Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1370 E. 2021/1560 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1370
KARAR NO: 2021/1560
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021
ESAS NO: 2020/471
KARAR NO: 2021/468
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/09/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/06/2021 tarih ve 2020/471 E – 2021/468 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile davalı … arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesine istinaden de davalıya taksitli kredi kullandırılmış olduğunu, davalının krediyi kullanarak menfaatler elde ettiğini ancak ödeme sürelerine uymadığını, banka tarafından ihtarname keşide edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla Kayseri … İcra Dairesinin …Esas sayılı dosya üzerinden borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine başlatılan icra takibinde takibe konu edilen alacak tutarı, faiz ve takibe konu olan kredi sözleşmelerini kabul etmediklerini, icra takibine konu edilen kredi sözleşmelerinin kabulünün mümkün olmadığını, davalının davacı banka ile kredi ilişkisine girmediğini, davaya konu edilen kredi sözleşmesinin davalıya ait olduğunu kesinlikle kabul etmemekle birlikte, icra dosyasında davalıya takibe dayanak bilgi ve belgeler tebliğ edilmediğini, hesabın katı ihtarnamesi, takibe dayanak kredi sözleşmeleri ve diğer dayanak belgeler tebliğ edilmediğinden icra takibinde tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun açık olduğunu, icra takibi yapılmadan önce de hesap kat ihtarnamesinin tebliğ olmaması nedeni ile davanın reddi gerektiğini, temerrüt şartlarının oluşmamış olduğunu, davacı tarafından davalı aleyhine hukuka aykırı olarak icra takibi yapılmış olduğu, başlatılan icra takibinde faiz tutarlarının kabulü mümkün olmadığını, hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz; temerrüt tarihinden sonra ise temerrüt faizi uygulanabilir olduğunu, fakat davacı bankanın akdi faiz değil, sürekli olarak temerrüt faizi uygulanmış olduğunu belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça takibe konu kredi sözleşmesi nedeni ile davalıdan alacaklı olunduğu belirtilerek takip yapılmış ve davalının takibe itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açılmış ise de, toplanan deliller sonucu alınan 18/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı ile 07/01/2020 tarihinde yapılan ödeme planı anlaşması gereği ilk taksit ödemesinin 05/10/2020 tarihi olmasına rağmen henüz borç muaccel hale gelmeden takip yapıldığının anlaşılması ile davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılmakla davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67 gereğince reddine…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/471 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılamada kanuna ve usule aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini, yerel mahkemenin kararına göre henüz borç muaccel olmadan takip yapıldığı gerekçesi ile takip tarihi itibariyle davalıdan alacağın olmadığının kabul edildiğini, davanın reddi yönünde verilen bu kararı kabul etmediklerini, kararın bozulması ve kaldırılması yönünde itirazda bulunduklarını, iş bu karar eksik inceleme yapılarak verildiğini, 07/01/2020 tarihinde yapılan ödeme planında zaten muaccel olan borç için taksitlendirme yapıldığını, borcun muaccel hale gelmeden takip başlatılması söz konusu olmadığını, davalıya hesap kat ihtarları usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, hesap kat işlemi ile müvekkil banka alacağı muaccel hale getirildiğini, tebliğ edilen hesap kat ihtarları ile de zaten borçlu temerrüde düşürüldüğünü, gönderilen ihtarnameler icra takibi için değil sözleşmeye göre vadesinde ödemelerin yapılmaması veya tahsilatın güçleşmesi durumunda; kredinin durdurulduğunu, alacağın tamamının yasal yollardan tahsil edilmeye başlanacağını ve tüm kredinin muaccel kılınacağını müşteriye bildiren ihtarnameler olduğunu, müvekkil banka tarafından ihtarnamelerin gönderilmesi borca ilişkin vadenin dolması ya da borcun ödenmesi için istenen şartların oluşması gibi durumlara bağlı olarak borcun borçludan istenebilir hale geldiğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiğini, müvekkil banka tarafından gönderilen ihtarnameler ile vadesi gelmemiş kredi borçları da muaccel hale geldiğini, somut olayda,genel kredi sözleşmesinde bankanın dilediği takdirde neden göstermeksizin hesabı kat etme ve alacağı muaccel kılma yetkisinin bulunduğu belirtildiğini, bu hüküm uyarınca da müvekkil banka tarafından hesabın kat’ına dair ihtarname keşide edilerek borçluya gönderildiğini, borçlunun itirazları taraflar arasındaki sözleşmenin hukuksal niteliğine yönelik olmayıp, salt sözleşme nedeniyle hesaplanması gereken borcun miktarı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin hukuken geçersizliği yönünde bir savunma getirilmediğini, müvekkil banka tarafından icra takibine geçilebilmesi için hesabın kat edilmesi yeterli olduğunu, kat ihtarnamesinde ödeme için verilen süreden önce icra takibine başlanması halinde bu durumun sadece faiz hesabında dikkate alınması gerektiğini, davalının alacağımızın tahsilini geciktirmek adına haksız, mesnetsiz ve gerçek dışı iddialar ile icra takibine itiraz ettiği aşikar olup, iş bu Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 tarihli 2020/471 E.-2021/468 K. sayılı dosyası üzerinden verilen kararın bozulması ve ortadan kaldırılması gerektiğini, istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, kredi alacağının tahsili hususunda başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve özellikle hükme esas alınan 18.01.20201 tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin hukuken isabetli ve yerinde olmasına göre ilk derece mahkemesince, bilirkişi raporu doğrultusunda, icra takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan olan alacağının henüz muaccel olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davacı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/06/2021 tarih ve 2020/471 E – 2021/468 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 29/09/2021