Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2021/1578
KARAR NO:2021/1821
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:09/06/2021
ESAS NO:2019/233
KARAR NO:2021/400
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:14/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:26/10/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/06/2021 tarih ve 2019/233 E – 2021/400 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …, borçlu …’dan alacağı olan, 15 Kasım 2015 ödeme tarihli 20.000 TL bedelli ve 30 Kasım 2015 ödeme tarihli 20.000 TL bedelli 2 adet senet için 6 Ocak 2016 tarihinde Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinden 2016/27 D. İş, 2016/24 D.İş Karar sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığını, daha sonra 8 Ocak 2016 tarihinde Kayseri … İcra Müdürlüğüne başvurup kambiyo senetlerine mahsus yolla icra kovuşturması başladığını, … E. Numarası ile görülen takip kapsamında 09/01/2016 tarihinde borçlunun iş yerine gidildiğini ve yaklaşık 45.000TL değerindeki …sulu kesim makinesi haczedildiğini, haczin yapıldığı esnada hazırda bulunan …malın kendisine ait olduğunu söyleyerek istihkak iddiasında bulunduğunu ve makina yediemin olarak davacıya teslim edildiğini, ayrıca 30 Ekim 2015 tarihli 43.850 TL ‘lik bir senet de mevcut olduğunu, bu senetten dolayı başlatılan takip ise Kayseri … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra dosyası olduğunu, tarafların 22/01/2016 tarihinden itibaren davalı alacaklı ile konuşulduğunu ve borçların tamamının her iki tarafın da mağduriyetini engellemek adına şirkete ait makina, araç, inşaat malzemeleriyle ödeyeceklerini teminat ettiklerini, sonrasında …sulu kesim makinası alacağın ortağı olan …’a, … model … marka taşıt, 2 adet platform metal iskelenin borca karşılık olarak teslim edildiğini, ilerleyen günlerde Kayseri … İcra Dairesi’nin …E. Sayılı dosyasında davalı vekilince yediemin …’a bırakılan malların teslimi için muhtıralar çekildiği ve süre verildiği, buna rağmen teslim edilmediği iddialarıyla Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinde 2017/947 E. Numarası ile görülmeye devam ettiğini, davacının borcunu ödemediğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davalı …’in alacaklı -borçlu ilişkisi kurduğu kişinin davacı olmadığını, davacının yalnızca yediemin sıfatına sahip olduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve şikayet haklarının saklı kalması kaydıyla, davanın kabulüne ve icra dosyalarının iş bu dava sonuçlanıncaya kadar geri bırakılmasına, davacının borcunun olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olması sebebiyle %20’den az olmayacak tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyası ile Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyalarında takibe konulan senetlerden kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti amacı ile mahkememizde menfi tespit davası açılmış ise de, davacının dava dilekçesinde asıl borçlu olanın davacı olduğuna ilişkin beyanı, davacının yukarda açıklandığı üzere ödeme iddiasını yazılı deliller ile ispat edememesi ile yeminin hatırlatılması ile karşı tarafa yemin teklif etmesi ve davalının da mahkememizin 09/06/2021 tarihli celsede yemin etmiş olması sonucu yemin delilinin kesin delil olması nedeni ile davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece; yemin metnine ilişkin tebligatın aynı evde yaşamayan, reşit olmayan, soyadları dahi tutmayan vs. kişiye yapıldığı kabul edilmişse de; bu husus usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamı incelendiğinde; tebliğ mazbataları ve mazbataları doğrular nitelikteki PTT resmi sitesinde yapılan sorgulama sonuçları yapılan tebligatların; muhataba bizzat teslim edilmek ve davalının mesnetsiz iddialarının aksine reşit olmaması mümkün ve aynı soyadı taşıyan babasına teslim edilmek suretiyle gerçekleştirildiği görüleceğini, Tebligat Kanunu’nun 16 vd. maddelerine uygun olduğu takdirde tebligatın usulüne uygun olacağı hususu da göz önünde bulundurulduğunda, muhatap olan davalıya bizzat ya da reşit olmaması ve aynı soyadı taşımaması imkansız olan babasına teslim edilen tebligatların, davalı yan tarafından usulsüz olduğu yönündeki iddiaları mesnetsiz, gerçeklikten uzak ve yargılamayı sürüncemede bırakmak maksadıyla kötü niyetli olarak ileri sürüldüğü görüleceğini, yerel mahkemece bu hususlar göz ardı edildiğini, yazılı delil başlangıcının mevcut olması halinde tanık dinlenebilmesi mümkünken yerel mahkemece tanık dinletme talebimizin reddine dair karar verilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ; usulüne uygun tebligata rağmen yemin etmekten kaçınan davalıya usule aykırı şekilde yeniden davetiye çıkarılmak suretiyle hukuka aykırı olarak yemin ettirilmesi, bu yeminin hükme dayanak gösterilmesi ve yerel mahkemece yazılı delil başlangıcı niteliğine haiz ve usulüne uygun olarak sunulan teslim tesellüm tutanağı dikkate alınmaksızın tanık dinletme talebimizin gerekçesiz olarak reddedilmesi hususları gözetilerek, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/233 Esas, 2021/400 Karar sayılı ve 9 Haziran 2021 tarihli ilamının kaldırılması gerektiğini, yerel mahkeme ilamının kaldırılmasına, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine; davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasını ve yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde yer verilen Hukuk Genel Kurulu kararının konu ve olay olarak somut olay ile alakası olmadığı gibi kararda açıkça “karşı tarafın elinden çıkmış yazılı delilden” müvekkilin elinden çıkan herhangi bir belge mevcut olmadığını, davacı davasını ispat edemeyince müvekkile yemin teklif etmiş, müvekkil kendisine teklif edilen yemini usulen eda etmiştir. yeminin kesin delil teşkil ettiği hususunda şüphe olmadığını, yerel mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur, haksız ve yersiz istinaf başvurusunun reddi gerektiğini savunmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, İİK’nun 72. Maddesi uyarınca bono nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davaya konu bononun malen kayıtlarını içermesi dolayısıyla ispat yükünün davacının üzerinde bulunmasına, davacının icra takibine konu edilen bono bedellerini ödediğinine ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulamamasına, davalıya ilk olarak gönderilen yemin davetiyesi tebligatının 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunun görülmesine, dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığından davacıya yemin hakkının hatırlatılması sonucunda davalı tarafça yeminin eda edildiğinin anlaşılmasına göre davacı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür. Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davacı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.Belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ‘nin 09/06/2021 tarih ve 2019/233 Esas 2021/400Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcı istinaf eden davacı taraftan peşin olarak alındığından harçla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile,HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/10/2021