Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1200 E. 2021/1473 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2021/1200
KARAR NO:2021/1473
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2021
NUMARASI:2019/535 Esas, 2021/317 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:24/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:24/09/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/05/2021 tarih, 2019/535 Esas, 2021/317 sayılı kararı davacılar vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan …’in kuaförlük yaptığını, davalı ile tanıştığını, o sıralarda yurt dışında bulunan davalı adına davalıya yardımcı olmak için Kayseri de birkaç işini yaptığını, davalının parası olduğunu ancak işsiz olduğunu, ortak olurlarsa işini daha da büyüteceğini söyleyerek 80.000,00-TL ödeme yapacağı vaadi ile …’e ait kuaförlük dükkanına ortak olmak için Av. … tarafından 27/05/2015 tarihinde haricen düzenlenmiş ve davalı sermayesinin 84.000,00-TL olduğu gösterir ortaklık sözleşmesini davalı ile birlikte yaptığını, ardından davalı ile davacılardan … 01/06/2015 tarihinde Av. …’un yazıhanesinde yine ortaklık ile ilgili olarak bir harici sözleşme daha yapıldığını, dava konusu olan 80.000,00-TL tutarlı senedin düzenlendiğini, sözleşmede belirtildiğini, sonrasında davacı …’in senedi imzaladığını, …’in babası olan …’i de çağırarak müşterek kefil müteselsil borçlu olarak senedi imzalattığını ve senedi davalıya verildiğini, hukuka aykırı bir biçimde senedi ele geçilen davalının haksız biçimde icra takibi başlattığını, davacıların mallarının haczedildiğini, davacı …’e hacizli taşınmazın da satış aşamasına geldiğini, ilk başta senedin bono olarak gözükmekte ise de senedin esasen bono olmadığını, iki adet sözleşmeye illi biçimde bağlanmış olduğunu, kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğinin aşikar olduğunu, iptale konu senedin veriliş sebebinin sözleşmelerde belirtildiğini, sözleşmedeki senedin ödenmesi ibaresi icra takibine alınacağı anlamına gelmediğini, davacıların hiçbir borcu olmadığı halde hukuka aykırı biçimde ele geçirilen ve davacılar hakkında şarta ve sözleşmeye bağlanmış iken haksız başlatılan kambiyo takibi nedeniyle menfi tespit davası açıldığını, bu nedenlerle icra dosyasına yatırılan 124.680,00-TL icra dosyası toplamı, 18.702,00-TL teminat tutarı olmak üzere toplam 143.382,00-TL paranın dava sonuna kadar davalıya ödenmemesini hususunda tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile davacıların davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının işsiz güçsüz, başkasını kandırıp geçinen bir kişi olmadığını, İngiltere’de yaşadığını, orada restoranlarının bulunduğunu, Kayseri’de iki dairesinin, köyde villasının, …’da yazlığının bulunduğunu, davacılardan …’in 2 ay öncesine kadar buradaki evlerinin birinde kiracı olduğunu, davalının davacılara ödeme yaptığını, 2014 yılında ortak tanıdıkları vasıtasıyla davacılarla tanıştıklarını, davacı …’in bu işte para kazanacakları konusunda davalıyı ikna ettiğini, 2014-2015 yıllarında değişik zamanlarda toplam olarak 12.702,00-GBP, 6.373,32-Euro, 1.367,62- USD ve 14.661,59-TL gönderdiğini, 2015 yılının 6.ayında Türkiye’ye gelerek bu paralar karşılığında davacı … ile … Salonuna ortak olduğunu, taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden kısa sonra davalının davacıdan ortaklık ile ilgili kar payını istediğini, davacıların para kazanamadıklarını, bu nedenle davalıya ödeme yapamayacaklarını, kendilerine süre verilirse ortaklığa yatırdığı parayı kendisine ödeyeceklerini, ortaklığı bitirmek istediklerini, bu maksatla davacıların Av. …’un yardımını istediğini, avukat nezaretinde bir araya geldiklerini, davalının davacılara ödediği muhtelif paralara bir yıl önceki kur ile 84.000,00-TL olan paraya karşılık 80.000,00-TL bedelli 01/06/2016 vade tarihli senet düzenlendiğini, davalıya verildiğini, dava tarihi geldiğinde davacıların tarla satarak borcu ödemek istediklerini, senedin icraya konulmamasını istediklerini, bunun üzerine davalının bir yıl daha beklediğini ancak borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davacıların da bu sefer işbu davayı açtıklarını, davalının iyi niyetli olduğunu, kandırıldığını, davacıların kötü niyetli olduğunu, davalıya olan borçlarını ödemek istemediklerini, davacıların senet imzalayıp verdiklerini ikrar ettiklerini, bu nedenlerle haksız ve hukuksuz açılan davanın reddini, icra dosyasındaki tedbirin kaldırılmasını, % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava ve takip konusu senetler kambiyo senedi olup kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi uyarınca geçerli bir kambiyo senedi borçlusunun senedi hükümden düşürmek için ancak alacaklıdan sadır olmuş geçerli bir senet veya kesin delillerle senedin geçersiz olduğunu yahut senedin bedelsiz olduğunu ispatla yükümlü olduğu, davacının bu kapsamda bir delil ve belge sunmadığı ve iddiasını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İş bu kararı davacılar vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının savunmalarında özetle, davacı …’e ödenen para verilmesi nedeni ile alacaklı olunduğunu ve senet düzenlendiğini savunmuş ise de, senet bedelinin önceden ya da daha sonradan davacılara verildiğini gösterir belge bulunmadığı, açıkça senedin ortaklık için olduğunun sözleşmelerde belirtildiğinin sabit olduğunu, davalının geçmişten alacak iddiasına konu için davacı …e gönderdiği ve tutarı cüzi olan paralarda davalının istediği yerlere zaten harcandığını ve tarafından dosyada da delillendirildiğini, senedin borca ilişkin olmadığını, ortaklığa ilişkin verildiği hükmünün sözleşmede yazılı olduğunu, taraflar arasında ortaklık ilişkisinin araştırılmadığını, irdelenip senet ile ilişkisinin değerlendirilmediğini, senedin belik ödeme belgesi veya ortaklık için teminat niteliği taşıyabileceği düşünülse de, geniş manada taraflar arasındaki hukuki ilişki kapsamında olup, buna göre değerlendirilmesi gerekeceğini, mahkemenin yanlış norm uygulaması yaptığını, istinaf ya da temyize uygun yeter açıklamanın hükümde oluşturulmadığını, dosyanın eksik incelemeye dayalı olduğunu, davanın nitelemesinin de eksik yapıldığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağının kambiyo senedi olduğunu, bononun bağımsız borç ikrarının bir senet olup, senetlerdeki mücerretlik ilkesi gereği geçerli bir kambiyo senedini hükümden düşürmek için davacının, alacaklıya sadır olmuş geçerli bir senet veya kesin delillerle senedin geçersiz olduğu yahut senedin bedelsiz olduğunun ispatla yükümlü olduğunu, davacının davasını ispatlayamadığını, davacı tarafın kendi beyanlarına göre, kendi avukatları nezdinde davalıya bu bonoyu verdiklerinin açık olmasına rağmen borçlarını ödememek için her türlü yola başvurduklarını, davacıların kötü niyetli olduğunu, davalının yeterince mağdur edildiğini, icra dosyasına yatan paranın bir an önce davalıya ödenmesi için mahkemece verilen ihtiyati tedbirin de kaldırılmasını talep ettiğini beyan ederek mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine, dosyasına yatan paranın bir an önce davalıya ödenmesi için mahkemece verilen ihtiyati tedbiren kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, İİK.72 mad gereği icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalının davacılara karşı Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, takibin dayanağının 01.06.2015 düzenleme tarihli, 01.06.2016 ödeme tarihli 80.000,00 TL bedelli bono olduğu görülmüştür. Davacılar tarafından dosyaya sunulan 27.05.2015 tarihli adi yazılı sözleşmenin davacı ve davalı tarafndan imzalandığı, davalının 84.000,00 TL sermaye koyduğu, bu suretle eşit oranda güzellik merkezine ortak olduğunun belirtildiği görülmüştür. Davacılar tarafından dosyaya sunulan diğer bir sözleşme incelendiğinde; 01.06.2015 tarihli davacı ve davalı yanca imzalanmış adi yazılı sözleşmede, davalının ortaklığa koyduğu 80.000,00 TL karşılığı 01.06.2016 tarihli senedin davacı tarafından davalıya verildiği, bu senet ödenmez ise ortaklığın devam edeceği, bu senet ödenirse ortaklık sözleşmesinin fesh olacağının kararlaştırıldığı görülmüştür.Kural olarak kambiyo senetleri, kayıtsız şartsız soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer.Bu itibarla, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu, şarta bağlandığını iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını HMK’nın 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekmektedir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu senedin şarta bağlanıp bağlanmadığı noktasındadır. Takip konusu senedin şarta bağlandığını ispat görevi davacıya aittir. Davacı, bononun davalı tarafından ödenmeyen ve ödenmediği halde ortaklık hisse bedeli karşılığında verildiğini iddia etmiş, senette lehtar olarak görünen davalı ise davacı ile kurulan ortaklıkta koyduğu sermayenin ortaklığın sonlandırılması halinde kendisine geri ödenmesinin sağlanması için verildiğini savunmuştur. Nitekim taraflar arasında imzalanan ilk 27.05.2015 tarihli sözleşmenin 4. Maddesi ile davalının ortaklığa 84.000,00 TL sermaye koyduğu anlaşılmıştır. Dava konusu senet metninin incelenmesinden, senedin teminat senedi olduğuna veya şarta bağlandığına dair senet metni üzerinde bir ibare bulunmadığı görülmüş, söz konusu senedin ortaklığın sonlandırılması halinde davalının ortaklığa koyduğu sermayenin tahsili için verilmiş bir borç senedi olduğu 01.06.2015 tarihli sözleşmenin incelenmesi sonucu anlaşılmıştır. Davacıların ortaklığın devam ettiğini ispat etmeleri gerekmekte olup böyle bir ispatın olmadığı, aksine 01.06.2015 tarihli sözleşmede bononun ortaklığın sonlandırılması sırasında bir borç senedi niteliğine haiz olacağının taraflar arasındaki sözleşmede belirlendiği görülmüştür. Dosya kapsamı itibariyle davacı tarafça iddiasını ispata yarar yazılı bir delil sunulmadığı gibi, senet metninde de, teminat senedi olduğuna, şarta bağlandığına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı, bono düzenlenmesine sebep olan ilişkinin taraflar arasında kabul gören adi yazılı sözleşme ile ispatlandığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın yerinde olduğu, davacıların istinaf talebinin esastan reddinin gerektiği kanaatine varılmıştır. Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’ nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerine görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 20/05/2021 tarih, 2019/535 Esas, 2021/317 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflarına tebliği işlemlerinin HMK 359/4 uyarınca Dairemiz tarafından yapılması yapılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 361 uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde YARGITAY’A temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/09/2021