Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1888 E. 2021/2063 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1888
KARAR NO: 2021/2063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2021
ESAS NO: 2019/523
KARAR NO: 2021/284
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 06/12/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/03/2021 tarih ve 2019/523 E – 2021/284 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif tarafından alınan genel kurul kararı doğrultusunda kesin hesap ve ek kesin hesap maliyeti çıkarıldığını, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiğini ve aynı toplantının 9. maddesinde Denizbank A.Ş. tarafından kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeniyle kök maliyete ilave olarak ek maliyet çıkartılması, çıkartılan bu ek maliyetin de kök maliyete ilave edilerek 8.madde şartları dahilinde ödenmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, daha sonra 24/05/2019 tarih 24 sayılı ve kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlemlerin başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, verilen yetkiye istinaden davalı aleyhine Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının kooperatif ortağı olmadığını ve borcu olmadığını ileri sürerek takibe itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, kesin maliyet hesabı yapılmadan kooperatif ortaklığından çıkmanın mümkün olamayacağını, alınan genel kurul kararlarından sonra yönetim kurulunun yetkilendirdiği teknik heyetin çalışması sonucu kooperatifin kesin hesap maliyet borcunu ödememiş her bir ortağına kök maliyete ilave olarak 16.301,89-TL ek maliyet çıkarıldığını, aynı tip dairelere davalıların yaklaşık 100.000,00-TL bedelle sahip olduğunu, diğer üyelerin ise yaklaşık 350.000,00-TL’ye sahip olduğunu, bu durumun kooperatiflerde hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığından bahisle davanın kabulü ile Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; Müvekkilinin davacı kooperatifin 206 numaralı üyesi iken Kayseri 8. Noterliğinden gönderilmiş olan 13/08/2009 tarih … yevmie numaralı ihtarname ile müvekkilinin kooperatif Yönetim Kurulunca 13/08/2009 tarih 103 sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarıldığının bildirildiğini, müvekkilinin hak sahibi olduğu ödemelerin kendisine yapılmasını talep ettiğini müvekkiline bu talebinen dolayı 3 yıl sonraraya ödeme tarihli kambiyo senedi verilmesinin teklif edildiğini, müvekkilinin rıza göstermemesi üzerine ikinci bir teklif olarak kura neticesinde kendisine çıkan dairenin satılmasının teklif edildiğini müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini, ödeme işleminin tamamlanması üzerine tapuda Kayseri ili, … ilçesi, … mahallesi … pafta …ada … parsel üzerinde kaim zemin kat … nolu bağımsız bölümün müvekkili lehine 14/02/2011 tarihnide ferdileştirildiğini, müvekkilinin dairesini almadan kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını, müvekkilinin kooperatif ortağı olmamasına rağmen kooperatif ortağıymış gibi kendisine kesin hesap maliyeti çıkarıldığını savunarak davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan deliller yapılan yargılama sonucunda; davalının yönetim kurulu tarafından belirlenen daire bedellerini ödeyerek taşınmazın tapusunu aldığı, tapu alınmasının veya istifanın kooperatif üyeliğinin sona erdirilmesine yeterli olmadığı, üyeliğin sona ermesi için tapusu alınan dairenin iadesi ile dairenin elde tutulduğu dönemde yararlanılan faydanın da karşılığının kooperatife ödenmesi gerektiği, davalının böyle bir işlemi yapmadığı, öte yandan kooperatif ana sözleşmesinde belirtilen ilkelere göre yapılmış bir maliyet ve bunun ödeme şartlarının belirlendiği genel kurul kararının da bulunmadığı, yapılan ödemenin kooperatif yönetimince belirlenen finansman sağlamak amacına yönelik ara maliyet olup kesin maliyet hesabında dikkate alınması gerektiği, üyeliğin devam etmesi nedeniyle üyelikten kaynaklanan alacağın zamanaşımına uğramayacağı, davacı kooperatifin 30.06.2018 tarihli 2014-2017 yılları arasını kapsayan genel kurulun 8.ve 9.maddelerinde kesin maliyete ilişkin kararların usulüne uygun olarak alındığı, davalıya tahsis edilen dairenin endekslenmiş maliyetinin 161.098,60 TL, ödemelerin endekslenmiş tutarının 99.625,88 TL, şerefiye bedelinin 7.000,00TL ve neticeten davacının kesin maliyet borcunun 54.172,72 TL olduğu, genel kurulda alınan karar gereğince bu kesin maliyetin 24 eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığı, her bir taksit tutarının 2.257,20 TL olup davacının kesin maliyet taksit tutarı ve faizini ödemek zorunda olduğu, takip tarihi itibariyle kesin maliyet asıl alacağının 9.028,79TL, işlemiş faizinin 124,67 TL olmak üzere toplam borcun 9.153,46 TL olduğu, davacı tarafından talep edilen ek maliyetin üyelere verilen dairelerin m2 büyüklükleri farklı olmasına rağmen belirlenen ek maliyetin üye sayısına bölünerek bütün üyelere eşit tutarda belirlenmesinin eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle talep edilemeyeceği, alacağın yargılama sonunda belirlenmiş olması nedeniyle icra inkar, takip başlatılmasında davacının kötüniyetli olduğunun davalı tarafça ispatlanamaması nedeniyle de kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmayacağı anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Davalının Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile asıl alacak 9.028,79-TL, işlemiş faiz 124,67-TL olmak üzere toplam 9.153,46-TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı tarafın icra inkar tazminatı, davalı tarafın ise kötü niyet tazminatı taleplerinin yasal şartları oluşmaması nedeniyle reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı / davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil …’un, davacı kooperatifin 266 sıra nolu üyesi olduğunu, ancak Kayseri 8. Noterliğince gönderilmiş olan 13/08/2009 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkilin, S.S. … KONUT YAPI KOOPERATİFİ Yönetim Kurulunca 13/08/2009 tarih 103 sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarıldığı bildirildiğini, bunun üzerine müvekkil ilgili karara itiraz etmediğini, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/ 4 ile Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14/3 maddesi uyarınca davacı kooperatif yönetim kurulunca verilen karar kesinleştiğini, Kooperatif Yönetim kurulunca verilen kararın kesinleşmesi üzerine müvekkil, kooperatif varlığı üzerinde hak sahibi olduğu ödemelerin kendisine yapılmasını talep ettiğini, dairenin günün şartlarındaki rayici belirlendiğini ve müvekkilin ödemesi lazım gelen miktar tespit edildiğini, müvekkil tespit olunan tutarı ödeyebilmek için … /kayseri şubesinden … başvuru numarası ile kredi çekmiş ve davacı kooperatifin banka hesabına konut bedeli olarak havale yaptığını, ödeme işleminin tamamlanması üzerine, tapuda Kayseri İli … İlçesi … Mahallesi … pafta …ada … parsel üzerinde kaim zemin kat … nolu bağımsız bölüm müvekkil lehine 14/02/2011 tarihinde ferdileştirildiğini, kesin maliyet hesabı icra takibine konu yapıldığını ve icra takibine yapmış oldukları itiraz neticesinde yerel mahkemede görülmüş olan itirazın iptali davası açıldığını, yerel mahkemenin gerekçesi esas olarak 25/02/2020 tarihinde alınmış bilirkişi raporuna ve 13/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna dayandığını, bu nedenle istinaf itirazlarının esas olarak bilirkişi raporlarına dayandığını, zira hukuka aykırı şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporları davanın gerekçesini oluşturduğunu, bilirkişinin, müvekkilin kooperatif ortağı olduğuna ilişkin değerlendirme kıstasının mantıksızlığının hukuki açıklaması bulunmadığını, ayrıca bilirkişinin, müvekkilin kooperatif ortağı olduğuna ilişkin sunmuş olduğu yargıtay kararları iş bu davaya uygunluk arz etmediğini, zira bilirkişi, raporuna eklemiş olduğu yargıtay kararlarının konusu kooperatif üyeliğinden istifa halinde istifa eden kooperatif ortağının sorumluluğu olduğunu, ancak müvekkil kooperatif ortaklığından istifa etmediğini, müvekkil, davacı kooperatif tarafından ihraç edildiğini, zira Kayseri 8. Noterliğince gönderilmiş olan … tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkilin, S.S. … KONUT YAPI KOOPERATİFİ Yönetim Kurulunca 13/08/2009 tarih 103 sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarıldığı bildirildiğini, kooperatifler ticari şirketler olması nedeni ile kooperatif hukuku alanına şamil bilgi birikimi Ticaret Hukukçularında bulunduğunu, bu hususu arz etmemizin nedeni bilirkişinin ticaret hukuku ile değil iktisat ilmi iştigal ediyor olduğunu, bu husus göz önüne alındığında bilirkişiden kooperatif üyeliğinin devam edip-etmediğine ilişkin makbul bir nitelendirme yapması beklenemeyeceğini, hukuk kaidelerince makbul bir nitelendirme yapmadığı da aşikar olduğunu, bilirkişi, kök raporunda olduğu gibi ek raporunda da hukuki nitelendirme ve değerlendirmede bulunduğunu, müvekkil kooperatiften ihraç edildiğini, bu durumda sözleşme taraflarının sözleşmeye konu edimlerin ifası borcu değil, ifa dışı nedenle sözleşmenin sonlandırılmasından kaynaklanan sözleşmenin tasfiyesi borcu söz konusu olduğunu, davacı kooperatif, müvekkil adına ferdileştirmeyi; müvekkilin kooperatif üyeliğinin sonlanmasından kaynaklanan aidatların iadesi alacağının karşılığı olarak yaptığını, maddi ve hukuki denetim yapılarak yerel mahkeme kararının bozularak kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece reddedilen 2.716,98 TL, 24 ay eşit taksite bölünen ek maliyet tutarının ilk 4 taksiti olduğunu, kooperatifin davalıdan talep ettiği toplam ek maliyet hesabı ise 16.301,89 TL olup, bu tutar HMK m. 341’de öngörülen kesinlik sınırından yukarıda olduğunu ve verilen kararın istinaf yolu açık olması gerektiğini, istinafa konu ilam miktar itibari ile kesin olmayıp HMK m. 341 hükmü gereğince istinaf incelemesine açık olduğunu, kaldı ki tarafımızca katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu için karar kesin olsa dahi HMK 348 gereğince kesinlik sınırından etkilenmediğini, yetkiye istinaden toplam 260 ortağa icra takibi yapıldığını, aleyhine takip yapılan yaklaşık 150 ortak takiplere itiraz ettiğini, itiraz eden ortaklara itirazın iptali davaları açıldığını, yerel mahkeme kooperatifin açmış olduğu itirazın iptali davasını gerekçeler ile kesin hesap maliyetini kabul etmiş olup ek hesap maliyetini reddettiğini ve müvekkil kooperatif lehine icra inkar tazminatına hükmetmediğini, ek maliyet hesabı ile tespit edilen bedelin üyelere tahsis edilen daire m2’lerine göre dağıtılması gerektiği yönündeki beyanlar eksik incelemeye ve yanlış değerlendirmeye dayanması sebebiyle hükme esas alınan rapor yanlış değerlendirme ile düzenlendiğini, dava konusu maliyet hesabı kesinleşmiş olduğundan bilirkişilerce bu maliyet hesabına ilişkin yerindelik denetimi yapılamayacağını, mahkemece faiz oranı yıllık %9 alınmış olup alınması gereken oran yıllık %18 olduğunu, yerel mahkeme alacağın yargılama sonunda belirlenmiş olması gerekçesi ile icra inkar tazminatı talebimiz haksız yere reddedildiğini, davalı alacağın tümüne itiraz etmiş olsa bile itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu tespit edilen miktar üzerinden icra inkâr tazminatına mahkûm edileceğini, zira borçlunun itirazı borçlu olduğu tespit edilen kısım için haksız olduğunu, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle davalının kooperatif ortağı olmadığını, daha önce çıkartılan kesin hesap maliyetini ödediğini, üyeliğinin sonlandığından bahisle istinaf kanun yoluna başvurduğunu, davalının istinaf kanun yolu başvurusunun reddine, istinaf incelemesi neticesinde Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/5231 E. 2021/284 K. sayılı dosyası üzerinden verilen kısmen red kararının icra inkar tazminatı yönünden kaldırılmasına, davalı aleyhine %20′ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, kooperatif kesin ve ek maliyet alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine İİK’nun 67. Maddesi gereğince yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davacı kooperatif tarafından davalı kooperatif üyesi aleyhine, kesin ve ek maliyet alacağının tahsili istemiyle Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibine girişildiği, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın İİK’nun 67. Maddesi gereğince yasal bir yıllık sürede açıldığı anlaşılmıştır.Kooperatifinin 30/06/2018 tarihli Genel kurul toplantısında alınan 8. numaralı kararda; kesin maliyet sonucu (tapusunu alan dairenin teslimi alan ve almayan üyeler itibariyle ayrı ayrı veya birlikte) belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksit halinde ödenmesinin kabul edildiği, 9. maddesinde ise 2014 yılında yapılan kesin maliyet hesabından sonra … bank A.Ş’ nin başlattığı icra takipleri ve işletilen temerrüt faizleri sebebiyle çıkan ek maliyet ve ek ödemelerin görüşülüp karara bağlandığı, bu doğrultuda … bank’ın kooperatif için kullanılan kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeniyle yönetim kuruluna kök maliyete ek olarak ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyeti de kök maliyete ilave edilerek 8. madde şartlarında ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği görülmüştür.Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda; davacı Kooperatifin davalıdan 9.028,79-TL asıl alacak, 124,67-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.153,46 TL kesin maliyet alacağının olduğu tespit edilmiştir. Bilindiği üzere Kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur. (Yargıtay 23. HD 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar)
Bu durumda davacının talep edebileceği alacak tutarının 9.153,46-TL olduğu yönündeki mahkeme kararında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Aynı zamanda davacının davalı hakkında işbu ilamsız icra takibini başlatırken kötüniyetle hareket ettiği ve dolayısıyla İİK.67/2 mad gereği haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden koşullarının oluşmaması nedeniyle reddedilen kısım yönünden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya uygundur.Davacının katılma yoluyla istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirme: İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarının belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilir olduğunun kabulü için borcun bütün unsurlarının bilinmekte ya da bilinmesi gerekmektedir. Böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Olayımıza gelince; icra takibinin dayanağına ve niteliğine göre miktarı belli,hesaplanabilir yani likit olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, koşulları oluştuğu halde kabul edilen miktar üzerinden davacı alacaklı lehine takibin devamına karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra tazminatına da hükmedilmesi gerektiği halde yanılgılı sebeplerle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, davacının bu yöndeki katılma yoluyla istinaf sebebi yerindedir.Belirtilen nedenlerle davacının katılma yoluyla istinafı yerinde görülmekle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince araştırılacak başkaca husus bulunmadığından ve yeniden yargılamayı da gerektirmediğinden belirtilen yönlerden düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-Davacının katılma yoluyla istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/03/2021 tarih ve 2019/523 E – 2021/284 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı tarafından Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 9.028,79-TL asıl alacak, 124,67-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.153,46-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Takibin devamına karar verilen Asıl alacak miktarının %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 625,27 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 145,71 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye eksik kalan 479,56 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 145,71 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına (%75,87) göre hesap edilen 1.001,48 TL’sinin davalıdan, bakiye 318,52 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi ücreti 500,00 TL, 12 elektronik tebligat gideri 60,00 TL, 2 kep reddiyat gideri 1,00 TL, 1 tebligat gideri 16,20 TL ve 1 müzekkere gideri 15,00 TL olmak üzere toplam 592,20 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 449,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadğına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 2.910,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,”
4-Davalının istinaf başvurusu yönünden; Alınması gerekli 625,27 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 156,32 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye eksik kalan 468,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının istinaf başvurusu yönünden; İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davacıya iadesine,
6-Davalının istinaf başvurusu yönünden; davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacının istinaf başvurusu yönünden; İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 16,50 TL istinaf posta giderinin ve 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
9-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 01/12/2021