Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1803 E. 2021/2008 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1803
KARAR NO: 2021/2008
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2021
ESAS NO: 2017/652
KARAR NO: 2021/436
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2021
İSTİNAF KARARYAZIM TARİHİ: 25/11/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ nin istinafa konu edilen 15/06/2021 tarih ve 2017/652 E – 2021/436 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin kuruluşu aşamasında … adına kayıtlı bulunan 25 adet gayrimenkulün şirkete sermaye olarak konulduğunu, şirkette resmiyette olmasa da gayriresmi olarak …’in oğlu …’in de hissedar olduğunu, şirket ortaklarının ilk olarak hisselerini …’a devrettiklerini, akabinde ise şirket hisselerinin davalı …’na devredildiğini, şirket hisselerinin davalı …’a devredildiği esnada sermaye olarak konulmuş olan 25 taşınmazdan 24 tanesinin şirket adına kayıtlı olduğunu, davalı …’ın bir takım işlemlerin tamamlanması amacıyla şirketi emaneten yönettiğini, …’ndan sonra şirketin …’a devredildiğini ve …’ın şirketi devralmasından sonra muhasebecisi tarafından bilgilendirildiğini ve şirket adına kayıtlı olması gereken taşınmazların muvazaalı olarak davalı …’ın annesi olan diğer davalı …’a, yine … tarafından kurulan davalı … Ltd. Şti’ye ve diğer davalılara devredildiğini öğrendiklerini, bu haliyle muvazaa ile şirket mallarının kaçırıldığını belirterek taşınmazların yeniden şirket adına tescili, olmadığı taktirde bedellerinin ödenmesi amacıyla eldeki dava açılmıştır. Davalılar …, … ve… Oto. … San. Tic. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın şirket kurucusu olmadığını, davalı …’nın şirket hisselerini devralmadan önce btün muhasebe kayıtlarını incelediği ve … ‘ın şirket hissedarı olduğu yönünde bir bilg ve belgeye rastlanmadığını, şirketin … …’a tapu devri veya takip halinde tapu bedeli ödeme yükümü altına girmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, şirketin …’a emanet olarak verildiği hususunun gerçeği yansıtmadığını, …’ın şirkete ait taşınmazları muvazaalı olarak üçüncü kişilere devrettiği iddiasının da doğru olmadığını, …’ın …’a şirket hissesi devrederken hiçbir vaatte bulunmadığını, davalı …’ın …’ın annesi olup iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, davalı …’ın muvazaalı işlemlerde bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı takdirde ise tazminat talebine ilişkindir. Somut davada davacı taraf şirket malvarlığının usulsüz ve muvazaalı devri nedeniyle devralanlardaki gayrimenkullerin şirket lehine tapu iptali ve tescilini talep ederken davalılar ise bu hususların gerçek olmadığını beyan ederek davanın reddini istemişlerdir. Dosya içerisinde yer alan Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde davacı şirketin 11/12/2014 tarihinde kurulduğu ve şirketin kurucularının …, …, …,… ve … olduğu anlaşılmıştır. Şirketin ortakları ve şirket adına temsilcileri sözleşme başlığı altında bir belgeye imza atmış olup, bu belgede davacı şirketin gerçek hisse durumunun belirtilmesi ve şirkete ayni sermaye olarak konulan taşınmazın bedelinin kime ne surette ödeneceğine ilişkin olduğu, şirketin hisselerinin %33,33 olarak …, … ve … …’a ait olduğu, … …’a vekaleten … … tarafından şirkete sermaye olarak 25 adet tapunun şirketin faaliyet konusu ile ilgili işlemler neticelenip Tarım Bakanlığı tarafından verilecek destek şirkete ödendiği zaman sözleşmenin konusu olan tapuları dilediği zaman dilediği miktarda …’a iade etmeyi kabul ettiklerini, istenirse bunların bedelini şirket veya ortaklardan talep edilebileceğini, bunun seçim hakkının … …’a ait olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda her ne kadar davaya konu taşınmazların devirleri ile ilgili olarak davalı … ve akrabaları olanlar yönünden kötüniyetli olarak devirlerin gerçekleştiği kabul edilerek tapu iptalinin gerekeceği, …’nın akrabası olmayan kişilerin ise tapuları devralırken iyiniyetli olduklarının kabul edilmesi halinde ise davalılar … ve … …. Ltd. Şti’nin tazminat ile yükümlü olacakları yönünde görüş bildirilmiş ise de, davalılar …, … ve … Sanayi Ticaret Ltd. Şti’nin dava tarihi itibarı ile davaya konu edilen taşınmazların maliki olmadıkları anlaşılmakla işbu davalılara husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek davalılar …, … ve … Sanayi Ticaret Ltd. Şti hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş olup davacı tarafça tapu iptali ve tescil talepleri yerinde görülmediği takdirde tazminat talep edildiği görülmüş ise de, bu davalıların davaya konu sözleşmenin tarafı olmadıkları, ayrıca dinlenen tanık beyanları ile taşınmaz devirlerinin muvazaalı olduğu ispatlanamadığından davacının davalılar davalılar …, … ve … … Sanayi Ticaret Ltd. Şti hakkındaki tazminat taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Davalılar … …, … ve … yönünden ise dava tarihi itibarıyla bu davalıların taşınmazların maliki olsalar da, yine sözleşmenin tarafı da olmadıkları anlaşılmakla, mahkememizce tazminata hükmedilebilmesi için tapuların devirleri ile ilgili kötüniyet ve muvazaa olup olmadığı irdelendiğinde, tanık beyanlarında 25 adet taşınmazın davacı şirket kurulurken sermaye olarak konulduğu ve sonrasında gerçekleşen devirler ile ilgili muvazaanın olduğu yönünde bir bilgi olmadığı anlaşılmakla, gerek dosya arasındaki tapu kayıtları, gerekse tanık beyanları ile davaya konu edilen taşınmazların muvazaalı olarak devrolduğuna dair bir kanaat oluşmadığından davacının davalılar … …, … ve … hakkındaki davasının da reddine karar vermek gerekmiş olup, Davalılar …, … ve … Sanayi Ticaret Ltd. Şti hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, Davalılar …, … ve … Sanayi Ticaret Ltd. Şti hakkında açılan tazminat davasının REDDİNE, Davalılar …, … ve … hakkında açılan davanın REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/652 Esas ve 2021/436 Karar sayılı 15/06/2021 tarihli kararı hukuka aykırı olup, müvekkil şirket lehine kararın kaldırılması gerektiğini, 20/11/2020 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi raporu hukuka ve usule uygun olup hüküm kurmaya elverişli olduğunu, mezkur rapora göre; “…davacı şirket ile davalı … Ltd. Şti.’nin tüm payları davalı …’na ait iken gayrimenkul devir işlemlerinin yapılması, daha sonra kısa zaman içinde gayrimenkullerin gerçek kişilere devredilmesi, …’nın şirket paylarını devralacak yeterli sermaye ve bilgi birikimine sahip olmamasına rağmen davacı şirketin tüm paylarını devralması ve sonra bedelsiz olarak … ‘a devretmesi, diğer bir şirket kurup gayrimenkulleri devretmesi ve oradan da bazı gerçek kişilere devri, şirketlerin tek pay sahipliğinin bulunması esas alındığında davalı … Ltd. Şti.’nin tüzel kişilik perdesi de kaldırıldığında yapılan devir işlemlerinin MK. Md. 2 aykırı kötü niyetli olduğu, bu şirketten gayrimenkulleri devralan …’nın akrabalarının da kötü niyetli olarak devri gerçekleştirdikleri, bunlardaki gayrimenkullerin tapu iptali gerektiği…” yazılı olduğunu, ayrıca, dosyaya sunulan 05/03/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda da, davaya konu taşınmazların tapu devir tarihindeki, dava tarihindeki değerleri tespit edilmiş ve ayrıca tapu devrindeki resmi senetteki bedel de gösterildiğini, rapor incelendiğinde taşınmazların devir bedellerinin, gerçek değerlerinden çok çok aşağıda gösterildiği görüldüğünü, yapılan yargılamada, toplanan delillerin değerlendirilmesinde, muvazaalı şekilde taşınmazların devir edildiği görüldüğünü, yerel mahkeme kararının kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Eldeki davada; davacı şirkete sermaye olarak konulan taşınmazların, şirketin eski yöneticisi ve hissedarı olan … tarafından muvazaalı olarak mal kaçırmak kastıyla devredilmiş olması nedeniyle söz konusu taşınmazların şirkete geri döndürülmesi talep edilmektedir.HMK’nun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Somut olayda, davacı şirketin kuruluşu aşamasında şirkete sermaye olarak konulan taşınmazların, şirketin eski yöneticisi ve hissedarı olan … tarafından muvazaalı işlemlerle ve mal kaçırmak kastıyla elden çıkartıldığı, bu şekilde şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla eldeki dava açılmış olup, davacı tanığı olarak dinlenen davacı şirketin bir kısım kurucu ortaklarının beyanları, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı karşısında; davacı …Hayvancılık Ltd. Şti’nin kurulurken, şirket sözleşmesi dışında yapılan sözleşme gereğince dava dışı … …’ın şirketin gizli ortağı olduğu, kuruluş aşamasında davacı şirketin sermayesinin bulunmaması nedeniyle dava dışı …’ın babası …’a ait olan taşınmazların -Tarım Bakanlığından teşvik alınması- amacıyla şirkete devredildiği, şirket pay sahipleri değişse de …’ın şirketle organik ve gizli ortak olarak bir bağa sahibi olduğu, davalı … tarafından işlemlerin dava dışı …’ın bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığı, esasen dava konusu taşınmazların hiçbir zaman şirkete sermaye olarak konulmadığı, söz konusu işlemin yalnızca Tarım Bakanlığından teşvik alınması amacıyla yapıldığı, TMK’nun 2. Maddesi gereğince herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uyması gerektiği, hiç kimsenin kendi muvazaasından faydalanamayacağı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin uyuşmazlık konusu maddi olgulara yönelik tespit ve hukuki değerlendirmelerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, söz konusu tespit ve değerlendirmelerin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirildiğinden, ileri sürülen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ nin istinafa konu edilen 15/06/2021 tarih ve 2017/652 E – 2021/436 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2021