Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1210 E. 2022/868 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1210
KARAR NO: 2022/868
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2020
ESAS NO: 2016/445
KARAR NO: 2020/140
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 15/04/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/02/2020 tarih ve 2016/445 E – 2020/140 K kararına karşı süresi içinde davacı / davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı … Kooperatifindeki … numaralı üyeliği, davalı …’den Kayseri 4. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı üyelik devir Sözleşmesi ile bedelini nakden ödeyerek devraldığını, devir işleminin kooperatif kayıtlarına işlendiğini, davacıya 16-17 yıl geçmesine rağmen teslim edilmesi gereken dairenin teslim edilmediğini, bir adet dairenin davacıya teslimi ve adına tescili, olmadığı taktirde, bir adet daire bedeli 10.000,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; üyelik devrinin 17 yıl önce yapıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı kooperatif ile davalılardan … arasında Kayseri 3. Noterliği’nin …tarihli ve … yevmiye numaralı Kat Karşılığı İnşaat Sözlemesi’nin düzenlendiğini, ancak arsa sahibi …’ın kooperatife halen arsa devri yapmadığını, sözkonusu arsayla ilgili Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1439 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davası olduğunu, davacının kooperatiften talep edebileceği bir hakkının olmadığını, davacı ile üyelik devraldığı kişiler arasındaki ilişkilerin kooperatif tarafından bilinmediği ve kooperatifi bağlamadığını, kooperatife husumet düşmeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin kendisine hiç daire teslimi yapmadığını, bu nedenle kendisinin daire devri yaptığını, üçüncü kişilerin de mağdur olduğunu bildirerek açılan davanın reddini istemiştir.Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; üyelik devrinin 17 yıl önce yapıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı kooperatif ile davalılardan … arasında Kayseri 3. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı Kat Karşılığı İnşaat Sözlemesi’nin düzenlendiğini, ancak arsa sahibi …’ın kooperatife halen arsa devri yapmadığını, söz konusu arsayla ilgili Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1439 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davası olduğunu, davacının kooperatiften talep edebileceği bir hakkının olmadığını, davacı ile üyelik devraldığı kişiler arasındaki ilişkilerin kooperatif tarafından bilinmediği ve kooperatifi bağlamadığını, kooperatife husumet düşmeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili dava konusu üyelik karşılığı bir adet 100 m2’lik dairenin fiilen müvekkiline teslimi ve tapusunun müvekkili adına tescili, olmadığı takdirde bu daire bedelinin müvekkiline ödenmesi amacıyla işbu davayı açmıştır. Davacılar vekili davasını öncelikli olarak tapu iptali ve tescil olarak bu mümkün olmadığı takdirde ise daire bedelinin tahsili amacıyla bu davayı belirsiz alacak davası olarak 10.000,00-TL üzerinden açmış olup, 12/05/2016 tarihinde harç ikmali yaparak davasını 90.000,00-TL’ye çıkarmıştır. Mahkememizce aldırılan tüm bilirkişi kök ve ek raporları, dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde; … numaralı davalı kooperatif üyeliğinin davacı …’e ölümü nedeniyle şuan mirasçılarına ait olduğu, …’ün bu üyeliği, …’den devraldığı, onun da …’den (…), …’in ise …’den devraldığı, ilk üyenin … olduğu, bu kişinin üye olduğu tarih ile aynı zamanda davalı kooperatif ile … tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, davalılar arasında hem kat karşılığı inşaat sözleşmesi hem de üyelik ilişkisi olup, üyelik ilişkisinin bu kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden verildiği, davacının kooperatife hiçbir aidat ödemesinin olmadığı, üyeliğe ilişkin arsa ediminin kooperatife karşı yerine getirilmediği, bu arsanın mülkiyetinin hali hazırda …’e ait olduğu, …’in davalı kooperatifle yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden bu üyeliklerin tesis edildiği anlaşılmaktadır. …’in (…) de bu sözleşmeye dayalı üyeliklerin sahibi olduğu, bu kişiden de devir ile davacıya (mirasçılarına) üyeliğin geçtiği, davalı kooperatifin üyenin edimi olan arsa devrinin yerine getirilmediği için, TBK’nın 97. Maddesi uyarınca üyeye karşı ödemezlik def’ini ileri sürebileceği, davalı kooperatifin edimini ifa etmeyen üyelere karşı ferdileştirme şeklinde bir uygulamasının olmadığı, dolayısıyla davacının tapu iptali tescil isteyemeyeceği, zaten belirli tapu iptali istenecek bir yerin de olmadığı, davalı kooperatife karşı daire bedeli alacak da talep edilemeyeceği, zaten kooperatiflerde üye tarafından ancak kendisine daire tahsis imkanı ortadan kalktığı halde söz konusu olabileceği ya da var olan tahsis edilmiş konutun kendisine verilmesi imkansız olduğu durumda bunun istenebileceği, halbuki somut durumda böyle bir halin olmadığı, davacının (mirasçılarının) doğrudan kooperatiften satış almadığı,…’den arsa karşılığı kat sözleşmesine göre …’e düşecek olan dairenin satışını aldığı ve bu haliyle temlik nedeniyle …’in halefi olduğu, …’in de arsayı kooperatife vermeyerek üzerine düşen edimi yerine getirmediği ve bu haliyle daireyi hak etmediği ve bu nedenle zarar da oluşmadığından davanın reddi gerekmiş olup tapu iptali tescil ve tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar verilerek, Tapu İptali Tescil ve Tazminat davalarının ayrı ayrı REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … (MİRASÇILARI) vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkillerden ne …’in ne de … ‘in davacıların murisi ile aralarında yapmış oldukları bir sözleşme olmadığını, davacıların murisi üyelik devrini … ile imzalamış olduğu sözleşme ile …’den aldığını ve parasını da ona ödediğini, herhangi bir lalebi ya da zararı varsa, muhatabı … olduğunu, davalı kooperatifin, müvekkile taahhüt ettiği daireleri plan ve projesine uygun olarak yapması halinde arsa tapusunun ferağını isteyebileceği kararlaştırıldığını, hadisede ise davalı kovperatif, plan ve projesine uygun olarak daireleri yaparak müvekkile teslim etmediği için tapunun ferağını istemeye hak kazanamadığını, buna rağmen müvekkil … arsasını, füilen davalı kooperatife teslim etmiş olup, halihazırda bu arsa üzerinde 13 katlı bir bina yapılmış durumda olduğunu, edimini yerine getirmeyen tüm dosya kapsamı ile de sabit olduğu üzere, dayalı kooperatif olup, fiilen teşlim aldığı müvekkile ait arsa üzerindeki yapıları yıkarak 13 katlı bir bina yapmış ancak sözleşme ile müvekkil …’e karşı edimlerini yerine getirmemiş plat ve projesine uygun olarak yapmayı taahhüt ettiği daireleri yaparak teslim etmediğini, sebepsiz olarak zenginleştiğini, müvekkilin zararı olmadığından ya da karşı edime hak kazanmadığından hiçbir şekilde söz edilemeyeceğini, mahal mahkemesi kararı gerekçesi yönünden toplanan delillere ve kanuna açıkça aykırı olup, kararın bu hali ile kesinleşmesi halinde müvekkilin ilçride telafisi imkansız zararlarına neden olaçağından, kararının gerekçesinin düzeltilerek davanın reddine karar verilmesinde müvekkilin hukuki yararı olduğunu, bu nedenle kararının gerekçesinin düzeltilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahal mahkemesi kararı, gerekçesi bakımından, kanuna ve toplanan delillere aykırı olarak kuruluş olmakla, Mahal Mahkemesi kararının eerekçesinin müvekkiller yönünden düzeltilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın dayanağının, arsa sahibi davalı … ile diğer davalı S.S…. Konut Yapı Koop.arasında düzenlenerek imzalanan KKİS olduğunu, bu sözleşmeye göre, davalı koop.tarafından arsa sahibi …e verilecek 8 adet daireden 1 adedi temlik yolu ile müvekkillerin murisine geçtiğini, ondan da miras yoluyla müvekkillere intikal ettiğini, yargılama sırasında mahkeme dosyasına sunmuş olduğu ve Davalı S.S…. Konut Yapı Koop.aleyhine işbu dava ile neredeyse konusu birebir aynı olan bir yerel mahkeme ,aynı bilirkişilerin raporlarına dayanarak davacının arsa verme edimini yerine getirmediği gerekçesi ile davayı reddettiğini ancak Yargıtay 15.Hukuk Dairesi özetle “Bu haliyle bilirkişi raporunun yeterli inceleme içermediği anlaşıldığını, oysa mahkemece yapılması gereken iş sözleşme uyarınca davacının arsası üzerine yapılan inşaatta kaç bağımsız bölüm hak ettiğini saptamak, 36 ve 41 nolu dairelerin takasına ilişkin kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişilere inceleme yaptırılarak, davacının teslim almaya hak kazandığı bağımsız bölümlerin hangi tarihte teslim edildiği, gecikme olup olmadığı, davacı tarafa devretmesi gereken tapu payının durumu araştırılarak davacı temerrüdünün Yargıtay denetimine elverişli biçimde saptandıktan sonra uyuşmazlığı giderici biçimde hüküm kurulmasından ibaret olduğunu, bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle ve uyuşmazlığı ortada bırakır biçimde hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.”şeklinde karar vererek yerel mahkeme kararını bozduğunu, sonrasında yerel Mahkemece arsa sahibinin arsasına inşaat yapan davalı koop.ten fiilen el koyup inşaat yaptığı arsa payı oranında tazminata hükmettiğini, konuları aynı olan işbu Yargıtay kararını da göz ardı ederek yerel mahkeme davamızın reddine karar verdiğini, yerel mahkemenin bu kararı hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, tüm dosya kapsamına göre ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre sübuta eren davanın kabulü gerekirken, hukuka ve adalet duygusuna uymayan gerekçeler ile davanın reddine ilişkin Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklı tapu iptali ve tescili, bunun mümkün olmaması halinde daire bedelinin ödenmesi talebine ilişkindir.Dosyanın yapılan ön incelemesinde; davalı …’in 02/09/2020 tarihinde yani ilk derece mahkemesi kararı (karar tarihi 25/02/2020) çıktıktan sonra vefat ettiği anlaşılmış, davalı vekiline 2 haftalık süre içerisinde davalının murisleri adına vekalete devam edip etmeyeceği, devam edecek ise müteveffa davalı adına çıkartılacak olan veraset belgesini ve mirasçılar adına vekaletname sunması için süre verilmiş, davalı vekili 11/06/2021 tarihli dilekçesi ile davalı/müteveffa …’in mirasçıları adına çıkartılan vekaletnameyi sunmuş, davalı/müteveffa …’in mirasçılarından …’in nüfus kayıtlarında sağ görünmesine karşın, sunulan dilekçe içeriğine göre mirasçı …’in 28/06/1997 tarihinde vefat ettiği ancak bunun nüfus kaydına işlenmediğinin bildirildiği anlaşılmış, bunun üzerine, mirasçı …’e ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi hususunda davalı … mirasçıları vekiline yasal yollara başvurulması veya dava açması için süre verilmesi hususunda dairemizin 17/06/2021 tarih ve 2021/774 E – 2021/1063 K sayılı ilamı ile dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir.Davalı vekilince ilk derece mahkemesine sunulan 13/07/2021 tarihli dilekçe ile mirasçı …’in 4 yaşında vefat ettiği, bu zamana kadar … adına herhangi bir işlem yapılmadığı, sadece …’in adres değişikliklerinde tüm aile bireyler ile birlikte adresinin değiştiği, idarenin kolluk kuvvetlerince araştırma yaptırarak kişinin yaşayıp yaşamadığı yönünde kayıt oluşturulması gerektiği ileri sürülerek Kayseri 1.İdare Mahkemesi’nin 2020/1030 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, dosyanın istinaf incelemesi için Ankara Bölge İdare Mahkemesine gönderildiği bildirilmiş, dosya 14/07/2021 tarihinde tekrar dairemize gönderilmiştir.Dairemizce 19/10/2021 tarihinde Kayseri 1.İdare Mahkemesine müzekkere yazılarak 2020/1030 E sayılı dosyanın istinaf incelemesinden dönüp dönmediği, dönmüş ise kesinleşip kesinleşmediği sorulmuş, 20/10/2021 tarihli cevabi yazıda dosyanın henüz istinaf incelemesinden dönmediği bildirilmiş, dairemizce 14/12/2021 tarihinde Kayseri 1.İdare Mahkemesine tekrar müzekkere yazılarak dosyanın dönüp dönmediği sorulmuş, 15/12/2021 tarihli cevabi yazıda dosyanın 16/11/2021 tarihinde istinaftan döndüğü ancak kesinleşme şerhi düzenlenmediği bildirilmiş, dairemizce 17/03/2022 tarihinde tekrar müzekkere yazılarak dosyanın istinaf incelemesinden dönmesinden sonra kesinleşip kesinleşmediği sorulmuş, 18/03/2022 tarihli cevabi yazıda Kayseri 1.İdare Mahkemesinin 2020/1030 E sayılı dosyasında kesinleşme şerhi düzenlendiği ve yazı ekinde kesinleşme şerhinin gönderildiği bildirilmiştir.Dairemizce 21/03/2022 tarihinde Avanos Nüfus Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …’in ölüm kaydının nüfusa işlenip işlenmediğinin bildirilmesi istenilmiş, 25/03/2022 tarihli cevabi yazıda … in ölümü hakkında kolluk kuvvetlerince yapılan tahkikat neticesinde adı geçenin öldüğünün tespit edildiği ancak ölüm tarihi veya yılının tespitine ilişkin mahkemece karar alınmadıkça ya da kişinin gaipliğine karar verilmedikçe idarece yapılacak herhangi bir işlem bulunmaması nedeniyle mirasçı …’in ölümünün nüfus kütüklerine işlenemediği bildirilmiştir. Mirasçı görünen … in idari makamlarca yapılan araştırma sonucunda vefat etiğinin tespit edildiğinin bildirilmiş olması nedeniyle dosyanın daha fazla sürüncemede kalmaması için istinaf taleplerinin incelenmesine geçilmiştir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarındaki tespit, hesaplama ve sair değerlendirmelerin dosya içeriğine ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına istinaf eden taraflarca yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/02/2020 tarih ve 2016/445 E – 2020/140 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla istinaf eden DAVACILAR vekili ile DAVALI … (MİRASÇILARI) vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafça peşin yatırılmış 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 26,30 TL istinaf karar ve ilam harcının davacı taraftan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı …(mirasçıları) tarafından peşin yatırılmış 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 26,30 TL istinaf karar ve ilam harcının işbu davalı taraftan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.14/04/2022