Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1433 E. 2021/1765 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1433
KARAR NO: 2021/1765
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2021
NUMARASI: 2019/439 Esas, 2021/457 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:15/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2021 tarih, 2019/439 Esas, 2021/457 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … Ltd Şti arasında 2012 yılında plastik boru satımı konusunda anlaşma sağlandığını, söz konusu boru bedellerinin davalı bankanın … şubesince verilen ve dava konusu edilen çeklerle ödeneceği hususunda anlaşıldığının adı geçen firma tarafından müvekkili şirket adına düzenlenen 30/12/2012 tarihli 45.000-TL’ lik, 30/01/2013 tarihli 93.000-TL’ lik, 30/12/2021 tarihli 45.000,-TL’lik, 30/12/2012 tarihli 100.000-TL’lik, 30/12/2021 tarihli 25.000-TL’lik, 30/01/2013 tarihli 100.000-TL’lik çeklerin bedellerinin karşılığının ödenip ödenmeyeceği ve şirketin mali durumunun bildirilmesi hususunda bankanın … şubesinin arandığını, banka yetkilisi tarafından da dava dışı şirketin bankanın kredili müşterisi olduğunu, hali hazırda karşılıksız çek işleminin çıkmadığını, bu bilgiler üzerine de belirtilen çeklerin alınarak dava … Ltd Şti firmasına sözleşme konusu boruların teslim edildiğini, ancak çeklerin keşide tarhinde karşılıksız çıkması üzerine de borçlu firma aleyhine 407.000-TL’ lik icra takibi başlatıldığını, buna rağmen çek bedellerinin tahsil edilemediğini, meydana gelen bu durumun yaşanmasında bankanın çek karnesi verirken, dava dışı şirketin mali durumunu ve mal varlığı hakkında gereken incelemeyi yapmadan çeklerin verilmesi sonucunda oluştuğunu, 5941 sayılı Çek Kanunun 2.ci maddesi gereğince bankaların çek hesabı açtığı müşterilerini titizlikle seçmesini çek hesabı açtırmak isteyenin ekonomik, sosyal durumunun, mali durumunun, yasaklı olup olmadığı gibi hususların ayrıntılı ve basiretli olarak araştırılıp belirlendikten sonra çek hesabı açarak çek karnesi vermesini gerektirdiğini, objektif özen borcu altında olan davalı bankanın, gerekli önlemleri almaması sebebi ile müvekkili şirketin uğradığı zarardan dolayı bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğunu, Bankaların TTK’nu gereğince basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğunu, davalı bankanın… Ltd Şti firmasına çek karnesi verirken gerekli araştırmayı ve incelemeyi yapmadığının aşikar olduğunu, bu durumun TMK’nun Md/2 gereği dürüstlük ve güven ilkesiyle de bağdaşmadığını, davalı bankanın adı geçen şirkete verdiği çeklerin karşılığının oluşup oluşmadığım beklemeden yeniden boş çek karnelerini verdiğini, dolayısıyla müvekkili şirket gibi bir çok şahıs ve firmanın da zarara uğramasına sebep olduğunu detaylı bir şekilde beyan ve izah ederek, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirkete dava dışı … Ltd Sti firması tarafından verilen çeklerden dolayı şimdilik 100.000 TL’lik kısmının çeklerin karşılıksız çıktığı tarihten itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; müvekkili bankanın dava dışı … Tic Ltd Sti firmasına çek verirken gerekli mali evrakları temin ederek ve firma hakkında gerekli istihbarat çalışmasını yaptıktan sonra ilk çek karnesinin 23.01.2012 tarihinde olmak üzere çeşitli tarihlerde 7 koçan halinde toplam 85 adet çek yaprağının teslim edildiğini ve bu çeklerden 42 adedinin tanımlı hesapta karşılığı oluştuğu için ödendiğini, davacı … A.Ş’nin çek sahibi olan … Ltd Şti firmasına ait 25.06.2012 ve 01.10.2012 tarihli çekleri tahsil için müvekkili bankaya koyduğunu, daha sonrada tahsil gününden önce bu çekleri tekrar iade olarak aldığını, daha açık bir ifade ile dava dışı şirketin ödemelerinde sıkıntıyı tespit ettiği halde davacı şirket yetkilileri tarafından keşide tarihi 30.01.2013 olan daha ileri vadeli bir çeki kabul ettiğini, Belirtilen sebeplerle davacının uğradığı zarardan dolayı müvekkili bankaya yüklenecek her hangi bir kusurun bulunmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte 5941 sayılı ÇEK KANUNU uyarınca, bankaların karşılıksız çıkan çekler için hamiline ödemekle yükümlü olduğu miktarların bulunduğunu, 2013 yılı için bankanın bir çek yaprağından dolayı sorumlu olacağı miktarın 1.045,00 TL olarak belirlendiğini ancak çekin üzerinde basıldığı yazı tarihten itibaren 5 yıl içerisinde İbraz edilmesi halinde bankanın zorunlu çek bedeli ödemesini yapacağını, davacının ileri sürdüğü çeklerin basım tarihinden itibaren 5 yıllık sürede sona erdiğinden, müvekkili bankanın ödeme yükümlülüğünün de sona erdiğini ifade ve beyan ederek, haksız ve mesnetsiz olarak açılan bu davanın reddi İle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep etmişledir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Alınan bilirkişi raporunda, davalı bankanın, çek hesabı açılması ile ilgili olarak Çek Kanunu ile kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirdiği tespit edildiğinden, davacının zararının oluşmasında davalı bankaya yüklenebilecek kusur bulunmadığından davacının davasının reddine” şeklinde karar verilmiştir. İş bu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararında açıkça davalı bankanın çek karnesi verirken müşterisini seçmede ve müşterisinin sosyal ve ekonomik yeterliğinin olup olmadığı yönünde işyeri seviyesinde dahi gerekli tüm araştırmaları yapması gerektiğini belirtmesine rağmen bu yükümlülüğü asla yerine getirmeyen davalı banka lehine davanın reddine ilişkin verdiği kararın kaldırılması gerektiğini, dava konusu çeklerin tamamının karşılıksız çıkması nedeniyle müvekkili şirketin 407.000,00-TL zarara uğradığını, meydana gelen bu durumun yaşanmasında en büyük etkenin davalı bankanın çek karnesi verirken dava dışı müşterisi … Tic. Ltd. Şti’ yi seçmede özensiz davranması, dava dışı şirketin mali durumu ve malvarlığı hakkında gereken incelemeli yapmaması, mal varlığı ve ödeme gücü olmayan aynı zamanda sermayesi yeterli bulunmayan şirkete çek karnesi vermesi nedeniyle oluştuğunu, gerekçeli karara dayanak alınan bilirkişi raporunda çek karnesi verilmeden önce dava dışı şirket hakkında her ne kadar bir kısım belgelerin alındığı, belirtilmişse de bu durumun tek başına davalı bankayı sorumluluktan kurtaran bir husus olmadığını, davalı bankanın dava dışı asıl muhatap şirketin çek hesabı açmadan ve çek karnesi vermeden önce malvarlığının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapmadığını, çek hesabı açılan şirketin tüzel kişiliğine ait çek karnesi verilen tarihte herhangi menkul ya da gayrimenkul malvarlığı araştırmasının davalı tarafça asla yapılmadığını, dava dışı şirket ortağı … ‘a ait olduğu belirtilen tapu kaydına davalı banka tarafından kullandırılan çek kredisinin teminatı olarak ipotek dahi konulmadığını, dolayısıyla şirket ortağının tapusunun bulunması ve sadece bu tapunun fotokopisinin çek başvurusunda alınması çek hesabı müşterisi olan Limited şirketin yani … Ltd. Şti’ nin borcu ile ekonomik ve sosyal yeterliliği bakımından herhangi bir hüküm ifade etmediğini, davalı bankanın asla ve asla dava dışı müşterisi şirketin adına kayıtlı menkul ya da gayrimenkul malvarlığı bulunup bulunmadığı yönünde malvarlığı araştırması yapmadığını, icra takiplerinde şirketin herhangi bir şekilde taşınır ya da taşınmaz malına da rastlanmadığını, emsal kararlarda bankaların, en hafif kusurlarından dahi sorumlu olacakları açıkça belirtilmişken, bilirkişiler tarafından, yeterli ve gerekli tüm araştırmaları yapmadan çek hesabı açan ve devamında yine gereken her türlü özeni göstermeden, malvarlığı bulunmayan, ekonomik durumu ve sermayesi yetersiz olan dava dışı şirkete çeşitli tarihlerde ve 7 farklı koçanda toplam 85 adet çek karnesi veren davalı bankaya herhangi bir kusur atfedilmemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni göstermeleri gerektiğini, davalı bankanın bizzat kendisine dava dışı şirketin sunduğu tüm mali veri ve belgeleri dahi inceleyerek 30.000,00-TL çek kredisi tanımlamışken, bu rakamla sınırlı olarak ticari hayatta işlem yapmasını sınırlamaması ve bu hususta gerekli basireti ve özeni göstermeleri gerektiğini, davalı bankanın bizzat kendisine dava dışı şirketin sunduğu tüm mali veri ve belgeleri dahi inceleyerek 30.000,00-TL çek kredisi tanımlamışken, bu rakamla sınırlı olarak ticari hayatta işlem yapmasını sınırlamaması ve bu hususta gerekli basireti, özeni göstermediğini ve gerekli hiçbir araştırmayı yapmamış olması nedeniyle güven kurumu olma vasfına aykırı eylem ve işlemlerde bulunduğunu, söz konusu durumun neticesinde de davalı bankanın, çek karnesi verdiği şirketin kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri ve gerekli olan araştırmaları yerine getirmemek suretiyle, dava dışı şirket tarafından müvekkili şirketin zarara uğratılmasına açıkça sebebiyet verdiğini, bu haliyle davalı bankanın dava dışı … Ltd. Şti’ye kanunun kendisine yüklediği sorumlulukları ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeksizin çek karnesi vermesi ve çek hesabı açmasının ayrıca dava dışı müşterisi olan şirketi özensiz bir biçimde seçmesinden dolayı 5941 sayılı Çek Kanunu ve TMK md/2 gereğince ihlalinin söz konusu olduğunu, ayrıca davalı banka tarafından, dava dışı şirketin aktif malvarlığı ve sermaye yeterliliği konularında gereken hiçbir araştırma ve inceleme yapılmaksızın dava dışı şirkete müvekkili şirketi zarara uğrattıkları çek karnesinin verilmiş olması, bankanın çek hesabı açacağı şirketin ekonomik ve sosyal durumunu tam anlamıyla araştırmamış olduğunun göstergesi olup bankanın, objektif özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalı bankanın 7 adet çek koçanını teslim ettiği farklı zaman dilimlerinin hiçbirinde şirketin ekonomik ve sosyal durumunu araştırmadığını, ayrıca dava dışı şirkete, daha önce teslim edilen ve henüz ibraz edilmemiş çek karnesindeki keşide ettiği bedellerin ödenip ödenmediği belli olmadan durmadan yeni çek karneleri verildiğini, davalı bankanın bir güven kurumu olması nedeniyle her bir çek karnesi verilirken gerekli araştırmaların yapılmamış olması ve daha önce dava dışı şirkete teslim edilen ve henüz ibraz edilmemiş çek karnesindeki keşide ettiği bedellerin ödenip ödenmediği belli olmadan durmadan yeni çek karneleri verildiğini, davalı bankanın bir güven kurumu olması nedeniyle her bir çek karnesi verilirken gerekli araştırmaların yapılmamış olması ve daha önce dava dışı şirkete teslim edilmiş çeklerin ödeme günleri beklenmeksizin yeni çek karnelerinin verilmesinde ve özellikle müvekkiline verilen çeklerin bulunduğu son 4 çek karnesinin tamamının karşılıksız çıkmasında bizzat bankanın kusurlu ve sorumlu olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının çekin sahibi olan … Ait … ve … tarihli çekleri bankaya tahsile koyduğunu ancak tahsil gününden önce iade talep ederek, çekleri iade aldığını, yani … Yapının ödemelerinde sıkıntı çıkarttığı halde, … yetkililerinin keşide tarihi 30/01/2013 olan daha ileri vadeli başka bir çeki kabul ettiklerini, bu sebeplerle davacının zarara uğramasında müvekkili bankaya yüklenecek herhangi bir kusurunun bulunmadığını beyan ederek istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacının hamili bulunduğu karşılıksız kalan çekler nedeniyle çek bedellerinin davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı banka tarafından müşterisi olan dava dışı … Limited Şirketine çek karnesi verdiği, şirketin davacı şirkete olan borcuna karşılık olarak bu çek karnesindenden keşide edilen toplam 407.000,00-TL tutarında 6 adet çeki verdiği, davacının çekin lehtarı olması nedeniyle kendisinden sonra başvurda bulunabileceği başka şahısların da bulunmadığı, çeklerin bankaya ibrazı sonrasında yasal çek sorumluluk bedelleri dışında davacıya ödenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık söz konusu çek bedellerinin tahsil edilememesi nedeniyle davalının sorumlu olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.5941 Sayılı Yasa’nın 2. maddesi uyarınca bankalar, ilgili kişinin talebi üzerine yapacağı araştırma sonrasında ve aranan şartları haiz müşterileri adına çek hesabı açıp çek karnesi bastırabilirler. Davalı banka tarafından, müşterisi olan dava dışı … Limited Şirketinin 17.01.2012 tarihli çek hesabı açılması talebi üzerine şirketin yasaklı olup olmadığının araştırıldığı, bununla birlikte dava dışı şirketin ekonomik ve sosyal durumu konusunda gerekli basiret ve özenin gösterildiği sonuçta dava dışı şirket adına çek hesabı açıldığı ve çek karnesi bastırıldığı dosya kapsamında yer alan deliller ışığında sabittir. Güven kurumu olan bankalar en hafif kusurlarından dahi sorumlu olup, somut olayda dava konusu çeklerin piyasaya arzında davalı bankanın kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, davacı tacir olup ticari işlem ve eylemlerinde basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük çerçevesinde davacının ticari ilişkide bulunduğu şahıslara ilişkin gerekli araştırmayı yapması, borca karşılık kendisine verilen çeklerin sıhhatlerini araştırması gereklidir. Davacı tarafından bu yükümlülüğe uygun davranıldığı da ispat edilememiştir. Bu durum karşısında, meydana geldiği iddia edilen zararla davalı bankanın eylemi arasında uygun illiyet bağının ve davalıya atfı kabil kusurunun bulunduğunun davacı tarafça kesin ve yeterli kanıtlarla ispat edilemediği gözetilerek davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2021 tarih ve 2019/439 Esas, 2021/457 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacının istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcı davacıdan peşin olarak alındığından harçla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflarına tebliği işlemlerinin HMK 359/4 uyarınca Dairemiz tarafından yapılması yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde YARGITAY’A temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/10/2021