Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1572 E. 2021/1795 K. 23.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1572
KARAR NO: 2021/1795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021
ESAS NO: 2021/240
KARAR NO: 2021/393
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:23/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:23/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/06/2021 tarih ve 2021/240 Esas 2021/393 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu yangının meydana geldiği işyeri için … San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından müvekkili şirkete … poliçe numarası ile “Birleşik Ürün Sigorta Poliçesi” yaptırıldığını, … San. Ve Tic. Ltd. Şti ile davalı şirket arasında Kayseri İli, … İlçesindeki … projesi için patlamaya neden olan …nin davalı tarafından satıldığını, ayrıca servis ve bakım anlaşması yapıldığını, … Ltd. Şti firmasına ait Kayseri İli, … İlçesinde bulunan … projesinde 29/08/2019 tarihinde … içerisinde bulunan Merkezi …’de patlama meydana geldiğinive patlamanın ardından oluşan yangından ötürü … ile Merkezi …’de ağır hasar meydana geldiğini ve kullanılamaz duruma geldiğini, bu olay nedeniyle tesiste üretim kaydı oluştuğunu, sigorta poliçesi çerçevesinde müvekkili şirket tarafından sigortalıya yangın dolayısıyla meydana gelen zarar nedeniyle 12/12/2019 tarihinde 49.300,35-TL ödeme yapıldığını, davalının zararın oluşmasına kusuru ile sebep olduğundan zarardan sorumlu olup müvekkili tarafından yapılan ödemeyi faiziyle birlikte müvekkiline iade etmekle yükümlü olduğunu, bu hususta davalı sigorta şirketine zararın giderilmesi amacıyla ihtar gönderildiğini, ancak ödeme yapılmadığı, bunun üzerine davalı sigorta şirketi hakkında Kayseri… İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazların haksız ve yersiz olduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Müvekkili şirket ile davacının dava dışı sigortalı ile imzalanan 10/12/2018 tarihli Servis-Bakım Anlaşması’nın “Anlaşmazlıkların Çözümü” başlıklı 21. Maddesinde açıkça ihtilaf halinde İstanbul Anadolu Adliye Mahkemelerinin yetkili kılındığını, ayrıca müvekkili şirketin şirket merkezinin de …/İstanbul’da olması nedeniyle yine İstanbul İcra Müdürlüğü ve Anadolu Adliyesi’nin yetkili olacağını, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, bu olmadığı takdirde ise davacının davasını ekspertiz hizmetleri veren özel bir şirket tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna dayandırmakta olduğunu, ancak dosyada mübrez işbu bilirkişi raporunun eksik ve hatalı inceleme neticesinde tanzim edilmiş olduğundan bu rapora dayanılarak müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilebilmesinin mümkün olmadığını, işbu davada haksız fiilen de şartları oluşmadığını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…dava; itirazın iptali davasıdır. davacı vekili davaya konu yangın dolayısıyla müvekkili tarafından sigortalıya ödenen bedelin tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan ve davalının itirazı üzerine durdurulmasına karar verilen icra takibinde itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesi amacıyla işbu davayı açmıştır. davaya konu edilen 10/12/2018 tarihli servis-bakım anlaşması’nın 21. maddesinde “ihtilaf halinde, taraflar sorunun çözümü için istanbul anadolu adliyesi mahkemelerinin mühhasır yetkisini kabul etmişlerdir.” hükmü yer almakla uyuşmazlık halinde istanbul anadolu adliyesi mahkemeleri yetkilidir. hmk’nın 17. maddesinde; “tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denilmektedir. kaldı ki davalı şirketin merkezinin de “… …/ istanbul” adresinde olduğu görülmekle, yine yetkili mahkemenin istanbul anadolu adliyesi mahkemeleri olduğu kanaatine varılmıştır. davaya konu 10/12/2018 tarihli sözleşmede de açıkça istanbul anadolu adliyesi mahkemeleri ile ilgili yetki şartı vardır. davalı vekilinin yetki itirazı da bulunduğundan açılan iş bu davada istanbul anadolu adliyesi mahkemeleri yetkilidir. tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davanın yetki yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve hüküm ihdas edilmiştir. tesis edilen hüküm ile; davanın hmk madde 114/1-c gereğince mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan hmk madde 115/2 gereğince usulden reddine, hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili ve görevli istanbul anadolu asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine, h.m.k.’nun 20. maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine davaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede hüküm altına alınmasına…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Mahkemece 10/12/2018 tarihli sözleşmenin 21. Maddesi gereğince yetkisizlik kararı verildiğini, Uyap üzerinden yapmış oldukları tüm incelemelere rağmen kararda dayanak yapılan sözleşmenin taraflarından bulunamadığını, mahkeme kararına dayanak olarak gösterilen sözleşmenin müvekkillerinin sigortalısı ile imzalandığını, dava tarafından İcra Dairesinin yetkisine itiraz edilmediğini, İcra takibinin başlatıldığı yerde dava açılabileceğinden yerel mahkeme kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, para borçlarının götürülecek borçlar olduğunu, Kayseri Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının yetki itizarının reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün açıkça hukuka aykırı olduğunu, sigorta davalarında sigorta acentesinin bulunduğu yer veya davacının ikametgahı mahkemeleri de yetkili olduğu davalının yetki itirazının açıkça hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını, bozulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davacının istinaf dilekçesine ilişkin cevap ve itirazları doğrultusunda davacının haksız ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Somut olayda davacı sigorta şirketinin sigortalısı ile yaptığı Birleşik Ürün Sigortasına dayanarak rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle sigortalısına yaptığı ödeme dolayısı ile sigorta ettirenin halefi sıfatıyla alacağın rücuen tahsili için davalı aleyhine icra takibine giriştiği, davalının icra takibinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davacının icra takibine vaki itirazın iptali için açtığı, davada davalının taraflar arasında münhasır yetki sözleşmesi bulunduğundan bahisle süresinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu görülmüştür.Davaya konu 10.12.2018 tarihli servis-bakım sözleşmesinin 21.maddesine göre ”ihtilaf halinde taraflar sorunun çözümü için İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemelerinin münhasır yetksini kabul etmişlerdir.”hükmü bulunmaktadır.Sözlemenin taraflarının tacir olması nedeniyle anılan yetki sözleşmesi HMK 17. maddesi kapsamında münhasır yetki sözleşmesi niteliğindedir.Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılması/görülmesi gerekir.İşbu yetki kuralı “kesin yetki” niteliğinde olmayıp, usulüne uygun olarak ve süresinde yapılacak bir yetki itirazında incelenmesi, dikkate alınması ve uygulaması gerekir.Öte yandan davacı sigorta şirketi işbu davayı sigorta poliçesi gereği ödeme yaptığı sigortalısının haklarına halefiyet yoluyla kazanması nedenine dayanarak ve 6102 sayılı TTK.1402 maddesi gereğince sigortalısının halefi olarak açmıştır.Buna göre sigorta halef olarak açacağı dava ve icra takiplerinde sahip olacağı hak ve dava açacağı yetkili yer mahkemeleri konularında sigortalısının haklarına sahip olacaktır. Bu bağlamda Sigorta halef olarak açacağı dava ve icra takiplerinde sahip olacağı hak ve dava açacağı yetkili yer mahkemeleri konularında sigortalısının haklarına sahip olacaktır.(Y.17 HD.04.06.2018, 2015/5817E. 2018/5775 K. ) Buna göre somut olayda davanın açıldığı mahkeme 6100 Sayılı HMK’nın 17. maddesi çerçevesinde yetkili mahkeme değildir.İşbu davanın sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılan yetkili mahkemede ( İstanbul Anadolu Adliyesi -Asliye Ticaret-mahkemelerinde ) görülmesi gerekir.Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davacı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.Belirtilen nedenlerle, davacı taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 08/06/2021 tarih ve 2021/240 Esas 2021/393Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- Davacıdan alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin,Harç tahsil işlemlerinin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-c bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 23/10/2021