Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1225 E. 2021/1908 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1225
KARAR NO: 2021/1908
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2021
NUMARASI: 2019/622 E. 2021/282 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 05/11/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 10/03/2021 tarih ve 2019/622 E – 2021/282 sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekilince ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatif tarafından alınan genel kurul kararı doğrultusunda kesin hesap ve ek kesin hesap maliyeti çıkarıldığını, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiğini ve aynı toplantının 9. maddesinde … A.Ş. tarafından kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeniyle kök maliyete ilave olarak ek maliyet çıkartılması, çıkartılan bu ek maliyetin de kök maliyete ilave edilerek 8.madde şartları dahilinde ödenmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verildiğini, daha sonra 24/05/2019 tarih 24 sayılı ve kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlemlerin başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, verilen yetkiye istinaden davalı aleyhine Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının kooperatif ortağı olmadığını ve borcu olmadığını ileri sürerek takibe itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, kesin maliyet hesabı yapılmadan kooperatif ortaklığından çıkmanın mümkün olamayacağını, alınan genel kurul kararlarından sonra yönetim kurulunun yetkilendirdiği teknik heyetin çalışması sonucu kooperatifin kesin hesap maliyet borcunu ödememiş her bir ortağına kök maliyete ilave olarak 16.301,89-TL ek maliyet çıkarıldığını, aynı tip dairelere davalıların yaklaşık 100.000,00-TL bedelle sahip olduğunu, diğer üyelerin ise yaklaşık 350.000,00-TL’ye sahip olduğunu, bu durumun kooperatiflerde hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığından bahisle davanın kabulü ile Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı aleyhine başlatılan ilamsız takibin haksız ve mesnetsiz olarak başlatılmış olduğunu, davacı tarafın davalının kesin maliyet bedelini ödemeden tapusunu devraldığı ve halen kooperatif üyesi olduğu hususlarının kooperatif mevzuatı uygulamasıyla bağdaşmadığını, davalının kooperatif üyeliğinin yıllar önce sona erdiğini ve mevcut halde koperatif üyeliğinin söz konusu olmadığını, kooperatif ile karşılıklı ibralaşmadan ve üyeliğinin sonlanmasından sonra bir kaç yıl boyunca genel kurul toplantılarına üye olmadığı için çağrılmadığını, davalının yıllar önce kendisine çıkarılan konut kesin maliyet hesabını ödedikten sonra tapusunu aldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı kooperatifin davalıdan bir alacağı olsaydı dahi zamanaşımına uğradığını, kooperatif üyeliğinin sonlanmasının ardından yasal 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davalının herhangi bir borçtan sorumlu tutulmasının söz konusu olamayacağını, haksız ve kötü niyetli olarak açılmış olan itirazın iptali davasının reddine ve icra takibine konu miktarın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…davalının yönetim kurulu tarafından belirlenen daire bedellerini ödeyerek taşınmazın tapusunu aldığı, tapu alınmasının veya istifanın kooperatif üyeliğinin sona erdirilmesine yeterli olmadığı, üyeliğin sona ermesi için tapusu alınan dairenin iadesi ile dairenin elde tutulduğu dönemde yararlanılan faydanın da karşılığının kooperatife ödenmesi gerektiği, davalının böyle bir işlemi yapmadığı, öte yandan kooperatif ana sözleşmesinde belirtilen ilkelere göre yapılmış bir maliyet ve bunun ödeme şartlarının belirlendiği genel kurul kararının da bulunmadığı, yapılan ödemenin kooperatif yönetimince belirlenen finansman sağlamak amacına yönelik ara maliyet olup kesin maliyet hesabında dikkate alınması gerektiği, üyeliğin devam etmesi nedeniyle üyelikten kaynaklanan alacağın zamanaşımına uğramayacağı, davacı kooperatifin 30.06.2018 tarihli 2014-2017 yılları arasını kapsayan genel kurulun 8.ve 9.maddelerinde kesin maliyete ilişkin kararların usulüne uygun olarak alındığı, davalıya tahsis edilen dairenin endekslenmiş maliyetinin 161.098,60TL, ödemelerin endekslenmiş tutarının 108.978,60 TL, şerefiye bedelinin 5.000,00TL ve neticeten davacının kesin maliyet borcunun 57.119,80 TL olduğu, genel kurulda alınan karar gereğince bu kesin maliyetin 24 eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığı, her bir taksit tutarının 2.379,99TL olup davacının kesin maliyet taksit tutarı ve faizini ödemek zorunda olduğu, takip tarihi itibariyle kesin maliyet asıl alacağının 9.519,97 TL, işlemiş faizinin 131,45TL olmak üzere toplam borcun 9.651,42 TL olduğu, davacı tarafından talep edilen ek maliyetin üyelere verilen dairelerin m2 büyüklükleri farklı olmasına rağmen belirlenen ek maliyetin üye sayısına bölünerek bütün üyelere eşit tutarda belirlenmesinin eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle talep edilemeyeceği, alacağın yargılama sonunda belirlenmiş olması nedeniyle icra inkar, takip başlatılmasında davacının kötüniyetli olduğunun davalı tarafça ispatlanamaması nedeniyle de kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmayacağı” gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile asıl alacak 9.519,97-TL, işlemiş faiz 131,45-TL olmak üzere toplam 9.651,42-TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı tarafın icra inkar tazminatı, davalı tarafın ise kötü niyet tazminatı taleplerinin yasal şartları oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili işbu kararı yasal süresi içerisinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurma dilekçesinde özetle; davalının, davacı kooperatife üye iken üzerine düşen tüm yükümlülüklerine yerine getirmiş olması ve 2010 yılında çıkartılan kesin maliyet hesaplamasındaki bedelin %10’luk risk payını da ödediğini ve istifa dilekçesi vermiş olması sonucu davacı kooperatifle karşılıklı ibralaştığını ve ilişiğini kestiğini, davalının Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin değişik 61. madde hükmü uyarınca kendisine tanınan hak ile tapusunu alarak üyeliği sona erdiğini, söz konusu değişik madde hükmü uyarınca; davalı ile aynı durumda olan diğer üyelere erken ayrılma hakkı tanındığını, davalının de bu haktan faydalanarak 2010 yılında hesaplanan konut kesin maliyet bedelini, %10 risk payını da ödeyerek karşılıklı ibralaşma ve istifa sonucu ayrıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve yerel mahkemece verilen kararın gerekçesinde ibralaşmaya ve özellikle mahkeme önündeki ikrara dayalı savunmaya yer verilmemiş olması yerel mahkemece verilen kararın eksik ve hatalı olduğunu gösterdiğini, mahkeme huzurunda yapılan ikrarın kesin delil niteliği taşıdığını, ancak yerel mahkeme kararında bu delile hiçbir şekilde yer verilmemiş olması hiçbir gerekçe gösterilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının da aralarında bulunduğu 310 üyenin karşılıklı ibralaşma neticesinde tapularını da alarak kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, davada bir tarafça ileri sürülen bir vakıa iddiasının, mahkeme önünde karşı taraf ya da vekili tarafından ikrar edilmesiyle artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez, ispatı gerekmediği bir halde ise, delilden söz edilemeyeceğini, ikrar, tek taraflı usuli bir işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanı olduğunu, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1370 E – 2015/80 K sayılı dosyasında yapılan ikrar bilirkişice değerlendirmeye alınmadığı gibi savunmanın temel dayanaklarından birisi olmasına rağmen yerel mahkemece de hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, oysa bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, derdest diğer davalarda da geçerli olup kesin delil teşkil edeceğini, davacı Kooperatiften usulüne uygun olarak istifa eden davalıya halen üyeymiş gibi muamele yapılmasının hukuki dayanağı bulunmayıp tüm bu savunma ve itirazlara rağmen yerel mahkemece inceleme yapılmaksızın eksik ve hatalı hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının istifasının geçerliliği ile davacı kooperatifin yönetim kurulu kararı ile ilişiğinin kesildiğine ilişkin herhangi bir tespite yer verilmediğini, sadece yüklenici firma ve davacı kooperatif arasında yapılan iki blok yapım sözleşmesinin yorumlanması yoluyla hesaplama yapıldığı sabit olmasına rağmen yerel mahkemece dikkate alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, maliyet hesaplamasının geçerli olmasının ana şartı yapıldığını ve yapılacak olan dairelerin tüm maliyetlerinin birlikte çıkartıldığını, nitekim söz konusu bilirkişi raporunda sözde verilere göre şu aşamada dahi 44 üye açıkta kaldığını ve bu durum sözde kesin maliyet ve ek maliyet hesaplamalarının mutlak butlanla batıl olduğunu ortaya koyduğunu, davacı kooparetifçe yapılan son iki genel kurul için de toplantı yeter sayısının sağlanmadığı bu sebeple de toplantıda alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğu ortaya çıkacağını, dolayısıyla davacı kooperatifin kesin maliyet ve ek maliyet hesaplamalarına dayanak edilen son iki genel kurul toplantısında alınan kararların mutlak butlan batıl olduğundan kesin maliyet ve ek maliyet hesaplamasının da yok hükmünde olduğunun anlaşılacağını, nitekim halihazırda yönetim kurulu; 550 civarındaki üyeye rağmen son genel kurulu kendilerine ödeme yapmayı kabul edenleri ayırmak ve çıkarmak suretiyle 350 civarında bir üye sayısına göre nisap belirleyip toplandığını ve karar aldıklarını, emsal istinaf kararları incelendiğinde görüleceği üzere üyelikten istifa ederek Kooperatifle ibralaşan üyenin istifasının geçerliliğinin sabit olduğu ve istifa tarihi itibariyle de borcu olmadığını, 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince resen gözetilecek nedenlerden dolayı eksik inceleme sonucu usule, yasaya, kamu düzenine, kanunun emredici hükmüne aykırı olarak verilen Yerel Mahkeme’nin 10.03.2021 tarihli kararının, istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın tamamen reddine; daire aksi kanaatteyse eksikliklerin tamamlanması için adil yargılanma hakkı kapsamında savunmaların ve itirazların da dikkate alınmak suretiyle yeniden inceleme yapılmak üzere mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu maliyet hesabı kesinleşmiş olduğundan bilirkişilerce bu maliyet hesabına ilişkin yerindelik denetimi yapılamayacağını, bilirkişilerin kesinleşmiş olan ek maliyet hesabında hesap hatası olduğu yönündeki değerlendirmeleri dinlenemeyeceğini, mahkemece faiz oranı yıllık %9 alınmış olup alınması gereken oran yıllık %18 olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ek maliyet hesabının her bir üyenin m2 büyüklüğü dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılması gerektiği yönündeki değerlendirmesi yerinde olmayıp bu değerlendirme bir an doğru kabul edilse dahi dava konusu uyuşmazlığa konu alacak kalemlerinde önemli bir değişiklik yapmadığını, Yargıtay’ın yerleşik uygulaması, ana sözleşmeye uygun olarak kesinleşen maliyet ve ek maliyet hesaplarına artık itiraz edilemeyeceği yönünde olmakla birlikte, bilirkişi raporunda öngörülen şekilde konut m2’lerine göre hesaplama yapılması için dosyanın ek rapora gönderilmesi gerektiğini, konut metrajına göre davalının payına düşen ek maliyet belirlenecek olursa konut metrajı ve adeti ve toplam metraj •130m2x312 adet: 40.560 m2 •110 m2 x 60 adet: 6.600 m2 •160 m2x6 adet:960 m2 Toplam konut metrajı: 48.120 m2 ek maliyet:6.162.115,46 TL, Konut m2 başına ek maliyet: 6162115,46/48120 m2=128,06 TL/m2 Davalı Konutu : 130 m2 130m2x128,06=16.647,80 TL yapmaktadır ki ek maliyet tablosunda davalıya düşen ek maliyet bedeli 16.301,89 TL olup daha düşük olduğunu, dolayısı ile ek maliyet raporunda davalı için hesaplanan ek maliyet miktarı davalının lehine olduğunu, yerel mahkeme alacağın yargılama sonunda belirlenmiş olması gerekçesi ile icra inkar tazminatının haksız yere reddedildiğini, davalı alacağın tümüne itiraz etmiş olsa bile itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu tespit edilen miktar üzerinden icra inkâr tazminatına mahkûm edileceğini, zira borçlunun itirazı borçlu olduğu tespit edilen kısım için haksız olduğunu, mahkemece yerel mahkeme kararı, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı gerekçesi ile kaldırılıp yeni bir rapor aldırılması halinde dilekçe ekinde sundukları bilirkişi raporu ile aynı mahiyette bir rapor tanzim edileceğini, usul ekonomisi ilkesi gereğince yargılama sürecinin en kısa ve en az masrafla tamamlanması gerektiğini, kısmen ret kararının kaldırılarak istinaf incelemesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmesini, davalının istinaf kanun yolu başvurusunun reddine, istinaf incelemesi neticesinde Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/622 E. 2021/282 K. sayılı dosyası üzerinden verilen kısmen red kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne ve davalı aleyhine %20′ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, kooperatif kesin ve ek maliyet alacağının tahsili istemiyle Kayseri 5. İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile başlatılmış icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında; alacaklının S.S. … Konut Yapı Kooperatifi, borçlunun davalı olduğu, 12.568,88 TL toplam alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun süresinde yaptığı itiraz ile takibin durduğu anlaşılmıştır.Kooperatifinin 30/06/2018 tarihli Genel kurul toplantısında alınan 8. numaralı kararda; kesin maliyet sonucu (tapusunu alan dairenin teslimi alan ve almayan üyeler itibariyle ayrı ayrı veya birlikte) belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksit halinde ödenmesinin kabul edildiği, 9. maddesinde ise 2014 yılında yapılan kesin maliyet hesabından sonra … bank A.Ş’ nin başlattığı icra takipleri ve işletilen temerrüt faizleri sebebiyle çıkan ek maliyet ve ek ödemelerin görüşülüp karara bağlandığı, bu doğrultuda … bank’ ın kooperatif için kullanılan kredinin kat edilmesi ve inşaat maliyetlerinin artması nedeniyle yönetim kuruluna kök maliyete ek olarak ek maliyet çıkartılması, çıkan bu ek maliyeti de kök maliyete ilave edilerek 8. madde şartlarında ödenmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verildiği görülmüştür.Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda; davacı Kooperatifin davalıdan 9.519,97 TL kesin maliyet taksit alacağı, 131,45-TL işlemiş faiz alacağının olduğunun belirtildiği görülmüştür. ilindiği üzere Kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur. (Yargıtay 23. HD 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar)Bu durumda davacının talep edebileceği alacak tutarının 9.651,42-TL olduğu yönündeki mahkeme kararında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davalının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Aynı zamanda davacının davalı hakkında işbu ilamsız icra takibini başlatırken kötüniyetle hareket ettiği ve dolayısıyla İİK.67/2 mad gereği haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden koşullarının oluşmaması nedeniyle reddedilen kısım yönünden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya uygundur.Davacının katılma yoluyla istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirme:İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarının belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilir olduğunun kabulü için borcun bütün unsurlarının bilinmekte ya da bilinmesi gerekmektedir. Böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Olayımıza gelince; icra takibinin dayanağına ve niteliğine göre miktarı belli,hesaplanabilir yani likit olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, koşulları oluştuğu halde kabul edilen miktar üzerinden davacı alacaklı lehine takibin devamına karar verilen 9.519,97 -TL asıl alacak üzerinden % 20 oranında icra tazminatına da hükmedilmesi gerektiği halde yanılgılı sebeplerle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, davacının bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.Belirtilen nedenlerle davacının katılma yoluyla istinafı yerinde görülmekle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince araştırılacak başkaca husus bulunmadığından ve yeniden yargılamayı da gerektirmediğinden belirtilen yönlerden düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK.353/1-b.1 mad gereği ESASTAN REDDİNE
2-Davacının katılma yoluyla istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
3-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/03/2021 tarih ve 2019/622 E – 2021/282 sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
4-“1-Davalının Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile asıl alacak 9.519,97-TL, işlemiş faiz 131,45-TL olmak üzere toplam 9.651,42-TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Takibin devamına karar verilen Asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın ise kötü niyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 659,28 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 164,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 494,47 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.013,60 TL’sinin davalıdan bakiye 306,40 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 151,81 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 196,21 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 500,00 TL, 1 tebligat gideri 16,20 TL, 2 elektronik tebligat gideri 9,00 TL ve kep reddiyat gideri 0,50 TL olmak üzere toplam 525,70 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 403,63 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan kep reddiyat gideri 0,50 TL, 4 elektronik tebligat gideri 22,00 TL ve talimat dosya postalama gideri 51,50 TL olmak üzere toplam 74,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 17,18 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, artan kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
10-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
11-AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
12-AAÜT’ye göre hesap edilen 2.917,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine”
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Alınması gerekli olan 659,28 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 164,82 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 494,46 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
7-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davacıya iadesine,
8-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 7,50TL tebligat giderinin ve 162,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
10-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/11/2021