Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1696 E. 2021/1876 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1696
KARAR NO: 2021/1876
KARAR TARİHİ: 28/10/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2020/592 E. 2021/42 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/11/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/01/2021 tarih ve 2020/592 E – 2021/42 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari alım satımdan kaynaklanan cari hesap ilişkisi olduğunu, müvekkilinin farklı tarihlerde davalıya ürün satışı yaptığını, satış bedellerinin toplamının 113.592,70-TL olduğunu, bir süre sonra davalının müvekkiline bir kısım ödemeler yaptığını, sonrasında müvekkilinin bir süre beklediğini ve akabinde borcun ödenmesini talep ettiğini ancak davalının farklı sebeplerle borcu ödemeye yanaşmadığını, bunun üzerine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun süresinde yaptığı borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğundan bahisle davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin yerleşim yerinin mersis ekran görüntüsünden de anlaşılacağı üzere Bayburt olduğunu, davacı tarafından başlatılan icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, icra dosyasına yaptıkları itirazlar ve borcun tamamının yanında yetkiye de itiraz ettiklerini ancak davacı tarafça icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmek yerine yetkisiz olan icra dairesinde açılan takibe yapılan itirazın iptali için dava açıldığını, kanunlar ve yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca davacının sadece fatura alacağına dayandırdığı icra takibini müvekkili şirketin yerleşim yeri olan Bayburt’ta açması gerektiğini, itirazın iptali davalarının yetkili icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu dikkate alınarak mahkememizce yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkil ile davacı arasında yapılan görüşme sonucu davacı tarafından müvekkili şirkete, bazı mobilya numuneleri gönderildiğini ve numuneler müvekkil tarafından uygun görüldüğünde numunelerle birebir özellikte 44 adet köşe takımı, 88 adet (90*190) yatak ve 88 adet (90*190) baza alımı konusunda 112.500,00 TL bedel ile sözlü olarak ön anlaşma yapıldığını, yapılan ön anlaşma sonucu ürünlerin müvekkiline sevk edilmeden önce, müvekkil tarafından gelecek ürünlerin numuneler ile aynı olacağı inancı ve sözleşmenin kurulacağı inancı ile 04/10/2019 tarihinde davacıya 25.000,00-TL, 07/10/2019 tarihinde 25.000,00-TL, ürünlerin bir bölümünü getiren nakliyeciye 17/10/2019 tarihinde 3.300,00-TL, ürünlerin bir bölümünü getiren nakliyeciye 19/10/2019 tarihinde 3.300,00-TL ve ürünlerin tamamı müvekkile teslim edildikten sonra 25.000,00-TL davacıya ödeme yapıldığını, müvekkiline teslimatı yapılan ürünlerin açılarak yerleştirildiği sırada numune olarak gönderilen ürünler ile ön anlaşmaya konu yukarıda adet ve özellikleri anılı ürünlerin aynı olmadığının görüldüğünü, bu farklılığın davacıya telefon görüşmesi ile defalarca iletildiğini ancak bir sonuç alınamadığından müvekkili tarafından davacıya Bayburt 1. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 22/11/2019 tarihli ihtarnamesi gönderilmiş ve teslim edilen ürünlerin numune olarak gönderilen ürünlerden farklı olduğu bildirilerek anlaşma uyarınca taahhüt edilen ürünlerin kendisine teslimi mümkün olmaması halinde ise ödediği bedelin iadesi talep edildiğini ancak davacının dava açma yolunu tercih ettiğinden bahisle öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Bayburt icra daireleri ve mahkemelerine gönderilmesini, esasa girilmesi durumunda ise davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk Derece Mahkemesi Tarafından; “… taraflar arasında mobilya imalatına ilişkin sözleşme yapıldığı, sözleşmenin niteliği itibariyle eser sözleşmesi olduğu, davalının ikametgah adresinin Bayburt olduğu, İİY 50. maddesi yollaması ile İcra Müdürlüklerine yetki itirazı üzerine uygulanması gereken HMK’nın 6.maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahının mahkemesi, HMK’nın 10.maddesine göre de sözleşmelerden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi ile tarafların ayrıca yetki sözleşmesi yapmaları halinde bu yer mahkemelerinin yetkili olacağı, taraflar arasında yetki sözleşmesinin yapılmadığı, malların teslim edileceği yerin Kayseri olduğunu gösterir bir yazılı bir sözleşmenin de bulunmadığı, davalının ikametgahının ve sözleşmenin ifa edileceği adresin Bayburt olduğu, davalı yanca icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği, itirazın iptali davasının ön koşulunun yetkili icra müdürlüğünde takibin başlatılması olduğu anlaşılmakla; davacı alacaklının yetkili olan icra müdürlüklerinde usulüne uygun icra takibi başlatmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Mahkemece davaya müstenit icra takibine ilişkin yetki hakkında yanılgıya düşerek aşağıda belirttiğimiz sebeplerle hatalı karar verdiğini, bununla birlikte, mahkemece davaya konu hukuki ilişkinin niteliği hakkında da hatalı bir tespit yapıldığını, müvekkili ve davalı arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi değil, cari hesaba dayalı bir satış sözleşmesi olduğunu, davalının müvekkili ile daha önceki ticari ilişkileri ve mal alışverişleri dikkate alındığında, aralarında bir cari hesap ilişkisinin olduğunun açık olduğunu, dolayısıyla yasaya göre böyle bir ilişkiden kayaklanan alacaklarda alacaklının bulunduğu yer icra dairesi ve mahkemelerin yetkili olacağının kuşkusuz olduğunu, somut olayda, sözleşmenin müvekkilinin iş yerinde, Kayseri de yapıldığını, davalı şirket yetkililerinin alım satım sözleşmesinin tesisi için, bizzat Kayseri’ ye gelerek, malları incelediğini, tespit edip, beğenip, satın alma işleminin sonuçlandırdığını, kısa süre sonra beğenilen malların davalı şirkete sevk edildiğini, dolayısıyla, sözleşmenin yapıldığı yerin müvekkilinin iş yeri, yani iş yerinin bulunduğu Kayseri olduğu hususunda kuşku bulunmadığını, davalı şirkete herhangi bir numune ürün gönderilmediğini, ürünlerin müvekkili şirket iş yerinde tespit edilip, hemen sonrasında da birer gün arayla davalı şirkete sevk edildiğini, hukuki ilişkinin tipik bir alım satım sözleşmesi olduğunu ve müvekkilin iş yerinde tesis edildiğini ve sonuçlandırıldığını, cari hesap ve alım satım sözleşmesinin yukarıda anlattığımız şekli ile davalıca kabul edildiğini, sadece malın niteliğine ilişkin iddiaların uyuşmazlığı doğurduğunun ileri sürüldüğünü, dolayısıyla bütün bu değerlendirmeler ışığında, söz konusu sözleşmeye dair uyuşmazlıklarda, Kayseri icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunun yasa ve içtihatlara göre açık olduğunu, netice itibarıyla, mahkemece, hem sözleşmenin niteliği, sözleşmenin yapıldığı yer ve ifa yeri, hem taraflar arasındaki ticari ilişkinin mahiyetinin, hem de uyuşmazlıkla ilgili, icra dairesi / mahkeme yetkisi hususlarında yanılgıya düşülerek hatalı karar verildiğini ileri sürerek Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nce verilen 13.01.2021 Tarih ve 2021/42 K. sayılı kararın lehlerine kaldırılmasına / bozulmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava Kayseri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında faturalara dayalı olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında; alacaklının …, borçlunun … Sanayi Ticaret Ltd. Şti. olduğu, 33.528,90-TL toplam alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun Bayburt İcra Müdürlüklerinin yetkili olması nedeniyle icra müdürlüğünün yetkisine ve borca yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.Mahkemece davalının icra dairesinin yer yönünden yetkisine itiraz edildiği gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Bilindiği üzere itirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olup davada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi dava ön şartıdır.İcra takibinde yetki kurallarının düzenlendiği 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde de, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.Somut olayda, davalı davacı ile aralarında 44 adet köşe takımı 88 adet (80*90) yatak 88 adet (90*100) baza alımı konusunda 112.500 TL bedel ile sözlü olarak ön anlaşma yapıldığını bu doğrultuda 04.10.2109 tarihinde davacıya 25.000 TL 07.10.2019 tarihinde 25.000 TL 17.10.2019 tarihinde teslim edilen bir kısım ürün karşılığı 3.300 TL, 19.10.2019 tarihinde teslim edilen ürünler karşılığında nakliyeciye 3.300 TL ve ürünlerin tamamı tesim edildikten sonra 25.000 TL ödeme yaptıklarını, ancak kendilerine numune olarak gösterilen ürünler ile gönderilen ürünlerin farklılık arz ettiğini iddia ettiği yine davalıya ait BA formları incelendiğinde vergi dairesine 96.265 TL faturayı bildirdiği görülmüş olunup taraflar arasında akdi-ticari ilişkinin kurulduğu sabit olup alacağın 6098 sayılı TBK 89. Maddesi ve HMK 10. maddesi uyarınca para alacığına dönüştüğü bu durumda davacının ikametgahı (KAYSERİ) icra dairelerinin ve mahkemelerinin de yetkili olacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken tüm bu hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile, davaya konu icra takibinin başlatıldığı Kayseri icra müdürlüğünün yetkili olmadığından bahisle, davacı alacaklının yetkili icra müdürlüklerinde usulüne uygun icra takibi başlatılmamış olması nedeniyle işbu itirazın iptali davasının dava ön şartı yokluğu nedeniyle reddine kararı verilmiş olması hukuka uygun görülmemiş,usul ve yasaya aykırı bulunmuş olduğundan davacının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.Bu nedenlerle davacının istinafı yerinde olmakla HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, 6100 sayılı HMK’nun 353/(1)-a.6. maddesi gereğince mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının İstinaf Başvurusunun KABULÜ İLE,
HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince görevsizliğe ilişkin KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/01/2021 tarih ve 2020/592 E – 2021/42 K sayılı kararının esası incelenmeden KALDIRILARAK, esastan yargılama yapılmak üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın işbu görevli/yetkili mahkemesine geri GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafından istinaf başvurusu esnasında yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-HMK’nun 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28/10/2021