Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1384 E. 2021/1735 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1384
KARAR NO: 2021/1735
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2021
NUMARASI: 2020/123 Esas, 2021/552 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/10/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:15/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2021 tarih, 2020/123 Esas, 2021/552 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı kooperatifin … numaralı üyesi olduğunu ve bu üyelik nedeni ile tüm bedelleri ödeyerek… Mahallesi …Blok … Kat … nolu daireyi aldığını, davacıya borcu kalmadığına dair belgenin davalı tarafından verildiğini, davacının sadece tapu mesken harcı adı altında yapacağı ödemelerin kaldığını, davalının yine 15.03.2006 tarihli ve … nolu karar ile davacının içlerinde bulunduğu üyelerin borçlarının kalmadığına dair karar aldığını, davacının daha önce ihracına ilişkin kararın Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/457 E, 2014/108 K ile davacı lehine sonuçlandığını, ferağa icbar davasının Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2014/1762 E, 2017/205 K sayılı kararı ile temyiz incelemesine gönderildiğini, davalının yönetim kurulunun 30/11/2019 tarihli ve … nolu kararı ile haksız şekilde davacının ihracına karar verdiğini, kararın davacıya Kayseri … Noterliği’nin…nolu evrakı ile…tarihinde bildirildiğini belirterek haksız kararın iptaline karar verilmesini talep ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul etmediklerini, davacıya isabet eden dairenin kendisine teslim edildiğini, muhasebe kayıtlarının incelenmesi sonucu davacının 28/02/2019 tarihi itibari ile 61.913,40 TL birikmiş aidat borcu ile bu borca ait 27.328,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 89.241,94 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, davacıya Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu birinci ihtarnamesinin gönderilmesine rağmen ödeme olmadığını, davacıya Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve …yevmiye nolu ikinci ihtarnamesinin gönderilmesine rağmen davacının yine ödeme yapmaması nedeni ile davacının ihracına karar verildiğini, bu kararın davacıya Kayseri … Noterliğinin … tarihli ve… yevmiye nolu ihtarı ile bildirildiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin almış olduğu raporda da davacının aidat ödemesi gerektiğinin belirtildiğini, davacının Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmış olduğu dava, davacının 28.471,00 TL aidat borcu ve 12.490,00 TL faiz borcunun sabit olması nedeni ile reddedildiğini,davacının borcu olmadığına dair belgenin genel kurulda onaylanmadığı için geçersiz olduğunun tespit edildiğini, davacının aidat ödemediğini ama kooperatif üyeliği nedeni ile aidat ödemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… her ne kadar davacı tarafça davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından verilen 30/11/2019 tarihli ve … nolu kararının davacı yönünden iptali istemi ile dava açılmış ise de, delillerin toplanması sonrasında alınan 10/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda, davalı tarafça davacıya gönderilen ihtarname ve çıkarma kararının şeklen ve içerik olarak usulüne uygun olduğunun belirtildiği görülmüş olup, alınan bilirkişi heyet raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olması da dikkate alınarak davacı hakkında davalı kooperatifin vermiş olduğu ihraç kararının iptali şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir. İş bu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline sureti dosyaya ekli borcunun kalmadığına dair belgenin kooperatifçe verildiğini, müvekkilinin söz konusu belgeden de anlaşılacağı üzere kooperatiften tahsis edilecek daire için tapu, mesken harcı, adı altında yapacağı ödemelerin kaldığını, bunun yanında 15/03/2006 tarih ve … nolu karar ile davalı kooperatifin aralarında müvekkilinin de olduğu üyelerinin borçlarının kalmadığına dair imzalı karar aldığını, davalı kooperatifin borcun kalmadığına dair ekli belgeleri vermesine karşın, müvekkilini kooperatif üyeliğinden ihraç yönünde karalar aldığını, bu ihraç kararlarının iptali için iptal talepli davaların müvekkili lehine kabulünün gördüğünü ve ittihaz edilen kararın kesinleştiğini, davalı tarafın ekli belgeler mevcut olmasına ve müvekkilinin borcunun bulunmamasına karşın haksız borç dilimleri tahakkuk ederek tapu ferağını vermekte direngen bir tutum gösterip müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin dosyada mevcut söz konusu belgeden de anlaşılacağı üzere kooperatiften tahsis edilecek daire için tapu, mesken harcı, adı altında yapacağı ödemelerin kaldığını, bunun yanında 15/03/2006 tarih ve … nolu karar ile davalı kooperatifin aralarında müvekkilinin de olduğu üyelerinin borçlarının kalmadığına dair imzalı karar aldığını bu yönde ayrıntılı araştırma yapılmadığını delillerinin toplanmadan hüküm kurulduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava kooperatif üyeliğinden ihracının iptali istemiyle açılan davadır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olunup davacı tarafından istinaf yasa yoluna baş vurulduğu görülmüştür.Davacı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığını belirtmiş olup bilindiği üzere Kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur. (Yargıtay 23. HD 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar)Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 24/05/2016 tarihli 2015/6110 E. 2016/3161 K. sayılı ilamı; “Kooperatifler Kanunu’nun 13. maddesi, “Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” hükmünü içermektedir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Takibin salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra başlatılması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun’un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir. İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de talep halinde sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifanın ulaşması ya da ihracın kesinleşmesi tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen “aidat alacağı” kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden ve temerrüde düşürülmesi durumunda işlemiş faizinden yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK’nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir. Her üye, üye olurken, üyeliğinin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir.” şeklindedir.Davacının kooperatifte peşin ve sabit ücretli üye olduğu yönünde dosyada delil bulunmadığı, kooperatiften istifa etmediği sabit olup kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca sorumludur. İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de talep halinde sorumlu olacaktır.Bu anlamda davacının borcunun kalmadığı yönündeki isitnaf gerekçesinin yerinde olmadığı görülmekle davacının bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Bununla birlikte Kooperatifler Kanununun 16.maddesinde; ” (Değişik birinci fıkra: 6/10/1988 – 3476/4 md.) Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler ana sözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar ana sözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.” denmektedir.Yine aynı yasanın 27.maddesinde; Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez. ” denmektedir.Kooperatif Ana Sözleşmesinin “Ortaklıktan Çıkarma” başlıklı 14. maddesinde üyelerin hangi durumlarda üyelikten ihraç edilebilecekleri sıralanmıştır.Kooperatif Yönetim Kurulunca 29.06.2019 tarihinde toplantı yapıldığı toplantıda aidat borçlarını ve gecikme faizini ödemesi için davacıya ihtar çekilmesine karar verildiği görülmüştür. Kayseri… Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davacının adresi olan “… cd.no:… … Kayseri” adresine yapıldığı 1. ihtarda davacının 28.02.2019 tarihi itibariyle 61.913,40 TL birikmiş aidat ücreti 27.328,54 Tl işlemiş faiz olmak üzere toplam 89.241,94 TL borcunun bulunduğu belirterek en geç 10 gün içinde ödenmesinin istendiği, ihtarın 05.08.2019 tarihinde Tebligat Kanunu 21. Maddesi uyarınca tebliğ edildiği (adresin kapalı olduğunu isim ve imzadan itina eden komşusunun beyanı üzerine mahalle muhtarına teslim edildiği … nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığının belirtildiği) görülmüştür.Davacıya gönderilen Kayseri… Noterliğinin … tarih …yevmiye numaralı 2. ihtarnamesi incelendiğinde; davacının adresi olan “… cd.no:… … Kayseri” gönderildiği, ihtarda 28.02.2019 tarihi itibariyle 61.913,40 TL birikmiş aidat ücreti 27.328,54 Tl işlemiş faiz olmak üzere toplam 89.241,94 TL borcunu en geç bir ay içinde ödenmesinin istendiği, ihtarın 21.10.2019 tarihinde Tebligat Kanunu 21. Maddesi gereğince (adresin kapalı olduğunu isim ve imzadan itina eden komşusunun beyanı üzerine mahalle muhtarına teslim edildiği … nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığının belirtildiği) tebliğ edildiği görülmüştür Kooperatif yönetim kurulunca 30.11.2019 tarihinde üyenin ihracına karar verildiği Kayseri … Noterliğinin … tarih… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kararın davacıya ait … cd.no:.. … Kayseri adresine ihtaren gönderildiği davacının 31.01.2020 tarihinde eldeki davayı açtığı görülmüştür. Davacıya gönderilen ihtarnamelerin süresinde oldukları bu anlamda Kooperatifler Kanunu 27. Maddesinde belirtilen koşulları taşıdığı, davacıya gönderilen ihtarnamelerde belirtilen aidat borcunun ve işlemiş faiz miktarları ile bilirkişi tarafından hesaplanan aidat borcu ve işlemiş faiz miktarlarının aynı olduğu Kooperatif Genel kurulunca 2007 yılı 2016 yılları arası aylık %5, 2016 yılı için aylık %2, 2017 yılı için aylık %1,5 gecikme faizi belirlenmesine rağmen davacıya gönderilen ihtarnamede faizin aylık %0.75 üzerinden belirlendiği faiz oranlarının dava tarihinde yürürlükte bulunan 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca TBK’nın 88. ve 120. maddelerine göre hesaplandığı, bu durumda davacıdan daha da düşük meblağda faiz istenmesi karşısında davalı kooperatifçe gönderilen ihtarnamelerin içeriğinin gerçek borç miktarını yansıttığı bu nedenlerle gerek ihtarların gerekse dava konusu ihraç kararının kooperatifin ana sözleşmesi hükümleri ile Kooperatifler yasasına uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/07/2021 tarih ve 2020/123 Esas, 2021/552 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacının istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcı davacıdan peşin olarak alındığından harçla ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.