Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1613 E. 2021/1764 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1613
KARAR NO: 2021/1764
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2019/676 Esas, 2021/567 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 15/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2021 tarih, 2019/676 Esas, 2021/567 Karar sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde genel kurul gündem maddeleri arasında yer alan biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, 196 üyeden geçici maliyet bedellerinin alındığını, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani hali hazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, maliyet hesabına kat, cephe ve şerefiye bedeli farklarının da gerçeği yansıtmadığını, 393 daire teslim edildiğini, 109 üyenin henüz dairesini alamadığını, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyetinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçların, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, SGK vs borçların dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmemiş ve tüm bu borçların dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, kooperatif tarafından yapılan 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların kesinleştiğini, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşme uyarınca üyelere tebliğ edildiğini, üyelere kesin maliyet bedeli borcunun ödemeleri yapmaları hususunun talep edildiğini, verilen sürelere rağmen borcun ödenmediğini, hukuki sürecin başladığını, bu nedenlerle davalının tüm taşınır ve taşınmaz mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kesin maliyet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine davanın haksız ve hukuka aykırı olarak açıldığını, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, 2011 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, müvekkiline devredilen tapu hakkında daha önce kesin maliyet hesabı çıkarılmadığını, davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin davacı kooperatife üyeliğinin yıllar önce sona erdiğini, müvekkilinin kooperatife üyeliğinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin genel kurul toplantılarına üye olmadığından çağrılmadığını, müvekkilinin yıllar önce kendisine çıkarılan kesin maliyet hesabını ödedikten sonra tapusunu aldığını, davacı kooperatifin ana sözleşmesi uyarınca davalının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi 2.ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 202.363,53-TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya … Gazetesinde ilanen yapılan tebligatın 27/07/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna 28/08/2019 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 5.000,00-TL’nin dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden, 197.363,53-TL alacağın ıslah tarihi olan 15/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir. İş bu kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kendisine tebliğ edilen kesin maliyet bedelini ödediğini, ilişik kesme belgesi düzenlenerek kendine verildiğini ve tapusunu aldığını, geçici maliyet+şerefiye payı+genel giderler eklenerek kesin maliyet hesabı çıkarılarak üyelere tebliğ edildiğini, müvekkilinin yeniden üye olmak gibi bir talebi ve kooperatife başvurusunun bulunmadığını, genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelleri resmi belge olup yıllarca hazirun listesinde yer almayan, kooperatiften çıkan ve tekrar üye olma talebi de bulunmayan müvekkilinin davacı kooperatif tarafından kendiliğinden hazirun listesine eklenerek genel kurulda borç çıkartmasının kanuna aykırı olduğunu, buna rağmen kooperatife borcu olmayan, tapusunu alan ve aldıktan sonraki genel kurullara çağrılmayan hazirun listelerinde yer almayan müvekkiline ve müvekkili gibi başka üyelerin de kötüniyetli olarak 21/04/2019 tarihinde yapılan genel kurul ile yeniden borç çıkarılmasının kötüniyetli olduğunu, bu sebeple üye olmayan müvekkilinin yıllar sonra haziruna eklenerek genel kurulda borç çıkarılmasının kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin tapusunu alırken kooperatife toplu olarak kesin maliyet bedeli altında para yatırdığını, bu durumda zamanında üyelik gereği sorumluluğunu yerine getiren müvekkilinin ödeme yapmayan üyeler ile aynı kefeye konulmasının eşitlik ilkesine aykırı olup ödemelerinin eskelasyonun yapılmasının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin Yerleşik kararları gereği zorunlu olduğunu, davalının yapılan ödemelerinin sepet hesabı yöntemine göre de değerlendirilmesi talep edildiğini, yargılama esnasında bilirkişi raporlarının alınmadığını fakat yerel mahkemenin neden sepet hesabını uygulanmaması gerektiği yönünde gerekçesinde bir değerlendirme yapmadığını, mahkeme kararında davacı kooperatifin inşaatlar devam etmesine rağmen davalıya dairesini teslim etmesi sebebiyle müvekkilinden tapu iptali ve tescil talebi şartlarının oluşmadığını ancak üye olması nedeniyle alacak talebinin yerinde olduğunu belirtmişse de müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiği ve o dönemde alınan genel kurul kararı gereği çıkarılan kesin maliyeti ödeyerek tapusunu aldığını, dolayısıyla üyelik ilişkisinin bu noktada sona erdiğini, mahkeme şartları oluşmadığı halde kooperatifin tapusunu verdiğini bu sebeple bu talebinin reddi gerektiğini belirtirken bir yandan da şartları oluşmadığı halde önceki kesin maliyetlerin iptal edilerek yeniden çıkarılan kesin maliyete dayanarak müvekkili aleyhine alacağa hükmetmesinin karardaki çelişkiyi ortaya koyduğunu, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini tapusunu aldığını ve üyelikten kaynaklanan borcu kalmadığı gibi genel kurulda ilişiklerinin kesileceğinin açıkça düzenlendiğinden üyelik ilişkisinin de sona erdiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, davacı kooperatif tarafından 21/04/2019 tarihli genel kurulunda alınan kararlar gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalı kooperatif üyesinden tahsili talebine ilişkindir.Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun,denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.Açıklamalar ışığında davanın kabulü yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/07/2021 tarih ve 2019/676 Esas 2021/567 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 13.823,45-TL istinaf karar harcından kendisinden peşin olarak alınan 3.455,87-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 10.367,58-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflarına tebliği işlemlerinin HMK 359/4 uyarınca Dairemiz tarafından yapılması yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde YARGITAY’A temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/10/2021