davacı … aleyhinde vermiş olduğu 15/04/2019 tarihli ve 222 numaralı ihraç kararlarının İPTALİ ile davacıların kooperatif üyeliklerinin devam ettiğinin tespitine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dosyasında her ne kadar yerel mahkeme, müvekkil kooperatifin davacıları üyelikten ihraç ederken, kooperatifler kanununun öngördüğü usul ve esaslara riayet etmediği gerekçesi ile, müvekkil kooperatifin davalılar hakkında almış olduğu üyelikten ihraç kararını iptal etmişse de, bu kararın eksik inceleme ve yanlış bilirkişi değerlendirmesi karşısında haksız ve hukuksuz olarak verildiğini, keza, davacıların kötü niyetli tüm tutum ve davranışları ile, tasfiye halindeki müvekkil kooperatifin üyelerinin tamamının bir tamam edimlerini yerine getirmiş iken, sadece davacı iki üyenin edimlerini yerine getirmeyerek, ve de getirmek istemekte direnerek yapılan tüm tebligatları adreslerinde oldukları halde almama çabaları birlikte değerlendirildiğinde, müvekkil kooperatifin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olduklarının aşikar olacağını, iş bu cihetle, ilk derece mahkemesinde yapmış oldukları tüm savunmalar ile, sunmuş oldukları delillerin yeniden değerlendirmesini yapması noktasında, istinaf kanun yoluna başvurma zarureti hasıl olduğunu, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.10.2021 tarih 2021/427 E – 2021/797 K sayılı kararının istinafen incelenmesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; dosyanın daha önceki istinaf tarafından kaldırılması kararının da Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verildiğini, dolayısıyla yine istinaf incelemesini yapacak yetkili mahkemenin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi olduğunu, davalının istinaf başvuru gerekçelerinin de yersiz ve hukuka aykırı olup, istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, zira yargılama aşamasında müvekkillerin ihraç kararlarının haksızlığı ile ilgili ihraç kararlarının iptalinin ve müvekkillerin kooperatif üyeliklerinin devam ettiğinin tespiti gerektiği kanıtlanmış olup, Yerel Mahkeme tarafından verilen karar hukuka uygun olduğunu, davalı vekilinin haksız istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca ortaklıktan ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.Yerel mahkemenin 2020/8E – 2021/169K sayılı ilamı ile davacı … tarafından açılan davanın hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle reddine, davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile davalı kooperatif yönetim kurulunun iş bu davacı aleyhinde vermiş olduğu 15/04/2019 tarihli ve 221 numaralı ihraç kararının İptali ile davacı …’un kooperatif üyeliğinin devam ettiğinin tespitine karar verilmiş olup, söz konusu kararın istinaf incelemesi üzerine Dairemizin 10/06/2021 tarih, 2021/941 E – 2021/1141 K sayılı ilamı ile;…Dosya içerisinde bulunan söz konusu ihraç kararına ilişkin olduğu iddia edilen iadeli taahhütlü posta gönderisi üzerinde bu gönderinin 26.04.2019 tarihinde ablası …’a tebliğ edildiğinin yazılı olduğu, adi ve iadeli taahhütlü olan gönderi üzerinde dava konusu ihraç kararının olduğunu belirtir herhangi bir şerh/yazı ve açıklamanın bulunmadığı gibi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16 maddesinde çıkarma kararlarının onaylı bir örneğinin çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdi edileceğinin düzenlendiği, ihraç kararının usulüne uygun tebliğ edildiğinin ispat yükünün davalıda olduğu, yargılamaya konu olayda davacı …’e adi posta yoluyla yapılan tebliğin usulüne uygun olduğundan söz edilemeyeceği, …Bu durumda mahkemece davalı kooperatifin ihraç kararını davacı …’a usulüne uygun şekilde tebliğ ettiğini ispatlayamadığı ve dolayısıyla davanın süresi içerisinde açıldığı kabul edilerek işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi…”gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği, yerel mahkemece Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgelere, mevcut delil durumuna göre, somut olayda davacı ortağın, kooperatif ortaklığından usulüne uygun bir şekilde ihraç edildiği konusunda ispat yükünün davalı Kooperatif üzerinde olduğu, Kooperatif üyesinin ortaklıktan ihracı için ana sözleşme ve Kooperatifler Kanunu’nun 16. Maddesine belirtilen prosedürün usulüne uygun olarak işletilmesi gerektiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı Kooperatif tarafından, yasada belirtilen ihraç prosedürünün usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinin tespit edilmesi üzerine davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemenin söz konusu tespit ve değerlendirmelerin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirildiğinden, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere göre usul, yasa ve dosya kapsamına aykırılık bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmış, belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 08/10/2021 tarih ve 2021/427 E – 2021/797 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davalı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2021