Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1746 E. 2021/1864 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1746
KARAR NO: 2021/1864
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2021
NUMARASI: 2021/244Esas- 2021/524Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 28/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2021/244 Esas 2021/524 Karar sayılı ilamına karşı , davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili 01/04/2021 tarihli dilekçesinde özetle; 26/08/2019 tarihinde davacı şirkete ait … numaralı poliçe ile sigortalı …’e ait … Mah. … Sok. No: … …/Kayseri adresinde bulunan binanın kapı yanında bulunan su saatine bağlanan Kaski’ye ait temiz su borusunda meydana gelen patlama sonucu sigortalı taşınmazda hasar meydana geldiğini, hasar sebebiyle 18/10/2019 tarihinde 1.800,00TL hasar bedelinin davacı şirket tarafından ödendiğini, TTK m.1472 gereğince davalının ilgili zararlardan sorumlu olduğunu, rücuen tahsili amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafça itiraz edilerek takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, usulden reddi gerektiğini, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, hak düşürücü süre söz konusu olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, davalı idare tarafından hasarın meydana geldiği yerde yapılan incelemede hasara neden olan içme suyu şebeke hattının site içerisinde ve müteahhit tarafından çekilmiş olan hat olduğunun tespit edildiğini, bu hattın kalitesiz ve uygun olmayan borulardan olduğundan arıza verdiğini, meydana gelen arızanın site içerisinde aboneye ait olan boruda olduğu ve boru hattının davalı idare tarafından çekilmediğini, idarenin sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını, olayın davalı idare tarafından yapılan bir çalışma esnasında veya çalışma sonrasında meydana gelmediğini, dava dışı …’ün idareye herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, söz konusu taşınmazın mimari projesinin istenmesi gerektiğini, müteahhidin tespit edilerek davanın ihbarını talep ettiklerini, dava dışı 3.şahsın zarar gören eşyalarının neler olduğu, bunlardan hangisinin yenilediği ya da hangisin tamir ettirerek satışa sunduğu yada zarar gördüğünü iddia ettiği eşyalarını yenileyip yenilemediğini bilmediklerini, bilirkişi marifetiyle bu hususların tespit edilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava dışı 3.şahsin kusurlu olup olmadığı ve kusurlu ise kusurdaki etkisinin araştırılmasını, zararın poliçe kapsamında olup olmadığının araştırılmasını, ekspertiz raporunun denetime muhtaç olduğunu, zarara uğradığı iddia edilen eşyalar için sovtaj kesintisi yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığını, bu nedenlerle davanın reddini, %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Somut olayda, davacı sigorta şirketinin, sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettirenin gerçek kişi olduğu ve hasarın dava dışı sigortalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davalıdan haksız fiil hükümlerine göre talepte bulunduğu açıktır.Dava niteliği itibarı ile haksız fiilden kaynaklanmış olup davacının halefi olduğu sigortalının, gerçek kişi olması ve TTK 4/1. Maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava kapsamında bulunmayan davada asliye hukuk mahkemesinin görevli bulunması karşısında mahkememizin görevsizliğine dair ” 1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davacı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.”Mahkemece 01/07/2021 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 5.880,00 TL’dir.Davacı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen davada takip ve dava değeri 1.938,92TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 (beşbinsekizyüzseksen) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacının istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 341/2 ve HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (T.C.YARGITAY 20.Hukuk Dairesi’nin 2017/5341 E – 2019/127 K sayılı emsal kararı da aynı yöndedir.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı vekilinin istinafa konu dava değerinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından davacının istinaf dilekçesinin/başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 ve 352/1-b maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davacının yatırdığı istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
4-İstinaf eden davacının yatırdığı istinaf kanun yoluna başvuru harçları ve istinaf posta/yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına ,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile H.M.K. 362/1-a bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.28/10/2021