Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1135 E. 2021/1312 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1135
KARAR NO: 2021/1312
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2021
ESAS NO: 2019/333
KARAR NO: 2021/451
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/09/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 14/09/2021
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/04/2021 tarih ve 2019/333 E – 2021/451 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının sahibi olduğu … Ltd. Şti. ile 2015 yılında ortak olduğunu, bu ortaklık sebebi ile davalı yanın müvekkilinin hesabına göndermiş olduğu paranın ve şirketi aracılığıyla müvekkiline vermiş olduğu bazalt taşına karşılık teminat amacıyla … Bankası … Şubesi nezdindeki… numaralı hesabına ait… ve … sıra nolu çekleri müvekkilinden aldığını, teminat amacıyla verilen her iki çekin bedelinin (500.000,00+500.000,00) 1.000.000,00-TL olduğunu, söz konusu çeklere aradaki ortaklık ve iyi niyet gereğince herhangi bir tarih atılmadığını, ancak davalının çekleri aldıktan sonra hal ve hareketlerinin değiştiğini, müvekkili ile olan ortaklığını 2018 yılında sonlandırdığını, ortaklığın sonlanmasından sonra davalının müvekkilinden sürekli para istediğini, aksi taktirde teminat çeklerini icraya koyacağı şeklinde tehdit ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin işlerinde kullandığı … marka aracını ve… marka aracını davalıya devrettiğini, en sonunda davalının hiçbir alacağı olmamasına rağmen elinde bulunan çeklere birine 30/04/2018 tarihini, diğerine 05/05/2018 tarihini yazarak çeklerin arkasını yazdırdığını ve müvekkilinin karşılıksız çekten dolayı Kayseri 1. İcra Ceza Mahkemesi’ne şikayet ettiğini, ayrıca davalı… seri nolu 500.000,00-TL bedelli ve 30/04/2018 vade tarihli çeki Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icraya koyduğunu, müvekkilinin bankadan davalıya ve ortağı olduğu… Ltd. Şti.’ne yaptığı olduğu ödemelerin incelenmesinde müvekkilinin … Ltd. Şti.’nden alacaklı olduğunu belirterek Kayseri… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasına konu 30/04/2018 tarihli ve 500.000,00-TL bedelli teminat çekinden dolayı müvekkilinin borcu olmadığının tespitine, dava konusu miktarın %20 ‘si oranında davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin sahibi olduğu … Ltd. Şti.’ne ortak olduğu iddiasının tamamen asılsız olduğunu, davacının ne 2015 yılında ortak olduğunu, ne de mevcut durumda şirketin ortağı olduğunu, bunların tamamen kafa karıştırmaya yönelik iddialar olduğunu, çekin bir sözleşme ya da ispat aracı olmayıp hukukta çekin bir ödeme aracı olduğunu, davacının dava dilekçesinde müvekkilinin elindeki çek ve senetlere dayanarak sürekli para istediğini aksi taktirde çekleri ve senetleri icraya koyacağından bahisle tehdit ettiğini buna binaen de kendisinin kullanmış olduğu … marka aracını ve… marka aracını müvekkiline devrettiğini beyan ettiğini, bu iddiayı kabul etmediklerini, davacının şimdi borcu olmadığından bahisle yargı yoluna başvurduysa daha önce de yargı yoluna başvurması gerektiğini, yine aynı şekilde Kayseri 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2018/900 Esas sayılı dosyası kapsamında da davacı tarafından keşide edilen … Bankası … şubesine ait … iban numaralı 05/05/2018 keşide tarihli … seri numaralı 500.000,00-TL bedelli çekin karşılıksız çıkması neticesinde de sanık …’nun 498.400,00-TL adli para ile cezalandırılması yönünde karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın, dava konusu taraflar arasındaki ticari ilişkinin teminatı olarak verilip verilmediği, söz konusu çekin teminat amacıyla verilmiş olması durumunda ise teminat fonksiyonlarını devam ettiripettirmediği, bu çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarından ibaret olup, davaya konu edilen çekin kambiyo senedi vasfında olması ve davacının iddialarını ve bu çekten dolayı borçlu olmadığını yazılı delil ve belgelerle ispat edememesi nedeni ile davacının dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olması karşısında, davalıya karşı yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulmaması dikkate alındığında, mevcut dosya kapsamına göre, yasal delillerle usulünce ispatlanamayan davanın karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddi ile birlikte davalı lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Menfi tespit davasının reddi halinde davalı lehine tazminatı düzenleyen İİK’nun 72/4. maddesine göre; “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” şeklindedir. Buna göre davalının cevap dilekçesinde talep ettiği İİK’nun 72/4. maddesi gereği tazminata hükmedebilmek için de davalı tarafça yapılan takibin tedbiren durdurulmuş olması ve davalının bundan kaynaklanan bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Mahkememizce icra takibinin durdurulması yönünde bir ihtiyati tedbir kararı verilmediği dikkate alındığında, davalının alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararının bulunmadığından dolayı koşulları bulunmadığından davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat isteminin reddine dair karar verilmiştir….” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı… … Ltd. Şti. Şirketini kurduğunu ve bütün işlemleri bu şirket adını kullanarak yürüttüğünü, davalı ihalelere giremediği için müvekkilinin bütün ihalelere girdiğini ve davalı ile ortak iş yaptıklarını, davalının müvekkiline yapacakları iş karşılığında vermiş olduğu bazalt taşına karşılık teminat olarak … Bankası … Şubesi …numaralı hesaba ait… ve … seri numaralı çekleri müvekkilimizden aldığını, çeklere aradaki güven sebebiyle tarih atılmadığını, ancak davalı bu çekleri aldıktan sonra müvekkiline karşı hal ve hareketleri değiştiğini ve müvekkili ile ortaklığı 2018 yılında sonlandırdığını, ortaklığın sonlandırılmasından sonra davalı müvekkilimizden alacağı olmamasına rağmen sürekli para istediğini aksi taktirde elinde bulunan çekleri icraya koyacağını söyleyerek tehdit ettiğini, nitekimde davalı müvekkilinin vermiş olduğu çeklerin üzerini doldurarak icraya koyduğunu, davalı müvekkilinden teminat olarak almış olduğu çeklerden haksız ve kötüniyetle hak iddia ettiğini, müvekkilinin davalıya kesinlikle borcu bulunmadığını, aksine müvekkilinin davalıdan alacaklı konumunda olduğunu, yine yazılan… ve … seri numaralı çeklerin yer aldığı çek defterinden sonra müvekkilimiz aynı bankanın bir çok çek defterini kullanmış olup bu çekleri zamanında ödediğini, davalının elinde ki çekler haricinde müvekkilinin hiçbir çeki yazılmadığını, davalının dilekçelerinde esasen kendileri ile çelişmekte olup, müvekkili ile ortaklık yapmadıklarını iddia ettiklerini, bilirkişi raporunda müvekkilimi ile davalı arasında oluşan para giriş çıkışları resmi olup belgeli olduğunu, davalı müvekkilini güvendirerek bütün işlerini… … Ltd. Şit. İle yürüttüğünü, yerel mahkemenin davalının defter ve belgelerini incelemek için dosyayı kendisine göndermesi üzerine davalının vekilini aradığını, davalı vekilininde davalıya ait deftere ve belgelerin… adresinde defter ve belgelerin hazır olacağını defter ve belgeleri de incelemeye sunacak kişinin … … olduğunu bildirdiğini, davalının gerçek kişi olarak bir ticari işletmesi dosya kapsamında bulunmadığını, keza davalı… Ltd. Şti. Tek pay sahibi olarak yer aldığını, ticari defter kayıtlarında da görüldüğü üzere müvekkili ile… Ltd. Şti. arasında 2015-2017 yılları arasında süren bir ticari ilişkisi bulunduğunu, bu durumda söz konusu çeklerin müvekkili ile… Ltd. Tic. arasında ki ticari ilişki sebebiyle müvekkiline verildiği anlaşıldığını, burada dikkat edilmesi gereken bir husus da müvekkilinin davalıya vermiş olduğu çekler tacir çeki olduğunu, bunun yanında müvekkili hem davalının hesabına hemde şirket hesabına bu ticari ilişki sebebiyle para gönderme işlemleri gerçekleştirdiğini, davalının müvekkilimizle olan ilişkisi dava dışı… San. Tic. Ltd. Şti. ile ortak olarak yürütüldüğünü, yani davalıya verilen çekler, … San. Tic. Ltd. Şti. ile olan ilişkisinden kaynaklı olduğunu, bu hususu yerel mahkeme araştırma gereksinimi dahi duymadığını, davacı ile şirketin uzman görüşünde de belirtildiği gibi organik bağ bulunduğunu, müvekkilinin bu çekleri davalıya ticari iliki dışında verilmiş olabileceğini düşünmek hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı ikinci cevap dilekçesinde müvekkili ile dava dışı olan ve davalının tek ortak olarak sahibi olduğu şirketin ticari işikisi olduğunu söylediğini, bu hususta davalı ile şirketin mal varlıklarının karıştığı anlamına geldiğini, dava konusu çek direk davalı tarafından icra ya konulmuş, çek davalıya ciro yoluyla geçmediğini, bu sebeple bu somut olayda kişisel defilerin iyi niyetli 3. kişilere sürülmesini engelleyen durum burada geçerli olmayıp, müvekkilinin davalıya karşı çekin bedelsiz olduğunu iddiasını ileri sürebileceğini, müvekkilinin bu şahıstan herhangi bir mal veya hizmet almadığını, esasen davalının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/333 esas 2021 karar sayılı dava dosyasının bozulmasını, yeniden yargılama yapılarak açmış olduğumuz davamızın kabulüne karar verilerek, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa ikmaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; basiretli tacir davranışı sergilemesi beklenen, TTK ya göre tacir sıfatına haiz davacının iddiaları da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu noktada davacının çekleri neden müvekkiline verdiğine dair herhangi bir beyanı da bulunmadığını, aralarındaki ortaklık ve iyi niyete güvenip herhangi bir tarih yazılmadan teminat amacıyla çekleri verdiğini beyan etmesi basiretli bir tacirin eylemi olmadığını ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, TTK m.18/2 ‘de bu husus; “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” şeklinde düzenlendiğini, Yargıtay’a göre de, basiretli iş adamı gibi hareket etmek, “bugünün ve istikbalin piyasa durumunu tacirin işlemi yaptığı sırada göz önünde tutması” demek olduğunu, yıllardır ticaret ile uğraşan davacının tüm bu hususları göz ardı edip iyi niyetle herhangi bir tarih yazmadan çekleri müvekkiline verdiğini beyan etmesi akla ve mantığa aykırılık teşkil ettiğini, davacının istinaf taleplerinin reddine, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/333 E. – 2021/451 K. Sayılı 26.04.2021 tarihli kararın onanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan deliller , ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında , davacının kesin,yeterli ve yazılı delillerle davaya konu çekten borçlu olmadığını veya ilgili çekin teminat çeki niteliğinde olduğunu ispat edememesi nedeniyle davanın reddine ilişkin kararda mahkemesince yazılı ayrıntılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı,bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 26/04/2021 tarih ve 2019/333 E – 2021/451 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/09/2021