Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1957 E. 2021/2108 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1957
KARAR NO: 2021/2108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021
NUMARASI: 2020/651 E. 2021/684 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 08/12/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 22/09/2021 tarih ve 2020/651 E – 2021/684 sayılı kararına karşı süresi içinde davalı asil istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kooperatif ortağı iken davacının 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her üyenin 9.500,00 TL ödene yapmasına dair karar alındığını, davalının borcunu ödememesi nedeni ile hakkında takip başlatıldığını, davalının itirazı nedeni ile takibin durduğunu, alınan genel kurul kararının tüm ortakları bağlayıcı mahiyette olduğunu, davacının halen inşaatlara devam ettiğini ve etap etap taşınmazları teslim ettiğini, genel kurul kararının kesinleştiğini, davacının kararının ek ödeme niteliğinde olmadığını, davalının kesin hesap borcunu ödemediğini, davacının 18/11/2018 tarihli genel kurulunda 2012 yılında çıkarılan maliyet hesaplarının geçersiz olduğuna karar verildiğini, bu nedenle evini teslim alan ile almayan üyeler arasında eşitsizlik olduğunu, aynı nitelikteki Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1667 E, 2017/1039 K sayılı dosyasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 E, 2019/672 K sayılı ilamı ile davacı lehine yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verildiğini, sonrasında yerel mahkeme kararlarının davacı lehine olduğunu ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinafları esastan reddettiğini, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeni ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kooperatife bütün borcunu ödediğini, borcu yoktur kağıdını aldığını, 2012 yılında tapusunu aldığını ve taşınmazı nisan 2015’de sattığını, Kayseri 4. Noterliği’nin 15/07/2015 tarihli istifanamesi ile kooperatiften ayrıldığını davacıya bildirdiğini, davacının bu konuda karar alıp almadığını bilmediğini, 21/06/2015 tarihli toplantının usulüne uygun yapılmadığını, kendisinin toplantıya çağrılmadığını, kooperatifler kanununa aykırı olarak yönetim kurulunun genel kurula ait konularda kararlar aldığını, 21/06/2015 tarihli toplantı kararı, üye sayısı gibi hususların tespiti için evrakların getirtilmesini talep ettiğini, davacının 18/11/2018 tarihli genel kurulunda 2012 yılında çıkarılan maliyet hesaplarının geçersiz olduğuna karar verdiğini, bunun davacı kooperatifin kendisinden kaynaklanan zarar ve gecikmeleri üyelere yüklemeye çalıştığını gösterdiğini, kooperatifin organlarında devamlılığın esas olduğunu, kendisinin peşin ödeme yapmış olması nedeni ile cezalandırıldığını, 2012 yılında yaptığı ödemenin güncellenmesi gerektiğini belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… davacı kooperatif tarafından davalı hakkında 21/06/2015 tarihli genel kurul toplantısının 6. ve 7. maddesi gereği belirlenen bedelin ödenmesi için takip yapılmış olduğu ve davalının itirazı üzerine mahkememizde dava açıldığı anlaşılmakla, toplanan deliller sonucu alınan 02/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davalının sabit fiyat peşin bedelli üye olmadığı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin ve Kayseri Bölge Adliyesi 6. Hukuk Dairesi’nin kararlarını emsal alınması halinde söz konusu alacak talebinin, inşaat finansman gideri niteliğinde bir alacak olması nedeni ile davacının davalıdan 9.500 TL asıl alacak ve 8.507,84 TL işlemiş faiz alacağı olduğunun belirtilmesi ile davalının alacağın dayanağı olan 21/06/2015 tarihli genel kurul karar tarihinden sonra Kayseri 4. Noterliği’nin 15/07/2015 tarihli ve … yevmiye nolu istifanamesi ile istifa etmiş olmasına rağmen davacıya taşınmazı iade etmesi gibi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeni ile dava konusu borçtan sorumluluğunun devam etmesi hep birlikte dikkate alınarak davacının takip konusu alacak nedeni ile alacaklı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.507,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.007,84 TL üzerinden devamına, İİK’nin 67/2. Maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 18.007,84 TL toplam alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İş bu kararı davalı asil süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı asil istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin geniş bir araştırma inceleme yapmadan aleyhine karar verdiğini, mahkemenin kararının usulsüz olduğunu, mahkeme tarafından cevap dilekçesinde belirttiği hususların göz ardı edildiğini, icra dairesine yapmış bulunduğu itirazının kaldırılması kararının usulsüz olduğunu, mahkeme tarafından davacı kooperatif yönetim kurulunun usulüne uygun toplanıp karar alıp almadığı dahi tespit edilmeden istifa ettiğini, istifasının davacı kooperatife bildirildiği ve kooperatifin karar almadan önce kooperatiften satın almış bulunduğu taşınmazı sattığının göz ardı edildiğini, davacı kooperatifle bağının bulunmadığını, davacı kooperatif tarafından adına borcunun kalmadığına dair belge verildiğini, davacı kooperatifin talep etmiş olduğu bedeli peşin olarak ödediğini ve borcunun kalmadığına dair belge verildiği aşikarken davanın kabulü yönünde verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, kooperatif genel kurul kararı ile belirlenen inşaat finansman giderinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.Somut uyuşmazlıkta davacı, kooperatifin ortağı olan davalının 21/06/2015 tarihli genel kurulda, devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için kararlaştırılan miktarı ödememesi nedeniyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettiği, davacı kooperatife karşı olan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı kooperatifle karşılıklı olarak ibralaştıklarını, kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, bu nedenle açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunduğu görülmüştür. Uyuşmazlık, davalının takip konusu borçtan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunda 6. gündem maddesinde, “…kooperatifin kalan inşaatların tespitinin yapılması, (kesin hesap) maliyetinin belirlenmesi, tahsilatının bir takvime bağlanmasını ve takvime bağlanan ve takvim süreci belirlenen tahsilat miktarlarının süresinde ödenmemesi durumun da geciken her bir ay için ayrıca aylık net %1,5 gecikme zammı alınması, kooperatif yönetim kurulu ile görüşüp kesin maliyeti belirlenen üyelerin kooperatiften izin almak kaydı ile borçlarının bir kısmının veya tamamının kooperatif yüklenicisi ile pazarlık yaparak borcunu ödemesi konusunda iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi” oy birliği ile kabul edilmiş; 7. gündem maddesinde de, “Ortaklık aidatlarının belirlenmesi maddesine geçildi. Yönetim kurulu üyesi … söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500.00 tl’nin bir önceki madde de görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortaklarımızın ödemesi gereken kesin maliyet bedellerinin yönetim kurulumuzun alacağı ödeme planı kararı doğrultusunda ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulumuzdan görüşerek izin almak kaydı ile yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydı ile üyelik aidatı alınmamasını teklif etti bunu üzerine oylamaya geçildi.Yapılan oylamada teklif oy birliği ile kabul edildi.” şeklinde karar alınmıştır.Davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin inşaatlarının tamamlanması için her bir üyeden, yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00 TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.Öte yandan, bilanço açığının kapanması veya ortağın kişisel sorumluluğunun artırılması halinde ek ödemeden söz edilebilir. Bu bağlamda, aidatların artırılması, tapu alınması için bazı giderlerin alınması, gecikme faizi, konutların yapımının hızlandırılması için ek aidat, çevre ve bahçe düzenlemesine yönelik alınan kararlar ek ödeme niteliğinde değildir. Bu gibi hallerde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 31/1 ve 52/1. maddelerindeki ağırlaştırılmış karar yeter sayısına gerek yoktur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarih ve 2278 E., 2303 K., 05.07.2012 tarih ve 3297 E., 4652 K.,Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.10.2009 2008/1237 E., 2009/11038 K., 05.11.2007 tarih ve 2006/11109 E., 2007/13776 K. sayılı ilamları aynı yöndedir.)Anılan genel kurulun 7. gündem maddesinin iptali talebiyle, bir kısım davacı tarafından Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1113 E. sayılı dosyası ile dava açıldığı, mahkemece 25.04.2016 tarihli kararla davacıların tamamının kooperatif üyeliğinden dava tarihinden önce istifa ettikleri, dava koşulu bulunan hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verildiği, kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarih ve 2016/6318 E., 2019/4277 K. kararı ile, genel kurul kararının iptali davalarında üyenin yargılamanın sonuna kadar kooperatif üyeliğinin devam etmesinin dava şartı olduğu, mahkemenin bu konudaki tespitinin doğru olduğu ancak iptali istenen genel kurul kararı davacıları bizzat ilgilendirdiğinden ve istifadan sonra dahi genel kurulda tespit edilen bu bedel kendisinden isteneceğinden davacıların genel kurul kararının iptalini istemekte hukuki yararları bulunduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın bozma sonrası mahkemenin 2020/10 E. sayısına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesindeki, genel kurul kararları aleyhine “pay sahipleri”nin dava açabilecekleri yolundaki hükmü dikkate alınarak, söz konusu maddenin uygulanması tedbiren durdurulmadığından bu dosyanın bekletici sorun yapılmasına gerek görülmemiştir.Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.Davacı kooperatifçe, bu ilkeye uygun olarak, davalı ortağın bağımsız bölümünün adına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçları belirlenmiş, bu borçların ödenmesi üzerine ibra edilmiş ve tapu kaydı adına tescil edilmiştir. İbra sözleşmesi malikin tapu tescili öncesi borcuna yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermediği, kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, henüz tasfiye aşamasına da geçmemiş olması, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın ve istenen bedelin tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır. (aynı yönde Ankara Bam 23. HD’sinin 07.02.2020 tarih ve 2019/2730 E-2020/207 K sayılı kararı)Davalı tarafça, kooperatif ortaklığının anılan genel kurul tarihinden sonra sona erdiği, davalının istifasının 15.07.2015 tarihli olduğu görülmüştür. Kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar) Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden/borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne, icra inkar tazminatına karar verilmesinde usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılık bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/09/2021 tarih ve 2020/651 E – 2021/684 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.230,12 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 308,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 922,12 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/12/2021