Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1655 E. 2021/1845 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1655
KARAR NO: 2021/1845
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2020/668 2021/627
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 29/06/2021 tarih ve 2020/668 E – 2021/627 sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı kooperatif üyesi olduğunu ve … İli …- … İlçesi … pafta …ada … parsel … Blok … kat … bağımsız bölüm numaralı taşınmazın davalı adına teslim ve tescil edildiğini, davacı Kooperatifin 09.12.2018 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul gündem madde 4: ”daha önceleri oluşturulan teknik heyet yani komisyon tarafından çıkartılan 27.04.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulda gündem maddelerinden olan 12. maddesinde görüşülerek genel kurulca kesin hesap olarak kabul edilen 106.303 TL nin yerine Yine Kayseri 1. Noterliğince 11.07.2016 tarih ve … yevmiye nolu ve imzaları doğruluğu bakımından onaylanarak, yönetim kuruluna teslim edilen konut kesin maliyetlerinin yani 143.423,75 TL nin kooperatifin değişik ana sözleşmesinin 61 ve 63 maddeleri hükmü doğrultusunda endeksleme yapılmadığının tespit edilmesi sebebiyle çıkartılan konut kesin maliyetlerinin iptal edilerek yeniden kooperatifin ana sözleşmesinin değişik 61. ve 63 maddesine uygun olarak endeksleme yapılmasına karar verilmiştir.” şeklinde karar alındığını, söz konusu karar çerçevesinde Yönetim Kurulu’nun 25.12.2018 tarih ve … nolu kararı ile Kooperatif ana sözleşmesinin değişik 61 ve 63 maddelerine uygun konut kesin maliyet çıkartılması ve teklif verenlerden SMMM … ile anlaşma yapılması yönünde karar aldığını, Yönetim Kurulunun almış olduğu karar doğrultusunda 28.12.2018 tarihinde S.S. … Konut Yapı Kooperatifi ile SMMM … arasında imzalanan sözleşme ile Kooperatifin 84. ortağına teslim ettiği ve teslim edeceği konutların kesin maliyetlerinin Kooperatifin değişik ana sözleşmesinin 61. maddesi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun ilgili maddeleri ve Yönetim Kurulu kararları gereğince çıkarıldığını, karar gereğince 19.03.2019 tarihli kesin hesap maliyet raporu ile davalının borcu çıkarıldığını, gerek Genel Kurulca gerekse Yönetim Kurulunca davalı hakkında alınan kararlar davalıya tebliğ edildiğini, sonrasında davalıya ihtarname gönderildiğini, bakiye borcun ödenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağı bir kez daha ihtar edilmesine rağmen verilen süre içinde davalı borçlu borcunu ödemediğini, davalı borçlu hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek borca vaki itirazın iptalini, davalının tazminata mahkum edilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatif tarafından aynı alacağa ilişkin olarak Kayseri 3. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasıyla yapılan takibe itirazlarının iptali için Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/710 Esas ve 2018/550 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiğini, kararın 24/04/2019 tarihinde kesinleştiğini, bu nedenle davaya karşı kesin hüküm itirazında bulunduklarını, davalının davacı kooperatif üyesi olduğunu, ferdileşme işlemi sonucu 13/07/2015 tarihinde … ile … ilçesi …ada … parsel … Kat … nolu bağımsız bölümün davalı adına tapuda tescil edildiğini, davacı kooperatif yönetimi tarafından düzenlenen ve yönetim tarafından istenilen kesin hesap neticesinde davalının tüm borcunu ödemesi nedeniyle hiçbir borcunun kalmadığına dair belgenin davalıya verilmiş olduğundan ve davalının davacı kooperatif tarafından ibra edildiğinden dolayı davalının davacı kooperatife hiç bir borcunun bulunmadığını, davalının borcu bulunmamasına rağmen kooperatif tarafından taahhüt edilen sürede dairenin teslim edilmediğini, kesin maliyet hesabının davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, ayrıca kooperatif ana sözleşmesinin 61-63 maddesine göre bir kesin maliyet çıkartıldığını ve bu kesin maliyeti ödeyerek tapusunu almış üyeye tekrardan geçerli hukuki bir sebep olmaksızın çıkarılan kesin maliyetin MK 2’ye aykırı olduğunu, davaya konu ödeme emrinde borcun sebebi olarak kesin hesap maliyeti olarak belirtildiğini, maliyet hesabının ne kadarının şerefiye, kira, genel gider olduğunun belirtilmediğini, davalının kendisine çıkartılan kesin maliyet hesabı gereğince genel giderleri ödediğini ve hesapta şerefiye uygulandığını, davaya konu alacak içerisinde bu kalemlerin tekrar talep edilip edilmediğinin de belli olmadığından, bu yönüyle de davanın reddinin gerektiğini, davalının B blok üyesi olması sebebiyle hala bitmemiş ve teslim edilmemiş daire için kira talep edilmesinin kesin hesabın ve davanın temelsiz olduğunu gösterdiğini, davalının bu konuda temerrüde düşürülmediği gibi kooperatif kanunu gereğince yasal ihtarlar yapılmadığından talep edilen faiz miktarı ve faiz oranının da kabulünün mümkün olmadığını belirterek haksız ve kötü niyetli takip sebebi ile alacağın %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Mahkememizce öncelikle iki husus üzerinde durulmuştur. Birincisi; daha önceden (2010 yılında) kesin maliyet hesabı çıkarılması kararı alıp,2013 yılında bu kararı üyelerine uygulayan kooperatifin, önceki kesin maliyetin iptaline ve yeni bir kesin maliyet hesabı çıkarılması yönünden karar alıp alamayacağı hususudur. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2011/2634 E. 2011/724 K. ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 05/04/1998 tarih 1998/1237-3225 E-K sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere; genel kurul tarafından daha önce belirlenen şerefiye bedelinin iptal edilmesi ve yeni komisyon oluşturulması yönünden yönetim kuruluna yetki verilmesinde kooperatifler yasasına, kooperatifin ana sözleşmesi hükümlerine bir aykırılık bulunmamaktadır. Genel kurulun iradesinin bu şekilde tecelli ettiği görülmüş olup, genel kurulun buna yönelik aldığı kararlar için açılmış iptal davası iddiası da olmadığından bu hususların da iş bu davada tartışılması mümkün değildir. Kooperatif genel kurulunca önceden yapılan kesin maliyetin iptal edilerek yeniden kooperatifin ana sözleşmesi hükümlerine göre komisyon oluşturarak şerefiye hesaplarının düzenlenmesine ve bu konuda yönetim kurulana yetki verilmesine ilişkin olmak üzere herhangi bir yasak ve yasaya aykırılığının bulunmadığı değerlendirilmiştir. İkinci husus ise davaya konu genel kurul kararının yok hükmünde olup olmadığıdır. Genel kurul toplantısı hazirun cetveli incelendiğinde, davacı kooperatifin toplam 114 ortağının bulunduğu görülmüştür. Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesinde toplantı yeter sayısı, üye sayısının ¼’ü olarak belirlenmiştir. 114 üyenin ¼’ü 29 kişiye tekabül etmektedir. Bu maddenin oylamasında 36 kabul, 31 red oyu olduğuna göre 67 kişi hazır bulunmuş, böylelikle toplantı yeter sayısının oluştuğu görülmüştür. Kooperatifler Kanunu’nun 51. maddesinde karar yeter sayısı, toplantıya katılanların ½’si olarak belirlenmiştir. Davacı kooperatifin toplantısına 67 kişi katılmış olup, 67 /2 + 1 = 35 kişi yapmaktadır ve kararın 36 kişi tarafından alındığı görülmektedir. Bu anlamda karar yeter sayısının da oluştuğu görülmüştür. Kararın, toplantı ve karar yeter sayısına uygun bir şekilde alındığı, yani yok hükmünde olmadığı da anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili delilleri arasında davacı kooperatifin 17/01/2016 tarihli taahhütname başlıklı belgesini sunmuş ve bu belgede davalının kesin maliyet borç toplam tutarının 106.303,00 TL olduğu, davalı tarafça ödemelerin bu tutara tamamlandığı, 106.303,00 TL sonrası davalıdan başkaca para alınamayacağını ileri sürmüş ise de yerleşik yargı kararlarına göre yönetim kurullarının bu yönde vermiş oldukları belgeler, yalnız belgenin verildiği tarih itibari ile borç durumunu kapsamaktadır, ileride ortaya çıkacak borçlara ilişkin yönetim kurulunun ibra yetkisi yoktur. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2019 tarihli, 2018/687 Esas, 2019/672 Karar, 18/04/2019 tarihli 2018/429 esas, 2019/662 karar, 18/04/2019 tarihli 2018/257 Esas, 2019/671 Karar, 13/11/2019 tarihli 2019/2358 Esas, 2019/1864 Karar, 06/11/2019 tarihli 2019/2386 Esas, 2019/1803 Karar, 2019/2367 Esas, 2019/1802 Karar, 2019/2387 Esas, 2019/1801 Karar, 23/10/2019 tarihli 2018/2283 Esas, 2019/1719 Karar, 30/05/2019 tarihli 2018/54 Esas, 2019/924 Karar, 2018/344 Esas,2019/920 Karar, 2018/345 Esas, 2019/919 Karar, 02/05/2019 tarihli 2017/1785 Esas, 2019/713 Karar, 19/04/2019 tarihli 2019/333 Esas, 2019/653 Karar, 18/04/2019 tarihli 2018/1643 Esas, 2019/651 Karar, 2018/347 Esas, 2019/673 Karar) İzah edilen nedenle Mahkememizce bu belge davalının herhangi bir borcu kalmadığı şeklinde yorumlanmamıştır. Yapılan tüm bu açıklamalardan sonra; Mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 63.724,78 TL asıl alacak ve 2.671,20 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu anlaşılmış, taleple bağlılık kuralı uyarınca davalının icra takibine vaki itirazının davalıdan 63.624,78 TL asıl alacak ve 921,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.646,25 TL üzerinden iptaline karar vermek gerekmiştir. Nitekim işbu dava ile aynı mahiyette Mahkememizde açılan 2020/219 Esas sayılı davada da davanın kabulüne karar verilmiş ve söz konusu karara karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusu hakkında Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 03/06/2021 tarih ve 2021/762 Esas 2021/948 Karar sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiş olup, alacağın genel kurul kararına dayanması, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı olması, miktarının davalı tarafça icra takibinden önce bilinebilir ve denetlenebilir olması nedeni ile takipte talep edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 63.724,78 TL asıl alacak ve 921,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.646,25 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz yürütülmesine, Davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, İtirazın iptaline karar verilen 63.724,78 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davanın reddine karar verilen kısmı için davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurma dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşmek suretiyle verilen karar yerinde olmadığını, davacı kooperatif tarafından davalı aleyhinde Kayseri 3. İcra Müdürlüğünün … takip sayalı dosyası ile 30.10.2016 kesin hesap maliyeti adı altında 37.120,00TL talep edildiğini, bu takibe karşı yapmış olduğumuz itiraz neticesinde Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/710 Esas ve 2018/550 Karar sayılı dosyasıyla davacının davasının reddine karar verildiğini, bu sebeple her ne kadar miktarı farklı da olsa mahiyeti ve tarafları aynı olan aynı alacağa ilişkin verilmiş bir karar mevcut olduğundan mahkemece kesin hüküm hiç dikkate alınmadan karar verilmesi yerinde olmadığını, aynı bilirkişi heyeti aynı kooperatif ve aynı üye hakkında aksi yönde bir biri ile çelişen tespit ve değerlendirme yapmış olması nedeniyle bilirkişi heyetinin her iki rapordaki tespit ve değerlendirmeleri arasındaki çelişki giderilmeden verilen karar usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacı Kooperatif Yönetim Kurulunun 31.07.2013 tarih ve 290 sayılı Yönetim Kurulu Kararı gereğince davalıya verilen TAAHHÜTNAME başlıklı 17.01.2016 tarihli belgede borcu olmadığına dair belge verildiğini, söz konusu belgede belirtilen 106.303,00 TL Genel Kurul tarafından kooperatif esas sözleşmesinin 61-63 maddesine göre belirlenmiş bir kesin maliyet hesabı olduğunu, bu nedenle davacı kooperatife güvenerek bu bedeli ödediğini, davacı kooperatif tarafından kesin maliyet çıkartıldığını ve bu kesin maliyeti ödeyerek tapusunu almış üyeye tekrardan geçerli hukuki bir sebep olmaksızın çıkarılan kesin maliyet MK 2 ye aykırı olduğunu, davacı kooperatif tarafından 2014 yılında yapılan kesin maliyet 106.303,00 TL olduğu, 2016 yılında yapılan kesin maliyet 143.423,00 TL olduğu, 2018 yılında yapılan kesin maiyet 162.34,76 TL şeklinde her iki yılda bir yapılan Genel Kurullarda hukuki ve haklı bir gerekçe olmadan kesin hesap maliyeti tespit edildiğini ve üyelerden talep edildiğini, bu da göstermektedir ki davacı kooperatif kötü niyetli olarak 2 yılda bir sürekli olarak devamlılık arzedecek şekilde TMK 2 maddesine aykırı olarak kesin maliyet hesabı yapmış olduğunun açıkça anlaşıldığını, davacı kooperatifin talebinin haksız ve kötü niyetli olduğu aşikar olmasına rağmen mahkemece bu hususa ilişkin itirazlarının hiç dikkate alınmadığını, kararın bu yönüyle de bozulmasına karar verilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesince davacı lehine hükmedilen %20 icra inkar tazminatı yerinde olmadığını, davacı tarafından davaya konu icra emrinde talep edilen asıl alacak 65.562,75 TL olup, mahkemece bilirkişi tarafından belirlenen 63.724,78 TL asıl alacağa hükmedilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, davacı tarafın talep ettiği asıl alacak yargılama neticesinde belirlenmiş olup, LİKİT olmadığını, mevcut davada da alacak bilirkişi raporu ile belirlenmiş olduğundan aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının reddi gerekirken kabulüne dair verilen karar usul ve yasalara aykırı olduğunu, yerel mahkeme ilamının icrasının istinaf incelemesinin sonuna karar geri bırakılmak suretiyle kararın kaldırılmasına, davanın redddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, davacı kooperatifin kesin hesap maliyetinin tahsili amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı hakkında 65.562,75 TL kesin hesap maliyeti, 921,47 TL faiz üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 30.06.2019 tanzim ve 30.06.2019 vade tarihli kesin hesap maliyeti alacağı olarak gösterildiği görülmüştür.Konut Yapı Kooperatif Anasözleşmesinin 61. Maddesinde konutun kesin maliyet bedelinin nasıl belirleneceği düzenlenmiş olup bu düzenlemeye göre geçici ortalama konut maliyetlerinin hesaplanması ve endeksleme sonucu belirlenen tutara kesinleşen şerefiye bedelinin ekleneceği veya indirileceği böylece her konutun tespit tarihindeki değerlerle kesin maliyet bedelinin oluşacağı her ortağın kendisine düşen konutu kesin maliyet bedeli üzerinden kabule mecbur olduğu düzenlenmiştir.Davacı kooperatifin 09.12.2018 tarihli genel kurulunun 4/a bendinde daha önce teknik komisyon tarafından çıkartılan 27.04.2014 tarihli genel kurulunun 12. Maddesinde genel kurulca kabul edilen konut kesin maliyet hesabında kooperatif ana sözleşmesi 61/1-B maddesi uyarınca endeksleme yapılmadan belirlendiği belirtilerek bundan ötürü çıkarılan konut kesin hesap maliyetinin iptal edilmesi ile kooperatif ana sözleşmesinin 61. Maddesine uygun şekilde endeksleme yapılarak konut kesin maliyetinin belirlenmesine karar verildiği görülmüştür. Bu durumda, genel kurullarca belirlenmiş kararların ortağı bağlayacağı kuşkusuzdur. (Y.23. Hukuk Dairesi 2012/1457 Esas 2012/3513 Karar)Tüm bu açıklamalar ve dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir … tarihli bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; Kooperatifler Kanunu hükümleri çerçevesinde yeniden kesin maliyet belirlenmesine ilişkin yasal bir engelin bulunmaması ve eşitlik prensibi gözetilerek davacı kooperatif tarafından 09/12/2018 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda kararlaştırılan maliyet talebinin yerinde olması nedeniyle davanın kabulüne kısmen reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Takip ve davaya konu alacağın niteliği itibariyle miktarı belli yani likit sayılan alacaklardan olması ve davalı/borçlunun takibe/borca yaptığı itirazında da haksız olduğunun anlaşılması nedeniyle takibin devamına karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının derdestlik itirazına konu Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/710Esas sayılı dosyasının hukuki konusunun farklı olması nedeniyle derdestlik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 29/06/2021 tarih ve 2020/668 E – 2021/627 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 4.415,98 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 1.104,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 3.311,98 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/10/2021