Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1892
KARAR NO: 2021/2002
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:17/09/2021 ARA KARAR
ESAS NO: 2020/733
KARAR NO: 2021/960
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:24/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 26/11/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2021 tarih ve 2020/733 Esas sayılı müteferrik karar ilamına karşı , davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dosyaya sunduğu 15/09/2021 tarihli dilekçesinde; borçlunun 73.104,43-TL’lik borcunu 17/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … (Kayseri kapatılan 7. İcra Müdürlüğü’nün …) esas sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…İİK’nun 257. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesi gelmesi halinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nun 257. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.” Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder. İİK’nun 258. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “… Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağın vadesi gelmemişse, İİK’nun 257/2. maddesi hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Daha açık bir anlatımla, sadece alacağın varlığı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli veya tek şart değildir. Somut uyuşmazlık, yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde; alacağın yargılamayı gerektirmesi ve ayrıca davanın esasına çözümler mahiyette ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği hususu dikkate alınarak, ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiş verilen karar ile; Davacının ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, Kararın birer suretinin taraflara tebliğine, tebligat giderinin davacının yatırdığı gider avansından karşılanmasına…” dair karar verilmiştir. İş bu müteferrik kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Borçlunun kasıtlı olarak borçlarının ödemekten kaçındığı ve borçlunun mal kaçırma ihtimalinin kuvvetle muhtemel durumda olduğunu, bu duruma ilişkin olarak yaklaşık ispatın taraflarınca gerçekleştirildiğini, müvekkilinin alacağının dosya kapsamında kesinleştiğini, yerel mahkemenin kararını anlamanın mümkün olmadığını, dosyanın yargıtaydan bozularak döndüğünü, yargıtay ilamı doğrultusunda yeniden bilirkişiye verildiğini, 14/04/2021 tarihli bilirkişi raporunun müvekkilinin haklılığını ve davalıdan takip tarihinde 67.773,53 TL alacaklı olduğunun ortaya konulduğunu, buna rağmen ihtiyati haciz taleplerinin reddedilerek dosyanın ek rapora gönderildiğini, ek raporunda önceki raporun aynısı olduğunu, müvekkilinin 67.773,53 TL alacaklı olduğunun ortaya konulduğunu, davalı tarafça hiç bir ödeme belgesi sunulmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararının kaldırılmasını, mahkemece yapılacak olan istinaf incelemesi neticesinde ivedilikle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, faturaya dayalı bir miktar para alacağının davalıdan tahsili için davalı hakkında başlatılmış ilaMsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama soncunda davanın kısmen kabulüne, fazlaya dair isteminin reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda 2019/3164 Esas – 2020/699 Karar sayılı ilamıyla mahkemece aldırılan 1. ve 2. bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece iş bu bozma ilamına uyularak dosya yeniden bir bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor alınmıştır. Mali Müşavir bilirkişi 14/04/2021 tarihli raporunda sonuç olarak dava konusu icra takibinden dolayı davacının davalıdan 67.773,53 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir. Bilirkişi raporundan sonra davacı vekili mahkemeye sunduğu 19/04/2021 tarihli dilekçe ile dava konusu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski Dosya No Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün … Esas olan ) dosyası üzerinden 73.104,43 TL miktarı kadar alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. 05/05/2021 tarihli dilekçe ile de bu talebini yinelemiştir. Mahkeme 17/05/2021 tarihli müteferrik kararıyla hem davacının hem de davalının bilirkişi raporuna karşı itiraz etmesi ve itirazları hakkında yeni / ek rapor alınmasını talep etmeleri nedeniyle tarafların rapora karşı itirazları yönünden ek rapor alınmasına, bu nedenle de davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiş, iş bu kısa ara kararı yönünden ayrıca gerekçeli olarak 18/05/2021 tarihli müteferrik karar yazılmıştır. Bilirkişi ek raporunu sunmuş olup, 07/09/2021 tarihli bu ek raporda asıl rapordaki görüş ve hesaplarının / sonucunun aynı olduğunu bildirmiştir. Davacı vekili 15/09/2021 tarihli dilekçe ile tekrar 73.104,43 TL alacak üzerinden ihtiyati haciz talep etmiş; mahkeme 17/09/2021 tarihli gerekçeli müteferrik kararıyla, İ.İ.K 257 vd maddesi gereğince aranan gerekli koşulların bulunmadığından bahisle davacı vekilinin söz konusu ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili iş bu müteferrik kararını süresinde istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemesince ilk verilen nihai kararın içeriği, bu kararla ilgili Yargıtay 19. Hukuk Dairesince verilmiş bozma ilamında işaret edilen hususlar, bozma ilamından sonra alının 3. ( en son ) bilirkişi raporunun ve ek raporunun kapsamı ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; İş bu davanın bir miktar para alacağı ile ilgili başlatılmış ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davası olması, takip ve dava konusu alacakla ilgili mahkemece yapılan yargılama aşamalarında en son alınan 3. Bilirkişinin raporunda (1. Ve 2. Bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınmış rapor) davacının davalıdan 67.773,53 TL alacaklı olduğuna dair görüş,tespit ve hesaplamaları, İ.İ.K 257 vd maddelerine göre ihtiyati haciz kararının verilmesi için aranan kesin ve mutlak bir ispat olmayıp yaklaşık ispatın da yeterli olması, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre de bilirkişi raporlarında belirlenen 67.773,53TL miktarındaki alacak yönünden İ.İ.K 257 vd maddelerine göre ihtiyati haciz talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bulunması nedeniyle iş bu miktar üzerinden olmak üzere ve %20 si oranında nakdi teminat ya da aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenlerle davacının istinaf sebepleri bu yönden haklı görülmüştür.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b-2 gereğince 17/09/2021 tarihli müteferrik (Ara) kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/733 Esas sayılı derdest davasında verdiği 17/09/2021 tarihli müteferrik (ara) kararına karşı davacı vekilince yapılmış istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2- Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/733 Esas sayılı 17/09/2021 tarihli müteferrik (Ara) kararının HMK 353/1-b-2 gereğince KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden bir karar verilmesine, buna göre;
“1-Davacının ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile; İ.İ.K 257 maddesindeki yasal koşulların bulunması nedeniyle 67.773,53 TL alacağa yetecek miktarda davalının kendisinde veya 3. Şahıslarda olan taşınır, taşınmazları ve alacakları ile diğer haklarının İHTİYATEN HACZİNE,
2- Davacının fazlaya ilişkin kısımlar ile ilgili ihtiyati haciz talebinin reddine,
3-İ.İ.K 259/1 maddesi gereğince takdiren, iş bu alacak miktarının %20 si oranında HMK 87 maddesine göre nakdi teminat ya da aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunun alınmasına,
4- Teminat yatırıldığında/sunulduğunda iş bu kararın infazı için Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün yetkili kılınmasına, “
3-İstinaf eden davacının yatırdığı istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf eden davacının yaptığı istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile İ.İ.K. 258/son bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 26/11/2021