Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1598 E. 2021/1794 K. 23.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2021/1598
KARAR NO:2021/1794
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:08/07/2021
ESAS NO:2019/775
KARAR NO:2021/578
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ:23/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:23/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/07/2021 tarih ve 2019/775 Esas 2021/578 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Kayseri’de konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul gündem maddeleri arasında yer alan; biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulduğunu, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, Kooperatif tarafından bugüne kadar 196’sı Kooperatif üyesi, 197’si arsa sahibi olduğunu, toplamda 393 daire teslim edildiğinin, halihazırda 309 daire, 152 kooperatif ve + 157 arsa sahibi olduğunu, dairelerin ise yarım kalıp henüz teslim edilmediğini, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmadığını, kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmadığını, 506 dairenin maliyeti teslim edilen 197 arsa sahibi dairesinin, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatif tarafından yapılan 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların, muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alınmış olduğunu, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmadığını, alınan tüm kararların kesinleşmiş olduğunu, Kayseri ili, … ilçesi, …Mah. …ada, … parsel …Blok … Bölüm No: …’de kayıtlı bulunan mesken için, 3. kişilere devrinin önlenmesi amacı ile tapu kaydına öncelikle teminatsız olarak istendiğini, aksi takdirde ise dava değerinin %15’i teminat miktarı ile ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, bu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tescil edilmesini, davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile tescil taleplerinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklık kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk barşvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davaya açılan bu davanın tapu iptali ve tescil talebinin reddedildiği takdirde kesin maliyet bedelinin ödenmesi talebiyle açıldığını, 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Ara buluculuk Kanunu çerçevesinde ticari davalarda ara bulucu başvurusu dava şartı olarak düzenlendiğini, ancak davacı tarafın dosyaya sunulan ara buluculuk tutanağına bakıldığında anlaşamama tutanağına konu edilen talep ticari uyuşmazlık olarak belirtildiğini, bu sebeple anlaşmama tutanağının dava şartının kapsayıp kapsamadığı noktasında belirsizlik bulunduğunu, ara buluculuk anlaşmamama tutanağındaki uyuşmazlığın dava dilekçesindeki hususları kapsamaması halinde ara buluculuk yargılama giderinden sorumlu olunmaması gerektiğini, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davacı taraf yeniden kesin maliyet hesabı belirlendiğinden hareketle müvekkilden iş bu dava ile kesin maliyet bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak dava değeri olarak 5.000,00 TL olarak gösterdiğini, davacı taraf hem kesin maliyet bedelini belirlendiğini hem de şimdilik 5.000,00 TL’nin müvekkilinden tahsilini talep ettiğini, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafa harcı tamamlaması için kesin süre verilmesi aksi halde haksız davasının HMK kapsamında usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kooperatif tarafından her ne kadar 21/04/2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile müvekkilinin aleyhine kesin maliyet bedeli talep etmiş olduğunu, davacı kooperatif tarafından çekilen Kayseri …Noterliği’nin … yevmiye no:lu ihtarında ikrar edildiğini, 2019 yılından önce de kesin maliyet hesabı yapıldığını, ayrıca müvekkilinin kooperatif üyeliğinden yıllar önce 2011 yılında sona erdiğini, üyelikten kaynaklı olarak alacak talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu, kooperatif ile ilişiği bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulması mümkün olmadığını, davacı tarafından 21/03/2011 tarihinde daire kesin maliyetlerinin tespit edildiğini, evrak müvekkiline verildiğini, yine bu doğrultuda 06/05/2011 tarihli müvekkiline taahhütname ve ilişik kesme belgesi verildiğini, 2019 tarihli genel kurula davet edilmemiş, hazirun cetvellerinde yeralmadığını, celbedildiğinde görüleceğini, tarafların birbirini ibra ederek davalının kooperatiften ilişiğinin kesildiğini, yapı kooperatifleri ana sözleşmesi uyarınca davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, bu nedenlerle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler incelendiğinde; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, 20/02/2011 tarihli genel kurulda biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması ve belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda 196 dairenin geçici maliyet bedelinin tespitinin yapılıp üyelerden talep ve tahsil edildiği, tapularının devrinin yapıldığı, halen 109 üyenin dairesini alamadığı, 21/04/2019 tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşüldüğü, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline, kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup kesin maliyet bedelinin belirlendiği, davalıya ortaklığına bağlı bağımsız bölümün tapuda adına tescil edildiği, davalının kooperatif üyeliğinden istifasına veya çıkarılmasına ilişkin kayıt olmadığı, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 109 üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği anlaşılmıştır. Davacı kooperatifin 21/04/2019 tarihli genel kurulunda gündemin 10. maddesinde alınan kararlar aleyhine iptal davası açıldığı yolunda herhangi bir iddia veya savunma ileri sürülmediği gibi, dosyaya bu hususta herhangi bir delil de sunulmamıştır. Genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar nisaplarının oluştuğu, bir başka anlatımla genel kurul kararlarının yokluk sebeplerinin bulunmadığı görülmektedir. Kural olarak, kooperatif ortaklığından istifa edenlerin, kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakkı kalmayıp, dairenin kooperatife iadesi ile ancak ayrıldıkları yıl bilançosuna göre payına düşeni talep edebilmesi mümkündür. Başka bir deyişle, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi gerekir (Yargıtay 23. HD. 13/12/2012 tarih ve 5200 E., 7357 K., 22/05/2012 tarih ve 769 E., 3526 K. Yargıtay 11. HD. 13/03/2008 tarih ve 2006/11210 E., 2008/3143 K., 13/03/2008 tarih ve 2006/11193 E., 2008/3190 K. sayılı ilamları). İstifa eden ortağın ise, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 15. ve anasözleşmenin 17. maddesi uyarınca, kooperatiften ayrıldığı yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan bir ay geçtikten sonra, kooperatife ödediği miktarları talep edebileceği tabiidir. Bu kuralın istisnası 1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmüne yer verilmiştir. Kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş bir kesin maliyet olsa bile daha sonra yeni bir maliyet belirlenmesi mümkündür. Zira değişen durumlar ve geçen zaman yeni bir kesin maliyet yapılmasını gerektirebilir. 21/04/2019 tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşülmüş, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline ve kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Bu kararın değişen koşullara göre ve üyeler arasında eşitliğin sağlanması için alındığı bildirilmiştir. Bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup 18/06/2019 tarihli kesin maliyet raporu kooperatif yönetim kuruluna sunulmuştur. Ayrıca teknik heyet konutlara yönelik kıymet taktiri (şerefiye) hesabı yapmış ve bunu Kayseri … Noterliği’nin 02/05/2019 tarihli ve … yevmiye sayılı işlemi ile tasdik ettirmiştir. Davacı kooperatif tarafından yaptırılan ve üyelere gönderilen kesin maliyet kooperatif ana sözleşmesinin 61/63. maddelerine uygun olarak üyelerin yaptığı ödemeler ile inşaat maliyeti endekslenmiş, şerefiye bedeli dikkate alınarak üyelerin borcu belirlenmiştir. Kesin maliyet PTT vasıtası ile üyelere gönderilmiş, ayrıca yerel gazetede ilanen yayımlanmıştır. Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporunun içeriğine göre davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 163.553,76-TL olduğu anlaşılmıştır. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Davacı vekili 12/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi vererek, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL olarak talep ettiği kesin maliyet bedeli alacağını bilirkişi ek raporu doğrultusunda 158.553,76-TL artırarak 163.553,76-TL’ye yükseltmiş olup, ıslah harcını ikmal etmiştir. Davacının asıl talebi davalı kooperatif üyesine devir ve tapuda tescili yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olup (davacı tarafça taşınmazın dava tarihindeki bilirkişilerce tespit edilen değeri üzerinden harç ikmal edilmiştir); terditli talebi davalının davacı kooperatife olan borcundan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Asıl talep yönünden yapılan incelemede davalının halen kooperatif üyesi olduğunun kabulü halinde devredilen taşınmazın yeniden davacı adına tescili menfaatler dengesine uygun olmayıp aksine davacı kooperatifin alacağının davalıdan tahsili istemi yerinde görülmüş olup bu sebeple asıl talep olan tapu iptali ve tescil isteminin reddi ile davacının terditli talebi olan alacak yönünden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu ve ek raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 163.553,76-TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya …Gazetesinde ilanen yapılan tebligatın 27/07/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna 28/08/2019 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 5.000,00-TL’nin dava tarihi olan 22/11/2019 tarihinden, 158.553,76-TL alacağın ıslah tarihi olan 12/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş hüküm tesis edilmiştir. Kurulan hüküm ile; Davacının asıl talebi olan tapu iptali ve tescil isteminin REDDİNE, davacının terditli alacak talebinin KABULÜ İLE; 5.000,00-TL alacağın dava tarihi olan 22/11/2019 tarihinden itibaren, 158.553,76-TL’nin ıslah tarihi olan 12/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1,5, yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı kooperatif tarafından 21/04/2021 tarihli olağan genel kurul bağlantısında şimdiye kadar hesaplanan tüm kesin maliyet hesabı bedelinin tüm üyelere tebliğ edildiğini, 15 günlük itiraz süresinin geçtiğini, kooperatif genel kurulunda alınan kararların herkesi bağlayacağını bu sebeple müvekkilinin kooperatif tarafından yapılan olağan genel kurul üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getiremediğini, yerel mahkemenin gerekçesinde davalı taşınmazı davacı kooperatife iade etmediği ve davacı kooperatif genel kurulunda davalının istifasının kabul edildiğine dair açık bir karar alınmadığı için davalının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmıştır şeklinde gerekçe ile müvekkilinin üye olduğu kanaati ile aleyhine borç çıkardığını, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen kesin maliyet bedelini ödemediğini, ilişik kesme belgesi düzenlenerek kendine verdiği tapusunu aldığını, müvekkilinin davacı kooperatife borçlu olduğunu, kabul etmediğini, davacı kooperatifin dava dilekçesinde ve bilirkişi raporunda daha önce çıkarılan kesin maliyetlerinin 2019 yılında yapılan genel kurul kararı ile iptal ettiğini, bu kararın üyeleri arasında eşitliğin sağlanmaması sebebiyle alındığını, bu sebeple kazanılmış geçerli olduğu ve kazanılmış hakları ihlal etmeyeceğinin değerlendirildiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle tehiri icra taleplerinin kabulünü, yerel mahkeme kararının davacının davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davalının soyut, mesnetsiz, usule, yasaya ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, tapu iptal tescil, tescil olmadığı taktirde kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan ve mahkemece hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporlarından davalının kooperatif ortağı olduğunun anlaşılmasına, anılan bilirkişi raporlarında davalının sorumlu olacağı borç miktarlarının- parasal yükümlülüklerinin- doğru olarak hesaplandığının anlaşılmasına ve mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı taraf vekilince yapılan tüm istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.Belirtilen nedenlerle, davalı taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 2.asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/07/2021 tarih ve 2019/775 Esas 2021/578 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 11.172,35TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.793,08TL’ nin mahsubu ile bakiye eksik kalan 8.379,27TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/10/2021