Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1680 E. 2021/1824 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1680
KARAR NO: 2021/1824
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2021
NUMARASI: 2016/1012 Esas 2021/607 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 03/11/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 14/07/2021 tarih ve 2016/1012 E – 2021/607 sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kooperatifin 21.05.2016 tarihli olağan genel kurulunda tasfiyesine karar verildiğini, kooperatifin muaccel borçlarının ödenmesi için toplam 16.000,00 TL aidat ödenmesine karar verildiğini, genel kurulca belirlenen aidatı ödemeyen davalı aleyhine Kayseri 2.İcra Md.nün … E.sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, 2012 yılında 7 bloktan oluşan kooperatifin 3 blokluk kısmının yapıldığını, yapılan 3 blok için 2012 yılında geçici maliyetlerin tespitinin yapıldığını, 2015 yılında 7 blok inşaat tamamlanınca kesin maliyetlerin tespit edildiğini, kesin maliyet yapılmadan verilen ibraların eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, bir kısım üyelerin ana sözleşmenin 61.maddesine dayandıklarını, ancak maddedeki koşulların hiçbirinin davalı için söz konusu olmadığını, bazı üyelerin 2013 yılındaki genel kurul kararı ile ibra edildiklerini ileri sürdüğünü, söz konusu genel kurul kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti için 2015/1816 E.sayılı dosyasından görüldüğünü, bu nedenlerle, davalının Kayseri 2.İcra Md.nün … E.sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, takip konusu alacağın %20 oranında icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davada taraf sıfatı olmadığını, kesin maliyet sonrası tapuyu aldıktan kısa süre sonra tapuyu 3.kişiye devrettiğini, davada taraf sıfatı bulunmadığını, ikametgahının bulunduğu Kırşehir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, 02.07.2012 tarihli kesin maliyet bedeli ve ekindeki hesap tablosu uyarınca ödenmesi gereken 63.016,89 TL.yi havale yoluyla ödediğini, kooperatife borçlu olmadığını, itirazının haklı olduğunu, bu nedenlerle davanın öncelikle yetli yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse husumet yönünden reddine, davanın esastan reddine, dava konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “… davacının itirazın iptali olarak açtığı davasını tam ıslah ederek alacak davasına dönüştürdüğü, 09/01/2020 tarihli ıslah dilekçesini dosyaya sunduğu, söz konusu dava dilekçesi ile alacağın dayanağı olan 09/07/2017,23/06/2018 ile 18/06/2019 tarihli genel kurul kararlarının itiraza uğramadan kesinleştiği ve bu genel kurul kararları ile davalıdan inşaat finansman gideri ile genel giderler talep edilmiş olduğu görülmüş olup, davalı tarafça öncelikle ıslahın yapılmamış sayılmasına karar verilmesi ile mahkemece yargılamaya devam edilmesi halinde davanın reddine karar verilmesinin talep edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacının yaptığı tam ıslahın ve ıslah dilekçesinin yasaya ve usule uygun olduğu anlaşılarak yargılamaya devam edilmiş ve talepler hususunda bilirkişi heyet raporu alınmış olup, denetime açık ve hükme esas alınabilecek nitelikte olan 09/03/2021 Tarihli bilirkişi heyet raporunda, davalının üyeliğinin devam ettiği, üyelikten ayrılsa dahi üyelikten kesin maliyet borcunu ödemeden ayrılan üyenin kooperatife karşı edimini yerine getirmediğinden, dairesini vermediği için üyelikten kaynaklanan yükümlülüklerinin devam edeceği, davacının verdiği borcu yoktur belgesinin hukuken anlamı olmadığı, bu kapsamda davacı kooperatifin inşaat finansman gideri ile genel gider taleplerinin yerinde olduğu belirtilmiş olup, dosya kapsamında davalının dairesini kooperatife teslim ettiğine dair herhangi bir belgenin olmadığı, bu nedenle davalının yükümlülüklerinin devam ettiği için davacının taleplerinin yerinde olduğu” gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalının inşaat finansmanından kaynaklanan 34.176,96-TL borcunun birinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/10/2017 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, ikinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/11/2017 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, üçüncü taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/12/2017 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, dördüncü taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/01/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, beşinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/02/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, altıncı taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/03/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, yedinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/04/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, sekizinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/05/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, dokuzuncu taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/06/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, onuncu taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/07/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, onbirinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/08/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, onikinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/09/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, 2018-2019 işletme dönemi için 2.052,00-TL genel gider bedelinin 01/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2019-2020 işletme dönemi için 2.727,00-TL genel gider bedelinin 01/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafça öncelikle itirazın iptali davası olarak açılan ancak akabinde hukuka aykırı bir şekilde ıslah yapılarak türü ve talep edilen alacak kalemleri değişen yerel mahkeme dosyasında, tüm itiraz ve def’ilerine rağmen kabul kararı verildiğini ve davalının ciddi bir borç yüküyle karşı karşıya kaldığını, söz konusu kararın herhangi bir gerekçesinin mevcut olmadığı gibi; gerekçe kısmının sadece dosyada mevcut olan bilirkişi raporunun özetinden ibaret olduğunu, davacı kooperatifçe 2009 yılında davalıya gönderilen ve dilekçeleri ekinde sunulan yazıda aynen: ‘’ Çalışmalar sonuçlandığında isteyen üyelerimiz bakiye konut maliyetini peşin ödeyerek veya kredi kullanarak tapularını erken alabilecekler ve ORTAKLIKTAN ÇIKABİLECEKTİR’’ ibaresinin yer aldığını, söz konusu bildirimin üzerine davalının ekte sunmuş oldukları ödeme dekontları ile hesap hareketleriyle de sabit olduğu üzere erken ödemeler yekun halinde gerçekleştirildiğini ve bu ödemeler sonucunda davalıya düşen bağımsız bölümün tapusunun kendisine teslim edildiğini, hatta davalının kendi tapulu menkulü üzerinde tasarrufta bulunarak 3. Bir şahsa sattığını, aradan geçen yılların ardından davalıya davacı kooperatifçe bir yazı gönderildiğini ve davalının üyeliğinin devam ettiğini, ödemesi gerektiği borçları olduğunun bildirildiğini, işbu bildirimin açıkça kötüniyet teşkil ettiğini, davalıdan toplu ödeme alarak kendisine tapu devri yapan davacının yıllar sonra meydana gelen borçlanmalardan davalıyı sorumlu tutarak ödeme talep ettiğini, somut olayda davalının kanuni bilgisizliğinden yararlanarak kötüniyetli bir şekilde üyelik sonlandırılması yapılmaksızın davalının borç altına sokulmak istendiğini, davacı tarafın itirazın iptali davası olarak ikame ettiği davayı 07.01.2021 tarihinde vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile; dava tarihinde var olmayan alacak kalemlerini de öne sürerek alacak davası haline getirdiğini, hukuka ve kanunlara açıkça aykırı olan ıslah dilekçesine gerçekleştirdikleri itirazların yerel mahkemece değerlendirilmediğini ve davacının ıslahının kabul edildiğini, başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığını, ’Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2015/917 E. , 2017/265 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacı tarafça yapılan ıslah ile açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması karşısında, bu yeni istemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usulü şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceğini, bu halde ıslah ile talep edilen alacak isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece tüm bu itirazların dinlenmeksizin yargılamaya alacak davası olarak devam olunduğunu ve davacının taleplerinin incelenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapıldığını, istinafa konu hükme gerekçe yapılan bilirkişi raporunda özetle; 27.06.2012 tarihinde hazırlanan tetkik heyet raporunun kesin maliyet raporu olmadığını, davacı tarafından davalıya verilen borcu yoktur yazısının bir anlam ifade etmediğini her ne kadar davalıya o dönemki rapora karşılık yapılan ödemelere ek %10 oranında hata payı bedeli altında ödeme de alınsa bunun ancak ön ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği ve davalının kooperatif üyeliğinin sonlanmadığı gerekçesiyle borçlardan sorumlu olacağının belirtildiğini, itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın itirazları ve dayanak olarak gösterdiği yarg. Karar örneklerinin kısmi ıslah ile ilgili olduğunu, oysa ki davalarının alacak davası olarak tamamen ıslah etmiş bulunduklarını, ıslah ettikleri itirazın iptali davasında talep ettikleri alacağın, davalının kendisine tahsis edilen konutun inşaat finansmanından ve kooperatif genel giderlerinden kaynaklanan borcunun 21.5.2016 tarihli kooperatif genel kurulu tarafından sınırlanan 2016-2017 işletme dönemi için ödenmesi gereken bir bölümü ile ilgili olduğunu, ıslah sonucu ikame ettikleri alacak davası ile talep ettikleri alacağın ise teknik heyet tarafından hazırlanan kesin maliyet raporu ile belirlenen, davalının kooperatife olan toplam borcu olduğunu, yine davalı tarafın kooperatifin eski yöneticileri tarafından kendilerine gönderilen bir yazıdan bahisle 2012 yılında yapılan maliyet raporuna göre borcunun tamamını ödediğini, keza bu maliyetin %10 fazlasını da ayrıca ödemiş olmakla kooperatife herhangi bir borcunun kalmadığını ileri sürdüğünü, kooperatifin 09.07.2017 tarihli olağan genel kurulunda “Konutların şerefiyeli kesin maliyet hesaplarının yeniden ve doğru bir şekilde yapılarak üyelere tebliğ edilmesine” karar verildiğini, genel kurul kararının kesinleşmesini müteakip oluşturulan teknik heyet tarafından tanzim edilen 21.07.2017 tarihli konutların şerefiyeli kesin maliyetleri ile üyelerin bakiye borçlarını içeren raporun tüm üyelere tebliğ edildiğini ve herhangi bir itiraz olmadan kesinleştiğini, 21.07.2017 tarihli konutların şerefiyeli kesin maliyetleri ile ilgili rapora göre davalının bakiye borcunun 163.189.00 TL olduğunu , ödediğini 129.012,00 TL tenzil edildiğinde 34.177.00 TL bakiye borcu bulunduğunu, hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde bir önceki genel kurulda alınan ve uygulanan kararların, değişen koşullar ve eşitlik ilkesinin sağlanması amacı ile bir sonraki genel kurulda değiştirilmesinin mümkün ve geçerli olduğunu, böyle bir durumda kazanılmış hakların ihlalinden söz edilemeyeceğini, davalı ile aynı bloktaki 47 üye 160.000.00 TL’den fazla ödeme yapmış iken davalının 129.000.00 TL’den başka ödeme yapmadan konut sahibi olmasının Kooperatifler Yasasının 23. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, bir ortağı diğer ortaklardan farklı statüde konumlandıran Yönetim Kurulu kararının hukuki bir geçerliliği olamayacağını, hatta böyle bir kararın kooperatif genel kurulunca verilse bile bu kararın iptalinin kabil olduğunu, bu nedenle kooperatifin önceki Yönetim Kurulu tarafından verildiği ileri sürülen 02.07.2012 tarihli yazısının hiçbir hukuki değerinin olmadığını, beyan ederek istinaf sebeplerinin reddi ile hüküm mahkemesi kararının onanmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, davacı kooperatifin ortaklık aidatının tahsili amacıyla Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir. Kayseri 2. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı hakkında 7.000,00 TL aidat, 183,00 TL faiz üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 01.09.2016 tarih ile ve 21.05.2016 tarihli kooperatif genel kurulu kararı gereğince ödenmesi gerekli aidat alacağı olarak gösterildiği görülmüştür.
Davacının 14.01.2020 tarihli dilekçesi ile HMK.180 mad. Göre davasını tamamen ıslah etmek suretiyle alacak davasına dönüştüğü, harcını ikmal ettiği, 34.177,00 TL inşaat finansman bedeli ve 2018-2019, 2019-2020 dönemine ait genel gider talep ettiği görülmüştür. Kooperatifin üyesi olan davalıdan 23.06.2018 tarihli kooperatif olağan genel kurul gereği üyelerin kesin hesap maliyetinin belirlendiği, bakiye borçlarının 12 eşit taksit halinde ödemelerinin kararlaştırıldığı, süresinde ödenmeyen taksitler için %3 gecikme faizi uygulanmasına karar verildiği, davalının hesaplanan kesin maliyetinin 163.189,00TL olduğu, davalı tarafından kesin maliyete kadar 129.012,00TL’lik ödeme yapıldığı anlaşılmakla davalı ortağın bağımsız bölümünün adına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçları belirlenerek bu borçların ödenmesi üzerine tapu kaydı adına tescil edilmiş olması davalı malikin tapu tescili öncesi borcuna yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermediği, kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, henüz tasfiye aşamasına da geçmemiş olması gözetildiğinde ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın ve istenen bedelin tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır. Davalının kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak kendisinden talep edilen inşaat finansman giderinden, borçtan sorumlu olduğu anlaşılmakla davalının buna dair istinaf isteminin reddi gerekmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180. maddesinde “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” şeklinde düzenleme mevcut iken kısmen ıslah 181. maddede kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verileceği, bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği kabul edilmiştir. Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir. Böylece dava dilekçesindeki talepler artık hükme konu olamaz. Kısmen ıslahta ise önceden yapıla usuli bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun arttırılması söz konusu olur. Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K.,15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları) (HGK’nın 15.02.2017 gün, 2015/7-917 E.-2017/265 K.sayılı İlâmı) (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2082 Esas 2020/7164 Karar) Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekilinin 14.01.2020 tarihli dilekçesinin; açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması karşısında, genel gidere ilişkin bu yeni istemin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceğinden, davacının genel gidere ilişkin alacak isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Islahla davanın niteliğinin alacak davasına dönüşmesine engel yok ise de ilk dava dilekçesinde konu edilmeyen alacak kalemlerinin ıslah ile talep edilmesi mümkün olmadığından davanın kısmen kabul kısmen reddi ile genel gider talebinin reddi gerekmiş, diğer inşaat finansman giderinden ise davalının sorumlu olduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince bu hususların düzeltilmesi suretiyl davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi hükmü gereğince kaldırılarak bu yönden düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 14/07/2021 tarih ve 2016/1012 E – 2021/607 sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; davalının inşaat finansmanından kaynaklanan 34.176,96-TL borcunun birinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/10/2017 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, ikinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/11/2017 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, üçüncü taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/12/2017 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, dördüncü taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/01/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, beşinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/02/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, altıncı taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/03/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, yedinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/04/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, sekizinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/05/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, dokuzuncu taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/06/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, onuncu taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/07/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, onbirinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/08/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, onikinci taksiti olan 2.848,28-TL’nin 01/09/2018 tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine
2-Alınması gereken 2.334,62 TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 86,76-TL peşin harç ile 542,61-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.705,25 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 86,76-TL peşin harç ile 542,61-TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 126,60-TL tebligat ve posta gideri, 42,40-TL müzekkere gideri ile 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.169,00-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.025,56 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 23,40 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 2,87 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince 5.126,54 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 666,00 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 26,80 TL tebligat gideri ve 79,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 106,40 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21/10/2021