Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1644 E. 2021/1808 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1644
KARAR NO: 2021/1808
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2021
NUMARASI: 2021/229Esas- 2021/516Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2021/229 Esas 2021/516 Karar sayılı ilamına karşı , davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili 25/03/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davalının, davacı kooperatifin ortağı iken kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda, devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00TL ödemesine dair karar alındığını, davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe vaki davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı nitelikte olduğunu, davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek inşaatlarının etap etap yapıldığını, kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 150 kadar üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiğini, davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda 6. gündem maddesinde: kooperatifin kalan inşaatlarının tespitinin yapılması, (kesin hesap) maliyetinin belirlenmesi, tahsilatının bir takvime bağlanmasını ve takvime bağlanan ve takvim süreci belirlenen tahsilat miktarlarının süresinde ödenmemesi durumunda geciken her iki ay için ayrıca aylık net %1,5 gecikme zammı alınması, kooperatif yönetim kurulu ile görüşüp kesin maliyeti belirlenen üyelerin kooperatiften izin almak kaydıyla borçlarının bir kısmının veya tamamının kooperatif yüklenicisi ile pazarlık yapılarak borcunu ödemek konusunda iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi, oy birliği ile kabul edildiğini, 7. gündem maddesinde de; ortaklık aidatlarının belirlenmesi maddesine geçildi, yönetim kurulu üyesi … söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500,00TL nin bir önceki maddede görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulumuzdan görüşerek izin almak kaydıyla yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydıyla üyelik aidatı alınmamasını teklif etti, bunun üzerine oylamaya geçildi, yapılan oylamada teklif oy birliği ile kabul edildi, şeklindi karar alındığını, kooperatifin 6. ve 7. gündem maddelerinin birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin kalan inşaatlarının tamamlanması ve kooperatifin varlığını sürdürebilmesi için her bir üyeden yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00TL kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine oy birliği ile karar verildiğini, kararın oy birliği ile kabul edilmesinin iptal şartını tamamen ortadan kaldırdığını, davalı tarafından kesin hesap raporunun ödendiğinin iddia edildiğini, kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazıldığını, davacı kooperatifin imalatlarına devam etmesi, inşaat maliyetlerinin artması ve imalatlarını zamanında yetiştirememesi nedeniyle kira borcu altına girdiğini, davalının konutuna 2012 yılında çıkarılan geçici maliyet hesabının ana sözleşmeye aykırı olduğunu, kooperatifin devam etmesi nedeniyle genel giderlerinin artması gibi nedenlerle davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını beyan etmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan %20 den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı kooperatifi ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aleyhinde başlatılan icra takibinin aksız olduğunu, takipte borcun kooperatif aidat borcundan kaynaklandığının belirtildiğini, bu ifadenin gerçeği yansıtmadığını, belirlenen süre içinde konutunu alıncaya kadar ve banka kredisi kullanıncaya kadar kooperatiften herhangi bir aidat borcu olmadığını ve aidatlarını hiçbir gecikmeye mahal vermeden zamanında ve düzenli bir şekilde ödediğini, öncelikle bu ifadenin kayıtlardan çıkarılmasını ve asıl olan, yolsuzluk sonrası kooperatif genel kurulunun almış olduğu ek ödeme olarak kayıtlarda, gerçekçi bir şekilde yer alması gerektiğini, davacı tarafın itiraz etmesi üzerine bu davayı açtığını, aleyhine açılan kötü niyetli olarak addedilen bu davanın reddine, kötü niyetli olan tarafın alacaklı olduğunu söyleyen taraf olduğunu, alacaklı tarafa hiçbir borcu bulunmamasına rağmen kazanımlarını riske atmamak için, tüm iyi niyetiyle borcu kabul ettiğini ve 1.150,00 TL icra dairesi hesabına 14/09/2020 tarihinde ödeme yaptığını, üyesi bulunduğu kooperatifte kesin hesap çıktığını ve anlaşmalı bankadan kredi kullanmak suretiyle borcunun kapatıldığını, 2013 yılında sahibi olduğu evini sattığını ve noter kanalı ile kooperatif üyeliğinden istifasını sunduğunu, bu tarihten itibaren Mart 2016 ayı sonuna kadar Antalya ilinde ikamet ettiğini, ikamette bulunduğu halde bahsi geçen 9.500,00 TL ile ilgili hiçbir tebligat almadığını, icra takibi için açılan dosya ile ilgili tebligatların kayıtlı adresine tebliğ edildiğini, burada türlü tebligat oyunlarının var olduğunu, evini satmasının üzerinden 7 yıl geçmesine ve 5 yıl önceki tebligatın tarafına tebliğ edilmemesinin manidar olduğunu, burada hile ve aldatma ile zor duruma düşürüldüğünü, alacaklı tarafın asla iyi niyetli olmadığını, icra dairesi hesabına para yatırdıktan sonra davacı vekili ile randevulaştığını ve kendi ofisinde görüşmeye gittiğini, borcundan iskonto yapılmasını ve ödemek istediğini belirttiğini, daha sonra odaya gelen bu davanın avukatı, ortağı olduğunu belirterek sohbete müdahil olduğunu, ancak davacı vekillerinin borcun tamamını ödemesini istediklerini ve ancak taksitlerle ödeyebileceğini belirttiğini, bunun üzerine davacı avukatının 28 Eylül- 28 Ekim- 28 Kasım tarihlerinde borcunu ödeyebileceğini, küçük bir not kağıdı üzerine kendi el yazısı ile yazıp kendisine verdiğini, sözde anlaşmanın verdiği güvence ile ofisten ayrıldığını, ancak bunu yapan davacı vekilinin mahkemeye 18/09/2020 tarihinde itirazın iptali davasını açtığını ve bunu Muyap üzerinden gördüğünü, bu durumda davacı tarafın ve vekillerinin ne kadar dürüst ve güvenilir olduğunun aşikar olduğunu, davacı tarafın iyi niyetini suistimal ettiğini, kendisinden fazladan kazanımlar elde etmeye çalışıldığını beyan etmiş, borcunu eşit taksitler halinde ödemek niyetinde olduğunu, ve ödeme yaptığı tutarların inşaat imalatları başlayana kadar hiçbir şekilde, hiçbir şahıs, kurum ve kuruluşlara ödenmemesi şerhinin dosya kayıtlarına alınmasını ve bu borçtan başka ne öncesine ve ne sonrasına dair hiçbir borcu kabul etmediğini, ayrıca bu kooperatif ile üye veya başka bir sıfat ile hiçbir hukuki bağı da kalmadığının hüküm altına alınmasını, davacının iş bu davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile kendi lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İzah edilen nedenlerle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ve 18.012,52 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatı davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş “1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, 2-18.012,52 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatı davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davacı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Sadece asıl alacak yönünden icra inkar tazminatına hükmedilebileceğini, yargılama konusu olayda , yerel mahkemece asıl alacak ve işlemiş faizler birlikte hesaplanarak icra inkar tazminatına hükmedildiğini, ancak gerek yasal mevzuat gerekse Yargıtay kararları dikkate alındığmda, icra inkar tazminatına hükmedileceği zaman münhasıran asıl alacak üzerinden hesabın yapılması gerektiğini, ancak yerel mahkeme asıl alacak ile birlikte faizi de hesaba katarak toplam 18.012,52 TL üzerinden hesap yaptığını, oysa ki söz konusu takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacak olarak gösterilen kısım 9.500 TL olduğunu, asıl alacak üzerinden hüküm kurulması gerekirken, yerel mahkeme hatalı değerlendirme sonucu 18.012.52 TL üzerinden hüküm kurduğunu, itirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedileceğini, icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerektiğini, ancak hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, her ne kadar duruşma da itirazdan feragat edilmiş ise de, söz konusu alacak miktarı belirli ya da belirlenebileceğini, miktara ilişkin bir bilgi bulunmadığını, faize ilişkin bir bilgi bulunmadığını, icraya kısmı bir ödeme yapmak suretiyle borcumu yasal zeminde kabul ettiğini bildirdiğini, borcu inkar etmediğini ve ödemek istediğini bu sebeple de İcra İnkar Tazminatı talebinin haksız, usulsüz, hukuksuz ve yersiz olduğunu, dava sırasında da açıklandığı üzere davacı tarafin avukatı ile görüşme yapıldığını, bir ödeme planının hazırlanması istendiğini, delillerin mahkeme dava dosyasında mevcut olduğunu, davacı tarafın buna rağmen 3 gün sonra itirazın iptali davasını yersiz, gereksiz, ve hukuksuz olarak açtığını ve iyi niyeti suistimal ettiğini, duruşmada yanlışının farkına vardığını ve davacının vekalet ücretini almaktan vazgeçtiğini, tüm iyi niyetin göstergesi olarak, yargılama sırasında tarafca itirazdan feragat dahi edildiğini, ancak yerel mahkemece söz konusu iyi niyetin dikkate alınmaksızın aleyhe icra inkar tazminatına hükmedildiğini, – İstinal başvurusunun kabulüne, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/ 229 E. 2021/ 516 K. Sayılı kararının istinafen incelenerek kaldırılmasına, dosyanın yeniden incelenerek icra inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmeksizin karar verilmek üzere yerel mahkemeye iadesine, karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :Dava itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, takibe konu alacağın kooperatif genel kurul kararına istinaden talep edilen kesin maliyet bedeline ilişkin alacak olup, likit ve muayyen olması ve dava değeri üzerinden icra inkara hükmedilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasa yönünden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2021/229 Esas 2021/516 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davalıdan alınması gereken istinaf karar harcı yeterli olmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
5-HMK 302/5 maddesi gereğince işbu ilamın kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin , harç tahsil işlemlerinin, HMK 359/4 Maddesi gereğince bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 25/10/2021