Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1657 E. 2021/1815 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1657
KARAR NO: 2021/1815
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2021
NUMARASI: 2019/767Esas- 2021/511Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/767 Esas 2021/511 Karar sayılı ilamına karşı , davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili 04/11/2019 tarihli dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından davacı ile beraber dava dışı …, …, …, …aleyhinde Kayseri 1.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası üzerinden genel haciz yoluna özgü takip başlatıldığını, söz konusu takipte davacıya ödeme emrinin henüz tebliğ edilmediğini, icra takibinde alacak sebebi olarak “18.02.2005 tarihli Genel Kredi Taahhütnamesi gereği kullandırılan 2 adet taksitli ticari kredi ve 1 adet ticari artı para kredisinden doğan ve ayrıca 21.02.2005 tarih ve 200.000,00 YTL ile 01.09.2003 tarih ve 35.000,00 YTL bedelli Genel Kredi Taahhütnamesi” gösterildiğini, davalı banka ile dava dışı şirket arasında 01/09/2003 tarihli Genel Kredi Taahhütnamesi ile 21/02/2015 tarihli 200.000,00 YTL bedelli Genel Kredi Taahhütnamesi imzalandığını, her iki genel kredi taahhütnamesinde davacının imzasının bulunmadığını, davacı …’nın yalnızca 18/02/2005 tarihli genel kredi taahhütnamesinde imzasının bulunduğunu, bu GKS uyarınca dava dışı şirkete bir kredi kullandırılmadığını, davalı banka tarafından diğer borçlulara bu kredi taahhütnamesinden sonra 21/02/2005 tarihinde yeni bir kredi taahhütnamesi imzalatıldığını, 21/02/2005 tarihli kredi taahhütnamesinde davacının imzasının olmadığını, 18/02/2005 tarihli kredi sözleşmesi nedeni ile dava dışı şirkete bir kredi kullandırımının söz konusu olmadığını, davalı bankanın davacı aleyhinde Kayseri 1.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhinde icra takibine geçtiğini, davalı bankanın haricen tahsil ettiği parayı icra dosyasına bildirmeyerek icra dosyasında borcun artmasına sebebiyet verdiğini ve icra dosyası temlik edildiği için sorunların çözülemediğini, alacak için aynı zamanda ipotekli takip başlatıldığını ancak bu takip dosya numarasının bildirilmemesi nedeni ile ipoteğin paraya çevrilip çevrilmediğinin tespit edilemediğini, ayrıca davacının hissedar olduğu taşınmazın Kayseri 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 Satış numaralı dosyasında ortaklığın giderilmesi suretiyle satışı yapılan bidern fazla taşınmazdaki hacizleri kaldırmamış olması sebebiyle taşınmazların satış bedelinden davacı hissesine düşen paranın Kayseri 1.İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasına ödediğini, bu paranın icra dosyasını temlik alan … A.Ş. hesabına geçtiğini belirterek davacının davalılara borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin davacı yönünden iptaline karar verilmesini, davacıdan haksız olarak tahsil edilen 78.947,44 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesini, davacının uğradığı zarara binanen davalıların % 40’dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı … T.A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının icra dosyasındaki alacağı temlik ettiği ve taraf sıfatının kalmadığı, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, icra dosyasında tahsil edilen tutarlar bakımından bir yıllık sürenin geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Davacı, davalılardan tazminat talep etmiş ise de davacı yararına tazminata hükmedebilmek için icra takibinin haksız başlatılması ve aynı zamanda kötü niyetle başlatıldığının ispat edilmesi gerekir. Somut olay ve yapılan tüm açıklamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalıların kötü niyetle takip başlattığı ispat edilemediğinden davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş “1-Davacının davalı …T.A.Ş. aleyhindeki davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca REDDİNE,2- Davacının davalı … Yönetim A.Ş. aleyhindeki menfi tespit davasının KABULÜ ile davacının dava tarihi itibari ile Kayseri 1.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine,3-Davacının istirdat talebinin REDDİNE,4-Davacının şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle ; İlk derece mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı dosyasının, gerekçeli kararının 1 nolu hükmünde ”Davacının davalı … T.A.Ş. aleyhindeki davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca REDDİNE,” karar verilmiş olmasına rağmen 10 nolu hükümde lehe vekalet ücreti verilmesi gerekirken aleyhe oluşacak şekilde ”Davalı … T.A.Ş. kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,”şeklinde hüküm kurulduğunu, 10 nolu hükmün hatalı olduğunun açık olduğunu, kararın icrası için maddi hatanın düzeltilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, ancak ilk derece mahkemesince”6100 sayılı HMK’nun 304/1. maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece re’sen ve taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği ve 304/2 maddesinde ise, “hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmünün yer aldığı görüldüğünü, davalının talep dilekçesinde talep ettiği husus yazı veya hesap hatasına ilişkin olmayıp, hükmün esasının değiştirilmesine (taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların sınırlandırılmasının, genişletilmesinin, değiştirilmesine) ilişkin olduğu görüldüğünü, mahkememiz esas hakkında bir karar vermekle dava dosyasından el çekmiştir.” gerekçesi ile hükmün tashihi talebi reddedildiğini, ilk derece mahkemesinin 01.06.2021 tarihli kararın 1 nolu hükmü müvekkil banka lehine olup ”Davacının davalı … T.A.Ş. aleyhindeki davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesinin 1 nolu hükmü de hak , hakkaniyet, usul ve yasaya da uygun olduğunu, ancak 1 nolu hükmün lehe olmasına rağmen harf hatası sonucu aleyhe oluşacak şekilde ”’Davalı … T.A.Ş. kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde kurulan hükümde yazı hatası olduğu açık olup mahkeme tarafından düzeltilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu talebimiz reddedildiğini, HMK’nın 304 maddesinde hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların Mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği düzenlendiğini, sonuç olarak kararın icrası için maddi hatanın düzeltilmesi gerektiğini, yapılacak inceleme sonucunda hak-hakkaniyet, usul-yasa ilkeleri ve Yargıtay emsal kararı ile de ile bağdaşmayan nedenlerle 01.06.2021 tarihli kararının 10 nolu hükmünün ve 09.07.2021 tarihli ek kararının kaldırılarak lehe düzeltilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Yönetim vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra takibi dosyasında mevcut Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/1365 D İş E ve 2008/1365 D İş K sayılı ve 03.11.2008 tarihli ihtiyati haciz kararına esas ihtiyati haciz incelemesinde de bu şekilde düşünüldüğünü, davacının sorumlu olduğu düşünülerek hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini ve bu karar doğrultusunda temlik eden bankaca icra takip işlemleri uygulandığını, davacının hakkındaki ihtiyati hacze de bir itirazı bulunmadığını, kaldı ki davacı kefil …, kredi kullandıran bankaya kefaletten rücu yahut sorumlu olmadığına dair bu yönde bir ihtarname çekmediğini,bu nedenle sorumluğunun olmadığına kanaat getirmek ve bankayı her kredi kullandırmadan önce yeni bir taahhütname imzalatmakla yükümlü tutmanın iyi niyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaştırılması mümkün olmasa gerektiğini, bilirkişi raporunda da dava dısı asıl borçlu sirket hakkında 17.02.2005, 21.09.2005 ve 13.05.2005 tarihlerinde yapılan kredi tekliflerinde davalı …’nın kefaleti ile ilgili olarak, “mevcut” kefiller arasında gösterildiği buna karsılık “yeni kefil” olarak gösterilmediği hususu da davacının sorumluluğu olmadığına zorlama olarak yorumlandığını, müşterisinin talebi doğrultusunda krediyi kullandırmak ve bu konuda Genel Müdürlükten onay almak isteyen Bankanın diğer teminatlar ve kefillere öncelik tanıyacağı ve davacıyı yeni kefil yerine mevcut kefil olarak adlandırması hayatın olağan akışına uygun olduğunu, mahkemece davacı …’nın ve icra takibindeki diger borçluların Kayseri 1.Icra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında 18/02/2009 tarihinde taahhüt verip, borcu kabul ettiği için davacının 21/02/2005 tarihli GKS’de imzasının bulunmamasının bir önemi kalmadığı kanaatine varıldığını, mahkemenin kararı davacının sorumluluğu konusunda isabetli olmakla birlikte davacının ve dava dışı borçluların sorumluluğunun bu taahhütteki toplam rakam olan 224.350,80 TL ile sınırlı kabul edilmesi mümkün olmadığını, davacı yahut dava dışı borçlular bu taahhütlerine uymamışlar ve uymadıkları için de icra takibinde takip talebi ve ödeme emrinde haklarında kesinleşen miktar ve her birinin temerrüdünden sorumlu olacakların açık olduğunu, bu durum esas alınarak bilirkişi incelemesi yapıldığında davacı ve dava dışı borçluların dava tarihinde borçlarının halen devam ettiği tespit edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda da bu esasa göre yapılan hesaplamada Bankanın dava tarihi itibariyle davacı kefil …’dan 2400-1 nolu krediden kaynaklanan 135.478,55 TL asıl alacak + 381.737,65 TL islemis faiz Toplam 517.216,20 TL, 8000-1 nolu krediden kaynaklanan 49.826,50 TL asıl alacak + 54.781,75 TL islemis faiz Toplam 104.608,25 TL olmak üzere her iki krediden kaynaklanan 185.305,05 TL asıl alacak + 436.519,39 TL islemis faiz ile Toplam 621.824,44 TL alacağı olduğu mütalaası doğrultusunda sadece istirdat talebi yönünden değil, hem menfi tespit hem de istirdat talebi yönünden davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dilekçesinin talep sonucunda sadece menfi tespit talebi bulunmayıp ayrıca 78.947,44 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ettiğinin açık olduğunu, iş bu hale göre istirdat talebi reddedilen davacı aleyhine ve müvekkilim şirket lehine de vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken Mahkemece bu hususun atlanması ve müvekkil şirket lehine davacının reddedilen 78.947,44 TL talebi üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi de hukuka aykırı olduğunu, kararın bu nedenle de kaldırılması gerektiğini, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/767 E- 2021/511 Karar sayılı kararının istinaf başvurusunun neticesinde kaldırılmasına ve davacının (dava tarihi itibari ile Kayseri 1.Icra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası nedeni ile halen borçlu olması nedeniyle) davasının tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle ;Davalı banka tarafından 18.02.2005 tarihinde Cuma günü imzalanan kredi sözleşmesine müvekkilin kefil sıfatıyla imzası alındığını, ancak 18.02.2005 tarihinde bir kredi kullandırılması söz konusu olmadığını, akabinde 21.02.2005 tarihinde yeniden Genel Kredi Taahhütnamesi imzalanmış, bahsi geçen kredi sözleşmesinde ise müvekkilin imzası yer almadığını, ancak davalı banka 18.02.2005 tarihli Genel Kredi Taahhütnamesi sebebiyle bir kredi kullandırılması söz konusu değilken ve 21.02.2005 tarihinde imzalanan yeni kredi taahhütnamesinde müvekkilin imzası bulunmamasına rağmen müvekkilin sorumlu dahi olmadığı kredi sözleşmeleri nedeniyle Kayseri 1. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibine geçtiğini, müvekkil tarafından imzalanan kredi sözleşmesi 18.02.2005 tarihli sözleşme olup, üç gün sonra imzalanan 21.02.2005 tarihli sözleşmede müvekkilin imzası bulunmamasına rağmen, müvekkilin imzası bulunmayan bir kredi sözleşmesinden dolayı sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Zira 18.02.2005 tarihi ile müvekkilin imzası bulunmayan kredi sözleşmesinin imzalandığı 21.02.2005 tarihli sözleşme arasında bir kredi kullandırımı da söz konusu olmadığını, davalı banka da bu hususu bilmesine rağmen, müvekkil aleyhine icra takibi başlatmakla yetinmediğini, müvekkilin pek çok taşınmazı üzerine haciz konulmasına sebebiyet verdiğini, akabinde Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 Satış numaralı dosyasında ortaklığın giderilmesi suretiyle müvekkile ait taşınmazların satışı gerçekleştirildiğini, müvekkilin hisse sahibi olduğu Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 Satış numaralı dosyasında ortaklığın giderilmesi suretiyle satışı yapılan;- … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … ili, … ilçesi, …Mahallesi,… Ada,… Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi, … Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi, … Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi,… Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi,… Ada, … PArsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi, … Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi, … Ada,… Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi,…Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi,…Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi, …Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi,…Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi, …Ada, … Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi,…Ada,… Parsel, … ili, …ilçesi, …Mahallesi,…Ada,… Parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki hacizleri kaldırmamış olması sebebiyle taşınmazların satış bedelinden müvekkil … hissesine düşen 91.142,28 TL Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına 15.12.2017 tarihinde ödendiğini, ödenen meblağdan gerekli harçlar düşünce kalan 78.947,44 TL para da temlik alan … A.Ş vekili hesabına 21.12.2017 tarihinde reddiyat yapıldığını, yani yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirtildiği gibi, 15.12.2017 tarihli 91.142,28 TL’lik tahsilat, Kayseri 1. İcra Dairesi …Esaslı icra dosyasında satılan taşınmazlardan gelmediğini, dosya kapsamları incelendiğinde bu hususun net bir şekilde görüldüğü, iddialar dışında incelemede bulunan yerel mahkemece bu detayın gözden kaçırıldığının açık olduğunu , yerel mahkemenin 01.06.2021 tarihli gerekçeli kararının 7. Sayfasında eğer Kayseri 4. İcra Dairesi … Esaslı rehnin paraya çevrilmesi dosyasından dava konusu icra takip dosyasına para aktarılmış olsaydı istirdadı mümkün olabileceğinden bahsedilmişse de, istirdat talebinin reddine ilişkin olarak gösterilen bu gerekçenin kabulü mümkün olmadığını, zira istirdat talebine ilişkin icra dosyası Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası olup, bu dosyaya Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 Satış numaralı dosyasından gelen 91.142,28 TL’lik meblağın istirdadı talepli işbu dava ikame edildiğini, bu nedenle yerel mahkemece gerekçe olarak gösterilen nedenlerin dava konusu icra takip dosyası ile ilgisi bulunmadığını, yine yerel mahkemenin 01.06.2021 tarihli gerekçeli kararında, menfi tespit davasının dava tarihinde borcun olup olmadığının tespitine yönelik bir dava olduğunu, takibin açıldığı tarihte borçlu olunup olunmaması değil, dava tarihinde borcun olup olmadığı yönünden yargılama yapılmalı ve borcun kısmen veya tamamen sona ermiş ise sona eren kısım kadar borçlu olunmadığının tespiti yönünde hüküm kurulması gerektiğini, yapılan tüm açıklamalardan müvekkilin dava tarihi itibari ile Kayseri 1. İcra Dairesi …Esas sayılı dosyası nedeni ile borcu olmadığını ancak istirdadı mümkün alacağının olmadığı sonucuna varıldığını belirttiğini, ancak yerel mahkeme kararına bakıldığı zaman müvekkilin dava tarihi itibari ile Kayseri 1. İcra Dairesinin …Esaslı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ancak istirdat talebi ve şartları oluşmadığı gerekçesi ile tazminat talebimizin reddine karar verdiğini, kararların birbiri ile çeliştiğini , nitekim yerel mahkemece menfi tespit talebin kabulü ile dava konusu icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise, bu kararın devamı olarak dava konusu icra takip dosyasına Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 Satış numaralı dosyasından gelen 91.142,28 TL’lik meblağın istirdadının da kabulü gerekmekte iken, yerel mahkemece birbiri içinde çelişen hem kabul hem ret kararı verildiğini, burada incelenmesi gereken husus dava konusu icra dosyası yönünden müvekkilin borçlu olmadığının tespitine karar verilebiliyorsa, müvekkilin taşınmazlarının satışı ile elde edilen paranın işbu dava konusu takip dosyasına gönderilmesi ve akabinde bu meblağın dosya alacaklısına reddiyatının yapılması karşısında, müvekkilin hisselerine karşılık gelen meblağın istirdadının mümkün olduğunun tespiti olduğunu, bu nedenle itirazlar dikkate alınarak dosya incelendiğinde yerel mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığı görüleceğini, yerel mahkemenin 01.06.2021 tarihli gerekçeli kararında davacı tarafça kötü niyetle takip başlatıldığının ispatlanamaması nedeniyle tazminat talebin reddine karar verilmiş olup, verilen bu karar da usule ve yasaya aykırı olduğunu, zira müvekkilin dava konusu icra takip dosyası ile davalıya borçlu olmadığını tespit edilmiş ise kötüniyet tazminatı şartlarının da oluştuğunun kabulü gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, kefilin/müvekkilin müşterek borçlu ve kefil sıfatıyla imzalamadığı kredi sözleşmesinden dolayı sorumluluğu bulunmadığını, somut olayda da müvekkil …’nın imzalamamış olduğu kredi sözleşmelerinden sorumluluğu bulunmadığını, davalı banka da bu hususu bilmesine rağmen, müvekkil aleyhine icra takibi başlatmakla yetinmediğini, müvekkilin pek çok taşınmazı üzerine haciz konulmasına sebebiyet verdiğini, davalı banka takibin açıldığı 2008 yılından dava tarihine kadar yapılan ödemeler nedeniyle haricen tahsil bildirimi yapmadığını, dosya borcunun artmasına sebebiyet verdiğini, pek çok usulsüz işlemle müvekkili mağdur duruma düşürdüğünü, dosyanın temlik edilmesi ile bu usulsüzlükler devam ettiğini ve müvekkilin mağduriyetinin arttığını, davalı banka tarafından müvekkilin adresi dahi olmayan bir adrese tebligat yapılarak takip kesinleştirildiğini, müvekkilin dosyadan haberdar olması da adeta engellendiğini, öyle ki dosya kapsamına alınan icra dosyası incelendiğinde görülecektir ki, müvekkil …’ya yapılan usulsüz tebligatlar neticesinde takip kesinleştiğini, dosya kapsamında yazılı beyanlarda belirtildiği üzere, müvekkile ait ipotekli taşınmaz davalı banka tarafından icra Müdürlüğü aracılığı ile satıldığını, ancak buradan yapılan tahsilat Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasına bildirilmediği gibi, davalı bankanın ve şirketin alacaklı göründüğü icra dosyalarından da başkaca bir satış yapılıp yapılmadığı icra dosyası içeriğinden anlaşılamadığını, davalı banka ve davalı şirket haricen tahsil ettiği ve başka icra dosyalarında tahsil ettiği miktarları Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasına bildirmediğini, davalı banka kötüniyetle işbu davaya konu Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile takibe geçmiş, müvekkilin malvarlığına haksız olarak haciz işlemi yapılmasına, müvekkilin mağdur olmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilin sorumlu olmadığı bir borç nedeni ile aleyhine icra takibi başlatılmış olması, yine haksız takibe dayanılarak müvekkilin taşınmazlarının cebri icra yetkisi ile satışa çıkarılması ve en önemlisi mülkiyet hakkının elinden alınması göz önünde bulundurulduğunda, kanun hükmünde her ne kadar %20 kötü niyet tazminatından bahsedilmişse de, %20 ile sınırlı kalınmayarak talep doğrultusunda %40 kötü niyet tazminatı verilmesi gerekirken, yerel mahkemece talebin tamamen reddedilmesi usule ve yasaya aykırı olmakla, hakkaniyete de aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenler ile eksik inceleme ve değerlendirme ile kurulan istirdat ve tazminat taleplerin reddi kararına ve dava konusu icra takip dosyasının müvekkil yönünden iptaline ilişkin talepler için karar verilmesi adına Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/767 E. – 2021/511 K. Sayılı kararının kaldırılmasını talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, istirdat ve tazminat taleplerin reddi kararına ve dava konusu icra takip dosyasının müvekkil yönünden iptaline ilişkin talepleri için karar verilmesi adına Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/767 E. – 2021/511 K. Sayılı kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı … vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle; Mahalli mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine, Vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine, Kötüniyetle istinafa başvuran karşı tarafın 329. madde gereğince giderlere ve cezaya mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K.nın 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :Dava, menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.Davalı … Türk A.Ş.nin 09/07/2021 tarih 2019/767 E – 2021/511 K sayılı ek karara yönelik istinaf talebi yönünden; HMK’nın 394.maddesi kapsamında davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin kararda maddi hata sonucunda davalı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin davacı lehine asıl hükmün 10.maddesinde hükmedildiği, dolayısıyla davalının ek karara yönelik istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, tashih talebinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına, asıl hükümdeki tavzihe ilişkin talep ayrıca araştırılmayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince hükmün 10.bendinin “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin “davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.Davalı … Yönetim A.Ş.nin asıl karar yönünden istinaf talepleri bakımından yapılan incelemede; dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun alınan bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamına göre, davacının istirdat talebi fer’i nitelikte talep olup reddedilen istirdat talebi yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden ayrıca icra takibine konu kredilerin dayanağı olan genel kredi sözleşmesinde davacının kefil sıfatının bulunmaması ve icra takibi sırasındaki taahhüdü gereğince taahhüt ettiği tutar üzerinden borcun ödendiğinin tespiti nedeniyle ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.Davacı istinaf talebi yönünden yapılan incelemede ise; Dosya kapsamında ilk derece mahkemesi gerekçesinde belirtilenin aksine Kayseri 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 E sayılı satış dosyasından davaya konu takip dosyasına gelen 91.142,28 TL’lik tutarın davacı hissesine düşen taşınmaz hisse bedeli olduğu, davacı tarafından 18/02/2019 tarihinde yapılan taahhüt kapsamında ödenmesi gereken 224.350,80 TL’den bu taahhüt tarihinden sonra icra dosyasına ödenen 18/02/2019 tarihli 10.000,00 TL’lik, 13/11/2019 tarihli 109.859,95 TL’lik, 14/03/2012 tarihili 36.565,64 TL’lik ve 25/02/2013 tarihli 17.563,91 TL’lik ödemelerle Kayseri 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 E sayılı satış dosyasından dosyasına yapılan 15/12/2017 tarihli 91.142,28 TL’lik ödemelerin mahsubu sonrasında davacının 40.780,98 TL taahhüdünü aşan ödemesi bulunduğu, icra tehdidi altında yapılan bu tutar üzerinden istirdat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle istirdat talebinin reddine karar verildiği, belirtilen nedenlerle davacı istinafının yerinde olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince araştırılması gerekli başka husus bulunmadığından düzeltilerek davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davalı … Yönetim A.Ş.nin istinaf başvurusu talebinin HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … T.A.Ş. Vekilinin 09/07/2021 tarih ve 2019/767 E – 2021/511 K sayılı ek karara yönelik istinaf başvurusunun ve davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf başvurularının KABULÜ İLE;
3-HMK nun 353/1-b.2 maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/767 Esas 2021/511 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ,
Düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına buna göre;
“1-Davacının davalı … T.A.Ş. aleyhindeki davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca REDDİNE,
2- Davacının davalı … Yönetim A.Ş. aleyhindeki menfi tespit davasının KABULÜ ile davacının dava tarihi itibari ile Kayseri 1.İcra Dairesi’nin …Esas sayılı takip dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacının istirdat talebinin KISMEN KABULÜ ile, davacı tarafından icra tehdidi altında dosyasına fazla ödenen 40.780,98 TL’nin davalı … Yönetim A.Ş.den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
5-Alınması gerekli 17.527,29 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 1.348,23 TL ve tamamlama harcı olan 3.033,60 TL’nin mahsubu ile eksik 13.145,46 TL harcın davalı … Yönetim A.Ş ‘den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davalı … Yönetim A.Ş’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 44,40 TL, peşin harç 1.348,23 TL, tamamlama harcı 3.033,60 tebligat ve müzekkere gideri 152,30 TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 6.078,53 TL yargılama harç ve giderinin davalı … Yönetim A.Ş alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı … T.A.Ş tarafından yapılan tebligat gideri 16,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı davalı … T.A.Ş’ne ödenmesine,
9-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 26.410,92 TL vekalet ücretinin davalı … Yönetim A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine,
10-Davalı … T.A.Ş. kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,”
4-Davalı … Yönetim A.Ş.nin istinaf başvurusu yönünden; alınması gerekli 17.527,29 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 4.381,82 TL’nin mahsubu ile bakiye eksik kalan 13.145,47 TL istinaf karar ve ilam harcının bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalı … T.A.Ş. Ve davacı tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talepleri halinde taraflarına iadesine,
6-Davalı … T.A.Ş. Tarafından yapılan 38,50 TL istinaf yargılama giderinin ve 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 38,50 TL tebligat gideri ve 45,10 TL posta gideri toplamı 83,60 TL’nin ve 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı … Yönetim A.Ş.den alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … Yönetim A.Ş. Tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
9-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile,HMK 361/1 uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/10/2021