Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1618 E. 2021/1835 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1618
KARAR NO: 2021/1835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2019/756 E. 2021/573 K.
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 08/07/2021 tarih ve 2019/756 E – 2021/573 sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının …’de konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul gündem maddeleri arasında yer alan; biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulduğunu, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, Kooperatif tarafından bugüne kadar 196’sı Kooperatif üyesi, 197’si arsa sahibi olduğunu, toplamda 393 daire teslim edildiğinin, halihazırda 309 daire, 152 kooperatif ve + 157 arsa sahibi olduğunu, dairelerin ise yarım kalıp henüz teslim edilmediğini, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmadığını, kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmadığını, 506 dairenin maliyeti teslim edilen 197 arsa sahibi dairesinin, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatif tarafından yapılan 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların, muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alınmış olduğunu, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmadığını, alınan tüm kararların kesinleşmiş olduğunu, Kayseri ili, … ilçesi, … Mah. … ada, … parsel … Blok bağımsız Bölüm No:…’de kayıtlı bulunan mesken için, 3. kişilere devrinin önlenmesi amacı ile tapu kaydına öncelikle teminatsız olarak istendiğini, aksi takdirde ise dava değerinin %15’i teminat miktarı ile ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, bu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tescil edilmesini, davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile tescil taleplerinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklık kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk barşvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan bu davanın tapu iptali ve tescil talebinin reddedildiği takdirde kesin maliyet bedelinin ödenmesi talebiyle açıldığını, 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Ara buluculuk Kanunu çerçevesinde ticari davalarda ara bulucu başvurusu dava şartı olarak düzenlendiğini, ancak davacı tarafın dosyaya sunulan ara buluculuk tutanağına bakıldığında anlaşamama tutanağına konu edilen talep ticari uyuşmazlık olarak belirtildiğini, bu sebeple anlaşmama tutanağının dava şartının kapsayıp kapsamadığı noktasında belirsizlik bulunduğunu, ara buluculuk anlaşmamama tutanağındaki uyuşmazlığın dava dilekçesindeki hususları kapsamaması halinde ara buluculuk yargılama giderinden sorumlu olunmaması gerektiğini, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davacı taraf yeniden kesin maliyet hesabı belirlendiğinden hareketle iş bu dava ile kesin maliyet bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak dava değeri olarak 5.000,00 TL olarak gösterdiğini, davacı taraf hem kesin maliyet bedelini belirlendiğini hem de şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiğini, davacı tarafa harcı tamamlaması için kesin süre verilmesi aksi halde haksız davasının HMK kapsamında usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kooperatif tarafından her ne kadar 21/04/2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile davalının aleyhine kesin maliyet bedeli talep etmiş olduğunu, davacı kooperatif tarafından çekilen Kayseri 13. Noterliği’nin …yevmiye no.lu ihtarında ihtar edildiğini, 2019 yılından önce de kesin maliyet hesabı yapıldığını, ayrıca davalının kooperatif üyeliğinin yıllar önce 2011 yılında sona erdiğini, üyelikten kaynaklı olarak alacak talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kooperatif ile ilişiği bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulması mümkün olmadığını, davacı tarafından 21/03/2011 tarihinde daire kesin maliyetlerinin tespit edildiğini, yine bu doğrultuda 06/05/2011 tarihli davalıya taahhütname ve ilişik kesme belgesi verildiğini, tarafların birbirini ibra ederek davalının kooperatiften ilişiğinin kesildiğini, yapı kooperatifleri ana sözleşmesi uyarınca davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, bu nedenlerle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda ” Asıl talep yönünden yapılan incelemede davalının halen kooperatif üyesi olduğunun kabulü halinde devredilen taşınmazın yeniden davacı adına tescili menfaatler dengesine uygun olmayıp aksine davacı kooperatifin alacağının davalıdan tahsili istemi yerinde görülmüş olup bu sebeple asıl talep olan tapu iptali ve tescil isteminin reddi ile davacının terditli talebi olan alacak yönünden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu, ve ek raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 174.002,00-TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya … Gazetesinde ilanen yapılan tebligatın 27/07/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna 28/08/2019 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı” gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.000,00-TL’nin dava tarihi olan 21/11/2019 tarihinden, 169.002,00-TL alacağın ıslah tarihi olan 12/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1,5, yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.İş bu kararı davalı vekili yasal süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme gerekçeli kararında davacının tapu iptali talebinin reddi ile alacak davasının kabulüne karar verilerek davalı aleyhine yeniden borç çıkarıldığını, dosyada yer alan ve davalıya gönderilen kesin maliyet bedelinden anlaşılacağı üzere geçici maliyet+şerefiye payı+genel giderler eklenerek kesin maliyet hesabı çıkarılarak üyelere tebliğ edildiğini, davalıya gönderilen tarihli kesin maliyet bedeline dikkat edilecek olursa kesin maliyet bedeli ve kesin maliyet bedelinin %10’u kadar genel gider payı da peşinen alındığını, genel gider payı adı altında alınan tutar ana sözleşme 61/e maddesinde konutunu erken teslim alan üyelerden alınan ve konutu teslim aldıkları tarihte hesaplanan kesin maliyetin %10’u tutarındaki rakam olup anasözleşme uyarınca davalının kooperatif ile ilişiğinin kesildiğinin açık olduğunu, davalının yeniden üye olmak gibi bir talebi ve kooperatife başvurusu bulunmadığını, genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelleri resmi belge olup yıllarca hazirun listesinde yer almayan, kooperatiften çıkan ve tekrar üye olma talebi de bulunmayan davalının davacı kooperatif tarafından kendiliğinden hazirun listesine eklenerek genel kurulda borç çıkartılmasının kanuna aykırı olduğunu, buna rağmen kooperatife borcu olmayan, tapusunu alan ve aldıktan sonraki genel kurullara çağrılmayan hazirun listelerinde yer almayan (dolayısıyla üye olmayan) davalı ve davalı gibi başka üyelerin de kötüniyetli olarak 21.04.2019 tarihinde yapılan genel kurul ile yeniden borç çıkarılmasının kötüniyetli olduğunu, … adına Kayseri 1. ATM’nin 2021/54 Esas sayılı dosyası ile davaya konu 21.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 10 no.lu kararın iptali ve yoklukla malül olduğunun tespiti talepli dava açılmış olup bu davada 2019 tarihli genel kurul toplantısına davalı gibi kesin maliyeti ödemiş ilişiği kesilen bir çok üye 2019 tarihli hazirun listesinde ismi dahi olmadan ,genel kurulda borç çıkarılmış ve dava açılmış olup bu sebeple de 2019 tarihli genel kurulun zaten eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, alınan kararın yoklukla malül olduğu gerekçesi ile dava açıldığını, bu durumda eldeki davada mahkemenin öncelikle 2021/54 e. Sayılı dosya sonucunu beklemeksizin karar verilmesi hukuka aykırı olduğu gibi yukarıda da belirtildiği üzere 21.04.2019 tarihli genel kurulda da bütün üyelerin genel kurula davet edilmediği, hazirunlarda yer almamasına rağmen kesin maliyet borcu çıkarılarak dava açılmasının başlı başına eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eder ki mahkemece bu genel kurul kararı ile çıkarılan kesin maliyetin kabul edilmesinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa açıkça aykırılık teşkil ettiğini, kaldı ki davacı kooperatif gerek dava dilekçesinde gerek duruşmada bizzat kooperatif başkanının beyanı ile anlaşılacağı üzere kooperatifin inşaatlarının halen devam etmekte olduğunu, Kooperatif ana sözleşmesi 61. Maddesinde açıkça son etap konutlar bittikten sonra geçici ve ardından kesin maliyetin çıkarılabileceği belirtilmiş olup bu durumda davacının halen inşaatlar bitmeden çıkartılmış ve daya konu etmiş olduğu kesin maliyetlerin dahi ana sözleşmeye aykırı olduğu ortada olduğunu, zira ana sözleşmeye aykırı şekilde son etap konutlar bitmeden kesin maliyet çıkarılamayacağını, Kooperatif üyelerden aldığı aidatlarla orantılı olarak konutları yapıp teslim etmek zorunda olduğundan halen teslim edilemeyen konutların olmasının kooperatifte bilanço açığı olduğunu da gösterdiğini, zira kooperatiflerin kar gütme amacıyla kurulamayacağını, üyelerden aylık yahut yıllık aidatlar toplanmak suretiyle konutlar etap etap tamamlanmak zorunda olduğunu, son etap konutların tamamlanması ile de geçici ve kesin maliyet çıkarılması gerektiğini, aksi halde ana sözleşmeye aykırı şekilde her yönetim kurulu ile birlikte kesin maliyet çıkarılması söz konusu olacağını, ayrıca davacı kooperatif birden fazla kesin maliyet hesabı çıkarmış olup çıkarılan kesin maliyetlerin ana sözleşmeye, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü kriterlerine uygun olup olmadığı incelemediğini, Anasözleşme 61. Maddesine bakıldığında konutların geçici maliyetlerinin son etap inşaatların bitirilmesini müteakip çıkarılacağı belirtildiğini, bu durumda davacı kooperatifin eldeki davada talep ettiği kesin maliyet de ana sözleşmeye göre kesin maliyet olmayıp davacı tarafından talebi mümkün olmadığını, davacı taraf çıkarılan kesin maliyeti üyelere gazetede ilan etmek suretiyle tebliğ etmiş olup yargılama esnasında da defalarca belirtildiği üzere kooperatifin ana sözleşme 61. Maddesinde kesin maliyet raporunun yönetim kurulunca noter vasıtasıyla, taahhütlü mektup yahut elden tebliğ edilmek suretiyle gerçekleştirileceğinin düzenlendiğini, davacı kooperatif ise ana sözleşmeye aykırı olarak kesin maliyet raporunu ilanen tebligat yoluyla tebliğ ettiğini, Tebligat Kanunu gereği kimlerin ilanen tebligat yapabileceği açıkça düzenlenmiş olup kooperatiflerin ilanen tebligat yapma yetkisi bulunmadığını, noter vasıtasıyla ilanen tebliğat yaptırılabileceğini, davalı tapusunu alırken kooperatife toplu olarak kesin maliyet bedeli adı altında para yatırdığını, bu durumda zamanında üyelik gereği sorumluluğunu yerine getiren davalının ödeme yapmayan üyeler ile aynı kefeye konulması eşitlik ilkesine aykırı olup ödemelerinin eskelasyonun yapılması Yargıtay 23. H. D. Yerleşik kararları gereği zorunlu olduğunu, kaldı ki davalının yapılan ödemelerinin sepet hesabı yöntemine göre de değerlendirilmesi talep edilmiş yargılama esnasında bilirkişi raporları alınmamış fakat yerel mahkeme neden sepet hesabının uygulanmaması gerektiği yönünde gerekçesinde bir değerlendirme yapmadığını, yerel mahkeme kararında davacı kooperatifin inşaatlar devam etmesine rağmen davalıya dairesini teslim etmesi sebebiyle davalıdan tapu iptali ve tescil talebi şartlarının oluşmadığını ancak üye olması nedeniyle alacak talebinin yerinde olduğunu belirtmişse de davalının yükümlülüklerini yerine getirdiği ve o dönemde alınan genel kurul kararı gereği çıkarılan kesin maliyeti ödeyerek tapusunu aldığını, dolayısıyla üyelik ilişkisinin bu noktada sona erdiğini, yerel mahkeme şartları oluşmadığı halde kooperatifin tapusunu verdiğini bu sebeple bu talebinin reddi gerektiğini belirtirken bir yandan da şartları oluşmadığı halde önceki kesin maliyetler iptal edilerek yeniden çıkarılan kesin maliyete dayanarak davalı aleyhine alacağa hükmetmesinin karardaki çelişkiyi ortaya koyduğunu, zira davalı edimini yerine getirmiş, tapusunu almış ve üyelikten kaynaklanan borcu kalmadığı gibi genel kurulda ilişiklerinin kesileceği açıkça düzenlendiğinden üyelik ilişkisi de sona erdiğini, tehiri icra talebinin kabulüne,Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/756 e. 2021/573 k. Sayılı ilamının kaldırılmasına, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle ; Yargıtay kararları ve doktrinde hakim olan görüşe göre üyenin kooperatiften elde etmiş olduğu menfaati iade etmeden istifasının geçerli olmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davaya konu üyenin kooperatife ulaşmış herhangi bir istifası, ortaklıktan çıkmaya yönelik irade beyanı ya da kooperatif üyeliğinden ihracına yönelik bir karar bulunmadığını, davalı vekilinin iddia ettiği şekilde bir üyenin genel kurula davet edilmemesinin üyelik sıfatını etkilemediğini, bu husus da bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde değerlendirildiğini, bu sebeple davalının halen kooperatif üyesi olduğunu ve usulüne uygun şekilde hesaplanmış, tebliğ edilmiş ve kesinleşmiş olan kesin maliyet bedelinden sorumlu olduğunu, bu bağlamda yerel mahkeme kararının usule, yasaya, kooperatif mevzuatı ve hukukuna, yerleşik Yargıtay ve İstinaf içtihatlarına uygun olduğu kanaatinde olduğunu, davalı vekilince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/54 E. Sayılı dosyası ile kooperatife karşı Genel Kurul Kararının İptali- yokluğu davası açılmış olduğunu bu sebeple bekletici mesele talep edildiğini ancak mahkemece hatalı şekilde bu talebin reddedildiğini beyan ettiğini, genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar yeter sayılarının tam olduğu, yokluk halinin bulunmadığının ortada olduğunu, bu husus dosya arasına alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılı şekilde incelenip değerlendirildiğini, açılan dava kooperatif tarafından açılan kesin maliyet davalarını uzatmaya yönelik olup açıkça kötü niyetli olduğunu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/3222 E. 2014/6826 K. 31.10.2014 tarihli kararında genel kurul kararının iptali için dava açılmış olmasının genel kurulda alınan aidat alacağını talep etme hakkını ortadan kaldırmayacağından bekletici mesele yapılmamasına karar verildiğini, yine Yargıtay 23 HD. 2019/3262 E. 2020/4528 K. Ve 23.12.2020 tarihli yeni kararında karar duruşmasından bir kaç gün önce açılan dava nedeni ile bekletici mesele yapılması talebinin iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiğini, bu nedenlerle davalının soyut, mesnetsiz, usule, yasaya ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, davacı kooperatif tarafından, kooperatif üyesi olan davalı aleyhine terditli olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı uyarınca belirlenen kesin maliyet bedelinin tahsili talebine ilişkindir.Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 08/07/2021 tarih ve 2019/756 E – 2021/573 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 11.886,07-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 2.972,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 8.914,07 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK 359/4 uyarınca Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/10/2021