Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1893
KARAR NO: 2021/2061
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021
ESAS NO: 2018/933
KARAR NO: 2021/774
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil,olmadığı takdirde alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 01/12/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ nin istinafa konu edilen 22/09/2021 tarih ve 2018/933 E – 2021/774 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili … dava dışı … Ltd. Şti.’nin Yapı Kredi Bankasından kullanmış olduğu 25.000,00 TL’lik ticari krediye 02.02.2009 tarihinde 20.000,00 TL limitli kefalet taahhütnamesiyle kefili olduğunu, daha sonra dava dışı … Ltd. Şti. ve şirket sorumlularına krediden kaynaklı borçlarını ödeyemedikleri için Yapı kredi bankasınca takip yapıldığını, neticesinde KGF (Kredi Garanti Fonu A.Ş) tarafından sorumlu olduğu tutarın bankaya ödendiğini, daha sonra rücu amaçlı olarak davalı KGF tarafından müvekkilimiz aleyhine Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile toplam 35.365,92 TL alacağın tahsili için takibe geçildiğini, takibin 02.02.2009 tarihli kefalet taahhütnamesi ile ikinci bir kredi olan bir başka krediden (30.000,00 TL tutarlı) kaynaklanan 12.08.2009 tarihli ve 24,000,00 TL limitli kefalet taahhütnamesinden kaynaklı yapıldığının anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkilinin borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkilimizin itirazı sonrası Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından itirazın iptali amaçlı olarak davalı tarafça, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/387 E., 2014/202 K, Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davalı kgf aynı alacak kalemleri nedeniyle müvekkilmiz aleyhine tahsilde tekerrür edecek şekilde Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile, 35.365,92 TL alacak bakımından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra emri göndermek suretiyle ikinci bir takip yaptığını, Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki alacağa ilişkin olarak da müvekkili Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/446 E. 2012/22 K. Sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, yapılan yargılamada mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın görevli ve yetkili olan Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi için dava reddine karar verildiğini, Müvekkilimizce yetkisizlik kararına istinaden dosyanın Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/387 E sayılı dosyasına gönderilmesi talep ettiğini Ankara 8, Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/387 E., 2014/202 K. Sayılı dosyasında yapılan incelemede kısmen kabul kararı verilerek müvekkilimizin 12.08.2009 tarihli ve 24.000,00 TL limitli kefalet taahhütnamesinde imzasının bulunmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacağını, müvekkilimizin 02.02.2009 tarihli kefalet taahhütnamesinden ise davalı KGF’nin ödemiş olduğu bakiye kısım olan asıl alacak 3.852,12 TL den sorumlu olacağı, işlemiş faiz 995,77 TL, 324,72 TL masraf olmak üzere toplam 5.172,61 TL tutar bakımından itirazın iptaline karar verildiğini, bu tutar üzerinden de müvekkilimiz aleyhine olarak 2.069,04 TL de icra inkar tazminatına hükmedildiğini, mahkeme ilamına binaen Ankara 9. Icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkilimiz aleyhine 20.109,70 TL tutarlı icra emri gönderildiğini, müvekkilinden sadece Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında bulunan 20.109,70 TL alacak da tahsil edilmesi gerekirken, tahsilde tekerrür teşkil edecek şekilde yapılan Ankara 22. Müdürlüğünün … E, sayılı dosyası ile yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiple müvekkilimize ait olan Kayseri İli, … İlçesi, … Ada, … Nolu Parselinde bulunan taşınmazı ile Kayseri İli, … İlçesi, … Ada, … Nolu Parselinde bulunan taşınmazlarının satışa çıkarıldığını, satıştan söz konusu dosyadaki alacakların hatalı bir şekilde tahsil edildiğini, ayrıca ek olarak da Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2011/387 E., 2014/202 K. Sayılı dosyasının ilamına binaen düzenlenerek gönderilen icra emri ile Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında bulunan 20.109,70 TL alacağın da tahsil edildiğini, müvekkilinin davalı KGF’ye karşı kesinleşen mahkeme ilamı ile sadece Ankara 9, İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile sorumlu iken müvekkilimizin taşınmazları aynı alacak kalemlerini barındıran Ankara 22. Müdürlüğünün … E. dosyası ile 35.365,92 TL ile sorumlu tutularak taşınmazlarının sattırıldığını, bir de üstüne ek olarak arta kalan paradan Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında bulunan 20.109,70 TL tahsil edilerek müvekkilinin mağdur edildiğini, … İlçesi, … Ada, … Nolu Parselinde bulunan taşınmazın üzerine 1991 yılında bina yapılması nedeniyle tapuda cins değişikliğine gidilmiş taşınmazın vasfı tarladan, kargir ahır ve tarla şekline dönüştüğünü, aynı şekilde taşınmaz 5.594 m2 iken taşınmazın vasfının değişmesi ile beraber taşınmaz 3.676 m2 olarak değiştiğini, söz konusu değişiklik 2007 yılında yapılan parselasyon çalışmalarında gözüktüğünü, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile satışı yapılan taşınmaz müvekkili tarafından 1999 yılında ziraat bankası lehine 1. derece ve 1. Sırada ipotekli olup yapılan satışta bu hususlar göz önünde bulundurulmadığını bu nedenle davanın … Bankası’ na ihbarı gerektiğini, taşınmazla ilgili kıymet takdirine bakıldığında taşınmaz üzerindeki yapılar göz önünde bulundurulmadığı gibi taşınmazın vasfı tarla olarak gösterilerek hatalı bir şekilde çok ucuz bir meblağ üzerinden taşınmazın satılmasının sağlandığını, satışla arazinin tarımsal bütünlüğünün de bozulduğunu, öncelikle, müvekkilin daha fazla mağdur olmaması ve ileride telafisi mümkün olmayacak zararların meydana gelmemesi için teminatsız olarak veya asgari bir teminat mukabilinde Kayseri İli … İlçesi, … Mahallesi,… ada … parselde taşınmazın tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, yapılan hatalı satış sebebiyle davalı adına bulunan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline tapu iptali ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise, taşınmazın rayiç bedelinin günümüz değeri tutarında güncellenerek ve değiştirilerek tespiti yapılıp yasal faiz ve ferileri ile davalıdan alınarak müvekkilimize verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının talepleri geçerli hiçbir hukuki dayanağı olmayan usul ve esasa aykırı iyiniyetten yoksun iddialardan ibaret olduğunu, davacının cebri satışa bir itirazı olmadığını, kesinleşmiş bir icra takibi ve ihale sonucunda ihale bedelinin taksim edildiğini bu taksim sırasında davacı icra dosyasından 14.10.2014 tarihinde 95.675,50-TL tahsil ettiğini, müvekkilinin bir destek kuruluşu olduğunu, dava konusu taşınmazın Müvekkil tarafından mülkiyet edinimi ise tamamen resmi kanallarla sağlanan ipotek, icra takibi, cebri satış ve cebri tescile dayanmakta olup, davacının bu hukuki nedenlere ve geçerliliklerine yönelik aksi yönde bir iddiası bulunmadığını, Müvekkil KGF A.Ş. yukarıda açıklanan faaliyetleri kapsamında , dava dışı … Tekstil Mobilya İnşaat Turizm Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’nin, dava dışı Yapı Kredi Bankası A.Ş.’den kullandığı iki adet kredinin %80 ‘lik kısmına Özkaynaklarından kefil olduğunu, dava konusu taşınmaz müvekkilin iş bu alacaklarının teminatı olarak 13.08.2009 tarihli işlemle 1. dereceden davacı tarafından müvekkili lehine ipotek olarak verildiğini, ayrıca davacı kefalet taahhütnamesine istinaden … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’nin müvekkiline olan borçlarına kefil olduğunu, ipotek senedinde açıkça ipoteğin dava dışı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. ile müvekkil KGF A.Ş. arasındaki anlaşmaya göre Firma lehine, Bankalara hitaben verilen/verilecek Kredi Geri Ödeme Taahhüdü nedeniyle, KGF A.Ş.’ne karşı sebep ve ciheti ne olursa olsun doğmuş ve doğacak tüm borçlarından ipotek miktarı kadar teminatını teşkil ettiği hususunun belirtildiğini,dava dışı … Firmasının Yapı Kredi Bankasına taahhütlerini yerine getirmemesi üzerine Yapı Kredi Bankasının müracaatı ile Müvekkil tarafından kefaletten ötürü sorumluluk tutarı Yapı Kredi Bankasına ödendiğini, bu suretle oluşan alacağın tahsili için yasal işlemler başlatıldığını, dava konusu ipotek hakkında da 2011 yılında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, kesinleşen takip sonucunda iş bu taşınmaz 14.07.2014 tarihli ihalede müvekkili tarafından 180.450,00-TL bedelle alındığını, İcra Müdürlüğü’nün kararına istinaden icra dosyasına müvekkili tarafından 121.453,43-TL nakit ödeme yapıldığını, davacı ipotekli taşınmaz malikinin ihaleye itirazı olmadığını, ihalenin feshi davası açılmaksızın kesinleşmiş ve paranın taksimi icra dosyasından resmi suretle yapıldığını, davacının tüm bu işlemlerden 5 sene sonra huzurdaki dava ile tapu iptal tescil veya taşınmazın bedelinin kendisine ödenmesini talep etmesinin anlamsız olduğunu, ihale tarihi 14.07.2014 olup, İİK‘nun İhalenin feshine dair 134/7 hükmü gereği yasal sürenin de geçtiğini, satışın ve satış bedelinin taksiminin icra dosyaları kanalıyla ve bakiyesinin de davacıya ödenmek suretiyle tasfiye edilmiş olduğunu, mükerrer bir takibin söz konusu olmadığını belirterek usul ve esasa aykırı davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dosya kapsamı, yapılan itirazlar davalı … Fonu AŞ nin başlattığı takipler nedeniyle davacının zararının doğup doğmadığı, fazladan ödeme yapmak zorunda kalıp kalmadığı, hususlarında ve dosyaya yansıyan diğer beyanlar doğrultusunda ek rapor alınmış olup, bilirkişi 17.05.2021 tarihli ek raporunda kök raporundaki tespit ve görüşlerini tekrar etmiştir. Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, dosya kapsamına uygun düzenlenen gerekçeli ve mahkememizce karar vermeye uygun bulunan uzman bilirkişi raporu ve ek rapor içeriklerine göre; eldeki davanın mükerrer tahsilat sebebine dayalı olarak açıldığı, öncelikle davalı tarafından kefalet sözleşmesine dayalı olarak icra takibine girişilmesi nedeniyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dosyamızda dikkate alınması gerektiği ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, tapu iptal ve tescili talepleri bakımından ayni hakların zamanaşımı ve hak düşürücü süreye uğramadığı ancak Ankara 8. ATM’nin kesinleşmiş ilamında 02.02.2009 tarihli kefalet sözleşmesi çerçevesinde dosya borcunun bulunduğu, dosya borcunun ilama bağlanmasından sonra gönderilen icra emri üzerine takip borçlularınca borcun kapatılmadığı, bu nedenle taşınmazın paraya çevrildiği, ihale öncesi ve sonrasında ihalenin feshine, dosyada yer alan kıymet takdirine yönelik takip borçlularınca gerekli itiraz ve işlemlerinin yapılmadığı, ihalenin feshi davasının açılmadığı, ihalenin kesinleştiği bu sebeple tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olmadığı, fazla ödenen paranın istirdadı yönünden ise uzman bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün … talimat dosyasında bulunan belgeler de dikkate alındığında 14.07.2014 ihale tarihi itibarıyla ipotek malikine icra dosyalarından 47.663,51 TL fazla ödendiği, fazla ödemenin dava tarihi itibariyle işlemiş faizinin 19.062,79-TL anlaşılmakla ana para ve işlemiş faiz toplamı 66.726,30-TL’nin (mükerrer tahsil edilen) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş, açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine, asıl alacak 47.663,51-TL, işlemiş faiz 19.062,79-TL olmak üzere toplam 66.726,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı talebinin hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, bilirkişi raporunda davacının talebinin istirdat olarak kabul edilmesi halinde İİK’nın 72.maddesi kapsamında 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin kabul edilmesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı istirdat talebinin 2 yıllık dava açma zamanaşımı süresinin geçtiğinin tespit edildiğini, istirdat olarak hukuki nitelemeye tabi tutulan ve dava tarihinden 5 yıl önce yapılmış bir icra tahsilatı hakkındaki davacı talebinin hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddi gerektiğini, davacı talebinin tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin kendisine ödenmesi olduğunu talepten fazlasının talep edilemeyeceğini, mahkemece yapılması gerekenin, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının tapu iptali ve tescil veya taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesi hususundaki talepleri hakkında incelemesi yapması gerektiğini, ancak mahkemece davacının talep sonucunun dışına çıkılarak kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, borçlunun mükerrer ödeme yapıp yapmadığı, yaptıysa miktarını ve işlemiş faiz tutarının hesabına girilmiş olmasının açıkça taleple bağlılık ilkesinin ihlali mahiyetinde olduğunu, müvekkil fon tarafından mükerrer tahsilat yapılmadığını, müvekkil fon tarafından dava dışı borçlu … … Şti’ne iki adet kredi kullandırıldığını, müvekkil fonun alacaklı bankaya 28/01/2021 tarihinde 27803,12 TL ödeme yaptığını, bu kredilerden 25.000,00 TL tutarındaki kredinin 20.000,00 TL kadarına müvekkilinin kefil olduğunu, diğer 30000,00 TL tutarındaki kredinin 24.000,00 TL kadarına kefil olduğunu, dava dışı borçlu firmanın temerrüte düşmesi üzerine müvekkil tarafından dava dışı bankaya ödenen tutar yönünden borçlu ve teminatlar aleyhine takibe geçildiğini, davacıdan yapılmış fazla bir tahsilat bulunmadığını, müvekkilinin … firmasından halen alacağının devam ettiğini, bilirkişi raporunda ise davacının sadece kefalet sorumluluğuna göre hesaplama yapıldığını, müvekkilin ipotekli alacağının yok farzedildiğini, müvekkilin dava dışı … firmasından alacağının davacının ipotek ve kefaleten sorumluluğu toplamı üstünde olduğunu, asıl borç devam ettiğini, bu yönden fazla bir ödemesi olduğundan söz edilemeyeceğini, müvekkil, ne ipotekli alacağından ne de kefaleten alacağından vazgeçmediğini, müvekkilinin mükerrer tahsilatının bulunmadığını, davacının davasının İİK’nın 72/son maddesi kapsamında hak düşürücü süreye tabi olması ve bu sürenin geçmiş olması nedeniyle hükmün kaldıılarak davanın süre yönünden reddine karar verilmesini, davacı tarafça tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin kendisine ödenmesi talep edilmiş olduğundan ve davacının başka bir talebi de bulunmadığından, yerel mahkemece HMK’nın 26.maddesinde öngörülen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak, talepten fazlası hakkında hüküm verilmesi nedeniyle hükmün bu yönüyle kaldırılmasına, müvekkil firma tarafından mükerrer tahsilat yapılmaması nedeniyle kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen hükmün kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından ilkderece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkeme ilamı ile yalnızca Ankara 9. İcra Müd. Dosyası ile sorumlu tutulabilecekken Ankara 22. İcra Müd. Dosyasında 35.365,92 TL ‘de sorumlu tutturularak taşınmazları sattırıldığını ve bir de üstüne ek arta kalan paradan Ankara 9. İcra müd. Dosyasındaki 20.109,70 TL tahsil edilerek müvekkilinin mağdur edildiğini, bu hususun ilk derece mahkemesi kararı ile de açığa kavuşturulduğunu, taleplerinin her ne kadar istirdata yönelikmiş gibi gözüküyor olsa da aslında burada taleplerimizi sözleşmeye dayandırdığımız için bu durum zamanaşımını kesileceğini, bu nedenle de taleplerinin zamanaşımına uğramadığını, Müvekkiline davalı kurum tarafından yapılmış birden fazla takip mevcut olduğunu ve müvekkili de söz konusu ödeme mükerrer olmak kaydiyle yapıldığını, davacının istinaf talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, mükerrer tahsilat sebebine dayalı olarak tapu iptali tescil, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazın güncel değerinin davalıdan tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır. Davacı, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan krediden kaynaklı kefaleti nedeniyle hem Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla aleyhine ilamsız icra takibine, hem de aynı kredi sözleşmesinde asıl borçlu lehine verdiği ipotek nedeniyle aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğünün … E dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişildiğini, bu şekilde aynı kredi borcu nedeniyle her iki icra dosyasında yapılan mükerrer takip sonucunda adına kayıtlı taşınmazının haksız olarak satışa çıkartıldığını iddia ederek, öncelikle söz konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescil edilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazın güncel değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Bilindiği üzere, mahkemece davacı tarafından ileri sürülen terditli taleplerden biri hakkında karar verilmesi halinde, karar verilmeyen diğer talep yönünden davanın reddine değil, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Somut olayda ise Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının hem tapu iptal tescili talebinin reddine, hem de davacıdan mükerrer olarak tahsil edilen tutarın davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafça sunulan dava dilekçesinin açıklamalar kısmında, aynı borç için yapılan her iki icra takibi sonucunda kendisinden mükerrer tahsilat yapıldığı ileri sürülmüş iken, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili, olmadığı takdirde bu taşınmazın rayiç bedelinin günümüz değeri tutarınca güncellenerek ve değiştirilerek tespiti ile yasal faizi ve ferileriyle davalıdan tahsilinin talep edildiği, dolayısıyla istinaf edilen kararda mahkemece hüküm altına alınan söz konusu fazladan tahsil edildiği (mükerrer olarak) ileri sürülen miktar için dava dilekçesinin netice ve talep kısmında herhangi bir alacak veya istirdat talebine rastlanmadığı, kaldı ki dosya içeriğinden de davacının talebinin mahiyetini açıkladığına ve değiştirdiğine dair sunulan herhangi bir açıklama veya ıslah dilekçesine de rastlanmadığı görülmüştür. Tüm bu hususular birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle dava dilekçesinin açıklamalar kısmındaki yukarıda belirtilen beyan ve içerikler ile netice ve talep kısmındaki asıl ve terditli talepler yönünden olmak üzere söz konusu çelişkinin giderilmesi amacıyla HMK’nun 31. Maddesi gereğince öncelikle Hakimin davayı aydınlatması yükümlülüğü çerçevesinde davacının talebinin tam olarak neye/nelere ilişkin olduğunun davacı vekiline sorulup açıklattırılması,dava dilekçesinin açıklamalar kısmı ile netice ve talep kısmındaki yukarıda belirtilen çelişkinin HMK 31. maddesi çerçevesinde mahkemece giderilmesi/açıklığa kavuşturulması ve aydınlatılması, söz konusu çelişki ve eksiklik giderildikten/aydınlatıldıktan sonra ve davacının tam ve net olarak açıkladığı asıl ve terditli talepleri yönünden de yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle usul ve yasaya uygun şekilde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlarda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, eksik inceleme ve değerlendirme sonucunda hüküm tesis edildiği sonuç ve kanaatine varılmış, bu yönüyle davalı vekilinin istinaf talebinin haklı ve yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/09/2021 tarih ve 2018/933 E – 2021/774 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 1.139,51 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’ nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.01/12/2021