Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1351 E. 2021/1423 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1351
KARAR NO: 2021/1423
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2021
ESAS NO: 2021/397
KARAR NO: 2021/536
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 27/09/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/07/2021 tarih ve 2021/397 E – 2021/536 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalılar … ve …’nın müvekkili Banka … Şubesi müşterilerinden … Limited Şirketi ile imzalanan Genel Nakdi ve Gayrı Nakdi Kredi Sözleşmesi’ni müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, Diğer borçluların ise anılan firmanın borçlarına kefaleti bulunan …’nın mirasçıları olarak sorumlulukları bulunduğunu, Asıl borçlunun kredi borcunu ödeyememesi üzerine kredi müşterisinin hesaplarının kat edildiğini, asıl kredi borçlusu ile müşterek borçlu ve müteselsil kefillere Aksaray … Noterliği’nin 05.08.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek hesaplarının kat edildiğinin bildirildiğini, Bu aşamada kefil …’nın vefat ettiği tespit edildiğini ve takibin yasal mirasçılara yöneltildiğini, Borçluların gönderilen ihtarnameye rağmen borçlarını ödememeleri üzerine alacaklarının 150.000,00TL’lik kısmının tahsili için Kayseri …İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibine başlandığını, davalı/ borçlular icra dairesine vermiş olduğu dilekçe ile icra takibine itiraz etmiş ve takibin durmasına sebep olduklarını, takibin dayanağının kredi borclusu … Limited Şirketi’nin müvekkili Bankadan kullanmış olduğu kredilerden kaynaklandığını, Davalıların itiraz dilekçesinde, yetkiye, borca, takibe, faize, faiz oranına ve alacağın bütün fer’ilerine itiraz ettiklerini, itirazlarının hukuki ve kanuni hiçbir dayanağı bulunmadığını, davalılardan … ve … ile miras bırakan …’nın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğu Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi’nin “Kefalet” başlıklı 9.11. .Maddesinde, asıl borçlu firmanın Bankaya olan tüm borçlarını müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla yüklenmeyi açıkça kabul ettiklerini, Yine aynı sözleşmenin “Muacceliyet ve Temerrüt Halleri ile Uygulanacak Gecikme Faiz Oranı” başlıklı 10.maddesinde krediye uygulanacak temerrüt faiz oranları da davalı tarafından kabul edildiği, Borçlunun talep edilen faiz hususundaki itirazlarının hiçbir dayanağı bulunmadığı, Müvekkili Banka tarafından davalı-borçluya keşide edilen ihtarname ile borçludan ihtarnamedeki borç miktarının derhal ödenmesinin talep edildiğini, Bu durumda hesapların kat edildiği ve ihtarnamenin çekildiği tarih itibariyle borçlular temerrüde düşmüş bulunduğu, beyan edilerek davanın kabulü ile davalının Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalının alacak miktarının %20’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;Davacı banka tarafından asıl borçlu … Ltd.Şti. ‘nin kullandığı kredi için takip yapıldığını, davalıların 5.000,000,00 TL’den fazla ödeme yaptıklarını, banka tarafından aynı alacak için Kayseri banka alacakları … esas kayseri banka alacakları ….. esas ve Kayseri … dairesi … esas sayılı dosyalardan olmak üzere 3 ayrı takip başlatıldığını, kredi borçlusu şirketin konkordato mühleti verildiğini, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davalılar …, …, … ve…’ya karşı açılan davanın yapılan değerlendirilmesinde; Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2021 tarih, 2021/686 esas – 2021/879 karar sayılı ilamı doğrultusunda muris …’nın terekesinin tespiti ve tasfiyesine ilişkin dava açılıp açılmadığı hususunda murisin ölmeden önceki yerleşim yeri mahkemesi olan … Sulh Hukuk Mahkemelerine müzekkere yazılmış olup müzekkerelerimize cevaben ilgili kişi hakkında dava bulunmadığı bildirilmiştir. Davalı tarafından takibe itiraz dilekçesinde, … İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu beyan edilerek Kayseri İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edilmiştir. İtirazın iptali davasının dinlenebilmesi için yetkili icra dairesinde takip yapılmış bulunması ön şarttır. HMK’daki yetki kuralları ilâmsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar da öncelikle incelenmelidir. HMK’nın 11/1-b maddesinde “Terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalarda ölen kimsenin yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir” hükmü gereğince ve İİK’nun 50. maddesinde icra daireleri yetkisi bakımından HMK’ya atıfta bulunulduğundan, davalılar … …, … , … ve … ‘nın murisi olan, genel kredi sözleşmesinde müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan …’nın son yerleşim yeri adresinin …/… olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda iş bu davalılar yönünden takibin, murisleri …’nın ölmeden önceki son yerleşim yerindeki icra dairesinde yapılması gerekmekte olup, davalılar vekilinin …’nın mirasçıları yönünden icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının haklı ve usulüne uygun olduğu, icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılmadığı, usule uygun olarak yapılmış bulunan bir icra takibi bulunmasının itirazın iptali davası açılmasının ön şartı olması nedeniyle bu şartı taşımayan ve …’nın mirasçıları yönelik açılan itirazın iptali davasının, dava şartı yokluğundan usul yönünden reddine karar verilmiştir.
… ve …’ya karşı açılan davanın yapılan değerlendirilmesinde;Davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti arasında 20/06/2016 tarihinde 6.500.000,00 TL bedelli genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşmeyi davalılar …, … ile muris …’nın 6.500.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, banka tarafından hesabın kat edildiği, hesap kat ihtarnamesinin davalı dışı asıl borçlu … Ltd. Şti ‘ne ve kefiller … ile …’ya 07/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede ödeme için 7 günlük süre verildiği bu nedenle davalı kefiller … ve …’nın 15/08/2019 tarihinde temerrüde düştükleri görülmüştür. Kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan takiplerde alacak hesabı yapılırken; Kredi sözleşmesindeki hüküm nedeniyle davacı bankanın kayıt ve belgelerinin esas alınması hesabın kat edildiği tarih itibariyle davacı banka alacağının belirlenmesi bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın bulunması, bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve BSMV işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarının bulunması, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler var ise bunların öncelikle masraf ve faizlere mahsubunun yapılması ve dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Mahkememizce bankacı bilirkişiden alınan 04/12/2020 tarihli rapora göre; taleple bağlılık kuralı gereğince davacı bankanın asıl borçlu … Ltd. Şti ‘den takip tarihi itibariyle taksitli krediden kaynaklanan 739.550,47 TL asıl alacak, 59.164,04-TL işlemiş faiz, 2958,20-TL BSMV olmak üzere toplamda 801,672,71 TL, cari hesap kredisinden kaynaklanan 3.757.304,93 TL asıl alacak, 300.584,39 TL işlemiş faiz , 15.029,22 TL BSMV olmak üzere toplam 4.072.918,55-TL, genel toplam 4.874.591,26 TL nakit alacağının bulunduğu, bu alacağın tamamına …, … ile muris …’nın kefaletinin bulunduğu ancak banka vekili tarafından kefiller ve mirasçıların sorumlu olduğu tutarlar 150.000,00 TL ile sınırlandığından bu tutara temerrüt tarihinden itibaren %48 faiz işletildiğinde davacı bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten icra takip tarihi itibariyle 150.000,00 TL asıl alacak,12.000,00 TL işlemiş faiz, 600,00 TL BSMV toplamı 162.600,00 TL nakit alacağının bulunduğu rapor edilmiştir.Mahkememizce alınan bilirkişi raporu açıklanan hususlara riayet ederek düzenlendiği görülmüş, fennî sıhhati haiz, dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın konu ile ilgili içtihatları ile uyumlu bulunduğundan hükme esas alınarak ve taleple bağlı kalınarak davalı borçlular aleyhinde başlatılan Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, davalı borçlular … ve …’nın 150.000,00-TL nakdî alacak miktarına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin bu miktar alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %48 temerrüt faizi ile kaldığı yerden devamına karar verilmiştir. … ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar Yargıtay içtihatları uyarınca likit kabul edildiğinden takibe konu alacağın likit olduğu ve davalıların itirazın haksız olduğu gözetilerek davalıların sorumlu oldukları toplam alacakların %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalılar …,…, … ve…’ya karşı açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalılar … ve …’ya karşı açılan davanın kabulü ile; dava konusu Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, davalı borçlular … ve …’nın 150.000,00-TL nakdî alacak miktarına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin bu miktar alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %48 temerrüt faizi ile kaldığı yerden devamına, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarın 150.000,00-TL’nin %20’si oranında (30.000,00-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçlular … ve …’dan alınarak davacı alacaklıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine karar verilmesi hatalı olup; bu anlamda hükmün kabulünün olanaksız olduğunu, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2021/686 Esas 2021/879 Karar sayılı ilamı uyarınca terekenin paylaşımı ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığını, delil toplanmadığını, davalılar ile müvekkil Banka arasında akdedilen, davalıların müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış oldukları Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kredi Sözleşmesinde “HMK Madde 17- (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.” hükmüne uygun olarak Kayseri mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılındığını, dolayısıyla Kayseri Mahkemeleri HMK m.17 gereğince yetkili olup, yetki sözleşmesi, tarafları ve onların mirasçılarını (külli haleflerini) ve dava (takip) konusu alacağı devir alanları (cüz’i halefleri) de bağlayacağını, Yargıtay içtihatlarında da “miras bırakanın yaptığı yetki sözleşmesinin mirasçıları da bağlayacağını” ifade edildiğini, ayrıca mirasçıların da bu anlamda diğer borçlularla zorunlu takip arkadaşlığının bulunduğu aşikar olduğun, dolayısıyla hem yetki sözleşmesi hem usul ekonomisi gözetildiğinde yerel mahkeme hükmünün tarafımızca kabulü olanaksız olduğunu, yerel mahkeme hükmünün bu anlamda kaldırılması gerektiğini, istinaf talebimizin kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/397 Esas, 2021/536 Karar ilamının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun tahsili hususunda başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.Dairemizin 2021/686 E-2021/879 K sayılı kararıyla; genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan ve davaya konu icra takibinden önce ölen …’nın son yerleşim yeri adresinin …/… olması nedeniyle HMK’nun 11/1-b maddesi uyarınca murisin terekesinin mirasçılar arasında kesin olarak paylaşımının yapılıp yapılmadığının araştırılması, buna göre yetkili icra dairesinin/mahkemenin tayin edilmesi gerektiğinden bahisle yerel mahkemenin önceki kararının kaldırılmasına karar verildiği, yerel mahkemece Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan araştırmada murisin mirasçıları tarafından terekenin paylaşımı hususunda açılan herhangi bir davanın bulunmadığının tespit edildiği, buna göre davaya konu genel kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefili sıfatıyla imzalayan ve takipten önce öldüğü anlaşılan muris … mirasçıları olan davalılar …, …, … ve … yönünden yetkili icra dairesinde yapılan usulüne uygun bir takip bulunmadığından bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/07/2021 tarih ve 2021/397 E – 2021/536 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2021