Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1267 E. 2021/1496 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1267
KARAR NO: 2021/1496
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2021
NUMARASI:2020/699 Esas, 2021/456 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:27/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:27/09/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 27/04/2021 tarih, 2020/699 Esas, 2021/456 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı … Sigorta tarafından kaskolu bulunan, davacı …’a ait olan … plakalı … marka beyaz renkli …model aracın … günü saat … sıralarında aküsü boş vaziyette … yan tarafında bulunan açık otoparka davacı tarafından park edildiğini, davacının … tarihinde saat … sıralarında aracı park ettiği yere gittiğinde aracın çalınmış olduğunu fark ettiğini, kontak anahtarı kendisinde bulunan bu araçla ilgili olarak davacın her hangi bir şahısla alacak verecek çekişmesi veya başkaca bir husumeti bulunmadığını, davacının bu konuyla ilgili şüphelendiği herhangi bir kimsenin olmadığını, konuyla ilgili olarak davacının olayı fark ettiği andan itibaren bir saat içinde Kayseri … Polis Merkezi Amirliğine müracaat ederek suç ihbarında bulunduğunu ancak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … Soruşturma numaralı dosyası ile suç soruşturmasının devam ettiğini, halen aracın ya da olayla ilgili şüpheli kimsenin bulunduğuna dair bir tebligatın davacıya ulaşmadığını, davacı derhal emniyet amirliğine başvurmak suretiyle yükümlülüğünü yerine getirdiğini, başvuru konusu aracın olay tarihi itibariyle davalı … Sigorta tarafından … poliçe numarası altında kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, sigorta poliçesinde “Sigorta poliçesinde araç hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına alınmıştır.” ifadesine yer verildiğini, Yargıtay içtihatları ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası … Şartlarının açık hükümleri gereğince, aracın çalınması dolayısıyla davacının zararını giderme yükümlülüğünün davalıya ait olduğunu, dava konusu olaya dair Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/863 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 1.000,00-TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini, mezkur dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda çalınan aracın piyasa rayiç değerinin 31.000,00TL olduğunun tespit edildiğini, mahkemece 1.000,00-TL bedel üzerinden davanın kabul edilmesinin sebebinin, bilirkişi raporunda doğrudan aracın çalındığına dair bir tespite yer verilmemesi üzerine dosyanın davacı tarafça ıslah edilmemiş olması olduğunu, bu durumun davacının aracının çalındığı ve rayiç değerinin 31.000,00TL olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinden ve bu karar davacı tarafça icra takibi konusu edildikten sonra yine mezkur dosyaya istinaden davacı tarafça … Sigorta aleyhine bakiye 30.000,00-TL’lik kısım yönünden icra takibi yapıldığını, bu takibin itiraz sonucu durması neticesinde davacı tarafça arabulucuya başvuru yapıldığını, davalı şirketin arabulucu aşamasında da anlaşmaya yanaşmadığını ve sürecin anlaşmama şeklinde sonuçlandığını, davalı tarafından icra takibine yapılan mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun bulunan itirazın iptaline ve duran takibin devamına, borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin, gerçekleştiği iddia edilen çalınma olayı sonrası gerekli tahkikat ve araştırmaları yaptığını, davacı tarafın kendinden beklenen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacı adına düzenlenen genişletilmiş kasko poliçesinde de açıkça belirtildiği gibi çalınma ihbarı ile maddi tazminat talebinde bulunulabilmesi için; aracın alım faturası, vekaletname, mutabakatname, çalınan aracın kontak ve/veya yedek anahtarı, 30 gün sonra ilgili karakol ve hırsızlık masasından alınacak bulunamadı zaptı, maliye ve trafik tescilden kaydının silindiğine dair resmi yazı, trafik tescilden çalıntı kaşeli ruhsat, poliçede dain-i mürtehin var ise kaldırıldığına dair banka yazısının sigortalı tarafından teslim edilmesi gerektiğini, davacının aracın anahtarı istendiğinde anahtarı teslim etmediğini, aracın kullanıldığına delil oluşturacak yakıt fişi istendiğinde ise araca bidonla yakıt doldurduğunu iddia ettiğini, davacı şirketin aracının Genişletişmiş Kasko Poliçesi ile sigortalandığını, poliçede belirtilen çalıntı halinde teminat dışı kalan hallerin olduğunu, araç anahtarının kaybolması veya çalınması durumunda ise, sigortalının derhal bu hususu sigortacıya bildirerek aracın korunması için gereken önlemleri alması gerektiğini, davacı tarafın anahtarın kendisinde bulunduğuna dair bir delil sunmadığından teminat dışı olduğunu, bu sebeple talebin reddedildiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/863 Esas sayılı dosyasında bilirkişi raporunda çalıntı olayının gerçekleşmemiş olduğu görüşünün bildirildiğini belirterek öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, davacının alacağın %20’den az olmamak kaydıyla tazminata mahkumiyetine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…mahkememizin görevli olmadığı, Tüketici Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, göreve ilişkin usul hükümlerinin re’sen uygulanmasının gerektiği ve kamu düzeniyle ilgili olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alınarak H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Kayseri Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine” şeklinde karar verilmiştir. İş bu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle istinaf incelemesi neticesinde görevsizlik kararının kaldırılmasına ve mahkemenin görevli olduğuna karar verilerek ve esas incelemesi için dosyanın iadesine, yapılacak yargılama neticesinde talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, davacının aracının uğradığı hasar bedelinin davalı kasko sigorta şirketinden tahsili yönünde başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece; tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği kararın, davacı tarafından istinaf edildiği görülmüştür. Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında … plakalı … markalı hususi kullanım amacıyla alınmış minübüs için 23.06.2017 başlangıç tarihli … poliçe numaralı ZMSS poliçesini tanzim ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 1. maddesinde; (Değişik:RG-17/4/2015-29329) Otobüs Yolcu taşımacılığında kullanılan, sürücüsü dahil dokuzdan fazla oturma yeri olan motorlu taşıt şeklinde tanımlanmış olup, sürücüsü dahil oturma yeri onyediyi aşmayan otobüslere minibüs denileceği belirtilmiştir.Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davacının tacir olduğuna ve aracı ticari işletmesinde kullandığı yönünde dosyada delil bulunmadığı, sigortaya konu minübüsün ruhsatında kullanım amacının “hususi”, kullanım şeklinin “yolcu nakli” olarak belirtildiği, yine sigorta poliçesinde aracın kullanım şeklinin “hususi” olduğunun belirtildiği, davalının aracın ticari olduğu yönünde bir iddiasının bulunmadığı görülmekle davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır.Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Bu nedenlerle sonuç olarak davacının istinaf sebepleri yerinde olmadığından ilk derece mahkemesinin verdiği görevsizlik kararının usul ve yasa yönünden hukuka uygun bulunması nedeniyle HMK 353/1-b,1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/04/2021 tarih, 2020/699 Esas, 2021/456 Karar sayılı kararının H.M.K’nun 353/1-b.1 Maddesi gereğince, usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE ,
2-Alınması gerekli olan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcı davacıdan peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-c bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.27/09/2021