Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1209 E. 2021/1357 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1209
KARAR NO: 2021/1357
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2021
NUMARASI: 2019/447 Esas, 2021/268 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:16/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:16/09/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 20/04/2021 tarih ve 2019/447 Esas 2021/268 Karar sayılı ilamına karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin, trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan davalının maliki olduğu … plakalı aracın, 01.06.2009 tarihinde karıştığı kazada vefat eden … mirasçılarına müvekkili tarafından 123.191,84-TL tazminat Ödemesi yapıldığını, … plakaiı sigortalı aracın, yük nakli için kullanılmakta olan kapalı kasa ticari bir kamyonet olmasına rağmen, yasat düzenlemeye aykırı olarak yolcu (işçi) taşıması yaptığı ve istiap haddini aştığının tespit edildiğini, Kayseri 1.Asliye Ceza Mah.nin 2009/1170E. 2009/1583K. sayılı ilamında görüleceği üzere, bilirkişi raporuna göre sigortalı araç sürücüsü…’un tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, yargılama neticesi sigortalı araç sürücüsü…’un 14.100,00TL adli para cezası ile cezalandırıldığını, vefat eden … mirasçıları tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapıldığını ve 2017/21650E. 2017/43306K. sayılı karar ile Adana …İcra Müd.nün … sayılı dosyasından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve neticede müvekkili tarafından 123.191,84TL tazimat ödemesi (1.383TL müvekkili alacağı mahsup edilerek 121.808,84-TL ödenmiş) yapılmak zorunda kaldığını, meydana gelen trafik kazası nedeniyle, vefat eden … mirasçılarına 2009 kaza yılında 50.000TL tazminat ödemesi yaptığının öğrenildiğini, ancak davalı sigortalının zarar görenlere yapmış olduğu tazminat ödemesini müvekkili sigorta şirketine bildirmemesi nedeniyle müvekkili tarafından fazladan tazminat ödemesi yapılmasına sebebiyet verildiğini ve müvekkilinin zarara uğradığını, Kayseri … Noteriliği nin 08.10.2009 tarihli … yevmiye nolu ibraname ve feragatnameden görüleceği üzere, davalı sigortalı şirket tarafından vefat eden … mirasçılarına 35.000TL maddi, 15.000TL manevi tazminat olarak toplam 50.000TL ödemiş ve feragatname ve ibraname alınmış olduğunu, Sigortalı aracın yolcu taşımak için ruhsatlı olmadığı, sigortalı aracın kapalı kasa kamyonet vasfında olduğu ve bu araçla yolcu nakli yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla sigorta poliçesi Genel Şartlar b.4.c maddesi gereğince müvekkilinin zararı karşılama yükümlülüğünün olmadığını, poliçe teminatı dışında kalan bu zararın davalı araç maliki olan sigortalı tarafından ödenmesi gerektiğini, sonuç olarak davanın kabulünü, fazlaya İlişkin talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 123.191,84TL’ nin ödeme tarihi olan 03.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; zaman aşımı sürelerinin dolduğunu; davanın mirasçılar ve kazaya karışan araç sürücüsüne de ihbarını talep ettiklerini, Müvekkilinin 01.06.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat eden …nın mirasçıları …, …, …’ya 08.10.2009 tarihinde 35.000TL maddi tazminat ve 15.000TL manevi tazminat ödemesi yaptığını, Ödemenin noterlik kanalıyla ibraname ve feragatname gereğince … mirasçılarına yapıldığını ve iş bu kazayla alakalı olarak herhangi bir hakları kalmadığını kabul ve beyan ettiklerini, davacının Tahkim Komisyonu tarafından tespit edilen dava konusu bedeli ödediğini, bu durumun kendi kusurundan kaynaklandığını, davacının tahkim komisyonuna müracaatını ve neticesini müvekkiline bildirmeden resen verdiği kararla ödediğini, müvekkili yönünden açılan iş bu davanın asıl muhataplarının mirasçılara İhbarı gerektiğini, burada sebepsiz zengınleşenin mirasçılar olduğunu, davanın sürücü…’a ihbarını istediklerini, davacının, istihap haddinin aşılmasından dolayı müvekkili firmaya daha evvel Kayseri ….icra Müd. …Esas sayılı dosya ile 7.127,81TL bedel tutarında icra takibi yaptığını, bu bedelin müvekkili tarafından ödendiğini, davacının haksız talebinin kabulü olarak değerlendirilmemek üzere, müvekkilince ödenen 50.000TL’nin ödendiği yıl ve takip edilen yıl bakımından uyarlanmasının da yapılmasını, anılan sebeplerle müvekkili firmanın iş bu davadan hukuki bir sorumluluğunun bulunmadığını, Sonuç olarak, davanın, ihbar taleplerinin kabulü ile, bildirdikleri kişilere tebliğini; zaman aşımı yönünden davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini; lehlerine ücreti vekalet ile yargılama giderine hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi Tarafından; “…Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2017/21650 E.– 2017/43306 K. sayılı kararı, karara karşı Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan itirazın, İtiraz Hakem Heyeti Kararı ile reddedilmesiyle kesinleşmiştir. Söz konusu karara göre, davacı … için hesaplanan 63.512,00 TL,…(çocuk)… için hesaplanan 7.334,00 TL, … için hesaplanan 9.075,00 TL, …( anne) … için hesaplanan 10.380,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplamda 90.301,00 TL’nin 25/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile… Sigorta A.Ş.’den tahsiliyle davacılara verilmesine,taleplerin geri kalan 59.699,00 TL kısmının reddine karar verilmiştir. Davacı sigorta şirketi Adana… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında asıl alacak, işlemiş faiz, yargılama harç ve giderleri ile ilam ve icra vekalet ücretleri olmak üzere toplam 121.808,84 TL ödemiştir. Her ne kadar davacı şirket ödediği bedelin tamamını talep etmiş ise de; …,…(çocuk),… ve …(anne) … vekili tarafından 22/03/2017 tarihli dilekçeyle… sigorta A.Ş.’ye başvuru yapıldığı ve sigorta şirketince ödeme yapılmaması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde 11/04/2017 tarihli başvurunun yapıldığı anlaşılmakla sigorta şirketi ödeme yapmamakla davanın açılmasına kendisi sebebiyet vermiştir.Bu nedenle tahkim yargılaması ve icra takibinde sorumlu olduğu alacağın ferilerine( dava- icra masrafları, dava-icra vekalet ücreti, işlemiş faiz vs) kendisinin katlanması gerektiği kanaatine varılmıştır.Ayrıca tahkim yargılaması sırasında dava sigortalıya ihbar edilmemiş olduğundan davacının ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi talebi yerindedir. Netice itibariyle yukarıda belirtilen gerekçelerle; Sigorta Tahkim Komisyonu’nun kararına dayalı olarak davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı … mirasçılarına ödenen 90.301,00-TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 03/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketinin basiretli bir tacir gibi davranmamış ödeme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı konusunda gerekli araştırmayı yapmadan poliçe teminatı miktarıyla ödeme yaptığını, müvekkili firmanın müteveffa … mirasçılarına maddi manevi tazminat ödemesini noter kanalıyla yapmış olup, tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, sigorta poliçesi genel şartlar gereğince sigorta şirketinin, zararı tazmin sorumluğunun olmadığının tespitinin sigorta şirketince yapılması zorunluluk arz ettiğini, tazmin sorumluğunun doğmadığı hallerde sigortalının zarar gören mirasçılarına ödeme yaptığını sigortacıya bildirme zorunluğunun da bulunmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine başvuru yapılması sırasında eksik belgenin mevcut olduğu, eksikliğin giderilmesi için müvekkili şirket tarafından başvurana/talepte bulunan vekiline yazı gönderildiği ancak başvuran/talepte bulunan vekili tarafından eksiklik giderilmeden tahkim yoluna başvurulduğu göz önünde bulundurulduğunda, tahkim yargılamasına müvekkili sigorta şirketinin sebebiyet vermediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, ZMSS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminatın tahsili hususunda başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı sigorta şirketinin, 13.11.2008 tarihinde davalı şirket adına tescilli … plakalı…kapalı kasa kamyonet araç için … poliçe numaralı ZMSS poliçesini tanzim ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.2918 sayılı KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigotacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir. Görüldüğü gibi davalı şirketin işleten sıfatını taşımaması, onun kiracısıyla arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren olduğundan, davalı şirket sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.Somut olayda aracın dava dışı…’un sevk ve idaresinde iken 01.06.2009 tarihinde kazaya karışmış olup davacı sigorta şirketi tarafından, kaza nedeniyle 3. kişinin ölümü nedeniyle ölenin yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği iddiasıyla, ZMSS poliçesi genel şartlarının B.4.e maddesinde belirtilen, “tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması” düzenlemesi gereğince dava sigortalısına rücu şartlarının oluştuğundan bahisle işbu dava açılmıştır. Davalıya ait aracın verildiği… aracın şöförü olup, davalı ise 2918 Sayılı KTK’nun 3. maddesine göre aracın işletenidir. Ancak KTK’nun 95. maddesi hükmü uyarınca bu dava ZMSS şirketi tarafından sadece sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi, sigortalısı) aleyhine açılabilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/8353 Esas, 2019/6270 Karar). Yine KTK.’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir.Görüldüğü üzere, davalının işleten sıfatını taşımaması, taraflar arasındaki iç ilişkiye ait bir sorundur ve sigortacının trafik sigortasına dayalı olarak tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda başvurabileceği kimse, aracın gerçek işleteni kim olursa olsun, sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan sigorta ettiren olduğundan davalı şirket sigorta poliçesinin veb sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür. (aynı yönde Yargıtay 17. HD’sinin 2013/8389 E-2014/7471 K sayılı kararı)Dosyanın incelemesinde; davacı sigorta şirketinin, 13.11.2008 tarihinde davalı şirket adına tescilli … plakalı…Kapalı kasa kamyonet araç için … poliçe numaralı ZMSS poliçesini tanzim ettiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp davacı sigorta sözleşmesi kapsamında koşulları var ise sözleşmenin akidi ve mirasçılarına rücu edebilecektir.Kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihi itibariyleyürürlükte bulunan ZMSS poliçesi genel şartlarının B.4.e maddesi göre, tazminatı gerektiren olay, “yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilâkı yüzünden meydana gelmiş ise, bu takdirde de sigortacı üçüncü kişilerin bu sebeplerle oluşan zararlar karşılandıktan sonra kendi âkidi olan sigorta ettirene rücu edebilme hakkına sahip olacaktır.Uygulamada bu konudaki uyuşmazlık genellikle istiap haddi ile ilgili olmaktadır. Bu hâllerde de istiap haddinin aşılması ile riziko arasında uygun bir illiyet bağının mevcudiyeti şarttır. Sigortacının bu madde hükmünden yararlanabilmesi için yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu taşınması hâlinin de münhasıran kazanın oluşumunda etken olması gerekmektedir.Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2001 tarihli ve 2001/11-1109 E., 2001/1108 K. sayılı kararında da benimsenmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/17-1083 Esas 2019/26 Karar) Davaya esas kaza 01.06.2009 tarihinde meydana gelmiş ve sigortalı aracın kapalı kasa kamyonet olduğu, ruhsatında kullanım şeklinin “hususi-yük nakli” olarak belirtildiği, … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu (yüzde 30) olduğu 11.12.2020 tarihli bilirkişi raporu tespit edildiği, yine ceza dosyasında alınan beyanlarda kazada ölen kişinin aracın sağ ön koltuğunda oturduğunun belirtildiği görülmüştür.2918 sayılı yasanın 3. maddesinde; “Kamyonet : (Değişik: 12/7/2013-6495/13 md.) Azami yüklü ağırlığı 3.500 kilogramı geçmeyen ve yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıttır. Sürücü ve yanındaki oturma yerleri dışında başka oturma yeri de bulunabilen, sürücü bölümü gövde ile birleşik kamyonetlere panel-van denir. Yolcu : Aracı kullanan sürücü ile hizmetliler dışında araçta bulunan kişilerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu 65. maddesinde (Değişik: 25/6/2010-6001/36 md.) Araçların yüklenmesinde, yönetmeliklerle belirlenen ölçü ve esaslara aykırı olarak; taşıma sınırı üstünde yolcu alınmasının yasak olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte Kamyon, Kamyonet ve Römorklarla Yolcu Taşınabilmesi Esasları Kara yolları Trafik Yönetmeliğinin 130. maddesinde; “Kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarda yük üzerinde insan taşınmasının yasak olduğu ancak gerekli hallerde, kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarla;
a) Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen ölçülere uygun oturma yerleri yapılması,
b) Kasa kenarlarının düşmeyi önleyecek şekilde kapalı ve üzerinin örtülü olması, şartıyla taşıma sınırının her tonu için 2 yolcu taşınabilir.
c) Kısa mesafelerde işçi taşınmasında kullanılacaklar için, kasanın yanı ve arka kapaklarının 90 cm. yükseklikte ve sağlam şekilde kapalı olması, karoser zemininden itibaren en az 120 santimetre yüksekliğinde elle tutulacak sağlam bir korkuluğunun bulunması şartı ile taşıma sınırının her tonu için ayakta 2 yolcu (işçi) taşınabilir. Bu amaçla kullanılan araçların üzeri açık olabilir.
d) Yükle birlikte yolcu ve hizmetlilerin taşınmasında aşağıdaki esaslara uyulması mecburidir.
1) Yüklerin sağlam olarak yerleştirilmiş ve bağlanmış olması,
2) Kasanın yan ve arka kapaklarının kapalı olması,
3) Yolcuların kasa içinde ayrılacak bir yerde oturtulması,
4) Yüklerin üzerine hiçbir şekilde yolcu bindirilmemesi,
Şartıyla yükle birlikte yolcu taşınabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Dosyada aldırılan 11.12.2020 tarihli raporda; kaza yapan aracın Karayolları Trafik Yönetmeliği 130. maddesinde belirtilen niteliklere haiz olup olmadığı irdelenmediği gibi ölenin ön koltukta oturuyor olması hususu dikkate alındığında kazanın münhasıran yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu taşınması nedeniyle meydana gelip gelmediği yönünde herhangi bir tespite yer verilmediği görülmüştür. O halde mahkemece belirtilen hususlarda ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre davacı sigortacının Genel Şartların B.4.e maddesine dayanarak rücuen tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Yine 2918 sayılı KTK’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigotacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmektedir. Bununla birlikte 6098 sayılı TBK 61. maddesinde; Birden çok kişinin birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olunup 164. maddede, müteselsil borçlunun, alacaklıya karşı, ancak onunla kendi arasındaki kişisel ilişkilerden veya müteselsil borcun sebep ya da konusundan doğan def’i ve itirazları ileri sürebileceği, müteselsil borçlulardan biri ortak def’i ve itirazları ileri sürmezse, diğerlerine karşı sorumlu olacağı 165. maddesinde ise, Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlunun kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramayacağı düzenlenmiştir.Davacı Sigorta Tahkim Komisyonunun 2017/21650 Esas 2017/433306 Esas sayılı ilamı ile dava dışı üçüncü kişilere ödeme yapmış olup davalının bu dosyada taraf olmadığı dolayısıyla Sigorta Tahkim Komisyonunca belirlenen zarar miktarına itiraz etme olanağı bulunmadığı sabittir.Mahkemece aldırılan 11.12.2020 tarihli kusura ilişkin raporda davalı araç sürücüsünün % 30 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olup mahkemece davacının ödemeye esas aldığı aktüerya raporu bilirkişi marifetiyle denetlenememiş olup karar bu yönden de usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davalının istinaf talebinin kabulüne,kararın kaldırılmasına ilişkin dairemizce verilen kararın niteliğine göre davacının istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.Bu itibarla; davalı vekillinin istinaf başvurusu yerinde görülerek 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 20/04/2021 tarih ve 2019/447 Esas 2021/268 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı taraftan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafça yapılmış istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-Kararın kaldırılmasına ilişkin dairemizce verilen kararın niteliğine göre davacının istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,bu nedenlerle yatırdığı istinaf harçlarının talebi halinde kendisine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 16/09/2021