Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1702 E. 2021/1884 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1702
KARAR NO: 2021/1884
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2021
ESAS NO: 2020/845
KARAR NO: 2021/537
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/10/2021
İSTİNAF KARARYAZIM TARİHİ: 02/11/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 03/06/2021 tarih ve 2020/845 E – 2021/537 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı kooperatife 06/07/2006 tarihinde 170.01.0116 numara ile üye olduğunu, müvekkili tarafından davalıya aidat ödemeleri yapıldığını, müvekkilinin 11/12/2017 tarihinde Kayseri 7. Noterliği’nin … yevmiye nolu işlemi ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, aynı tarihte aynı noterliğin … yevmiye nolu işlemi ile de istifasından dolayı alacaklarının kendisine ödenmesi talebi ile davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamelere kooperatiften cevap verilmediğini ve müvekkilinin yapmış bulunduğu ödemelerin kendisine ödenmemesi üzerine taraflarınca davalı aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında müvekkilinin 190.342,33 TL alacağının bulunduğunu kabul ettiğini ancak bu alacağın 36 aylık süre içinde ödemesinin yapılacağının belirtildiğini, davalı ile yapılmış bulunan arabuluculuk görüşmesinde dava konusu alacak hususunda davalı ile herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle işbu davanın açılmak zorunda kalındığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin ödemiş bulunduğu 190.432,33 TL alacağın muaccel olduğu tarih olan 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili kooperatifin 21/05/2003 tarihli … yevmiye numarasıyla kayıtlı ana sözleşmesiyle belirlenmiş kooperatiften çıkma şeklinin davacı tarafça sağlanmadığını, davacı tarafça usulüne uygun şekilde kooperatiften çıkma beyanında bulunulmadığından davacı tarafın istifasının sonraki hesap döneminde yapılmış sayılacağının kabulünün gerektiğini, bu durumda 2018 yılının hesaplarının görüşüldüğü 2019 yılı genel kurulundan bir ay sonra alacağının muaccel olması gerektiğini, davacının alacağının 21/05/2019 tarihinde muaccel olabileceğini, 2019 yılı genel kurulunun 21/04/2019 tarihinde yapıldığını, bu tarihteki genel kurulun 8. Maddesinde dahi kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye düşmesinin önlenmesi için bu alacağın kesinleşmesinden itibaren 36 ay sonra çıkma payının ödenmesi kararı alındığını, davacının bu talebinin ancak 36 ay istenebilir olacağını, müvekkili kooperatifteki ortaklığından 2018 yılında ayrılan ve henüz 36 ay geçmeden müvekkili hakkında icra takibine girişen davacı tarafın alacağının kooperatif genel kurulu kararı gereğince muaccel olmadığını, alacağı muaccel olmadan icra takibi başlatan davacı tarafça açılan işbu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, istifa nedeniyle ortaklıktan çıkan üyenin çıkma payı alacağı istemine ilişkindir. Davacının davalı kooperatifi ortaklığından istifa ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalı kooperatiften çıkma payı alacağının muaccel olup olmadığı, muaccel ise alacak miktarının ne kadar olduğu hususlarına ilişkindir. Davacının davalı kooperatif ortaklığından istifasına ilişkin Kayseri 7. Noterliği’nin 11/12/2017 tarihli … yevmiye numaralı istifanamesi ile davalı kooperatife 14/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/11083 esas, 2015/325 karar sayılı emsal içtihatında da belirtildiği üzere Hesap senesinin son ayı içinde istifa edilmesi durumunda çıkma payı alacağı, istifa edilen seneyi takip eden bir sonraki senenin bilançosunun kabul edildiği genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren bir ay sonra muaccel hale gelecektir ve çıkma payı alacağından düşülmesi gereken genel giderler de o senenin bilançosuna göre belirlenecektir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15/1. maddeleri uyarınca üyeliğin sona erdiği yılın bilançosunun genel kurulda onaylanması suretiyle kesinleşmesini izleyen bir ayın sonunda muaccel olur ve ortak ile kooperatif arasında istifanın ulaştığı tarih itibariyle hesaplaşma yapılması gerekmektedir. Bu nedenle de davacının çıkma payı alacağının muaccel olduğu tarih 2018 yılının bilançosunun görüşüldüğü 21/04/2019 tarihli genel kuruldan bir ay sonraki 22/05/2019 tarihidir. … Mahkememizce aldırılan ve kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunun denetime açık, hüküm kurmaya elverişli olması davacının ödediği ücretin ve davacının hesabına düşen genel gider payının doğru şekilde hesaplanmış olması ve taraf vekillerinin de bu hesaplamalara yönelik teknik bir itirazlarının bulunmaması nedeniyle rapora itibar edilmiş, davacının 208.988,10 TL çıkma payı alacağının bulunduğu ancak taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı vekilince dava dilekçesinde 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiz talebinde bulunulmuş ise de, yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı alacağının muaccel olma tarihi 22/05/2019 tarihi olması ve temerrüt faiz türünün açıkça belirtilmemesi bu tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte çıkma payına hükmedilmiştir. Dava dilekçesinde harca esas değer olarak 190.342,33 TL gösterilmiş, sonuç ve istem kısmında ise 190.432,33 TL talep edilmiş ise de, davanın açılma anında 190.342,33 TL üzerinden peşin nispi harcın yatırılmış olması nedeniyle dava değerinin 190.342,33 TL olduğu kanaatine varılarak bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur. Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile, 190.342,33 TL çıkma payı alacağının 22/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından verilen kararda davacının 2018 yılı bilançosunun onaylandığı tarih olan 21/04/2019 tarihinden bir ay sonra muaccel olduğu ve bu tarihten itibaren istenilebileceğine karar verilmiştir. Verilen karar haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kooperatif tarafından dosyaya sunulan müzekkere cevabında ve bilirkişi tarafından yapılan incelemelerde ve sunulan delillerden açıkça anlaşılacağı üzere kooperatifin 21/04/2019 tarihli ve 06/05/2018 tarihli genel kurullarında açıkça kooperatiften çıkan ya da çıkarılan üyelerin alacaklarının hemen ödenmesi halinde kooperatif mevcudiyeti tehlikeye düşeceğinden bunun ilgili kanuni düzenlemeler ve yargıtay kararları ışığında ileri tarihe ertelenmesine karar verildiğini, yerel mahkeme tarafından verilen kararla verilen kararın erteleme ya da ödememe kararı değil ödeme kararı olduğundan bahsedilmişse de verilen kararın niteliği erteleme kararı olduğunu, zira karar görüşmesinde ve karar metninde açık açık kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceğinden ilgili kararın alındığı bahsedildiğini, ödemelerin ertelenmesi hususuna yer verildiğini, karar içeriğinden ve karar görüşmelerinden açıkça anlaşılan bu hususun erteleme niteliği olmadığı yönünde yerel mahkemenin kabulü haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kooperatifin 21/04/2019 tarihli ve 06/05/2018 tarihli genel kurulları incelendiğinde bu husus açıkça anlaşılacağını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda da ertelemenin keyfi olmadığı, kooperatifin mevcudiyetini koruması açısından gerekli olduğu açıkça ifade edildiğini, bu durumdan da açıkça anlaşılacağı üzere davacının alacağı muaccel olmadığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davalı tarafın alacak miktarı fazla hesaplandığını, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, bu bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, davalı tarafa düşen ve alacaktan mahsup edilecek olan genel gider payı oldukça düşük hesaplandığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/845 E. 2021/537 K. Sayılı 03/06/2021 tarihli kararı müvekkil lehine kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili tarafından ilkderece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu kararında açıklandığı üzere, davalı kooperatif tarafından kooperatiften çıkan üyelere çıkma payı alacağının ödenmesinin ertelenmesine ya da ödenmemesine ilişkin herhangi bir karar alınmadığını, davalı kooperatif tarafından düzenlenen 21.04.2021 tarihli genel kurulda alınan kararlarda çıkan üyelere çıkma payı alacaklarının 36 ay içerisinde ödenmesi; bu ödemelerin yapılması, bu konuya ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, davalı kooperatif tarafından yapılan genel kurulda açık bir şekilde ödemelerin yapılacağı kabul edildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca müvekkilin alacağı kooperatif genel kurulunun yapıldığı tarih olan 21.04.2019 tarihinden 1 ay sonra muaccel hale geldiğini, muaccel hale gelmiş bir alacağın gerek icra yolu ile gerekse mahkeme aracılığı ile talep edilmesinin yasaya aykırı herhangi bir yönü bulunmadığını, davalı tarafından ilk derece mahkemesi tarafından erteleme kararının ödeme kararı olarak nitelendiği belirtilmişse de, bilirkişi raporu ve gerekçeli kararda belirtildiği üzere 21.04.2019 tarihli genel kurulda açık bir şekilde 36 ay içerisinde kooperatiften çıkan ortakların çıkma payı alacaklarının ödemelerinin yapılmasına yönelik karar alındığını, davalının iddia ettiği gibi çıkma payı alacaklarının 36 ay sonra ödemelerinin yapılması şeklinde karar alınmış olsa bile, bu kararın dürüstlük kuralına aykırı olarak alınmaması, hakkın kötüye kullanılması niteliği de taşımaması gerektiğini, davalı kooperatif istifa eden üyelere ödeme yapmamak için her genel kurulda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/2.maddesini kullanarak ödemenin ertelenmesi yönünde karar aldığını, davalı tarafından yapılan genel kurulda, çıkma payı alacaklarının ödenmesi yönünde karar alınmış olup, 36 ay sonra ödeme yapılmasına ilişkin herhangi bir karar bulunmadığını, ödemelerin 36 ay ertelenmesine ilişkin karar alındığı varsayıldığında bile kanunen davalıya tanınmış olan bu hakkın dürüstlük kuralına aykırı kullanılmış bulunduğunun kabulü zorunlu olduğunu, bu nedenlerle davalının tüm istinaf itirazlarının reddiyle, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/2. maddesi hükmünde; ”Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir…”denilmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan 09.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda çıkan üyelere yapılacak geri ödemelerin 36 ay ( üç yıl ) içinde ödenmesine yönelik olarak yönetim kuruluna yetki verildiğine dair davalı kooperatif genel kurulu tarafından karar verildiği ve alınan bu kararın keyfi nitelikte olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda davalı kooperatifin sözkonusu genel kurul kararı gereğince, çıkma payı ödemelerinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceğinin saptanması halinde üç yılı aşmamak üzere geciktirebileceği ( erteleyebileceği) açıktır. Ancak söz konusu raporda davacının alması gereken ödemenin (çıkma payının) davalı kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olup olmadığı konusunda her hangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Dolayısıyla bu husustaki eksikliğin giderilmesi amacıyla dosyaya rapor ibraz eden uzman bilirkişiden bu yönden de görüş ve tespitlerini içerir şekilde usulüne uygun bir ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.(Y.23 HD., 21.10.2020, 2017/2330E., 2020/3183K)Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak davalı tarafın istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, söz konusu istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 03/06/2021 tarihli 2020/845E – 2021/537K.sayılı kararın kaldırılmasına,6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 03/06/2021 tarihli 2020/845 E – 2021/537 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 28/10/2021