Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1237 E. 2021/1458 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2021/1237
KARAR NO:2021/1458
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:22/03/2021
NUMARASI: 2019/450 Esas, 2021/318 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 24/09/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/03/2021 tarih, 2019/450 Esas, 2021/318 Karar sayılı kararı davacı vekili ve alacaklı … Bankası Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin 1972 yılında … ve … tarafından kurulduğunu, …’in İstanbul’a taşınmasından dolayı firmayı …’nin aldığını, firmanın ünvanının … Ticaret ve Mühendislik/… olarak değiştirildiğini, 1998 yılında şirketin ticari yapısı … … Tic. Ve San. Ltd. Şti. olarak … ve …ortaklığı olarak değiştirildiğini, şirketin temel olarak sıhhi tesisat ve inşaat malzemeleri satış işlemlerini gerçekleştirdiğini, inşaat malzemelerinin yanında, hırdavat (nalburı̇ye) malzemesı̇, el aletlerı̇ perakende tı̇caretı̇ (çivı̇, vida, kilit, menteşe, çekı̇ç, testere, pense, tornavida, takım tezgahı uçları, perçi̇n, v.b.) (tarım ve bahçecilik el aletleri dahil) ticareti gerçekleştirildiğini, şirketin 2018 yılına kadar olan süreçte sürekli büyüyüp; yatırım yapıp; önemli projelere imza attığını, şirketin, 2015 yılında 37.749.806,15-TL, 2016 yılında 38.897.282,60-TL; 2017 yılında 43.814.660,20-TL, 2018 yılında da 49.145.782,93-TL brüt satış rakamı elde ettiğini, son iki yılda yaşadığı finans ve ödeme güçlüğü ve son zamanlarda haciz baskısı nedeniyle satış rakamlarını arzu edildiği ölçüde gerçekleştiremediğini, buna rağmen son 3 yıllık satış rakamı ortalaması 44.000.000,00-TL civarında olduğunu, ancak banka kredi faizlerinden kaynaklı finansman maliyet artışı, 2018 ortalarında ortaya çıkan ekonomik durgunluk, ödemeler dengesinin iyi ayarlanamaması, kış aylarında beklenenin üzerinde gerçekleşen soğuk, karlı ve yağışlı hava gibi nedenlerle işletme borca batık olmamasına, yeterli hak, mal ve stokları da bulunmasına rağmen piyasa borçları ile banka kredilerinin geri ödemesini yapamayacak hale geldiğini, vadesi gelmiş banka kredilerini geri ödemek için, satış yapılıp nakit girdisi sağlanamadığı için tek alternatifin bankalardan yeniden kredi alarak vadesi gelmiş önceki kredi taksitlerini ödemek olduğunu, fakat kredi sağlayıcı bankaların kredi vermekte aşırı isteksiz olması, hatta mevcut kredi limitlerini de düşürmesi nedeniyle şirketin nakit akşında önemli ölçüde negatif etkili olduğunu, durumun bu şekilde devam etmesi ile şirketin ciddi anlamda ödeme güçsüzlüğüne düşüp hatta borca batık hale geldiğini, ayrıca bir alacaklının şirket bünyesinde yapacağı haczin diğer alacaklıları da tetikleyerek şirketin borca batık olmaksızın iflasına yol açabileceğini, şirketin kredi hesapları kat edilmeden, aktiflerine haciz konulmadan, varlıklarını nakde çevirmek ve ödemeler dengesinin ayarlanabilmesi için konkordatoya başvurması; geçici ve kesin mühlet içinde gelecek alacakların tahsil edilmesi ve aktifte bulunan mallarını satıp borç ödemesinde kullanarak finansman maliyetini ve kısa vadeli borçlarını ödemesi gerektiğini, davacı şirketin halihazırda inşaat malzemeleri satışı bulunduğunu, olağan ticari faaliyetlerine kesintisiz devam etme gayretini sürdürdüğünü, yine son yıllarda döviz kurları ile ekonomideki dalgalanmalar nedeniyle şirket elindeki atıl taşınmazları da piyasa değerinden çıkaramayıp bu durum da finansman giderlerinin artmasına, ödeme güçsüzlüğüne düşülmesine sebep olduğunu, konkordato ön projesinde de ayrıntılı açıklandığı üzere geçmiş yıllardaki şirketin satış rakamları ve finansman giderleri sorunu çözüldüğünde genel karlılık oranları da yeterli olacak; ve yine borç ödemede kullanılabilecek nitelikte mallarının (taşınmaz ve stok gibi) bulunması nedeniyle mevcut malvarlığını nakde çeviremediğinden acil nakit ödeme sıkıntısı çeken davacı şirket ödeme güçlüğünden kurtulabilecek, borçlarını ödeyebilecek; borca batıklığını kısmen izale edebilecek kapasitesinin olduğunu, perakende sektöründe faaliyet icra eden şirketin, bir veya birkaç alacaklının yapacağı, yaptığı icra ve haciz işlemleriyle kamu nezdinde müşteri güveninin kaybolabileceğini, şirketin ticari faaliyetini sekteye uğrayabilecek, şirketin kapanmasına ve alacaklılar arasında eşitsizlik yaratılmasına yol açabilme tehlikesini barındırdığını, mahkememizce konkordato geçici mühleti verilmesi durumunda konkordato komiseri nezaretinde alacaklılarıyla yapılandırma ve ödeme takvimini ayarlayarak mevcut borçlarını ödeme gayreti içinde olacağını belirterek İİK’nun 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunun mahkemece tespiti halinde davacı şirket için tensiben derhâl üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini; İİK’nun 287. maddesine göre geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi ve İİK’nun 290. maddesinde sayılan görevleri ifa etmek üzere geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine; komiser ücretinin şirket bünyesinden ödenmesine karar verilmesini; davacı şirket hakkında tensiben İİK’nun 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, davacı borçlu şirketin malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirlerin alınmasını; bu kapsamda olmak üzere İİK’nun 294. borçlu şirket aleyhine İİK’nun 206. maddesinin birinci sırasında yazılı alacaklar hariç olmak üzere 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere takip işlemleri yapılmasının yasaklanmasına ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararlarının uygulanmasının yasaklanmasına, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemesinin durdurulmasına tensiben karar verilmesini; İİK’nun 297. maddesine göre, davacı şirketin mühlet içinde komiserin nezareti altında işlerine devam edebileceğine; buna karşılık mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemeyeceğine, kefil olamayacağına, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemeyeceğine, takyit edemeyeceğine ve ivazsız tasarruflarda bulunamayacağına; aksine yapılan işlemlerin hükümsüz olduğuna karar verilmesine; geçici mühlet içerisinde İİK’nun 298. maddesine göre, konkordato komiserinin davacı şirketin mallarının defterinin tutulmasına ve mallarının kıymet takdirlerinin yaptırmasına karar verilmesine; davacının başka yerdeki malları bakımından değer tespit işlemlerinin o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabileceğine karar verilmesini; İİK’nun 288. maddesine göre, 3 aylık geçici mühlet kararının, Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve Basın-İlan Kurumu’nun resmî ilân portalında ilân edilmesine; derhal tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliği’ne, Türkiye Katılım Bankaları Birliği’ne, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kurulu’na ve diğer lazım gelen yerlere bildirilmesine; İİK’nun 289. maddesine göre geçici mühlet süresi içinde (3 ay + 2 ay) mahkemece bilirkişi incelemesi de dahil olmak üzere tüm incelemelerin yaptırılarak davacı şirket hakkında 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
MÜDAHİL/ALACAKLI BEYANLARI :
Müdahil/Alacaklı … A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı şirketten alacaklı olduğunu, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı…Ticaret Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle; müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Sanayi Anonim Şirketi Ve … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı… Bank A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı şirketten alacaklı olduğunu, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle; müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle ; müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … T.A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı şirketten alacaklı olduğunu, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Bankası T.A.O. vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı şirketten alacaklı olduğunu, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Bankası Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı şirketten alacaklı olduğunu, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Bankası Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle; müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı şirketten alacaklı olduğunu, müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Bankası Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle; müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/Alacaklı … Sanayii Anonim Şirketi vekili müdahale dilekçesinde özetle; müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesi tarafından; “… tüm dosya içeriğinden alacaklılar toplantısı ve iltihak süresi sonunda konkordato projesinin onaylanmadığı ve konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşıldığından davacı borçlu şirketin konkordato talebinin reddine, davacı şirket hakkında verilen kesin mühlet kararı ve konkordato komiserlerinin görevleri dahil olmak üzere davacı hakkında verilmiş olan tüm ihtiyati tedbirlerin 30/10/2020 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı ile kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, borca batık olan davacı borçlu şirketin iflasına” şeklinde karar verilmiştir.Davacı vekili ve alacaklı … Bankası Anonim Şirket vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının borca batıklık hesabının, eksik, hatalı ve apaçık yanlış inceleme sonucunda, usul ve yasaya aykırı şekilde, çelişkili komiser raporları ve bilirkişi raporuna dayanarak yapıldığını, dosyaya sunulan komiser raporlarında, borca batıklık hesabı konusunda açıkça çelişkili tespitler yapıldığını, konkordato komiser heyeti tarafından dosyaya sunulan tüm komiser raporlarında şirketin borca batık olup olmadığı ve ön projenin uygulanabilir olup olmadığı konusunda farklı tespitlerin yer aldığı, raporlarda tespit edildiği üzere davacı tarafından bir kısım ödemelerin yapıldığı ve bu yapılan ödemelerin mahsup edilmesi sonucunda borca batıklık oranının daha da düşmesi gerektiği, davacı şirketin kesin süre verilmesi sonunda 36 ay gibi bir sürede borçlarını ödeyeceğinin hesaplandığı konusunda komiser heyeti tarafından tespit ve değerlendirmeler yapıldığı, tüm komiser raporlarında, davacı şirketin ön projesinin hiçbir şekilde dikkate alınmadığı, söz konusu ön projede tenzilat, vade ve bir kısım taşınmaz malların satışı ve borç ödemesine ilişkin önerilerin bulunduğu, davacı şirketin ön projesinin ayakta olduğu ve halihazırda uygulanabilir nitelikte olduğu, davacı şirketin borca batık olup olmadığına yönelik hesaplamaların, tespit ve değerlendirmelerin, komiser raporlarındaki usullerle yapılamayacağı, aksi durumda davacı şirketin telafisi imkansız hak kayıtlarına uğrayacağı hususları dikkate alındığında, mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu yöndeki itirazlarının ve beyanlarının mahkemece hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, çelişkili, usul ve yasaya aykırı, eksik ve hatalı komiser raporlarının dikkate alındığını, borca batıklık durumunun tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi gerektiğini, anılan komiser raporlarında yapılan tespit ve hesaplamaların somut verilere dayanmaması, borca batıklık konusunda tereddütlere neden olması halinde ise mahkemenin, anılan raporların hukuka uygunluğu denetleme yükümü içerisinde bulunuyor olması sebepleri ile; davacının mal varlığının rayiç değerlerini ve ilgili hususları tespit edilebilmesi için gerekli her türlü araştırma ve incelemelerin mahkemece yapılması gerektiğini, mahkemece ancak somut verilere dayanan, tereddüte yer vermeyen ve hukuka uygun, sonuca ulaşmaya hizmet eden denetime elverişli bir raporun tanzimi halinde hüküm tesis etmesi gerektiğini, 24/02/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunun da eksik ve hatalı olup, usul ve yasaya aykırı tespitler içerdiğini, bilirkişi kurulu tarafından, davacı şirketin malvarlığı unsurlarının, muhtemel satış fiyatları üzerinden yapılan tespit ve değerlendirmeler, sadece tablo şeklinde sunulmuş; ancak taşınmazların m² birim fiyatının ne olduğu, UDS (uluslararası değerleme standartlarının ne olduğu, hangi emsal taşınmazların değer tespitinde dikkate alındığı; davacı müvekkil şirkete ait taşınmazlar ile emsal taşınmazlar kıyaslandığında eksik veya üstün tarafların ne olduğu, davacı müvekkil şirketin demirbaş listesindeki malvarlıklarının güncel rayiç değerlerinin ne olduğu, emsal alınan demirbaşların neler olduğu, hangi kriterlere göre değerleme yapıldığı; davacı müvekkile ait araçların teknik özelliklerinin (marka, model, km değeri ve yaşı), serbest piyasa koşullarında muadili olan araç fiyatlarının, 2. El araç alım satımı yapılan internet sitesi kayıtlarının veya kasko değerlerinin dikkate alınıp alınmadığı, açık, net, anlaşılır biçimde, denetime elverişli olacak şekilde belirtilmediğini, sözde şüpheli alacak olarak gösterilen şirket alacağının, hesaplama dışına çıkarılması hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, ticari defterleri, bilançosu, mizanı ve sair ilgili kayıtları incelendiğinde, anılan bilirkişi raporu ile şüpheli alacak olarak belirtilmiş olan alacakların aslında şirketin aktifinde değerlendirilerek; borca batıklık hesabının buna göre yapılması gerektiğini, davacının konkordato davasının açıldığı tarihten bugüne dek üzerine düşen her türlü sorumluluğu usule ve hukuka uygun olarak yerine getirdiğini beyan ederek davacının borca batıklık hesabının eksik, hatalı, usul ve yasaya aykırı olarak yapıldığı; borca batık olmadığı tüm defter kayıt ve belgeleriyle açık olan müvekkili hakkında iflas kararı da dahil hukuka aykırılık teşkil eden ve davacı şirket haklarının ihlaline sebebiyet veren, eksik ve hatalı inceleme sonucu verilen kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2021 tarihli, 2019/450 Esas ve 2021/318 Karar sayılı kararının istinafen ortadan kaldırılmasına ve yasada öngörülen şartları taşıyan davacı şirket konkordato projesinin tasdikine, 30/07/2019 tarihinden başlamak üzere davacı şirket hakkında verilen tüm tedbirlerin aynen devamına, duruşma talebinin kabulüne, iflas kararının kaldırılması ile, konkordatonun tasdiki konusunda aksi kanaatte olması halinde ise, usul ve yasaya aykırı yapılan alacaklılar toplantısının ve hukuka uygun nisap hesaplamasının yeniden yapılması amacıyla şirket hakkında 6 (altı) aylık ya da sayın başkanlığınızca belirlenecek bir süre verilmesine, Başkanlığımızın aksi kanaatte olması halinde ise, davacının borca batık durumda olmadığı, borca batıklık hesabının açıkça usul ve yasaya aykırı şekilde, hatalı ve yanlış yapıldığı açıkça ortada olduğundan, yerel mahkemece davacı hakkında verilmiş olan iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar konkordatonun şartlarının gerçekleşmemiş olması nedeni ile firma hakkında verilen tedbir kararlarının kaldırılması ve konkordato talebinin reddi yönündeki karara tarafımızca iştirak edilmekteyse de davacı firma hakkında verilen İflas kararının son derece isabetsiz olup kaldırılması gerektiğini, firmanın borca batık olduğuna ilişkin yapılan değerlendirme, eksik ve yanlış bir değerlendirme olup verilen iflas kararının son derece isabetsiz olduğunu, firma aktifine kayıtlı arazi-arsalar, binalar ve taşıtlar için rayiç değer hesaplaması yapılmamış olup bilhassa borca batıklığın tespitinde söz konusu menkul ve gayrimenkullerin rayiç değerler üzerinden hesaplanması gerektiğini beyan ederek kararı, davacı hakkında tesis edilen iflas hükmü yönünden istinaf ettiğini bildirir, istinaf başvurusunun kabulü ile davacı firma hakkında verilen iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa cevap veren müdahil … A.Ş vekili dilekçesinde özetle; davacının talep ve beyanlarına karşı mahkemenin yargılaması esnasında sunduğu, bildirdiği tüm beyanlarını tekrar ettiğini, konkordato komiserler kurulu raporunda alacaklılar toplantısı ve iltihak süresi sonunda konkordato projesinin onaylanmadığı, davacı şirketin borca batık olduğu ve ön projedeki yükümlülükleri yerine getirme öngörüsünün bulunmadığının bildirildiğini, konkordato komiser ve bilirkişi raporları incelendiği zaman konkordato projesinin başarıya ulaşamayacağının dosya kapsamında kesin olduğu için davacının istinaf başvurusunun reddinin gerektiğini beyan etmiştir. İstinafa cevap veren müdahil … Bankası A.Ş vekili dilekçesinde özetle; davacı işletme sahiplerince ön projenin gereklerinin yerine getirilmediğini, konkordato kurumunun amacına yönelik davranmadığını ve alacaklıların alacaklarına kavuşmasına yönelik herhangi bir şekilde harekete geçilmediğini, davacı firmanın, yapmayı planladığı ödemeleri ve daha önce öngördüğü projeleri hakkında tam olarak somut bir aşama kaydetmediği, alacaklıların alacağına kavuşması amacıyla hareket etmediği hususları ve alacaklıların durumu göz önünde bulundurulduğunda, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa cevap veren müdahil … A.Ş vekili dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasalara uygun olduğunu, davacı firmanın kötü niyetli olup müvekkili bankanın zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davacı firmanın icra iflas kanunu hükümleri çerçevesinde konkordato talep edebilme şartlarını taşımadığını beyan ederek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa cevap veren davalı … Bankası A.Ş vekili dilekçesinde özetle; davacının talep ve beyanlarına karşı aşamalardaki tüm beyanlarını tekrar ettiğini beyan ederek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle; anılan raporlarda davacıya ait malvarlığı unsurlarının gerçeğe uygun rayiç değerlerinin tespit edilmediğini, taşınmazlara ilişkin olarak sadece ve sadece kayıtlı değerlerin dikkate alındığını, bu eksikliğin giderilmeksizin, eksik ve hatalı inceleme neticesinde hazırlanan raporun dikkate alınarak hüküm tesis edilmesinin müvekkilinin haklarını ihlal etmekte olup, anılan kararın yerinde olmadığını gösterdiğini, şirket varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılması gerektiğini, bu hususa ilişkin olarak konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulması gerektiğini, borca batıklığın tespitinde rayiç bedellerin gözetilmesi gerektiği, aksi halde yapılan tespitin eksik olacağını ve hükme esas alınamayacağının açık olduğunu, borca batıklık durumunun tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi gerektiğini, anılan rapor ile yapılan tespit ve hesaplamaların somut verilere dayanmaması, borca batıklık konusunda tereddütlere neden olması halinde ise mahkemenin, anılan raporların hukuka uygunluğu denetleme yükümü içerisinde bulunuyor olması sebepleri ile; davacının mal varlığının rayiç değerlerini ve ilgili sair hususları tespit edebilecek sayı ve mesleki yeterlilikteki bilirkişinin atanması ile yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması gerektiğini, değer tespitleri konusunda tarafınca yapılan itirazların dikkate alınması gerektiğini, ancak somut verilere dayanan, tereddüte yer vermeyen ve hukuka uygun, sonuca ulaşmaya hizmet eden denetime elverişli bir raporun tanzimi halinde hüküm tesis etmesi gerektiğini, davacı şirketin borca batıklık durumunun gerçeğe uygun şekilde tespit edilmediğini, bu halde konkordatonun reddine karar verilmesinin de hukuka aykırılık teşkil edeceğini, eksik ve hatalı inceleme neticesinde hazırlanmış olan raporların hükme esas alınmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği hususlarının da dikkate alınarak, konusunda uzman bir bilirkişi heyeti tarafından anılan taşınmazların fiziki incelemeye konu edilerek/keşif yapılmak suretiyle teknik, detaylı ve denetime elverişli bir rapor alınması, rapor ile yapılan rayiç değer tespit ve hesabından sonra davacı şirketin borca batık durumda olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek müdahil banka vekili tarafından sunulan, davacı şirket haklarını ihlaline yönelik ve kötüniyetli olan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd.maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.Eldeki dosyada, mahkemece, 30/10/2020 tarihli duruşmada, borçlu hakkında kesin mühlet kararı kaldırıldığı ardından davacı şirketin borca batık olup olmadığı hususunda ayrıca bilirkişi raporu aldırıldığı, bilirkişiler … , … ve …’nun hazırladığı bilirkişi kurul raporu, konkordato komiser raporu ve dosya kapsamındaki tüm delillerden davacı şirketin borca batık olduğu, bu itibarla davacının konkordato talebinin reddi ile İİK’nun 292. Maddesinde belirtilen koşullarının bulunması nedeniyle davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.İlk derece mahkemesinin İİK 308. maddesine göre “Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkeme,borçlunun iflasına resen karar verir.” şeklindeki hükmü gereğince konkordato talep eden davacı şirketin konkordato talebinin reddine ve iflasına karar verilmiş, iflasın gerekip gerekmediğinin de incelenmesi ve değerlendirilmesi için konkordato talep edenin en son tarih itibariyle borca batık olup olmadığına yönelik tüm bilgi ve belgeleri toplanılarak usulüne uygun araştırma sonunda ve borçlunun malvarlığı alanında uzman bilirkişilerce konkordato talep edenin güncel tüm aktif ve pasifi de hesaplattırılıp değerlendirilerek güncel borca batıklık durumu hakkında nihai rapor alındığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince düzenli bir şekilde aldırtılan konkordato komiseri raporlarına ve aldırılan bilirkişi heyeti raporuna göre karar verdiği, alınan bu raporla davacı şirketin borca batık olduğu ve İİK’nin 292. maddesindeki koşulların bulunduğu anlaşılmıştır. Bu suretle ilk derece mahkemesi dairemizce de karar vermeye elverişli bulunan bilirkişi kurulu raporu benimsenmek suretiyle konkordato talep ve davasının reddine ve davacının borca batık olması nedeniyle koşulları oluştuğundan iflasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik, usul ve yasaya aykırılık bulunmamış, bu nedenle istinaf edenlerin istinaf isteminin reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf edenlerin istinaf sebeplerinin yerinde olmaması nedeniyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ NİN 22/03/2021 tarih, 2019/450 Esas, 2021/318 Karar sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin ve itiraz eden alacaklı … Bankası Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’ nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden taraflarca peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve itiraz eden alacaklı … Bankası Anonim Şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile İİK 308/a uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde YARGITAY’ a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/09/2021