Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1786
KARAR NO: 2021/1934
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2021
ESAS NO: 2021/575
KARAR NO: 2021/769
DAVANIN KONUSU: Kooperatife Kayyım Atanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/11/2021
İSTİNAF KARARYAZIM TARİHİ: 10/11/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/10/2021 tarih ve 2021/575 E – 2021/769 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatif tarafından müvekkillere halen kooperatif üyesi olduğundan 2019 yılında alınan genel kurul kararı gereği kesin maliyet bedelini ödemediğinden bahisle dava açıldığı ve yerel mahkemelerde davalı kooperatifin kesin maliyet talepleri kabul edilmiş olup, bunun üzerine müvekkilleri ve dava dışı bir kısım üyelerin 1163 sayılı yasa gereği azınlık olarak yönetim kuruluna başvuru yapmak suretiyle genel kurulu toplantıya çağrılması talebine kooperatif yönetim kurulunca olumlu yanıt verilmediğini, ardından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne vermiş olduğu 20/08/2021 tarihli dilekçede 2021 dönemi için genel kurul yapılacağının belirtildiğini, davalı kooperatifin 26/09/2021 tarihinde yapacağı genel kurul öncesi sırf genel kurulda istedikleri kararların alınabilmesi için genel kurul öncesi 150 kişiden fazla üye alımı yaptığını, gerek kooperatif tarafından açılan kesin maliyet talepli davalarda dava dilekçelerinde, gerek yargılama esnasında kooperatif başkanının beyanı, gerekse Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden verilen yazı cevabında halen konutu teslim edilemeyen üyeler olduğunun beyan edildiği, kooperatifin konutunu teslim etmediği üyeler olmasına rağmen halen üye alımı yapmasının kötü yönetimin bir göstergesi olup, yönetimi kaybetmemek adına genel kuruldan lehlerine kararlar çıkarabilmek adına kendi lehine oy kullanabilecek üye alımı yaptıklarını bildirerek davalı kooperatife denetim ve yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; kooperatifin organsız kaldığı iddiasına dayalı kayyım atanmasına ilişkin bir davanın hem kooperatife, hem de görevden azli istenilen mevcut yöneticilere karşı açılmak zorunda olduğunu, davada husumetin eksi olarak yönetilmiş olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, işbu davanın müvekkili kooperatifin, tapusunu alıp kesin maliyet borcunu ödemeyen kooperatif üyelerinden kesin maliyet bedeli istemli davaların lehlerine karara çıkması sonucu devam eden davalı sürüncemede bırakmak ve yargılamayı uzatmak amacıyla tamamen kötüniyetle açıldığını, bu nedenle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca müvekkili kooperatif nezdinde organ boşluğu veya kayyım atanmasını gerektiren herhangi bir durumun söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davacılar vekilince davalı kooperatifin yönetimi kaybetmemek adına genel kurul öncesi kooperatife yeni üye alımı yaptığı, gerek kooperatif tarafından açılan kesin maliyet talepli davalarda dava dilekçelerinde, gerek yargılama esnasında kooperatif başkanının beyanı, gerekse Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden verilen yazı cevabında halen konutu teslim edilemeyen üyeler olduğunun beyan edildiği, kooperatifin konutunu teslim etmediği üyeler olmasına rağmen halen üye alımı yapmasının kötü yönetimin bir göstergesi olup, yönetimi kaybetmemek adına genel kuruldan lehlerine kararlar çıkarabilmek adına kendi lehine oy kullanabilecek üye alımı yaptıkları iddia edilerek kooperatife yönetim ve denetim kayyımı atanması talep edilmiş ise de, yukarıda bahsedilen kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere kayyım atanması için kooperatifin organsız kalması gerekmektedir. Mahkememizce Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Konut Yapı Kooperatifi’nin sicil dosyasının bir sureti celbedilmiş olup, gelen kayıtlar incelendiğinde kooperatifin yönetim kurulunun mevcut olduğu, dolayısıyla organsız kalmadığı anlaşılmaktadır. Davalı kooperatifin organsız olduğu iddia edilmemiş olup, kooperatif yönetim kurulunun görevden alınmasını gerektiren somut bir delil de sunulmamıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı kooperatife kayyım atanmasını gerektiren bir durum olmadığı sonucuna ulaşılarak davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin evini teslim alan yaklaşık 190 üyeye daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin hatalı olduğu bu sebeple yeniden kesin maliyet çıkarılarak alacak davası açılmasına dair 2019 yılı genel kurulu sonrasında müvekkiller de dahil yaklaşık 190 kişiye dava açıldığını ve kararlar üyelerin aleyhine çıkmaya başladığını ve akabinde müvekkillerin de yer aldığı azınlık üyeler olağanüstü genel kurul yapılması talebiyle kooperatif yönetim kuruluna başvurduğunu ve yönetim kurulunun genel kurul talebini reddetmesi üzerine Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne başvurulduğunu, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü kooperatif yönetim kuruluna olağanüstü genel kurul yapması çağrısında bulunduğunu ve kooperatif yönetim kurulu ise 26.09.2021 tarihinde genel kurul yapmak üzere karar alındığı belirtildiğini, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü yönetim kurulu üyelerinin 26.09.2021 tarihinde yapılacak genel kurul öncesi sırf genel kurulda istedikleri kararların alınabilmesi için 163 yeni üye kaydı yapıldığını ve yeni üye kaydı yapılan kişiler mevcut üyelerin akrabaları olup bu hususun tespiti için 21.09.2021 tarihli talebi ile Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak kooperatif tarafından 26.09.2021 tarihinde yapılacak genel kurul öncesi, genel kurula davet edilenlere çıkarılan tebligatları gösterir posta tevdi listesi talep edildiğini ve Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nden gelen müzekkere yanıtında da görüleceği üzere mevcut üyeler ile aynı soyismi taşıyan hatta aynı adreste bulunan bir çok kişi üye olarak kaydedildiğini ve genel kurula davet için tebligat çıkarılmış olup Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünden gelen yazı cevabı ile de bu hususun ortada olduğunu, buna rağmen iddiaları ispata arar somut delil bulunmadığından bahisle talebin reddedilmesinin hatalı olduğunu, davalı kooperatif 26.09.2021 tarihinde yapacağı genel kurul öncesi sırf genel kurulda istedikleri kararların alınabilmesi için genel kurul öncesi 163 yeni üye alımı yaptığını, davalı kooperatif ile üyeler arasında devam eden kesin maliyete ilişkin davalarda gerek bilirkişi raporlarında gerek mahkeme kararlarında kooperatif tasfiye edilene kadar kooperatif ile üyenin ilişin kesilemeyeceği vurgusu yapıldığını, davalı kooperatif de bu doğrultuda hareket ederek müvekkillerin kooperatiften çıkışının serbest olmayacağını, ilişiğinin kesilmediğini beyan ederek yargılamaya devam edildiğini, davalı kooperatif yönetimi muhtemeldir ki yönetimi kaybetmemek adına genel kurul öncesi kooperatife yeni üye alımı yaptığını, gerek kooperatif tarafından açılan kesin maliyet talepli davalarda dava dilekçelerinde gerek yargılama esnasında kooperatif başkanın beyanı gerekse Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne verilen yazı cevabında halen konutu teslim edilemeyen üyeler olduğu beyan edildiğini, Kooperatif konutunu teslim etmediği üyeler olmasına rağmen halen üye alımı yapması kötü yönetimin bir göstergesi olup, yönetimi kaybetmemek adına genel kuruldan lehlerine kararlar çıkarabilmek adına kendi lehine oy kullanabilecek üye alımı yaptıklarını, müvekkiller açısından telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermemek adına tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E sayılı dosyada yerel mahkeme tarafından 22.09.2021 tarihli ara kararı ile tedbiren denetim kayyımı atanması talebinin reddine dair ara kararın istinafı talebinin kabulü ile tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davada husumet eksik olarak yönetilmis mevcut kooperatif yönetimi hasım olarak gösterilmediğini, sonradan dahili dava yoluyla taraf teşkilinin de mümkün olmaması sebebiyle davanın esasına girilmeden usulden reddi gerektiğini, öncelikle iş bu dava müvekkil kooperatifin, tapusunu alıp kesin maliyet borcunu ödemeyen kooperatif üyelerinden kesin maliyet bedeli istemli davaların lehimize karara çıkması sonucu devam eden davaları sürüncemede bırakmak ve yargılamayı uzatmak amacıyla, tamamen kötüniyetle açılmış olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesi uyarınca bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde TTK’nun Anonim şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörüldüğünü, anonim şirkete yönetim kayyumu atanabilmesi için bazı yasal koşulların gerçekleşmesi gerektiğini, görevli asliye ticaret mahkemesi anonim şirkete fesihten önce şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre tayin ederek eksikliği gidermesi için bir olanak sağladığını, kooperatifin organ yokluğunu sağlayacak durumlar ve bu hallerde kayyum atanacağını, müvekkil kooperatif nezdinde söz konusu durumların hiçbiri gerçekleşmemekte olup organ boşluğunu veya kayyum atanmasını gerektiren herhangi bir durum söz konusu olmadığını, kooperatife kayyım atanması istemi tamamen hukuki dayanaktan yoksun olup istemin reddi gerektiğini, müvekkil kooperatif tarafından 26.09.2021 tarihinde yapılan genel kurul için tüm üyeler usulüne uygun davet edildiğini, müvekkil kooperatif, pandemi şartlarına uygun yer bakmaya devam etmekte olup yasa ve usulune uygun genel kurulun gerçekleşmesi için tüm çabayı harcadığını, genel kurul davetiye listesi ve hazirun listesinde görüleceği üzere belirtilen üyelerin tamamı genel kurula davet edildiğini, öyleki bu üyelerin, 26.09.2021 tarihli genel kurula da katılmış olup hazirun listesini imzaladıklarını, davacının listesi verilen isimlerden; …, …, …, … isimli kişiler müvekkil kooperatif üyesi olmadıklarını, bu isimlerin davacı tarafca sehven veya Mahkemeyi yanıltmak maksadıyla yazıldığını, davacıların isim listesini sunduğu dava dışı şahısların katıldıkları genel kurulda hazirun listesine imza atmalarına rağmen davet edilmediğini iddia etmeleri, hatta kooperatif üyeliği dahi bulunmayan şahısların isimlerin listeye eklenmesi davacıların ne denli kötü niyetli olduklarını gözler önüne serdiğini, usulsuz üye alımı hukuken kayyım atanması davasının bir nedeni olmasa ve bu sebeple de mahkemece bu dava ile ilgili herhangi bir inceleme yapılamayacak da olsa davacı vekilinin iddia ettiği şekilde üye alımı söz konusu olmadığını, davacının haksız ve yersiz istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kooperatife denetim ve yönetim kayyımı atanması istemine ilişkindir. Davacılar üyesi bulundukları davalı kooperatifin, yapılacak olan genel kurul toplantısı öncesinde, istedikleri kararları alabilmek ve kooperatifin yönetimi kaybetmemek amacıyla muvazaalı olarak kooperatife yeni üye alımı gerçekleştirdiklerini, iş bu kötü niyetli eylemlerinden dolayı kooperatife denetim ve yönetim kayyımı atanması amacıyla eldeki davayı açmış olup, yerel mahkemece; TMK’nun 403/2. ve TMK’nun 427/4. Maddeleri uyarınca kooperatif organlarının iş başında bulunduğu sürece, diğer bir deyişle kooperatifin zorunlu organlarından yoksun kalması dolayısıyla çalışamaz hale gelmesi durumunun söz konusu olmadığından ve kooperatif yönetim kurulunun görevden alınmasını gerektiren somut deliller sunulmadığından bahisle, duruşma açılmaksızın, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
HMK’nın 320/1.maddesinde “Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Her ne kadar mahkemece TTK 1521 maddesi gereğince basit usule tabi işbu dava yönünden HMK 320. maddesi gereğince tarafların iddia ve savunmaları konusunda duruşma açılmaksızın, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda hüküm tesis edilmiş ise de, eldeki davanın niteliği itibarıyla çekişmeli bir dava olduğu, davacılar tarafından dava dilekçesindeki iddialarının münhasıran “kooperatifin organsız kaldığı”na ilişkin olmadığı, HMK’nun 320. Maddesindeki “… mümkün olan hâllerde…” şartının; diğer bir deyişle tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebileceğine dair koşulların somut uyuşmazlık/dava açısından gerçekleşmediği, zira işbu davada ileri sürülen iddialar ve dayanılan deliller yönünden mahkemece taraflar duruşmaya davet edilmek suretiyle, iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konuları tespit edildikten, tarafların ileri sürdüğü tüm deliler toplanıp, gerektiğinde gösterilen tanıklar da dinlendikten ve ileri sürülen maddi vakıalar konusunda davalı kooperatifin ilgili dönemine ait defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle, konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden rapor alınıp, bu şekilde tüm eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu eksiklikler giderilmeden, HMK’nun 320. maddesindeki koşullar bulunmadığı halde duruşma açılmaksızın, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuş, bu şekilde eksik inceleme, araştırma ve değerlendirme sonucunda hüküm tesis edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/10/2021 tarih ve 2021/575 E – 2021/769 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.09/11/2021