Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1964 E. 2021/2183 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1964
KARAR NO: 2021/2183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2021
ESAS NO: 2019/811
KARAR NO: 2021/845
DAVANIN KONUSU: Kayyımlık
İSTİNAF KARAR TARİHİ:20/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 29/12/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 19/10/2021 tarih ve 2019/811 Esas 2021/845 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarını, kooperatifin 29/06/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına katıldıklarını, alınan kararlara karşı oy kullanmış olmalarına ve muhalefet şerhi niteliğindeki dilekçelerini de genel kurul başkanlığına vermelerine rağmen bu dilekçenin kasıtlı olarak tutanağa geçirilmediğini, ayrıca anılan toplantıda usulüne uygun ve ödeme yapmak suretiyle kooperatife üye olmadıkları için oy kullanmaması gereken şahısların da oy kullandıklarını ve sonuca etkili olduklarını, bu kişilerin genel kurulda oy kullanma hak ve yetkileri bulunmadığını, bu kişilerin oy kullanmasından dolayı genel kurul kararlarının tümünün yoklukla malul olduğunu, bu hususların Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/450 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini ve mahkemece de alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiğini bildirerek davalı kooperatifin alınan tüm kararların yoklukla malul olduğu tespit edilen 29/06/2018 tarihli genel kurulunda seçilen organların seçimi ile ilgili kararlar da yük hükmünde olduğundan en kısa zamanda usulüne uygun şekilde genel kurul toplamak ve genel kurula kadar kooperatifi yönetmek üzere kooperatife yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI … VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davanın süresinde açılmadığını, bu nedenle süre yönünden davanın reddine gerektiğini, ayrıca davacıların iddialarının doğru olmayıp gerçeğe aykırı olduğunu, davacıların kooperatif yönetimini çalıştırmamak için ellerinden gelen her türlü gayreti göstermekte olup, kooperatif işleyişini sekteye uğratmaya çalışmakta olduğunu, 29/06/2019 tarihli genel kurulda yapılan seçimlere itiraz edilmekte olup, bu genel kurulda itiraz ve dava açma şartları oluşmadığını, bu yönüyle de davanın reddinin gerektiğini, 2018 tarihli bir davada alındığı iddia edilen ve kesinleşmemiş bir rapora dayanılarak 2019 yılında yapılan genel kurulun iptali istenildiğini, bunun da hukuken mümkün olmadığını, kooperatife kayyım atanmasını gerektirecek bir hukuki kanıt bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DAVALILAR …, … VE … VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLUDĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Öncelikle süresinde açılmayan davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, bunun yanında davacıların iddia ettiği tüm hususlar yerinde olmayıp, hukuki gerekçeden yoksun olup, doğru ve yerinde olmadığını, müvekkilleri … ve … yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, kooperatif genel kurulda seçilmiş organların görevlerinin başında olup kooperatif yönetimini sürdürmekte olduklarını, 29/06/2019 tarihli genel kurulunda yapılan seçimlere itiraz edilmekte olup, bu genel kurulda itiraz ve dava açma şartları oluşmadığını, bu yönüyle de davanın reddinin gerektiğini, 2018 tarihli bir davada alındığı iddia edilen ve kesinleşmemiş bir rapora dayanılarak 2019 yılında yapılan genel kurulun iptalinin istendiğini, bunun da hukuken mümkün olmadığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/540 Esas sayılı dosyasının henüz kesinleşmediğini, kesinleşmiş olsa bile, kooperatif yönetiminin yetkilerinin halen devam ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… Somut olayda, talep edilen kayyımlık TMK’nın 427. Maddesinden düzenmiş olup 427/4 maddesi gereği bir tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa yönetim kayyımı atanacağı belirtilmiştir. Her ne kadar Kayseri 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/540 esas sayılı dava dosyasında davalı kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin seçildiği 29/06/2018 tarihli genel kurulda alınan kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiş ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesinin 2020/448 esas 2020/519 karar sayılı ilamıyla başvurunun esastan reddine karar verilmiş ise de dava tarihinden önce, davalı kooperatifin 26/06/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 6 nolu kararda, 3 yıl için yönetim kurulu asil ve yedek üyeleri ile denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin seçildiği anlaşıldığından dava tarihi itibariyle 26/06/2019 tarihli olağan genel kurulunda seçilen yönetim kurulu asil ve yedek üyelerinin görev sürelerinin henüz dolmadığı ve söz konusu genel kurulun iptaline dair herhangi bir dava da açılmadığı anlaşıldığından davalı kooperatifin organ yoksunluğundan bahsedilemeyeceğinden ve böyle bir davada, dava tarihindeki durumun değerlendirilmesi gerekeceğinden ve dava tarihi itibari ile davacıların dava açmakta hukuki yararından söz edilemeyeceğinden davanın HMK’nun 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın tüm yargılama süreciyle çeliştiğini, mahkeme tarafından ön inceleme tarihi olan 04/02/2020 tarihinden karar öncesindeki son duruşma olan 15/06/2021 tarihli 5. Celseye dek süren yargılama sürecinde Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/540 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine yönelik ara karar verildiğini, mahkemenin 6. Celsede söz konusu kararından döndüğünü, beklenmedik bir biçimde davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini hükme bağladığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir. Davalı … vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; yerel mahkeme kararının onanmasını, davacı tarafça yapılan istinaf taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kooperatifin organsız kalması nedeniyle kayyım atanması talebinden ibarettir.
Davaya konu uyuşmazlıkta davacılar vekilinin davalı kooperatifin 29.06.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı ile belirlenen yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin ilgili genel kurul kararının iptali sebebiyle sona erdiğini, bu nedenle kooperatifin organsız kaldığını ileri sürerek geçici kayyım atanması talebinde bulunulduğu, mahkemece davadan önce 26.06.2019 tarihli genel kurul toplantısında davalı kooperatife yeniden 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyeleri seçildiği ve dolayısıyla organ boşluğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği görülmüştür. Dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde davalıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29/12/2021