Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1611 E. 2021/1697 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1611
KARAR NO: 2021/1697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2021
ESAS NO: 2019/655
KARAR NO: 2021/382
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/10/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 03/06/2021 tarih ve 2019/655 E – 2021/382 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı vakıf ile dava dışı … A.Ş.arasında mülkiyeti davacıya ait … Man. … Sok. No: … …/Kayseri adresinde ve tapuda … pasta … ada … parselde kayıtlı okul vasfındaki taşınmaz için 01/07/2015 tarihli 3 yıllık belirli süre kira sözleşmesi yapıldığını, dava dışı … … AŞ’nin kira sözleşmesinin 13.maddesine aykırı davranması ve/veya kiralanana zarar vermesi, kira, elektrik, su, onarım ve diğer her türlü giderlerin teminatı olarak davalı … Şubesi tarafından davacı vakıfa 23/10/2017 tarih ve 200.000,00-TL bedelli ve 23/10/2018 tarih ve 88.000,00-TL bedelli 2 adet kesin teminat mektubu alındığını, bu mektupların kesin ve süreli ve de ilk talepte ödeme kayıtlı olduğunu, vadesinin 23/10/2019 tarihinde dolduğunu, davacı tarafından 11/07/2019 tarihli usulüne uygun yazılı tazmin taleplerinin yerine getirilmediğini, Kayseri 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1041 E sayılı 12/07/2019 tarihli tedbir kararı gereğince ödenemeyeceğinin bildirildiğini, dava dışı … AŞ’nin teminatı saat 17:07 de yatırdığını, davalı bankanın ise kapanış saatinin 17:00 olduğunu, davalı bankanın 11/07/2019 tarihinde mahkemece tedbir konulmadan davalı bankanın tebdir konulduğunu öğrenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının mahkemece banka bildirim yazısının tarihinin 12/07/2019 olduğunu, davalı bankanın kural olarak kendisine yapılan başvuru sonucunda ödeme yapması gerektiğini, davalı bankanın riskin gerçekten doğup doğmadığını araştırma yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığını, davacının yazılı başvurusundan sonra davalı bankanın ihtiyati tedbir kararını ileri sürerek ödeme yapmamasının geçerli olmadığını, bu nedenlerle teminat mektupları bedelleri topla 288.000,00-TL ‘nin en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi, davacıya ait taşınmazın tadilat ve tamiratının yapılmasına başlanılmasından dolayı ve kiraya verme sezonunun kaçırılımsanıdan dolayı davacının mahrum kaldığı kira bedelinin ve taşınmazda oluşan maddi zararın tazmini yönünden fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL’si kira bedeli ve 5.000,00-TL’si hasar bedeli olarak 10.000,00-TL’si tazminatın en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu mektuplarla ilgili olarak davacı tarafça 11/07/2019 tarihinde 15:01 de tanzim talebi ıslah imzalı olarak davalı bankanın … Şubesine iletildiğini, davalı bankaca tazmin taleplerinin derhal işleme alındığını, davalı bankanın büyük organizasyon yapısı nedeniyle bazı işlemlerin merkezileştirilerek gerçekleştirildiğini, bu nedenle tazmin talebinin operasyon merkezine iletildiğini, tazmin işleminin gerçekleştirilmesine ilişkin işlemler devam ederken aynı gün 17:03 de mektubun tazminini engeller mahiyette bir tedbir kararının lehdar …….AŞ tarafından davalı bankanın … Şubesine iletildiğini ve tazmin işlemlerinin durdurulduğunu, davalı bankanın iye niyetle hareket ettiğini, tazmin talebi henüz gerçekleştirilmeden önce gelen bir tedbir kararının da işleme alınmasının davalı banka açısından hukuki bir zorunluluk olduğunu, dava konusu işlemin hukuka aykırılık bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacının iddialarına dayanak olan banka teminat mektubunun kesin niteliği çerçevesinde ve süresinde ibraz edilmekle ilk talepte ödeme şartı gereği davalı bankanın teminat mektup bedelinin herhangi bir tereddüte mahal bırakmaksızın davacıya ödemekle yükümlü olduğu ancak banka kayıtları, sunulan delil ve belgeler ayrıca davalının bu hususlara ilişkin ikrar mahiyetindeki beyanları, dinlenen tanık beyanları, teminat mektubunun süresinde paraya çevrilmek üzere davacının bankaya ibraz ettiğini ve/fakat davalı banka tarafından paranın ödeneceği söylenilerek davacının oyalandığı ve bu sırada mahkemeden verilen ihtiyati tedbir kararının bankaya ulaşmasının beklendiği ve ardından mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararına istinaden mektup bedelinin davacıya ödenmediği sabit olup davacının teminat mektup bedeli kadar zararının oluştuğu ve ticari işlere uygulanacak değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği anlaşılmakla teminat mektubu tazmin bedeli olan 288.000,00-TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacının teminat mektubunu sunan lehtar ile arasındaki kira ilişkisi çerçevesinde taşınmazın tadilat ve tamiratının yapılmasına başlanılamaması ve kiraya verme sezonunun kaçırılmasından dolayı mahrum kaldığı kira bedelinin ve taşınmazda oluşan maddi hasarın tazminini de istemiş ise de söz konusu taleplerin dolaylı zarar mahiyetinde talepler olduğu, teminat mektup bedelinin süresinde nakde çeviremeyen davacının bu zararlardan dolayı arada sözleşmesel ilişki bulunmayan teminat mektubu yükümlüsü olan davalıyı sorumlu tutabilmesi için davalı bankanın ayrıca bu hususlara ilişkin garanti taahhüdünde bulunması gerektiği, hukuki niteliği itibariyle garanti sözleşmesi niteliğinde olan banka teminat mektuplarından kaynaklı olarak dolaylı zararların tazmininin kural olarak istenemeyeceği, kaldı ki bu zararlara ilişkin davalı bankanın ayrıca ve açıkça bir taahhüdünün bulunmadığı gözetilerek davacının yoksun kalınan kar niteliğindeki diğer tazminat kalemlerinin davalıya yükletilemeyeceği kanaatine varılarak bu taleplerine reddine karar vermek gerekmiş, davacının davasının kısmen kabulü ile; banka teminat mektubu tazmin bedeli olan 288.000,00-TL’nin dava tarihi olan 24/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kira bedeli (yoksun kalınan kar) ve hasar bedeli şeklindeki tazminat taleplerin ayrı ayrı reddine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme dosyası kapsamında ve toplanan deliller ve mahkemece aldırılan bilirkişi raporunca davalı tarafından müvekkil vakıfa verilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesi için müvekkil vakıf tarafından 11/07/2019 tarihinde … Şubesine kiracı tarafından vermiş olduğu zarar için verilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesi için tazmin talebinde bulunulduğunu, fakat davalı banka tarafından teminat mektubu bedelleri ödeneceği söylenerek ihtiyati tedbir kararının bankaya ulaşılması beklenildiğini, ardından mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararına istinaden teminat mektubu bedelleri müvekkil vakfa ödenmediğini, bu sebeple müvekkil vakfın zarara uğradığını, müvekkile ait okul vasfındaki dava konusu taşınmazdaki elektrik, inşaat ve mekanik imalatlarına dava dışı kiracı tarafından hasar verildiğini, yerel mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yoksun kalınan kar ve hasar bedeli şeklindeki tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğunu, yerel mahkemece talebin reddi yönünden verilen kararın hukuka ve yasalara açıkça aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini beyan ederek istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan 27/07/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davalı banka tarafından paranın ödeneceği söylenilerek davacının oyalandığı ve bu sırada mahkemeden verilen ihtiyati tedbir kararının bankaya ulaşmasının beklendiği ve ardından mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararına istinaden mektup bedelinin davacıya ödenmediğine yönelik kurulan karar olayın gerçekliğini yansıtmamakta olup, ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu, Kayseri Şubesi çalışanlarının, 15:01’de şubeye iletilen tazmin talebini 16:58’de; 17:03’te … kanalıyla iletilen tedbir kararını da 17:06’da … Bölümü’ne ilettiği, … Bölümü’nün ise durumu 17:33’te Hukuk Müşavirliği’ne danışılmış ve taleple ilgili süreç aynı gün en hızlı şekilde gerçekleştirdiğini, oysaki müvekkil bankanın tamamen iyi niyetle hareket ettiğini, bankanın büyük organizasyon yapısı ve işlem yoğunluğu dikkate alındığında, işlemlerin belirli bir zaman alacağını, tazmin talebi henüz gerçekleştirilmeden aynı gün bankaya gelen tedbir kararının saati ve davacının saat 15.01’de müracaat ettiği ve hızlı aksiyon alınıp iş akışı yürütüldüğünü ve aynı gün bildirilen tedbir kararı gereği ödeme yapılmamış olması müvekkil banka açısından hukuki bir zorunluluk olduğunu, davacının ileri sürdüğü gibi mahkemece tedbir konulmadan bankanın tedbir konulduğunu öğrenmiş olması hayatın olağan akışına aykırıdır beyanı doğru olmadığını, zira söz konusu kararı alan taraf … Aş vekili … tarafından 11.07.2019 tarihinde 17:03 de müvekkil bankaya bildirildiğini, hiçbir tedbir kararı olmasa dahi şubece tazmin işleminin yapılabilmesi için öncelikle mektup özelliklerinin tazmin taleplerinde doğru olarak belirtilip belirtilmediğinin ve teminat kapsamında olup olmadığının mutlaka incelenmesi ve bunun sonucuna göre tazmin işlemlerinin yürütülmesi gerektiğini, dava tarihi itibari ile verilmiş olan ve halen devam etmekte olan tedbir kararı nedeni ile davanın açılmasına bankamız tarafından sebebiyet verilmemiş olmasından dolayı öncelikle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece bu konudaki taleplerinin kabulü ile kabül tutarı olan 288.000,00 TL teminat mektup bedeli üzerinden müvekkil banka aleyhine masraf, yargılama giderleri ve karşı taraf vekalet ücretine hükmedilmesi kanuna aykırı olduğunu, müvekkil banka arz edilen nedenlerle tazmin işlemini yerine getirmemiş olması müvekkil bankanın sorumluluğunu gerektirmeyeceğini, bu nedenle davacı tarafın davasının tümüyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava tarihi itibariyle Mahkemece verilmiş olan tedbir kararı nedeni ile tazmin edilmemiş olan bir teminat mektubu için müvekkilin davaya sebebiyet vermemiş olması nedeni ile de tazminine karar verilen teminat mektubu bedeli hakkındada müvekkil banka aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmiş olması da kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkemenin vermiş olduğu kira bedeli ve hasar bedeli şeklindeki tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine ilişkin kararının onanmasına, yerel mahkemenin kısmen kabulü ile banka teminat mektubu tazmin bedeli olan 288.000,00 TL’nin dava tarihi olan 24.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde; davalının istinaf başvurusunun herhangi bir hukuki dayanağı olmaması nedeniyle reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesinin 15/09/2021 tarihli ek kararı ile; “…Davalı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu, ancak istinaf harcının eksik yatırıldığı, bunun üzerine istinaf karar harcı ( nispi ) 4.859,20 TL’yi yatırması için davalı vekiline tebliğden itibaren 1 (bir) haftalık kesin süre içerisinde tamamlaması, aksi takdirde istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiş, muhtıra davalı vekiline 07/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, verilen 1 (bir) haftalık kesin süre içerisinde davalı vekilince eksik nispi istinaf harcının yatırılmadığı anlaşılmakla HMK. 344. Maddesi gereğince davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş…” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan 21/09/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen 15/09/2021 tarihli ek kararın istinaf kanun yolu açık olmak üzere verildiğini, fakat yapılan ihtar usul ve yasaya uygun olmadığını, yapılan tebligatın usulüne uygun olabilmesi için; tebligat üzerine yazılan ve hakimin sicil numarası ve imzasını taşımayan açıklamalar, yasanın aradığı şartlara uygun olmadığını, aynı zamanda hakim tarafından gönderildiğinin kabulüne olanakta bulunmadığını, bu bakımdan kendilerine gönderilen muhtıranın hukuki sonuç doğuracak nitelikte olmadığını, gönderilen muhtıra mahkeme yazı işleri müdürünün yada kalem personelinin yapmış olduğu bir işlem olduğunu, böyle bir durumda mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre üzerine istinaf harcını veya giderini ödememiş olan taraf istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmayacağını, bu sebeple verilen karar usule uygun olmadığını, mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin istinaf harcı veya giderinin tamamlanması için istinaf edene süre vermesi usule aykırıdır ve mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre üzerine istinaf harcını veya giderini ödememiş olan taraf, istinaf talebinden vazgeçmiş sayılamayacağını, yerel mahkemenin vermiş olduğu ek kararın kaldırılmasına, ek karar hakkındaki istinaf başvurusunun kabulüne, masraf ve ücretin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafnıdan ilk derece mahkemesine sunulan 27/09/2021 tarihli istinafa cevap dilekçesinde; İstinaf Kanun yoluna başvuru dilekçesindeki beyan ve iddiaları kabul etmediklerini, mahkemece verilen 15.09.2021 tarihli İstinaf Başvurusunun Yapılmamış sayılmasına dair Ek karar usul ve esas yönden doğru olduğunu, öncelikle davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcı (Nisbi) süresinde olmadığını, davalı tarafa eksik harç ve giderlerini tamamlaması için 07.08.2021 tarihinde İhtaratlı muhtıra E-TEBLİGAT yoluyla tebliğ edildiğini, davalı taraf her ne kadar istinaf dilekçesinde muhtırada mühür ve imza olmadığı yönündeki eksiklikleri vurgulamış olsa da söz konusu muhtıra ELEKTRONİK İMZA ile imzalanmış olup, elektronik imzada ıslak imzanın hüküm ve sonuçlarını doğuracağından bu yöndeki iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, ayrıca E-tebligat davalının vekiline yapılmış olup, karşı tarafın avukat olduğunun göz önünde bulundurulması halinde bu istinaf dilekçesinde beyan edilen hususları bilmesi ve bilebilecek durumda olması gerektiğini, mahkeme tarafından davalıya gönderilen muhtırada eksik harcın miktarı, yatırılma merci ve süresi, yatırılmaması durumundaki sonuçlar açıkça ve usulüne uygun bir şekilde belirtildiğini, mahkemece yapılan tebligatın geçerli olduğunu, usulüne uygun olduğunu, davalının istinaf başvurusunun herhangi bir hukuki dayanağı olmaması nedeniyle 15.09.2021 tarihli Ek Kararın Kaldırılmasına yönelik İstinaf Başvuru Taleplerinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, davalı banka tarafından haksız olarak nakde çevrilmeyen teminat mektubu bedelinin tahsili ve bu nedenle uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, özellikle mahkemece hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacı tarafça davalı bankaya sunulan kesin teminat mektubunun süresi içerisinde bankaya ibraz edilmekle taleple birlikte ödeme şartı gereği davalı bankaca teminat mektubu bedelinin davacıya ödemekle mükellef olduğu, bu itibarla davacının ödenmeyen teminat mektup bedeli kadar zararının olduğunun sabit olduğu, teminat mektubu bedelinin ödenmemiş olması ile taşınmazın tadilat ve tamiratının yapılamaması veya kiraya verilemediğinden bahisle mahrum kalınan kira bedelinin ve taşınmazda oluşan maddi hasarın tazmini taleplerinin dolaylı zarar mahiyetinde olması nedeniyle, bu talepler yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,bu nedenlerle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekilinin 15.09.2021 tarihli ek karara ilişkin istinaf sebepleri yönünden yapılan incelemede;Davalı vekilinin asıl karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu üzerine, mahkemece eksik istinaf karar harcının tamamlanması hususunda davalı vekiline çıkartılan ve usulüne uygun olarak düzenlendiği anlaşılan ihtarlı davetiyenin (muhtıranın) davalı vekiline 07/08/2021 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, davalı vekilince verilen 1 (bir) haftalık kesin süre içerisinde eksik nispi istinaf harcının tamamlanmaması üzerine HMK’nun 344.Maddesi gereğince mahkemece davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla davalı vekilinin ek karara karşı yapmış olduğu istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından ek kararla ilgili yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş,bu nedenle ilk istinaf dilekçesindeki asıl istinaf sebepleri incelenmemiştir.Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerine görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusu yönünden; KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 03/06/2021 tarih ve 2019/655 E – 2021/382 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının istinaf başvurusu yönünden; KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/09/2021 tarih ve 2019/655 E – 2021/382 K sayılı EK KARARININ usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davacının istinaf başvurusu yönünden; alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalının istinaf başvurusu yönünden; istinaf eden davalı tarafından ek kararın istinafı yönünden yatırdığı 59,30 TL istinaf karar harcının yeterli olması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına,asıl istinafı yönünden yatırdığı 4.859,20TL istinaf karar harcının ise talebi halinde kendisine iadesine,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/10/2021