Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1346 E. 2021/1506 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1346
KARAR NO: 2021/1506
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2021
NUMARASI: 2019/853 Esas, 2021/598 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:27/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 27/09/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13/07/2021 tarih, 2019/853 Esas, 2021/598 Karar sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile olan ticari ilişkileri sebebiyle satışını yaptığı malzeme ve hizmet karşılığında icra takibinde dayanak gösterilen 6 adet faturayı düzenlediğini, davalıya malların teslim edildiğini, faturaya konu hizmetin verildiğini, davalının faturalara ilişkin zaman zaman ödeme yaptığını, kalan bakiyenin tahsili amacıyla Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kabul ettiğini, ancak böyle bir borcunun olmadığını belirterek itiraz ettiğini, faturalar ve açık ticari ilişki kapsamında gözüken alacağa karşılık davalının kısmi ödemesinden bakiye alacağı kaldığını bildirerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının resmi kurumlarla çalışarak ihalelere girdiğini bu kapsamda … Tesisi İnşaat işini aldığını, söz konusu işi 26/09/2017 tarihinde alt yüklenici sözleşmesi ile … Ltd. Şti’ye verdiğini, bu şirketin ortaklarının … ve … olduğunu, davacı şirketin ortaklarının da aynı olduğunu, davalının arıtma tesisi ile ilgili olarak…İnşaat Ltd. Şti ile mal alım satım sözleşmesi imzaladığını, söz konusu şirketin ortağı ve müdürünün … olduğunu, bu şirketin eski ticaret unvanının … … Müşavirlik ve Taahhüt – … olduğunu, davacı ile diğer şirketler arasında organik ve fiili bağ olduğunu, davacı tarafın farklı tüzel kişiliklerin unvanına sığınarak ortakları, adresleri ve faaliyetleri aynı olan şirketler kurarak kötü niyetli olarak bu davayı ikame ettiğini, davalının sözleşmeler uyarınca mal alımı için dava dışı…Ltd. Şti ile işin yapılması içinde … Ltd. Şti ile anlaştığını, ancak taraflar sözleşmenin imzalanmasından sonra kesilecek faturaların söz konusu şirketler arasında organik ve teknik bağ bulunan davacı … … Ltd. Şti üzerinden kesilmesini kararlaştırdığını, davalının faturalar karşılığı yapması gereken ödemeleri bu şirketlerin hesaplarına yaptığını, davalının borcu olmadığını, tarafların ticari defterleri incelendiğinde davalının dava dışı … ile 2.200.000,00-TL tutarlı sözleşme olmasına rağmen bu hususa ilişkin fatura olmadığını, davacı tarafından kesilen faturaların içeriğinin KASKİ ile yapılan sözleşmenin içeriği ile aynı olduğunu, söz konusu fatura bedelinin tarafların anlaşması üzerine davacı şirket ile aralarında organik bağ bulunan şirkete ödendiğinden davalının borcu olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup düzenlenen rapordan anlaşıldığı üzere davacı tarafça takip ve dava konusu yapılan faturaların tamamı hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup, takip konusu 6 adet faturaların toplam tutarı 665.844,49-TL’ dir. Davacının ticari defterlerinde davalıdan banka havalesi ile toplamda 273.726,57-TL tutarında tahsilat yapıldığına ilişkin kayıt bulunduğundan davacı, davalıdan 392.117,92-TL alacaklı olduğunu ispatlamıştır. Bu durumda davalının ödemeleri ispatlaması gerekmektedir. Ancak davalı tarafça bu ödemeler dışında yapılmış başka bir ödeme olduğuna ilişkin herhangi bir belge ibrazı yapılmamış olup, 13/07/2021 tarihli duruşmada da davalı vekili tarafından yemin deliline dayanmadıkları beyan edilmiştir.Açıklanan nedenlerle davacı tarafından davasının ispatlanmış olması nedeniyle Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin 392.117,92-TL üzerinden kaldığı yerden devamına karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Anılan şartlar incelendiğinde takibe konu alacağın likit olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu gözetilerek davalı aleyhine itirazın iptaline karar verilen toplam 392.117,92-TL alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına” şeklinde karar verilmiştir.İş bu kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ıslah dilekçesi dikkate alınmaksızın önceki beyanlar doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, takibe konu faturalarda müvekkilinin imzası veya kaşesi yer almamakla beraber faturanın varlığının mal teslimine delil teşkil etmediğini, davacıya ait ticari defter kayıtlarının delil niteliğini haiz olmadığını, ticari defter kayıtlarının bu dosya için inceleme konusu yapılamayacağını, ispat yükünün davacıda olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhbar olunanlar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taraf olarak müvekkillerinin herhangi bir sorumluğunun bulunmadığını, davalı tarafından mahkeme dosyasına sunulan beyanlar ile müvekkili şirketlerin adreslerinin aynı olduğu, şirketler arasında organik bağ bulunduğu, davaya konu fatura bedelinin müvekkili şirkete ödendiği gibi iddialarda bulunmuş olsa da bu iddiaların tamamen hukuki dayanaktan yoksun ve asılsız olduğunu beyan ederek davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır. Kayseri … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; Davacı … Limited Şirketinin davalı … hakkında 392.1170,92-TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, takip dayanağı olarak 09.10.2018 tarih … numaralı, 206.275,23-TL bedelli, 01.11.2018 tarih … numaralı, 18.665,80-TL bedelli, 03.12.2018 tarih … numaralı 5.66,43-TL bedelli, 07.12.2018 tarih … Numara 1430,16-TL bedelli, 20.12.2018 tarih … numaralı 406.159,95-TL bedelli 30.12.2018 tarih … numaralı 27.657,87-TL bedelli faturalar ile cari hesaplarında gözüken bakiy alacak olarak gösterildiği, davalının itirazında borcunun bulunmadığını beyan ettiği, itiraz yolu üzerine takibin durduğu görülmüştür.Davacının takibe dayanak yaptığı faturalar incelendiğinde; … adına düzenlendikleri 09.10.2018 tarih … numaralı, 206.275,23-TL bedelli, 01.11.2018 tarih … numaralı,18.665,80-TL bedelli, 03.12.2018 tarih … numaralı 5.66,43-TL bedelli, 07.12.2018 tarih … Numara 1430,16-TL bedelli, 20.12.2018 tarih … numaralı 406.159,95-TL bedelli 30.12.2018 tarih … numaralı 27.657,87-TL bedelli faturalar oldukları görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne kısmen karar verildiği görülmüştür.Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Yargılama usulü bakımından … hükümlere tabi olduğundan ispat külfetiyle ilgili kurallar itirazın iptali davasında da geçerlidir. Taraflar iddia ve savunmalarını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bu dava icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır ve takibe bağlılık alacağın hem miktarı hem de kaynağı yönünden mevcuttur.Kısmi ifaya ilişkin kurallar da (icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan) 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 100 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 101. maddesine göre birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır. 102. maddeye göre de kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2006 tarihli ve 2006/19-260 E., 2006/251 K.; 09.06.2010 tarihli ve 2010/19-262 E. 2010/304 K; 27.01.2016 tarihli ve 2015/15-1830 E.,2016/98 K.; 25.04.2018 tarihli ve 2017/19-903 E., 2018/974 K. sayılı kararlarında da bu yönde açıklamalar yer almaktadır.Dava itirazın iptali davası olup, itirazın iptali davası takip ile sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Takip faturaya dayalı olduğuna, takibe konu faturalar her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğuna göre somut olayda ispat külfeti davalıda olup davalının takibe konu faturalardaki malın kendisine teslim edilmediğini yada ödediğini ispat etmesi gerekmektedir.Mahkemece taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi marifeti ile rapor aldırılmış olunup, 22.02.2011 tarihli rapor incelendiğinde; takibe konu 09.10.2018 tarih … numaralı, 206.275,23 TL bedelli, 01.11.2018 tarih … numaralı,18.665,80 TL bedelli, 03.12.2018 tarih … numaralı 5.66,43 TL bedelli, 07.12.2018 tarih … Numara 1430,16 TL bedelli, 20.12.2018 tarih … numaralı 406.159,95 TL bedelli 30.12.2018 tarih … numaralı 27.657,87 TL bedelli 31.08.2016 tarih … numaralı 19.919,21-TL bedelli faturaların her iki tarafın ticari defterlerine kayıtlı olduğu,davalı tarafından 273.726,57 TL ödeme yapıldığı bunun haricinde başkaca bir ödeme kaydına rastlanılmadığı sabit olup 6098 sayılı TBK 102. maddesi uyarınca davalının bu faturanın kayıt tarihinden sonra davacıya yaptığı ödemelere ilişkin belgeler incelenerek davalı tarafından yapılan ödemelerde herhangi bir açıklama olmaması halinde ödeminin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 102. maddesi uyarınca takibe konu fatura için yapıldığı kabul edilerek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama,yasal sebep ve gerekçelere , mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle davacının takibe konu yaptığı faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına, davalının fatura bedelleri olan 665.844,49-TL’den yalnızca 273.726,57-TL ödediğinin bunun haricinde başkaca bir ödeme yaptığına dair dosyaya delil sunamaması ve yemin deliline dayanmaması karşısında somut olayda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Bu itibarla davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13/07/2021 tarih, 2019/853 Esas, 2021/598 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 26.785,58-TL istinaf karar harcından kendisinden peşin olarak alınan 6.697,30-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 20.088,28-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflarına tebliği işlemlerinin HMK 359/4 uyarınca Dairemiz tarafından yapılması yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde YARGITAY’A temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/09/2021