Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1866 E. 2021/2056 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1866
KARAR NO: 2021/2056
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2021
ESAS NO: 2020/533
KARAR NO:2021/505
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ:29/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIMTARİHİ: 29/11/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 30/06/2021 tarih ve 2020/533 Esas 2021/505 karar ilamına karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/07/2017 tarihli 30111 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7033 sayılı kanunun 27. Maddesi ile 3093 sayılı kanunda yapılan değişiklikle sanayi sicil belgesine sahip sanayi işletmelerinde kullanılan elektrikten alınan TRT payının kaldırıldığını, TRT payları ile KDV’nin iadesi için davalı ile arabuluculuğa başvurulmasına rağmen ana para dışında faiz ve vekalet ücreti bakımından anlaşılamadığını, anlaşılmayan kısımlar yönünden karar verilmesini talep ettiklerini, davacının davalıya ait bölgede bir sanayi işletmesi olduğunu, sanayi sicil belgesi bulunduğunu, davacının elektrik abonesi olarak davalı tarafından 31/08/2017 ile 31/12/2019 tarihleri arasındaki elektrik tüketim dönemlerinde düzenlenen faturaları % 2’lik TRT payı yansıtılmış hali ile ödediğini, 01/07/2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7033 sayılı kanunun 27. Maddesine yapılan atıf nedeni ile 3093 sayılı TRT gelirleri kanununun madde 4/2 –c ibaresinin eklendiğini, davacının 08/01/2020 tarihli dilekçesine davalının 14/01/2020 tarihli cevabı ile cevap verildiğini, davalı tarafça belirtilen dönemde kendilerinden haksız 115.428,25 TL tahsil edildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu, davalı ile 105.862,62 TL için anlaşma sağlandığını, faiz ve vekalet ücreti yönünden anlaşma sağlanamadığını belirterek herbir fatura ödeme tarihinden itibaren işleyecek fatura alacağı için şimdilik 7.500 TL ve arabuluculukta anlaşılan 105.862,62 TL için 14.006,95 TL olmak üzere toplam 21.506,95 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… davacı tarafça 01/07/2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7033 sayılı kanunun 27. Maddesine yapılan atıf nedeni ile 3093 sayılı TRT gelirleri kanununun madde 4/2 –c ibaresi nedeni ile davacıdan 31/08/2017 ile 31/12/2019 tarihleri arasında tahsil edildiği belirtilen TRT payları ile KDV’nin iadesinden kaynaklı ödenmeyen faiz ve vekalet ücretinin ödenmesi talep edilmiş olup, delillerin toplanmasından sonra bilirkişiden 03/03/2021 tarihli raporun alındığı, bilirkişi raporunda her bir ödemeden itibaren ayrı ayrı yapılan faiz hesabı sonucunda toplamın 16.485,72 TL olduğunun belirtildiği, davacının dava dilekçesinde faizin ödenmesini talep etmesine rağmen faiz türünün belirtilmemesi nedeni ile mahkememizce yasal faiz üzerinden yapılan inceleme sonucu tespit edilen bedelin dikkate alınması gerektiği anlaşılmış, her ne kadar arabuluculukta anlaşılan bedel üzerinden vekalet ücreti de esas hükümle birlikte talep edilmiş ise de, arabuluculuk sürecindeki vekalet ücreti anlaşmasının yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesi gerektiği görülmüş ve bu nedenle taleple bağlı kalınarak davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 7.500,00 TL faiz bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı taraf vekilleri süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; Yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna taraflarınca 17/03/2021 tarihli dilekçeleri ile yapılan itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, eksik inceleme sonucu verilen raporun hükme esas alınarak karar verildiğini, dava dilekçeleri ile arabulucukta anlaşılan miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücreti tarafından davaya konu edildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinden özetle; karara esas alınan bilirkişi raporunun davacının ara buluculuk görüşmelerinde anlaşmaya varılamayan hususlar olan faiz ve vekalet ücreti taleplerine ilişkin dava dilekçesinin esasa alınarak düzenlendiğini, dava taraf ile yapılan ara buluculuk faaliyetleri çerçevesinde ana uyuşmazlık konusu olan asıl alacak üzerinden anlaşmaya varıldığını, anlaşma gereği asıl alacağın tamamının davacıya ödendiğini, esas alınan bilirkişi tarafından yapılan faiz hesaplamasının hangi dava konusu asıl alacağa istinaden yapıldığınında taraflarınca anlaşılamadığını, bilirkişi raporuna hesaplama yönünde itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesine bakıldığında davacı tarafından talep edilen faiz miktarının 7.500,00 TL olduğunu bilirkişi raporunun en azından terditli olarak düzenlenmesi gerektiğini, bu husus da bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını, taleple bağlılık ilkesine aykırı davrandığının açık oluğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kısmen reddine bir diyeceklerinin olmadığını, kısmen kabule ilişkin kararı kabul etmediklerini, kabule ilişkin kısmın istinafen kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya kapsamında bulunan belgelerden somut olayda arabuluculuk konusu uyuşmazlığın davacı şirkete elektrik satımı nedeniyle düzenlenen faturalarda TRT payının kaldırılmış olmasına rağmen 31.08.2017-31.12.2019 tarihleri arasında mevzuata aykırı şekilde TRT payı tahsil edilmesinden kaynaklandığı görülmüştür. Öte yandan, davacının TRT payının yanı sıra bu alacaktan doğan faiz ile arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla vekalet ücreti taleplerinin de bulunduğu, tarafların arabuluculuk faaliyeti sonucunda sadece davacıya ödenen TRT paylarının iadesi konusunda anlaştıkları ve bu durumun tutanakla tespit edildiği, diğer hususların davacı tarafından dava konusu yapıldığı anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince bilirkişi raporu doğrultusunda işleyen faiz alacağından da davalının sorumlu tutulmasına karar verildiği ancak mahkemece davacının arabuluculuk faaliyetinden ötürü vekalet ücreti talebi ayrı bir müddeabih (Dava konusu) olmasına rağmen bu talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeyerek yanılgılı olarak söz konusu talebin (Müddeabihin) arabuluculuk ücreti olarak değerlendirdiği görülmüştür.Şu hale göre mahkemece dava dilekçesinde dava konusu (Müddeabih) yapılmış müstakil bir vekalet ücreti talebi olması hususu üzerinde durulmadan bu hususta ayrıca olumlu ya da olumsuz bir hüküm tesis edilmeden eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu itibarla; davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun belirtilen yönden ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan kabulü ile; KAYSERİ 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 30/06/2021 tarih ve 2020/533 esas ve 2021/505 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflardan tahsil edilen istinaf karar harçlarının istekleri halinde kendilerine iadesine,
4-İstinaf edenlerce yapılmış istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/11/2021