Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1768 E. 2021/1946 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1768
KARAR NO: 2021/1946
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2021
NUMARASI: 2018/973Esas- 2021/590 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İSTİNAF KARAR YAZIMTARİHİ: 11/11/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2018/973 Esas 2021/590 Karar sayılı ilamına karşı , davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 28/12/2018 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalılar adına Beyoğlu 41. Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin düzenlendiğini ve davalılara gönderildiğini, ödeme ihbarnamesinin karşı tarafın sözleşme icabı belirttikleri iş yeri adresinde daimi çalışanlara 08/01/2018 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalıların söz konusu ihtarnameyi tebliğ almasına rağmen olumlu veya olumsuz bir cevap vermediklerini, ihtarnameye uyulmaması nedeniyle İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile 14/02/2018 tarihinde Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip başlatıldığını, icra dosyasında borçlulara gönderilen ödeme emirlerinin 15/02/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalıların İzmir 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına ikametgah adreslerinin … olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını ve kendilerinin de bunu uygun görmesi üzerine icra müdürlüğü’ne dilekçe vererek dosyanın Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasına kaydının yaptırıldığını, ilgili dairede yeniden ödeme emri gönderildiğini ve davalılara Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 16/08/2018 tarihinde tebligat yapıldığını, 27/08/2018 tarihinde davalı – borçlular tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde takibe itiraz edildiğini, Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığını, davalı tarafın iddia ettiği gibi icra takibinin mesnetsiz olarak başlatılmadığını, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile başlatıldığını, icra dosyasına konu borcun taraflar arasında kurulan 10/01/2017 tarih … numaralı faktoring sözleşmesine dayandığını, borçlular …, …, … ve …’ın sözleşmede müteselsil kefil olduğunu, ayrıca davalı borçluların sözleşmedeki imzaya itiraz ettiklerini, belgeler incelendiğinde imzaların kendilerine ait olduğunun ortaya çıkacağını, davalı borçluların borçlu olduklarını bildiği halde sadece icra takibini semeresiz bırakmak ve mal kaçırmak maksadı ile icra takibine itiraz ettiklerinden bahisle davanın kabulü ile davalıların icra dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılar vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacı banka tarafından müvekkilleri aleyhine Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, itiraz dilekçesinde de belirttikleri üzere ödeme emrinin ekindeki hiçbir evrakın müvekkillerine tebliğ edilmediğini, sadece tebligat mazbatasına “örnek 7 ödeme emri ve takip dayanak belgeleri mevcuttur” şerhi düşüldüğünü, müvekkillerinin beyanlarına göre bahsedilen sözleşmeye atılan imzaların müvekkillerine ait olmadığını, takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesinin TBK’nun 20. ve diğer maddeleri gereğince geçersiz olduğunu, önceden matbu olarak hazırlanmış, diğer tarafın müdahale edemediği, müzakere edilemeyen bir sözleşme genel işlem koşulu gereğince geçersiz olacağını, genel kredi sözleşmesinde müvekkillerinden … ve … … kardeşlerin ve eşlerinin, kefil olarak bulunduğunu ancak kefilliğin geçerli unsurlarını taşımadığından dolayı sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkillerinin bahsedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borçları olmadığını, davacı tarafından müvekkillerinden çek alındığını, bahsedilen çeklerin halen davacı uhdesinde olduğunu, çeklerin bir kısmının ödendiğini, bir kısmının da süresine beklediğini, kredi kullanırken verilen çekler zamanında ödenir ise ve davacı tarafın da bu davada haklı çıkması durumunda mükerrer ödeme söz konusu olacağını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı dikkate alındığında, öncelikle … Faktoring A.Ş. ile …. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 10/01/2017 tarihli 150.000-USD meblağlı, 20 sayfadan ibaret faktoring sözleşmesinin 15.sayfasında “Müşteri/Müşteriler” bölümünde “…. San ve Tic. Ltd. Şti. …” içerikli kaşe izi üzerinde atılı bulunan imzanın 16. sayfasında “müteselsil kefil 1” bölümünde “…. San ve Tic. Ltd. Şti. …” içerikli kaşe izi üzerinde atılı bulunan imzaların kefiller … …, … …, ve … …’ın eli ürünü olduğu, bu durumda, asıl şirket ile kefillerin kefalet sözleşmesi içeriğinden sorumlu oldukları, kefaletlerin TBK 581. vd. maddelerine uygun olduğu, buna göre bankacı bilirkişi tarafından belirlenen, davacı … Faktoring A.Ş. firmasının davalı borçlu …. Tic. Ltd. Şti. Firmasından 27.03.2018 icra takip tarihi itibariyle karşılıksız olması nedeniyle arkası yazılan 12.12.2017 tarihli çekten kaynaklanan 64.175,40-TL asıl alacak, 1.010,76-TL işlemiş faiz ile toplam 65.186,16-TL ve henüz vadesi gelmemiş 23.02.2018 vadeli 75.000,00-TL tutarındaki çekten kaynaklı alacağı ile birlikte davacı şirketin davalıdan icra takip tarihi itibariyle 139.175,40-TL asıl alacak, 1.010,76-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 140.186,16-TL alacağının bulunduğu, davacı … Faktoring A.Ş. firması ile davalı borçlu …. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Faktoring sözleşmesinin diğer davalılar … …, … …, ve … …tarafından 10.01.2017 tarihinde 150.000,00-USD (Yüzellibin Amerikan Doları) tutarına kadar müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görüldüğünden, davacı şirketin davalıdan icra takip tarihi itibariyle 139.175,40-TL asıl alacak, 1.010,76-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 140.186,16-TL alacağına … …, … …ve … …’ın müteselsil kefaletlerinin bulunduğu, sözleşmedeki … adına atılan imzanın …’a ait olmadığı ayrıca ayrıntılı inceleme gerektiği anlaşılmakla bu davalı hakkındaki davada tefrik edilmekle, işbu davada sorumlu tutulmamış olup bu davalı dışındaki davalılar yönünden 12.12.2017 vadeli çek için 09.01.2018 temerrüt tarihinden itibaren 64.175,40-TL tutara %-15,75 oranında faiz işletilebileceği, icra takip tarihinde henüz vadesi gelmemiş olan 23.02.2018 vadeli 75.000,00-TL tutarındaki çekin vadesinde karşılıksız kalması nedeniyle 75.000,00-TL için 23.02.2018 tarihinden itibaren %15,75 oranında faiz işletilebileceği davacının takip talebinde asıl alacak 139.830,79TL olarak talepte bulunduğu ve bu değer üzerinden dava açtığı anlaşılmakla, davalıların, Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile, asıl alacak (64.175,40TL ve 75.000,00TL toplam)139.175,40-TL yönünden takibin devamına, asıl alacağın 64.175,40-TL’sine 09/01/2018 tarihinden itibaren, 75.000,00-TL’sine 23/02/2018 tarihinden itibaren %15,75 oranında faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan 139.175,40-TL’nin kayıtlara dayalı, hesap edilebilir likit bir alacak olması nedeni ile %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş “Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,1-Davalıların, Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile, asıl alacak 139.175,40-TL yönünden takibin devamına, asıl alacağın 64.175,40-TL’sine 09/01/2018 tarihinden itibaren 75.000,00-TL’sine 23/02/2018 tarihinden itibaren %15,75 oranında faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Hüküm altına alınan 139.175,40-TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davacı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Yerel mahkemece yapılan yargılama sırasında 03/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun 4 numaralı sonuç kısımında ” İcra takip tarihinde henüz vadesi gelmemiş olan 23/02/2018 vadeli 75.000.00 TL tutarındaki çekin vadesinde karşılıksız kalması nedeniyle 23/02/2018 tarihinden itibaren %15.75 oranda faiz işletebileceği” hususu gerekçeli kararda yazılarak hüküm altına alındığını, fakat yargılamaya konu Kayseri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ve yerel mahkeme dava dosyasında bulunan davacı müvekkil ile davalılar arasında 10/01/2017 Tarihli ve … sözleşme numaralı Faktoring Sözleşmesi ne yargılamaya ne de bilirkişi raporunda incelenmediğini, bahsi geçen 10/01/2017 Tarihli ve … sözleşme numaralı Faktoring Sözleşmesi’nin 6. Sayfasında 15 numaralı maddede: ” Müşteri, Faktor’un zarar görmesi ihtimali bulunan her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır. Müşterinin bu davranışları ya da dürüstlük kuralı ile bağdaşmayan davranışlarda bulunması akde AĞIR aykırılık sayılır.” hükmü uyarınca 12/12/2017 tarihli 63.397.00 TL tutarlı … Bank’a ait … numaralı çekin karşılıksız çıkmasıyla yukarıda beyan ettiği madde dikkate alındığında davalıların akde ağır aykırılıkta bulunduğu aşikar olduğunu,dosya kapsamında bulunan sözleşmeye göre, müvekkil risk gördüğü anda, henüz vadesi gelmemiş olan alacağını tahsil edebilmek için de, ihtarname gönderip, kullandırılan finansmanı, müşteriden ve müteselsil kefillerinden geri çağırabilir, vadeyi beklemek ya da faiz başlangıcı olarak vadeyi esas almak zorunda olmadığını, bu hususlar dikkate alınmadan verilen hüküm hukuka ayrılık teşkil ettiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/973 E. Ve 2021/590 K. Sayılı dosyasından verilen kararın tehir-i icra talepli istinaf talebinin kabulüne, usul ve kanuna aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talepler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :Dava, ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen
sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.İşbu dava ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, takip ve dava değeri=139.830,79TL,mahkemece kabul edilen miktar=139.175,40TL,reddedilen kısım miktarı=655,39TL dir.Davacı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen ret karar miktarının HMK 341/4 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 (beşbinsekizyüzseksen) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükme ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir.Açıklanan nedenlerle davacının istinaf ettiği karara ilişkin dava değerinin/ret karar miktarının kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/4 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinafa konu dava değerinin/ret karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2- İstinaf eden davacının peşin yatırdığı 59,30TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.11/11/2021