Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1153 E. 2021/1317 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1153
KARAR NO: 2021/1317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2021
ESAS NO: 2020/217
KARAR NO: 2021/213
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/09/2021
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/03/2021 tarih ve 2020/217 E – 2021/213 K kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkili ile davalı arasında et ürünleri ticareti olduğunu, müvekkili şirketin davalıya en son 30/03/20219 tarihinde 3.483,96 Kg karkas tosun eti sattığını ve teslim ettiğini, bu ticari satıma ilişkin davalıya 30/03/2019 tarih … numaralı 253.838,19-TL bedelli fatura tanzim edildiğini, faturanın davalıya tesliminden sonra bir kısım ödemelere yapıldığını, müvekkili şirketin davalıdan 194.103,66-TL asıl alacağının kaldığını, alacağın tahsili nedeniyle Kayseri … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 31/05/2019 tarihinde 194.103,66-TL asıl alacak ve asıl alacağa faiz işletilmesi istemi ile takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın iptaline, takibin 179.103,66-TL asıl alacak ve 3.214,68-TL faiz yönünden devamına, inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin arabulucuk faaliyetinden haberinin olmadığını, o sırada cezaevinde bulunduğunu, davacının müvekkili aleyhinde takip başlattığını ve usulsüz tebligat yaparak müvekkili hakkında takibi kesinleştirdiğini, kötü niyetli olarak menkul ve gayrımenkul varlıklarına haciz koydurarak müvekkilini zor durumda bırakıp alacağını tahsil etmeye çalıştığını, müvekkilinin davacıya bir borcu bulunmadığını ve bu sebeple takibe itiraz ederek takibin durduğunu, yargılama harç, gider vs karşı tarafa yükletilerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunm
alar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “… Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından ticari defter ve kayıtları ibrazı üzerine mali müşavir bilirkişiden alınan 02/02/2021 havale tarihli rapordan özetle; Davacı şirketin 2019 Yılı Yevmiye,Defter-i Kebir, Envanter Defterlerinin 6102 sayılı TI K 65. Maddesi gereğince tutulduğu açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı şirketin takip tarihi olan 31/05/2019 tarihine kadar işletmiş olduğu reeskont faizi olan 3.214,68-TL’ nin 6102 TTK’nun 1530/4. Maddesi a,b,c, bendleri gereğince davacının dava konusu fatura, mal veya hizmeti teslim alma tarihi ve kayıtlara işleme tarihi ticari defter ve belgeleri ibraz edilmediği için tespit edilemediği, davacı şirket kayıtlarınDa dava konusu faturanın mevcut olduğu, faturanın düzenlenme tarihinden sonra davalı tarafından toplamda 52.000,00 TL ödemenin yapılmış olduğu, takip tarihinden sonra ise 15.000,00 TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu sonuç olarak davacının dava tarihi itibariyle davalı firma …’ dan 179.103,66-TL alacağı bulunduğu rapor edilmiştir. Dava, faturalara dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine davalının itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Takip konusu faturalara ilişkin olarak, davalının, vergi dairesine bildirdiği … belgeleri ile takip dayanağı fatura karşılığı mal ve hizmeti aldığını beyan etmiş olup, bu durum faturada yazılı emtianın teslim alındığı anlamına gelmektedir. (bkz.Yargıtay19.HD. 2014/7040E. -2015/4465K. ve 2014/19083E. -2015/8197 K.) Davalının, takip dayanağı faturayı … belgesi ile vergi dairesine bildirerek fatura karşılığı hizmet-mal aldığını beyan etmiş olması nedeniyle faturalarda yazılı ürünlerin teslim alındığı sabit olup, fatura içeriğine 8 gün içinde itiraz edilmediği için davalı taraf TTK 21/2 maddesi uyarınca fatura içeriklerini kabul etmiş sayılacağından dolayı fatura bedellerinin ödendiğine dair ispat yükü davalı taraftadır.Davalı ödemeye ilişkin delil sunmadığı gibi ticari defterlerinin sunulması için verilen kesin süre içerisinde de defter ibrazında bulunmadığından davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığı değerlendirilerek davacının usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtları davacı lehine delil olarak kabul edilmiş olup, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda takip konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,dava konusu faturadan dolayı davalıdan 67.000,00-TL tahsilat yapılmış olduğu,bu nedenle davacının bakiye alacağı 179.103,66-TL olarak tespit edildiği anlaşıldığından bu miktar alacak yönünden davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından rapora itiraz dilekçesinde 6102 sayıl TTK’nın 1530. Maddesi gereğince fatura tanzim tarihinden itibaren 30 gün sonra temerrüdün gerçekleşeceği ve temerrüd faizi hesaplanması gerektiği beyan edilmişse de anılan kanun maddesine ait gerekçede de açıklandığı üzere, TTK 1530.maddenin konuluş amacına baktığımızda, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. ( Bkz. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/289 esas, 2017/1425 karar sayılı ilamı.)Yalnızca fatura düzenlenmesiyle de davalının temerrüdünün gerçekleşmeyeceği anlaşıldığından, davacı tarafından, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair mahkememize de herhangi bir delil sunulmamış olması nedeni ile davacının faiz talebi yerinde görülmediğinden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kurulan hüküm ile; açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 179.103,66 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarının % 20’si oranında (35.820,73-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın hiç bir somut dayanağı olmayan hukuksuz bir karar olduğunu, müvekkilinin icra takibine konu olan borcuna ilişkin herhangi somut bir belgenin dosyaya sunulamadığını, müvekkilinin karşı taraftan mal aldığına ilişkin somut bir delilin dosya kapsamına giremediğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın bozularak müvekkili lehine tatbik edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, takibe konu fatura nedeniyle teslim edilen mal bedelinin davalı tarafından ödendiğinin yazılı ve geçerli delillerle ispat edilemediğinden davalı tarafından vergi dairesine bildirilen BA formunda yer alan fatura karşılığı satış nedeniyle ödenmeyen bedel karşılığında davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinde davalının borca itirazının iptali ile talebin kısmen kabulüne dair kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/03/2021 tarih ve 2020/217 E – 2021/213 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 11.876,36 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 3.059,00 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 8.817,36 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- stinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/09/2021