Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1699 E. 2021/1802 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1699
KARAR NO: 2021/1802
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021
NUMARASI:2020/688Esas- 2021/540Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2020/688 Esas 2021/540 Karar sayılı ilamına karşı , davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili 20/10/2020 tarihli dilekçesinde özetle; davacı aleyhinde Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2020 tarih ve 2020/355 Değişik İş nolu ihtiyati haciz kararı çerçevesinde, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyası ile …’ne ait 30/08/2020 tarihli … seri numaralı 48.000,00 TL bedelli çeke ilişkin takip yapıldığını, ihtiyati haciz kararı gereği davacının tüm banka hesaplarına haciz konulduğunu, ihtiyati haciz kararı ve bu çerçevede yapılan takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının takip dayanağı çekten dolayı takip alacaklısı davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, söz konusu çekte davacı şirketin de cirantalar arasında görülmekle birlikte çekte davacı ünvanı ile yer alan ciro, kaşe ve imzanın davacıya ait olmadığı ve sahte olduğunu, davacının takip konusu çeki cirolamadığını, dolayısıyla çekten dolayı takip alacaklısına hiçbir borcunun olmadığını, yapılan bu sahteciliğin, davacı şirkete ait imza sirkülerinden, davacının daha önce atmış olduğu belgelerdeki imzalardan veya mahkeme huzurunda atılacak imzalar çerçevesinde imza incelemesi ile de anlaşılabileceğini, imza incelemesi yapılabilmesi için davacı şirkete ait imza sirkülerinin aslının yanı sıra davacı şirketin hesaplarının bulunduğu Halkbank … Şubesi ve Kuveyt Türk … Şubesinden de imza örneklerinin celbinin mümkün olduğunu, takibe konu çekin arkasında ibraz edilen banka tarafından “iş bu çek 30/08/2020 tarihinde ibraz edilmiş olup keşidecisi imza tutmadığından işlem yapılamamıştır.” kaydının mevcut olması da davacının imzasının yanı sıra çekteki keşideci ve diğer imzaların da sahteliği kanaatini doğurduğunu, davacı hakkında yapılan bu sahtecilik nedeniyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, takip konusu çek üzerindeki davacı şirketin adına yer alan ciro ve cirodaki imza sahte olduğundan, davacının takip alacaklısına hiçbir borcu bulunmadığının tespitini, çekteki imzanın sahte olduğu gibi, davacının takip alacaklısı ve çekte kendisinden sonra görünen ciranta … firmasıyla da hiçbir ticari alışverişi veya borç ilişkisinin bulunmadığını, telafisi imkansız zararlar doğmaması ve hak kaybı yaşanmaması için teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına vezneye girecek paranın ihtiyati tedbir yoluyla alacaklıya ödenmemesine ve takip konusu çekte davacı adına yer alan imzanın sahte olduğundan davacının takip konusu çek ve dolayısıyla takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kambiyo senedine dayanarak, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası ile tüm çek borçluları aleyhine takip başlattığını, davacının mezkur çekin cirantalarından biri olduğunu, davacının, aleyhine başlatılan takibe Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/348 E. Sayılı dosyasına itiraz ederek dava açtığını, iş bu davanın derdest olduğunu, davacının şimdi de menfi tespit konulu huzurdaki davayı açtığını, arabuluculuk yoluna başvurulmadığı için davanın usulden reddinin gerektiği, İcra Hukuk Mahkemesindeki dosyanın neticelenmesinin bilirkişi incelemesinin yapılması ile gerçekleşeceğini, mahkememiz esas sayılı dosyasında da aynı incelemeyi talep ettiğini, her iki davanın talep sonucunun aynı olduğunu, hukuki yarar yokluğu olduğunu, davacının 20/10/2020 tarihinde İcra Müdürlüğünden tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini, İcra Müdürlüğü’nün davacı aleyhine konulan tüm haciz ve ihtiyati hacizleri kaldırdığını, 22/10/2020 tarihinde icra takibinden feragat ettiklerini, icra dosyasının kapatılarak işlemden kaldırılmasının talep edildiğini, 25/10/2020 tarihli İcra Müdürlüğü’nün kararıyla icra dosyasının kapatılarak işlemden kaldırıldığını, çekin davalıya 4. cirantadan geçtiğini, davacı ile doğrudan ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının çeki, dördüncü ciranta … … İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti’den alacağına karşılık olarak aldığını, bankadan tahsil edemeyince icra takibine geçmeden önce Mahkememizin 2020/355 D.iş sayılı dosyası ile 14/09/2020 tarihinde ihtiyati haciz kararı aldığını ve sonrasında takip başlattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Davacı, icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Takip konusu çek miktarı 48.000,00 TL iken, takip çıkış miktarı 53.970,23 TL’dir. Takip çıkış miktarının, takip dayanağı çek miktarından yüksek tutarlı olması halinde yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti, takip çıkış tutarı üzerinden hesaplanmalıdır. Nitekim Yargıtay 19 Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 20/01/2016 tarihli 2015/4203 Esas 2016/374 Karar sayılı ilamında da bu hususa işaret edilmektedir. İzah edilen sebeple 53.970,23 TL üzerinden yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti hesaplanmış”1-Davanın KABÜLÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe konulan Kuveyt Türk Bankası A.Ş. … Şubesi’ne ait … seri numaralı 30/08/2020 tarihli 48.000,00 TL bedelli çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,2- Davacının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davacı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.09.2020 tarih ve 2020/355D.İş. Nolu ihtiyati haciz kararı çerçevesinde, Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … nolu dosyası ile, Kuveyttürk … Şubesine ait 30.08.2020 tarihli … seri nolu 48.000TL bedelli çeke ilişkin müvekkil hakkında takip yapıldığını, ihtiyati haciz kararı gereği müvekkilin tüm banka hesaplarına haciz konulduğunu, ihtiyati haciz kararı ve bu çerçevede yapılan takip haksız ve hukuka aykırı olup, müvekkilin takip dayanağı çekten dolayı takip alacaklısı davalıya hiçbir borcu bulunmadığının tespiti amacıyla işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, yerel mahkeme kararı ile, iddiaların ve menfi tespit talebi yönünde, takip konusu çekteki müvekkil şirket adına yer alan cironun sahte olduğu, dolayısıyla müvekkilin söz konusu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığı isabetli olarak hüküm altına alındığını, bununla birlikte, yerel mahkeme alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talebini reddettiğini, tazminat talebinin reddi bakımından işbu istinaf başvurusunda bulunma zarureti hasıl olduğunu, davalının, iyi niyetli olduğundan bahsedilmesi mümkün olmadığını, takibe konu çekin arkasında ibraz edilen banka tarafından “işbu çek 30.08.2020 tarihinde ibraz edilmiş olup keşideci imza tutmadığından işlem yapılamamıştır” kaydı mevcut olduğunu, bu kayda haiz bir çeki elinde bulunduran bir kişinin, çekteki tüm imzalardan şüphe etmesi, imza sahiplerini arayıp çeki teyit etmesi, savcılığa başvurması gerekirken, davalı imzaya itiraza uğramamak için mevzuatta öngörülen ihtiyati haciz müessesesini yani hakkı kötüye kullanarak önce ihtiyati haciz kararı alma ve akabinde takip yapma yoluna gittiğini, davalı, haksız olarak ihtiyati haciz ve takip yoluna gittiği gibi, takip miktarını fazlasıyla aşacak şekilde müvekkilin tüm banka hesaplarına haciz koydurduğunu, davalının takibe geçmekteki kötü niyetini dikkate almadığı gibi, söz konusu sahtecilik ile ilgili savcılık soruşturması olduğunu ve şikayetçi olduğunu beyan etmesine rağmen, yerel mahkeme kötüniyet iddiaları bakımından deliler arasında yer alan Savcılık soruşturmasını da dikkate almadığını, soruşturmayı irdelemediğini ve dosyayı celp etmediğini, dolayısıyla yerel mahkeme tarafından verilen hüküm bu açıdan da hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, ihale işleriyle uğraşan müvekkilin, işbu haksız ihtiyati haciz kararı ve icra takibi nedeniyle, müvekkilin tüm banka hesaplarına haciz konulması nedeniyle bankalar ve müşterileri nezdinde itibarı zarar gördüğünü, ticari faaliyet ve işlemleri sekteye uğradığını, kötüniyet tazminatı talebinn reddi kısmı bakımından hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, bu nedenle, yerel mahkeme kararının tazminat talebinin reddi kısmına ilişkin işbu istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının 2 nolu kısımdaki “davacının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine” kısmı bakımından bozularak/kaldırılarak, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacı tarafından her ne kadar kötü niyet tazminatının reddine yönelik kararın yerinde olmadığından bahisle istinaf talebinde bulunulmuş ise de, davacı ciranta ile davalı yetkili hamil arasında başka cirantaların da bulunması nedeniyle davalının ciro imzasının davacıya ait olmadığını bilebilecek ya da kendisinden bilmesi beklenecek durumda olmadığı, davacının dosya kapsamında başka kesin delillerle de davalının kötü niyetli olduğunu ispat edemediği anlaşılmakla kötü niyet tazminatı talebinin reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2020/688 Esas 2021/540 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacının istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
İstinaf eden davacıdan alınması gereken istinaf karar harcı peşin olarak alındığından harçla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
HMK 302/5 maddesi gereğince işbu ilamın kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin , harç tahsil işlemlerinin, HMK 359/4 Maddesi gereğince bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 25/10/2021