Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1965 E. 2021/2185 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1965
KARAR NO: 2021/2185
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2021
ESAS NO: 2020/405
KARAR NO: 2021/752
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 24/12/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 16/09/2021 tarih ve 2020/405 Esas 2021/752 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari münasebetler sebebiyle davalıya itiraz edilen icra takibine dayanak yaptıkları ve müvekkilinin açık ve cari hesap, ticari defter ve kayıtlarında bulunan 1 adet faturayı kestiğini ve faturadaki malları davalıya teslim ettiğini ve faturaya konu hizmeti verdiğini, fatura alacağının tahsili amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu anlaşamama ile neticelendiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, borçlunun Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir. İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı). Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları, BA formu dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davacının davasının KABULÜNE, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibine davalının itirazının iptali ile, 29.000,86 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, Haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından başlatılan icra takibine borçlarının olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiklerini, taraflar arasında başlayan ticari ilişkinden dolayı davacının söz konusu fatura ile müvekkilinden alacağı olduğunun doğru olduğunu, mahkeme gerekçesinde davacının mallarını teslim ettiğini isabet etme zorunda olduğunu belirtmiş olduğunu, buna karşılık somut davada davacının böyle bir mecburiyetinin olmadığını, mahkemenin borcu ödemiş olduğunun sabit olmasına rağmen bunu hiçe saydığını, bu ödemenin başka bir borca ilişkin olabileceği gerekçesi ile ödemelerini kabul etmediğini, tüm bu nedenlerle duruşma icrası ile ya da dosya üzerinden yapılacak inceleme ile yasaya ve somut olay adaletine aykırı kararının kaldırılmasını, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davalı tarafın tüm istinaf itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili ile ilgili yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere ve özellikle davaya /takibe konu 25.04.2017 tarihli fatura bedeline yönelik ödemenin çekle yapıldığının savunulmasıyla söz konusu faturanın ileri tarihli olarak düzenlendiğini ya da faturadan önceki döneme ait davaya konu çekin – ödeme aracı olaması nedeniyle- avans olarak verildiğini ispat yükünün davalı üzerinde olmasına ve bu hususun yazılı belge ile ispat edilmesinin gerekmesine göre yerel mahkemece bu hususlar dikkate alınarak davanın kabulüne kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı tarafça yapılan istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle, davalının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 16/09/2021 tarih ve 2020/405 Esas 2021/752 Karar sayılı ilamına karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davalıdan alınması gereken 1.981,04TL istinaf karar harcından peşin alınan 495,26TL’ nin mahsubu ile bakiye eksik kalan 1.485,78 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.24/12/2021