Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1935 E. 2022/1944 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1935
KARAR NO: 2022/1944
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/06/2022
NUMARASI: 2022/64 Esas 2022/440 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
G.K. YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2022
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2017 yılından bu yana TSK personeli olup … ‘de ikamet ettiğini, mernis adresinin … ili olduğunu, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasından müvekkiline yapılan 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olmayan bir şekilde yapıldığını, müvekkilinin borcun tümündün sorumlu tutularak dosyaya borçlu sıfatıyla eklendiğini, müvekkilinin icra takip borçlusunun babası ve akrabaları olup aralarında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, davalının nereden bulduğu belli olmayan adrese yapılan tebligatların kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin icra takip dosyasında ne alacaklı gözükene ne de dosya borçlusuna herhangi bir borcu ve bunlarla arasında herhangi bir borç doğurucu işlem olmadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile müvekkilinin Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasında borç ve ferileri yönünden borçlu olmadığının tespitine yahut ödenecek paralar için davanın istirdat davası olarak yürütülmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece;”Davacının davasının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davacının İİK’nun 89/3. Maddesi uyarınca davalı takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine, davacıdan tahsil edilen 21.700,00 TL’nin istirdatına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.482,32 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 143,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.339,28 TL harcın davalıdan alınarak hazine’ye gelir kaydına,…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; Öncelikle ihbarname tebligatlarının usulüne uygun olarak yapılmış olmasına rağmen yerel mahkemece tebligat kanunu hükümlerine aykırı değerlendirme ile aksi yönde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, adresin borçlunun mernis adresi olmaması ve tebligatın bu adrese yapılmamış olmasının kesinlikle tebligatın usulsüz olduğu anlamına gelmeyeceğini, aksi kabul tebligatın sadece ilgilinin mernis adresinde yapılabileceğini, bir başka deyişle mernis adresi olmayan kişiye tebligat yapmanın mümkün olmadığı anlamına gelecektir ki bu durumda kanunda gösterilen bilinen adres anlamını yitireceğini, dolayısıyla yerel mahkemece, yasaya uygun olarak usulen yapılan tebligatın eksik inceleme ve hatalı kanaatle usulsüz olduğu yönünde hukuka ve yasaya aykırı karar verilmesinin hatalı olduğunu, menfi tespit davası süresinde olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasa ilişkin inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediğini, Yasanın amir hükmü gereği ‘İspat Yükü’ davacı üzerinde olup işbu davada davacı üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediğini, yerel mahkemece ispat yükünün tespit ve tayininde hataya düşülerek davalı ise davacın …ün dosyasını asıl borçlularına ispat edemediğinden borçlu olmadığı anlaşılmış şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne karar verildiğini, ilk iki ihbarnameye itiraz etmeyen davacının davanın açılmasına kendisi sebebiyet vermiş olup yüksek mahkemenin yerleşik içtihatları doğrultusunda müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, yerel mahkemece vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 03.05.2017 tarih 2017/1289 Es. 2017/2628 K. sayılı kararının emsal olduğunu, yerel mahkemece verilen eksik araştırma ve hatalı değerlendirmeye dayalı kararın kaldırılarak, açılan davanın reddine karar verilmesi, alacağın tahsiline engel olmak amacıyla haksız ve kötüniyetli davayı açan davacı aleyhine müvekkili lehine alacağın %50 oranında tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek; istinaf başvurusunun kabulüyle, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlular … ve … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinin 04/02/2009 tarihinde başlatıldığı, takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine davacı 3.kişiye 89/1-2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin gönderilmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce davacı 3.kişinin bilinen adresine haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacı 3.kişi tarafından haciz ihbarnamelerinin usulsüzlüğüne ve borçlu olmadığına ilişkin işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davacı 3.kişiye gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinin 25/12/2020, 89/2 haciz ihbarnamesinin 20/01/2021, 89/3 haciz ihbarnamesinin 19/02/2021 tarihlerinde ” … Mahallesi … Sok. No: … İç Kapı No: … … / … ” adresine çıkartıldığı, davacı 3.kişinin 2017 tarihinden itibaren … ‘de ikamet ettiği, mernis adresinin 08/05/2018 tarihi itibariyle ” … Mahallesi … Sok. … Sitesi … … Blok No: … İç Kapı No: … … / … ” olarak kayıtlı olduğu, bu tarihten itibaren mernis adreslerinin sürekli … olduğu, haciz ihbarnamelerinin gönderildiği tarih itibariyle davacının … ‘deki görevinin başında olduğu, dolayısıyla haciz ihbarnamelerinin ikamet etmediği borçlu babasının adresine çıkartılarak tebliğ edilmiş olmasının usulsüz olduğu, davalı alacaklı tarafından davacı 3.kişinin takip borçlusuna borçlu olduğunun ispat edilemediği, ispat yükünün takip alacaklısı üzerinde bulunduğu, mahkemece davacı 3.kişinin borçlu olmadığının tespitine ve davacıdan tahsil edilen 21.700,00 TL’nin istirdadına ilişkin kararın yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İnceleme konusu karar usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İnceleme HMK’nun 353. maddesi gereğince duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/12/2022