Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1637 E. 2021/1810 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1637
KARAR NO: 2021/1810
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2021
NUMARASI:2019/629Esas- 2021/693Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:25/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/629 Esas 2021/693 Karar sayılı ilamına karşı , davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili 20/09/2019 tarihli dilekçesinde özetle; davacı kooperatif genel kurulunda alınan karar uyarınca kesin hesap ve ek kesin hesap maliyeti çıkartıldığını, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiğini, aynı toplantının 9. maddesinde Denizbank A.Ş. tarafından kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeni ile kök maliyete ilave olarak ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyetin de kök maliyete ilave edilerek 8. madde şartları dahilinde ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, daha sonra 24/05/2019 tarih 24 sayılı ve kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlemlerin başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesine göre kendisine konut tahsis edilen ortakların kesin maliyet hesabı yapılmadan kooperatif ortaklığından çıkmasının mümkün olmadığını, davacı kooperatifte takip dayanakları olan kesin maliyet hesabı ile ek maliyet dışında daha önce kesin maliyet hesabı yapılmadığını, davacı kooperatifte ilk defa 2010 yılında kesin hesap yapılması ve ortakların borçlarının belirlenerek ferdileşme yoluyla tapu verilmesi konusunun genel kurulun gündemine geldiğini, 09.05.2010 tarihli genel kurulun 6. gündem maddesinde bu konuda yönetim kurulunca yapılan hesabın kabul edilmediği ve yönetime yetki verilmediğini, 2015 yılında oluşturulan teknik heyet marifeti ile kesin hesap maliyetinin çıkartıldığını, bu maliyet raporunun İncesu Noterliği’nin 17/02/2015 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile onaylandığını, bu kesin maliyet ve şerefiye hesabının tüm üyelere tebliğ edildiğini ve itiraz hakkının tanındığını, kooperatif üyelerinin bir kısmının bağımsız bölüm tapularını devralmalarını fırsat bilerek borçlarını ödemeye yanaşmadığı için daha önce yapılandırılan banka borçlarının zamanında ödenmediğini ve inşaatlara devam edilmediğini, bu nedenle kooperatifin acze düştüğünü, davacı kooperatifin 2014 yılından beri iflas erteleme sürecinde olduğunu, 2014 yılı itibari ile ödenmesi gereken 19.500.000,00 TL banka kredi borcu, yapması gereken 98 dairelik iki blok inşaatı ve ayrılan ortaklara geri ödemesi gereken 1.500.000,00 TL civarında borcunun bulunduğunu, alacaklı Denizbank ile borcun 18.000.000,00 TL’de sabitlenmesi hususunda protokol yapıldığını ancak aralarında davalının olduğu kooperatif üyelerinin borçlarını ödememesi nedeni ile protokolün feshedildiğini, ödeme yapan diğer ortaklardan yapılan tahsilatlarla bankaya yapıaln ödemeler neticesinde borcun 12.600.000,00 TL’ye düştüğünü, bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıp tüm üyelerin ipotekli evlerini atışa çıkarması üzerine kooperatif ile banka arasında uzlaşma tutanağının düzenlendiğini ve kooperatif borcunun 12.600.000,00 TL’ye sabitlendiğini, kooperatifin borcunu ödeyebilmesinin üyelerin ödeme yapmasına bağlı olduğunu, bu nedenle kök maliyete ilave olarak ek maliyet çıkartılmasının genel kurulun gündemine alındığını, kooperatifçe çıkartılan bu ek maliyetin Kooperatifler Kanunu 32. ve 54. maddelerinde düzenlenen ek ödeme niteliğinde olmadığını, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. maddesi ile kesin maliyet hesabı sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiği, aynı toplantının 9. maddesinde Denizbank A.Ş. tarafından kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması ve inşaatların tamamlanması nedeni ile kök maliyete ek olarak ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyetin de kök maliyete ilave edilerek 8. madde şartları dahilinde ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, genel kurulun 11. maddesi ile de çıkan kesin hesap borçlarını tamamen ödemeyen ortakların kooperatif ortaklığından çıkartılmasının karara bağlandığını, bu kararın herhangi bir itiraza uğramadan ve dava açılmadan kesinleştiğini, alınan bu genel kurul kararlarından sonra Yönetim Kurulunun yetkilendirdiği teknik heyetin çalışması sonucu kooperatifin kesin hesap maliyet borcunu ödememiş her bir ortağa kök maliyete ilave olarak 16.301,89 TL ek maliyet çıkarttığını, Yönetim Kurulunca ek maliyet ile üyelerin toplam borcunu gösteren hesap cetvelinin her bir üyeye tebliğ edildiğini, alınan genel kurul kararı ve gönderilen hesap cetveline göre her üyenin kooperatife olan toplam borcunu 01/02/2019-31/01/2021 tarihleri arasından toplam 24 taksitte ödemesi gerektiğini, ilk taksitin son ödeme tarihinin 28/02/2019 olduğunu, 24/05/2019 tarihli 24 sayılı ve kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlemlerin başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, işbu davanın kök ve ek maliyet borçlarının ilk 4 taksidini ödeme temerrüde düşen ve bu amaçla yapılan takibe haksız olarak itiraz eden kooperatif ortaklarına açıldığını, davalı ile aynı durumda olan bir kısım kooperatif ortaklarına karşı kesin hesap şerefiye bedeli borçları için 2016 yılında takip başlatıldığını, itiraz üzerine açılan Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1529 Esas sayılı davanın kooperatif lehine sonuçlandığını ve halen istinaf aşamasında olduğunu, bu karar ile davalıların tapu alırken yaptıkları ödeme dışında borçlarının bulunmadığına ve artık kooperatif üyesi olmadıklarına dair temel savunmalarının red edildiğini, davalının kooperatife toplam borcunun 62.411,16 TL olduğunu, 01/02/2019 tarihinden başlamak üzere 31/01/2021 tarihine kadar her ay 2.600,47 TL ödemesi gerektiğini, davalının 4 taksidini geciktirmesi üzerine aleyhinde Kayseri 5.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının borca vaki itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalının asıl alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı ile davalı ile aynı durumda olan 260 üye aleyhinde açmış olduğu davaların birleştirilmesine karar verilmesini, davalının kooperatif üyesi olmadığını, davalının Denizbank’tan kredi çekerek kooperatife borcunu ödeyip 02/12/2013 yılında kat irtifak tapusunu aldığını, taşınmazındaki ipoteğin kaldırıldığını, davalının yaptığı ödemeler sonrası 06/08/2013 tarihli yönetim kurulu başkanı ve muhasip üyenin ıslak imzası olan borç yoktur yazısı aldığını, davalının kooperatif yönetim kurulu tarafından ibra edildiğini, yine bu yazıdan sonra 02/12/2013 tarihinde davalıya tapu verilirken davacı kooperatif tarafından herhangi bir alacak talep edilmediğini, davalının tapusunu aldıktan sonra kooperatiften çıkarılmasını ve üyelikten ayrılmak istediğini gerek yazılı gerek sözlü olarak talep ettiğini, kooperatif yetkililerinin ilgisiz davranışları sonucu davalının Tekirdağ 4.Noterliği’nin 05/03/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek kooperatif üyeliğinden ayrılmak istediğini ve taşınmazı üçüncü kişiye devrettiğini kooperatife bildirdiğini, davalının bu tarihten sonra yeni bir üyelik başvurusunun olmadığını, davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, belirterek davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile kapatılan Kayseri 5.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 7.684,88 TL asıl alacak ve 108,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.792,89 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, itirazın iptaline karar verilen 7.792,89 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş “1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile kapatılan Kayseri 5.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 7.684,88 TL asıl alacak ve 108,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.792,89 TL üzerinden devamına, 2-Asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine,3- Davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, 4-İtirazın iptaline karar verilen 7.792,89 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davalı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Müvekkilin kooperatif üyesi olmadığını, ödemelerini tamamlamış olup 06.08.2013 tarihinde borcu yoktur yazısı alarak kooperatif Yönetim Kurulu başkanı ile de görüşerek kooperatiften ayrılma beyanının söylediğini, müvekkile de tapusunu 02.12.2013 tarihinde verilirken artık üye olmadığının söylendiğini, dosyaya sunulan ihtar ile de müvekkilin kooperatiften ayrılma iradesini yazılı olarak da belirttiğinin görüldüğünü, üyelikten ayrılmayı kabulden kaçınan kooperatifin sonradan çıkardığı borçlardan müvekkilin sorumlu olmadığını, müvekkil zaten söylenenlerle de ve aldığı tapusu ile de artık üye olmadığını anladığını ve evini sattığını,2013 tarihinde tapu senedi ve aynı yıl borcu olmadığına dair ibraname alan ve tapusunu devreden müvekkil için yapılan takip ve sonrasında açılan davada davacının talebi zamanaşımına uğradığını, kooperatif eşitlik ilkesine aykırı borç çıkarmış olup bu borçtan müvekkilin sorumlu olmadığını, açık kapı ilkesinin gereği müvekkilin sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen üye olarak gözükmüş üyelikten ayrılma beyanını içeren noter ihtarına rağmen kooperatif üyelikten çıkarmadan kaçındığını, Yargıtay 23 HD 2016/4401 E , 2019/726K 26.02.2019 Tarihli karardan da anlaşılacağı üzere müvekkiln ayrılma beyanını içeren ihtar kooperatife ulaştığı andan itibaren üyelik sona erdiğini, davacı kooperatif vekili Kayseri ATM 2014/1370 e 2015/30K sayılı iflasın ertelenmesi dosyasında ” Kooperatif bugüne kadar 310 ortağına daire yapıp teslim etmiştir.Bunlar tapularını aldıktan sonra üyelikten çıkmıştır..” şeklinde beyanda bulunduğunu, bu dosyadaki beyan dikkate alınırsa kesin maliyet mahkeme önünde ikrar edildiğini, 6100 Sayılı kanun 188. Maddesi gereğince mahkeme içi ikrar ,derdest davada geçerli olup kesin delil teşkil ettiğini, sonradan yapılan kesin maliyet hesaplanması kötü niyetli olup hiçbir şekilde kabulü olmadığını, bilirkişi raporlarında aynı mahiyetteki dosyalara ayrı içerik sunduğunu, bu durum raporların hak ve hakkaniyete aykırı olarak değerlendirildiğini gösterdiğini, haksız olan davanın reddi gerekmekte iken kısmi kabul kısmi red verilmesi hukuka aykırı olduğunu, ana para ve faiz, icra inkar tazminatının kaldırılmasına verilen bu hukuka aykırı kararı istinaf ettiğini, istinaf başvurusunun kabulüne, haksız açılan davanın reddine,yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle ;Davalı ile aynı durumda olan 100’den fazla kooperatif üyesi, üye olmadıkları iddiasında olunca, kooperatifin banka borçları ile yarım inşaatların maliyet bedelleri diğer ortaklarca karşılanması gerekeceğini ve aşırı bir maliyet çıkacağını, bu durumda, aynı tip daireleri davacının da içerisinde bulunduğu kooperatif ortakları yaklaşık 100.000 TL bedelle, diğer üyeler ise yaklaşık 350.000 TL bir bedelle aldığını, bu durumun kooperatiflerde hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi ile hiçbir şekilde bağdaşmadığını, Kooperatif kanunu m.1’ de kooperatifin tanımını şu şekilde yapmıştır; “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.” Yine aynı kanunun 23. Maddesinde “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.” ibaresi yer aldığını, Kooperatiflerin kuruluş amacı, Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Anasözleşmesi dikkate alındığında bir kısım üyelerin 100.000 TL ye ev sahibi olurken, aynı daire diğer üyelerin yaklaşık 350.000,00 TL’ ye sahip kanunen ve vicdanen koruyamayacağını, müvekkil kooperatif Yönetim Kurulunca 2013 yılı öncesi bir kısım ortaklara verilen evraklarda “borçlarının bulunmadığı” ibareleri yazdığını, ilgili bu evraklar üyelere dönem itibari ile borçlarının olmadığını belirtmekte olup ileriye dönük borçtan kurtulmaları anlamına gelmediğini, aksi düşünüldüğünde yapılan işlem yetkisiz organ tarafınca yapılmış olup yine kooperatif tüzel kişiliğini bağlamayacağını, kooperatif üyelerinin borcunu ödeyerek ortaklıktan çıkmasına izin ancak kooperatifin genel kurulunca verilebilecek bir karar olduğunu, ilk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayanarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğunun kabulu gerekirken, yanılgılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, müvekkil kooperatif 2014 yılından beri iflas erteleme sürecinde olup, 2014 yılı itibariyle ödemesi gereken 19.500.000 TL banka kredi borcu, yapması gereken 98 dairelik iki blok inşaatı ve ayrılan ortaklara geri ödemesi gereken 1.500.000 TL civarında borcu bulunduğunu, Denizbank AŞ ile yapılan ilk protokol ile banka borcu 18.000.000 TL olarak sabitlenmiş ve taksitler halinde ödenmesi kararlaştırılmış olup, davacı ile aynı durumda olan 200’den fazla üye borçlarını ödemedikleri için kooperatif lehine olan bu ödeme protokolüne 2018 yılında kooperatif uyamamış ve banka tarafından bu protokol feshedildiğini, yine de iflas erteleme süresinde kooperatif tarafından çıkarılan kesin maliyet hesabı borcunu ödeyen ortaklardan yapılan tahsilatlarla bankaya yapılan ödemeler neticesinde banka borcu 12.600.000 TL’ye düşürüldüğünü, bankanın, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıp tüm üyelerin ipotekli evlerini satışa çıkarması üzerine, müvekkil kooperatif ile Denizbank AŞ arasında imzalanan 28.12.2018 tarihli Uzlaşma Tutanağı imzalanmış ve kooperatifin bakiye borcu 12.600.000 (onikimilyonaltıyüzbin) TL olarak sabitlenerek, iki ayda bir ödemeli olarak yapılandırıldığını, kooperatifin bu protokole uyabilmesi ve kalan inşaatlarını yaparak henüz dairesini alamayan üyelerine daire verebilmesi davacı ve aynı durumda olan üyelerin borçlarını ödemesine bağlı olduğunu, banka ile imzalanan uzlaşma protokolüne uyulamaması halinde bankanın geçmişe dönük temerrüt faizi talebinde bulunması söz konusu olabilecek ve banka borcu kat kat artacak ve kooperatif iflasa sürükleneceğini, bu durumda borcunu ödeyen kooperatif ortakların bankaya ipotekli daireleri satışa çıkarılacak ve henüz evini alamayan üyeler de ev sahibi olamayacağını, davalının davacı kooperatife ortak olduğu, bu sebeple tıpkı diğer ortaklar gibi kesin maliyet ve şerefiye hesabından çıkan ve usulünce kesinleşmiş olan borcu ödemek durumunda olması sebebiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun reddi gerekeceğini, davalının Kayseri . Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.07.2021 tarih ve 2019/623 E. 2021/693 K. sayılı ilamına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ :Dava, davacı kooperatifin kesin maliyet bedelinin tahsili için başlattığı ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davalının kooperatif genel kurul kararı gereğince belirlenen kesin maliyet borcundan kaynaklı davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/629 Esas 2021/693 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davalıdan alınması gereken 532,33TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 133,09TL’nin mahsubu ile eksik kalan 399,24TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
5-HMK 302/5 maddesi gereğince işbu ilamın kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin , harç tahsil işlemlerinin, HMK 359/4 Maddesi gereğince bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 25/10/2021