Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1894 E. 2021/2086 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1894
KARAR NO: 2021/2086
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021
ESAS NO: 2020/172
KARAR NO:2021/773
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:06/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:08/12/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 22/09/2021 tarih ve 2020/172 Esas 2021/773 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından müvekkil şirketten talep edilen endüstriyel mutfak ekipmanları eksiksiz ve hatasız olarak, irsaliyeli fatura/lar “e-fatura” ile teslim edildiğini, davalı şirket tarafından süresi içerisinde itiraz edilmeyen faturaların kesinleştiğini, davalı şirket anlaşmaları gereğince endüstriyel mutfak ekipmanlarını teslim aldığını, ancak vadesi belli ödemelerini yerine getirmediğini, ödemelerin yapılması istendiğinde borçlu olmadıklarını iddia ederek ödeme yapmaktan kaçındıklarını, arabulucuya başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkil şirket ekonomik gereksinimler nedeniyle … tarihinde Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyası icra takibi başlattığını, davalı şirket tarafından borcu olmadığını iddia ederek 18.11.2019 tarihinde itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalının haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Müvekkil ile davacı arasında, müvekilin restaurantının eksikliklerinin tedariki konusunda satım sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin siparişlerinin çoğunu telefonla bazen de mail aracılığı ile davacı tarafa ilettiğini, siparişlerin ürünlerin kodları ile birlikte davacı tarafa iletildiğini, davacı da bir kısım ürünleri otobüs firmaları ile müvekkile gönderdiğini, ancak davacı taraf sipariş edilen ürünlerin bir kısmını eksik ve hatalı gönderdiği gibi bir kısım ürünleri ise hiç göndermediğini, bunun üzerine müvekkil çoğunlukla telefonla ile bazen de mail ile eksik ve yanlış gelen ürünler ile hiç gelmeyen ürünleri davacı tarafa ilettiğini, ürünlerinde yanlışlık ve eksiklik olmadığı iddia edilerek ürünleri iade almaktan ve değiştirmekten kaçınınca müvekkil davacı tarafça gönderilen tüm ürünlerle ilgili kısa sürede 11 adet iade fatura düzenleyerek ürünleri davacıya gönderdiğini davacının iade faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin ürünleri göndereceğine güvenerek davacı tarafa 5.000,00 TL ödeme yaptığını, yapılan bu ödeme ürünler iade edilmesine rağmen müvekkile geri ödenmediğini, davacı tarafın icra takip talebinde takip dayanağı olarak “cari hesabın” belirtilmesinin hukuki olmadığını, taraflar arasında düzenlenmiş bir cari hesap sözleşmesi olmadığını, tek tarafın kendince cari hesap tutması karşı tarafı bağlamayacağını, sunulan faturalar incelendiğinde takip talebindeki miktarla birebir örtüşen bir fatura olmadığı gibi faturaların toplamı da takip talebindeki miktardan çok fazla olduğunu, takip talebinde takip dayanağı olarak kendi düzenlemiş olduğu cari hesap cetveline dayanan davacı tarafın cari hesabı dikkate alınamayacağı gibi, takip dayanağı olarak gösterilmeyen faturalar da işbu davada delil olarak dikkate alınmaması gerektiğini belirterek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Toplanan tüm deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu, taraflar arasındaki ticari alım satım varlığının sabit olduğu, uyuşmazlık satımı yapılan malların bedellerinin ne miktarda ödendiği, tarafların aralarındaki alacak borç ilişkisinin neler olduğu konusunda toplanmakta olup, alınan uzman bilirkişi raporları da dikkate alındığında, taraflara ait ticari defterlerin incelenmesinden elde edilen bulgulara göre; davacı tarafça davalıya düzenlenen fatura bedelleri toplamının 219.6590,42 TL olduğu, davalı tarafça davacıya düzenlenen iade Faturaları miktarının 170.520,64 TL olduğu, davalı tarafça yapılan ödemenin 5.000,00 TL olduğu ve davacının bakiye alacağının 44.129,78 TL olduğu sonucuna varılmakla, davacının davasının belirlenen bu miktar üzerinden kabulü ile, davalı tarafın Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin 44.129,78-TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, itirazın iptalinle karar verilen alacağın kayıtlara dayalı likit bir alacak olması nedeni ile, 44.129,78-TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yerinde görülmeyen kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar vermek gerekmiş ve hüküm tesis edilmiştir. Tesis edilen hüküm ile; Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davalı tarafın Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin 44.129,78-TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Hüküm altına alınan 44.129,78-TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel mahkemenin gerekçeli kararında bilirkişi … tarafından tanzim edilen raporun esas aldığını, müvekkili ile davacı arasında restaurantının eksiklerinin tedariki konusunda satış sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin siparişlerin çoğunu telefonla bazen de mail aracılığı ile davacı tarafa ilettiğini, siparişlerini ürünlerin kodları ile birlikte davacı tarafa ilettiğini, davacının da bir kısım ürünleri otobüs firmaları ile müvekkiline gönderdiğini, davacı tarafın sipariş edilen ürünlerin bir kısmının eksik ve hatalı gönderildiğini, bir kısım ürünlerin ise hiç gönderilmediğini, yerel mahkeme tarafından icra takibinde dayanılmayan hiç bir belgeye ya da hukuki ilişkinin itirazının iptali davasına dahil edilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece davanın kısmen kabulüyle birlikte %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedildiğini, söz konusu tazminatın alacağın likit olması nedeniyle hukuka uygun olmadığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını, istinaf konusu edilen davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan ve mahkemece hükme esas alınan 25.03.2021 tarihli ek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin hukuken isabetli ve yerinde olmasına ve özellikle davacı ile davalı tarafça düzenlenen ve diğer tarafın ticari defterlerle kayıtlı satışa ve iadeye ilişkin faturalara dayalı olarak ispatlanan toplam alacağa ve davadaki haklılık durumuna göre davalı vekilince yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Belirtilen nedenlerle, davalı taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ‘nin 22/09/2021 tarih ve 2020/172 Esas 2021/773 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 3.014,50TL istinaf karar harcından peşin alınan 753,60TL’ nin mahsubu ile bakiye eksik kalan 2.260,9TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin,Harç tahsil işlemlerinin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 08/12/2021