Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1605 E. 2021/1721 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2021/1605
KARAR NO: 2021/1721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:08/07/2021
NUMARASI:2019/666Esas- 2021/566Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:14/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:14/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/666 Esas 2021/566 Karar sayılı ilamına karşı , davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili 29/10/2019 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde genel kurul gündem maddeleri arasında yer alan biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, 196 üyeden geçici maliyet bedellerinin alındığını, arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani hali hazırda evini teslim almamış üyelerin üzerine bırakıldığını, maliyet hesabına kat, cephe ve şerefiye bedeli farklarının da gerçeği yansıtmadığını, 393 daire teslim edildiğini, 109 üyenin henüz dairesini alamadığını, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyetinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçların, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, SGK vs borçların dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmemiş ve tüm bu borçların dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, kooperatif tarafından yapılan 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların kesinleştiğini, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşme uyarınca üyelere tebliğ edildiğini, üyelere kesin maliyet bedeli borcunun ödemeleri yapmaları hususunun talep edildiğini, verilen sürelere rağmen borcun ödenmediğini, hukuki sürecin başladığını, bu nedenlerle davalının tüm taşınır ve taşınmaz mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kesin maliyet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte tahsili talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine davanın haksız ve hukuka aykırı olarak açıldığını, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, 2013 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, müvekkiline devredilen tapu hakkında daha önce kesin maliyet hesabı çıkarılmadığını, davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin davacı kooperatife üyeliğinin yıllar önce sona erdiğini, müvekkilinin kooperatife üyeliğinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin genel kurul toplantılarına üye olmadığından çağrılmadığını, müvekkilinin yıllar önce kendisine çıkarılan kesin maliyet hesabını ödedikten sonra tapusunu aldığını, davacı kooperatifin ana sözleşmesi uyarınca davalının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle davanın reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu ve ek raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 189.564,67-TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya … Gazetesinde ilanen yapılan tebligatın 27/07/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna 28/08/2019 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 5.000,00-TL’nin dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden, 184.564,67-TL alacağın ıslah tarihi olan 12/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş “1-Davanın KABULÜ İLE; 5.000,00-TL alacağın dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden itibaren, 184.564,67-TL’nin ıslah tarihi olan 12/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1,5, yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.Davalı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Davacı kooperatif tarafından 21/04/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar hesaplanan tüm hesaplanan kesin maliyet hesabı bedelinin tüm üyelere tebliğ edildiği, 15 günlük itiraz süresinin geçtiği, kooperatif genel kurulunda alınan kararların herkesi bağlayacağı bu sebeple müvekkilin kooperatif tarafından yapılan olağan genel kurul üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi gereğince ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakları (daireyi) kooperatife aynen iade etmesi gerektiği, ancak verilen süre içinde herhangi bir devrin gerçekleştirilmediği, kooperatifin henüz tamamlanmamış ve tasfiye aşamasına geçmemiş oluşu da göz önünde bulundurularak davalının istifası geçerli kabul edilecek ise davalı adına tapuda kayıtlı mesken vasıflı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini, davalının istifası geçerli kabul edilmez ve halen kooperatif üyesi olduğu kabul edilir ise kooperatifin halen devam etmekte olduğu, tasfiye aşamasına geçmediği ve istifa beyanına karşı davalının da kooperatiften almış olduğu daireyi iade etmediği ve yine üyeliğinin gerektirdiği kesin maliyet bedeli borcu ödeme yükümlülüğünü de ihlal ettiği birlikte düşünüldüğünde davalının istifasının sonuç doğurmayacağı değerlendirilerek kooperatif yönetimi tarafından ana sözleşmenin 61.maddesine göre yeniden hesaplanan kesin maliyet bedelleri sonucunda davalının ödemekle yükümlü olduğu kesin maliyet bedelinin tahsili talebi ile eldeki davayı açtığını ve yerel mahkeme gerekçeli kararında davacının tapu iptali talebinin reddi ile alacak davasının kabulüne karar verilerek müvekkil aleyhine davacı kooperatif lehine yeniden borç çıkarıldığını, müvekkilin üye olduğu kanaati ile aleyhine borç çıkarmışsa da müvekkilin kendisine tebliğ edilen kesin maliyet bedelini ödediğini, ilişik kesme belgesi düzenlenerek kendine verildiğini ve tapusunu aldığını, dosyada yer alan ve müvekkile gönderilen kesin maliyet bedelinden anlaşılacağı üzere geçici maliyet+şerefiye payı+genel giderler eklenerek kesin maliyet hesabı çıkarılarak üyelere tebliğ edildiğini, müvekkile gönderilen tarihli kesin maliyet bedeline dikkat edilecek olursa kesin maliyet bedeli ve kesin maliyet bedelinin %10’u kadar genel gider payı da peşinen alındığını, genel gider payı adı altında alınan tutar ana sözleşme 61/e maddesinde konutunu erken teslim alan üyelerden alınan ve konutu teslim aldıkları tarihte hesaplanan kesin maliyetin %10’u tutarındaki rakam olup ana sözleşme uyarınca müvekkilin kooperatif ile ilişiğinin kesildiğini, müvekkilin yeniden üye olmak gibi bir talebi ve kooperatife başvurusu bulunmadığını, genel kurul tutanakları ve hazirun cetvelleri resmi belge olup yıllarca hazirun listesinde yer almayan, kooperatiften çıkan ve tekrar üye olma talebi de bulunmayan müvekkilin davacı kooperatif tarafından kendiliğinden hazirun listesine eklenerek genel kurulda borç çıkartması kanuna aykırı olduğunu, buna rağmen kooperatife borcu olmayan, tapusunu alan ve aldıktan sonraki genel kurullara çağrılmayan hazirun listelerinde yer almayan (dolayısıyla üye olmayan) müvekkile ve müvekkil gibi başka üyelerin de kötüniyetli olarak 21.04.2019 tarihinde yapılan genel kurul ile yeniden borç çıkarılmasının kötüniyetli olduğunu, müvekkilin davacı kooperatife borçlu olduğunu kabul etmemekle birlikte her ne kadar davacı kooperatif dava dilekçesinde ve bilirkişi raporunda da daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin 2019 yılında yapılan genel kurul kararı ile iptal edildiği, bu kararın üyeler arasında eşitliğin sağlanmaması sebebiyle alındığı, bu sebeple kazanılmış geçerli olduğu ve kazanılmış hakları ihlal etmeyeceğinin değerlendirildiği, bu hususta da Y. 23. H. D. 2011/12 e. 2012/995 k. Sayılı ilamının örnek teşkil ettiğini belirtmişse de davacı kooperatifin halen kaç üyesi olduğu ve 2019 yılı kesin maliyetin kaç üyeye çıkarıldığı tespit edilmediği, mahkemece bu talebin dikkate alınmadığını, her ne kadar eşitlik ilkesine uyulmadığından daha önce çıkarılan kesin maliyetler iptal edildiği bilirkişi raporunda belirtilmiş ve bu raporlarda hükme esas alınmışsa da bu durumda 2019 yılında çıkarılan kesin maliyetlerin bütün üyelere çıkarılması gerektiğini, bu durumda kooperatiften ihraç edilenler yahut tapusunu iade etmek suretiyle istifa edenler harç tapusunu aldığını ,almamış bütün üyelere kesin maliyet bedeli çıkarılarak ana sözleşmede belirtildiği şekilde tebliğ edilip kesinleştirilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda 2011 yılındaki geçici maliyet hesabında üye sayısının 912 olduğu, 2019 tarihli genel kurul hazirun listesinde ise 304 olarak belirtildiği tespit edildiğini, fakat aradaki yaklaşık 600 kişinin üyelikten ihraç edildiği yahut dairelerini kooperatife teslim ederek üyelikten istifa edip etmediği noktasında raporda herhangi bir tespit bulunmadığını, eşitlik ilkesinden bahsedebilmek için bu hususun tespit edilmesi gerektiği açık olduğunu, davacı kooperatifin kesin maliyet çıkardığı üye sayıları 2011 yılında 912 kişi iken 2019 yılında bu sayı 304 olarak belirtilmiş olup istifa ve devam eden kooperatiften ilişiğim kesilmesi mahkemece kabul edilmediği belirtildiğine göre 2019 yılındaki kesin maliyetin tüm üyelere çıkarılıp çıkarılmadığının araştırılması gerekirken bu husus araştırılmadan 21.04.2019 tarihli genel kurulda alınan kararın eşitlik ilkesine uygunluğu tartışılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, 21.04.2019 tarihli genel kurul tutanağında şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyetlerin iptaline karar verildiği belirtilmişse de kooperatif genel kurulunda; neden daha önceki kesin hesapların hatalı olduğunun açıkça belirtilmesi ve resmi tespitlerle gösterilmesi gerektiğini, aksi bir durumun keyfiliğe yol açacak ve istenilen her durumda yeniden kesin maliyet çıkarılabileceğini, bu yönüyle dahi genel kurul kararına göre yeniden borç çıkarılması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca müvekkillerden Cengiz Başaran adına Kayseri 1. ATM’nin 2021/54 Esas sayılı dosyası ile davaya konu 21.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 10 no.lu kararın iptali ve yoklukla malul olduğunun tespiti talepli dava açılmış olup bu davada 2019 tarihli genel kurul toplantısına müvekkil ve müvekkil gibi kesin maliyeti ödemiş ilişiği kesilen bir çok üye 2019 tarihli hazirun listesinde ismi dahi olmadan ,genel kurulda borç çıkarıldığını ve dava açılmış olup bu sebeple de 2019 tarihli genel kurulun zaten eşitlik ilkesine aykırı olduğu, alınan kararın yoklukla malul olduğu gerekçesi ile dava açıldığını, Kayseri 1. ATM’nin 2021/54 Esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kaldı ki davacı kooperatif gerek dava dilekçesinde gerek duruşmada bizzat kooperatif başkanının beyanı ile anlaşılacağı üzere kooperatifin inşaatlarının halen devam etmekte olduğunu belirttiğini, ana sözleşmeye aykırı şekilde son etap konutlar bitmeden kesin maliyet çıkarılamayacağını, davacı taraf çıkarılan kesin maliyeti üyelere gazetede ilan etmek suretiyle tebliğ etmiş olup yargılama esnasında da defalarca belirtildiği üzere kooperatifin ana sözleşme 61. Maddesinde kesin maliyet raporunun yönetim kuruluna noter vasıtasıyla, taahhütlü mektup yahut elden tebliğ edilmek suretiyle gerçekleştirileceği düzenlendiğini, davacı kooperatif ise ana sözleşmeye aykırı olarak kesin maliyet raporunu ilanen tebligat yoluyla tebliğ ettiğini, fakat Tebligat Kanunu gereği kimlerin ilanen tebligat yapabileceği açıkça düzenlenmiş olup kooperatiflerin ilanen tebligat yapma yetkisi bulunmadığını, ancak noter vasıtasıyla ilanen tebliğat yaptırılabileceğini, davacı kooperatif yönetim kurulu kararlar almak suretiyle adres araştırmasını kendisi yapmış ve ilçe nüfus müdürlüklerinden adres araştırması yaptığını, fakat Yargıtay kararlarıyla da açık olduğu üzere davacı kooperatif Tebliğat Kanunu ve Tüzüğün 46. Maddesine göre adres araştırmasını ancak tebliğ çıkarabilecek mercii resmi ve özel müessese ve dairelerden zabıta vasıtasıyla adres araştırması yaptırabileceğini, yerel mahkeme gerekçeli kararında bu itiraz yönünden herhangi bir değerlendirmede bulunmadığını, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda tebliğin usulüne uygun olduğu belirtilmişse de bu husus hakimin hukuki bilgi ve birikimi ile çözülecek hususlardan olup mahkeme ise bu hususta herhangi bir gerekçe belirtmediğini, müvekkil yıllar önce kendisine tebliğ edilen kesin maliyeti ödediğini ve genel kurulda da açıkça karar alındığı üzere ilişiği kesildiğini, müvekkil tapusunu alırken kooperatife toplu olarak kesin maliyet bedeli altında para yatırdığını, bu durumda zamanında üyelik gereği sorumluluğunu yerine getiren müvekkilin ödeme yapmayan üyeler ile aynı kefeye konulması eşitlik ilkesine aykırı olup ödemelerinin eskelasyonun yapılması Yargıtay 23. H. D. Yerleşik kararları gereği zorunlu olduğunu, kaldı ki davalının yapılan ödemelerinin sepet hesabı yöntemine göre de değerlendirilmesi talep edildiğini, yargılama esnasında bilirkişi raporları alınmadığını fakat yerel mahkeme neden sepet hesabının uygulanmaması gerektiği yönünde gerekçesinde bir değerlendirme yapmadığını, yerel mahkeme kararında davacı kooperatifin inşaatler devam etmesine rağmen davalıya dairesini teslim etmesi sebebiyle müvekkilden tapu iptali ve tescil talebi şartlarının oluşmadığını ancak üye olması nedeniyle alacak talebinin yerinde olduğunu belirtmişse de müvekkil yükümlülüklerini yerine getirdiği ve o dönemde alınan genel kurul kararı gereği çıkarılan kesin maliyeti ödeyerek tapusunu aldığını, dolayısıyla üyelik ilişkisi bu noktada sona erdiğini, yerel mahkeme şartları oluşmadığı halde kooperatifin tapusunu verdiğini bu sebeple bu talebinin reddi gerektiğini belirtirken bir yandan da şartları oluşmadığı halde önceki kesin maliyetler iptal edilerek yeniden çıkarılan kesin maliyete dayanarak müvekkil aleyhine alacağa hükmetmesi karardaki çelişkiyi ortaya koyduğunu, zira müvekkil edimini yerine getirdiğini, tapusunu aldığını ve üyelikten kaynaklanan borcu kalmadığı gibi genel kurulda ilişiklerinin kesileceği açıkça düzenlendiğinden üyelik ilişkisi de sona erdiğini, tehiri icra talebinin kabulüne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/666 e. 2021/566 k. Sayılı ilamının kaldırılmasına, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere müvekkil kooperatifçe 20.02.2011 tarihinde yapılan Genel Kurul ile biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi kararı alındığını ve üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetleri kooperatif ortaklarına pay edilmediğini, bu dairelerin maliyetleri kooperatif üzerine yani hali hazırda evini teslim almadığını, üyelerin üzerine bırakıldığını, geçici maliyetlerin hesabındaki kat, cephe ve şerefiye bedeli farkları da gerçeği yansıtmadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyet tapuları ferdileştirme ile verilen ve daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmayarak ve kooperatiften dairesini teslim alınan üyelere yansıtılmayarak 506 dairenin maliyeti (teslim edilen 197 arsa sahibi dairesi, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesi) geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, sgk vs. borçlar dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçlar dairesini teslim almadığını, üyelere bırakıldığını tüm bu sebeplerle evini almadığını, kooperatif üyeleri açısından büyük mağduriyetler ortaya çıktığını, tüm bu nedenlerle 21.04.2019 tarihinde yapılan kooperatif olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar hesaplanan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ile yeniden kesin maliyet bedeli hesaplanmasına karar verildiğini, bu kararın değişen koşullar çerçevesinde daha önce alınan ve uygulanan kararın üyeler arasında eşitliği sağlamaması sebebiyle alındığı ve üyeler arasında eşitliği sağlama amacı taşıdığı, bu bakımdan geçerli olduğu ve kazanılmış hakları ihlal etmeyeceği açıkça ortada olduğunu, dosyaya sunduğu ayrıntılı uzman görüşü raporu incelendiğinde davalı ile birlikte dairesini teslim alan diğer üyelere 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı gereğince kesin maliyet bedelleri yansıtılmayacak olur ise halihazırda dairesini teslim almamış herhangi bir üyenin kesin maliyet bedeli borcu 581.181,00 TL olacağını, ancak tüm üyelere genel kurul kararı uyarınca borç dağılımı yapılacak olur ise aynı üyenin borcu 176.801,00 TL olacağını, bu durumdan da anlaşılacağı üzere dairesini 2011 yılında alan üyenin ödemiş olduğu tutar ile halen dairesini almadığını, üye arasında fahiş farklar ortaya çıkacağını, davalı istinaf dilekçesinde belirtilen 2011 yılında yapılan geçici maliyet hesabının o tarih itibariyle toplam kooperatif üyesi olan 912 kişiyi kapsadığı ancak 2019 yılında yapılan kesin maliyet hesabının o tarih itibariyle mevcut bulunan toplam 304 üyeyi kapsadığı, bundan dolayı eşitlik ilkesine uyulmadığı hususu gerçeği yansıtmadığını, davalı istinaf dilekçesinde kendisinin kooperatife ödediği miktarların doğru bir denkleştirme hesabı ile hesaplanmadığı iddia etse de bu husus tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira endekslemenin nasıl yapılması gerektiği kooperatif ana sözleşmesi 61/b maddesinde düzenlendiğini, hem inşaat maliyetleri hem de üyelerin ödediği bedellerin endekslemesi yapılırken kooperatif ana sözleşmesinin 61. Maddesinin (b) bendine göre usulüne uygun şekilde müteahhitlik karne katsayısına göre endeksleme yapıldığını, müvekkil kooperatif tarafından yapılan kesin maliyet hesabında hem inşaat maliyetleri hem de üyelerin ödemiş oldukları aidat miktarları üç kişilik teknik heyet tarafından 61/b maddesine göre endekslenmiş olup, bu duruma ilişkin tüm veriler üyelere tebliğ edilen kesin maliyet borç tebliğlerinde de açık ve net olarak belirtildiğini, bu husus bilirkişi ek raporunda ayrıntılı olarak değerlendirildiğini ve müvekkil kooperatif tarafından endekslemenin hukuka uygun şekilde doğru olarak yapıldığı sonucuna varıldığını, davalı vekili her ne kadar bir kısım üyelere kesin maliyet bedelinin ilanen tebliğ edildiğini ve bu hususun hukuka aykırı olduğunu iddia etse de kooperatif tarafından üyelerin bilinen en son adresine tebligat yapıldığını, ancak bir kısım üyeler adresini güncellemediği için tebligat iade döndüğünü, Kooperatif ana sözleşmesinin kesin maliyet şerefiye bedeline ilişkin olan 61. maddenin c bendinde: “…BU RAPOR YÖNETİM KURULUNCA TAAHHÜTLÜ MEKTUP VEYA ELDEN İMZA KARŞILIĞINDA ORTAKLARA TEBLİĞ EDİLİR…” şeklinde düzenlenmiş olup, Kesin maliyet hesabı, kooperatif üyelerinin tamamı hakkında kooperatife bildirdikleri adrese iadeli taahhütlü posta ile tebliğe çıkarılmıştır ve müvekkil kooperatif tarafından üyelere taahhütlü posta yolu ile tebligat yapılması ile müvekkilin tebliğ yükümlülüğü sona erdiğini, ancak davalı gibi bir kısım üyeler adreslerini güncellemedikleri ve yeni adreslerini kooperatife bildirmedikleri için ve yine bir kısım üyeler gelen tebligatı bilerek ve kötü niyetli olarak iade ettikleri için bazı tebligatlar kooperatife iade döndüğünü, kooperatifin kayıtlarında bulunan adresler, üyelerin kendilerinin bildirdikleri adresler olup, adreslerini güncelleme ve yeni adreslerini kooperatife bildirme yükümlülüğü üyelere ait bulunduğunu, adreslerini güncelleyen üyelere tebligatlar yapıldığını, bir kısım üyelere yapılan tebligatların iade gelmesi üzerine kooperatif yönetim kurulunun aldığı 13.05.2019 Tarihli 999 sayılı karar ile tüm kooperatiflerin bağlı olduğu üst kuruluş olan Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak üyelerin mernis adresleri talep edildiğini, ancak kurumdan gelen 14.05.2019 Tarihli yazı cevabına göre kişilerin mernis adres bilgilerinin kooperatif ile paylaşılamayacağı cevabı alındığını, bunun üzerine kooperatif yönetim kurulunun aldığı 31.05.2019 Tarihli karar ile … Kaymakamlığı Nüfus Müdürlüğü’nden tebligatları iade gelen üyelerin mernis adreslerinin kooperatife verilmesi yazılı olarak talep edildiğini, ancak nüfus müdürlüğü tarafından olumlu/olumsuz herhangi bir cevap verilmediğini, yapılan tüm işlemlerden anlaşılacağı üzere güncel adreslerini kooperatife bildirme yükümlülüğü kooperatif üyelerine ait olup, kooperatifin üyelerin mernis adreslerine ulaşma imkanı bulunmadığını, müvekkil kooperatifin tüm bu araştırmalarına ve çabalarına rağmen mernis adreslerine ulaşılamayan üyelere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Ana sözleşmesi hükümleri gereğince 25.07.2019 tarihli 1011 sayılı yönetim kurulu kararı ile ilanen tebligat yolu ile tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, 27.07.2019 tarihli … gazetesinde yapılan ilanen tebliğ ile tebliğ yapılamayan tüm üyelere tebliğ gerçekleştirildiğini, burada özellikle ve önemle üzerinde durulması gereken husus, kooperatifin adres araştırma yükümlülüğünün olmaması ve üyelerin güncel adreslerini kooperatife bildirmeleri gerektiğini, müvekkil kooperatif tarafından Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nden, akabinde Nüfus Müdürlüğünden üyelerin adreslerine ulaşılmaya çalışıldığını, bu hususta adres araştırması yapıldığını, mümkün olmaması üzerine ilanen tebligat yoluna başvurulduğunu, burada kooperatifin tüm bu adres araştırması ve ilanen tebligat yapmasındaki amaç üyelerinin hak kaybı yaşamaması ve kooperatife olan borçlarını taksitlendirme yolu ile ödemelerini sağlamak ve yapılan borçlandırma işleminden haberdar olmalarını sağlamak olup, tamamen üyelerin menfaati ve hak kaybı yaşamamaları amacı ile yapılan işlemler olduğunu, kaldı ki kooperatif ana sözleşmesinin 61/c maddesi gereğince yalnızca iadeli taahhütlü mektupla ya da elden tebliğ yolu ile kooperatifin kesin maliyet bedeline ilişkin tebliğ yükümlülüğü sona erdiğini, müvekkil kooperatif tarafından yapılan ilanen tebligat işleminin de açıklanan nedenlerle kooperatif mevzuatına uygun olduğunu, davalı, kooperatif üyesi olmadığını, ferdileştirme suretiyle evini aldıktan sonra kooperatif ile bir ilişkisinin kalmadığını iddia ettiğini, ancak müvekkil kooperatif henüz tasfiye aşamasına geçmemiş olup, halihazırda tamamlanması ve üyelere teslim edilmesi gereken birçok daire bulunmakta ve bu amaçla inşaat faaliyetleri devam ettiğini, davalı da müvekkil kooperatifin önceden tamamlanmış dairelerinden kura ile adına tahsis, teslim ve tapuda devredilmiş olan üyelerinden olup, davalının kooperatif üyeliği henüz devam ettiğini, Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kooperatiften dairesini teslim almış olmak kooperatif üyeliğini sona erdiren sebepler arasında yer almadığını, davalı vekilince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/54 E. Sayılı dosyası ile müvekkil kooperatife karşı Genel Kurul Kararının İptali- yokluğu davası açılmış olduğunu bu sebeple bekletici mesele talep edildiğini ancak mahkemece hatalı şekilde bu talebin reddedildiğini beyan ettiğini, Genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar yeter sayılarının tam olduğu, yokluk halinin bulunmadığının ortada olduğunu, bu husus dosya arasına alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılı şekilde incelendiğini ve değerlendirildiğini, açılan dava kooperatif tarafından açılan kesin maliyet davalarını uzatmaya yönelik olup açıkça kötü niyetli olduğunu, davalının soyut, mesnetsiz, usule, yasaya ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu Düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Dava, davacı Kooperatif tarafından, Kooperatif üyesi olan davalı aleyhine terditli olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde 21.04.2019 tarihli genel kurul kararı uyarınca belirlenen kesin maliyet bedelinin tahsili talebine ilişkindir.Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/666 Esas 2021/566 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davalıdan alınması gereken 12.949,16 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 3.237,29TL harcın mahsubu ile eksik kalan 9.711,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ,
İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde , 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 14/10/2021