Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/930 E. 2023/1226 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/930
KARAR NO: 2023/1226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/03/2023
NUMARASI: 2021/261Esas- 2023/162 Karar
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2023
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 23/04/2019 tarihinde … ili … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parselde bulunan 14 adet villa tipi taşınmazın, daire içlerinin makine alçısıyla yapıldıktan sonra saten alçısının yapılması, astar yapılması, malzeme dahil boyama işlerinin yapılması, dış cephelerin boyanması, mantolanması, işçilik ve KDV dahil fiyatlandırılarak yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, müvekkili şirketin sözleşmede belirlenen şartlara bağlı kalarak 3 adet villada edimlerini yerine getirdiğini, sonra davalı şirket ile aralarında yapılan sözleşmede “taşeron firmanın inşaatlarda yapmış olduğu hak edişleri hesaplanıp hak edişine göre ödenecektir” maddesine dayanarak Kayseri 8. Noterliği’nin … no’lu ihtarnamesiyle alacaklarının ödenmesi için davalı tarafa ihtarname keşide ettiğini. ancak davalı tarafça davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı şirketin uzun zamandır davalı şirketin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle yapımını üstelendiği işlerin alt yüklenicisi olarak alçı ve boya işlerinin ifasını üstlendiğini, davacı şirketin edimlerini yerine getirmesine karşın diğer şantiyelerde de alacaklarını alamadığını, yapılacak keşif neticesinde yapılan işlerin değerinin bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini beyanla alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde; her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde … ili … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine yapılacak 14 adet villa işinde 3 adet villanın yapıldığını iddia etse de, davalı firmanın bu işe hiç başlamadığını, davacı dava konusu edilmeyen … ili … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine yapılacak 9 adet villa işine başladıktan sonra davaya konu sadece bir adet villadaki işleri yaptığını, ikinci villada işe başladığını ve akabinde işi yarım bıraktığını, bu aşamadan sonra müvekkil şirketin bir daha davacıya ulaşamadığını, davacının işleri yarım bırakması sonrası, daha ağır şartlar ile yeni taşeronlar ile anlaşmak zorunda kalındığını, davacı şirketin sahibi ve temsilcisine ulaşılamadığı için arabuluculuk görüşmelerinin gerçekleştirilemediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece davacı şirket yetkilisi … ‘a devredilen taşınmazın, davacının yaptığı işler karşılığı devredildiğinin davalı tarafından miktar itibariyle yazılı belge ile ispatlanamadığı, kaldı ki tapuda satış olarak işlem yapıldığı, TBK 470.ve devamı maddelerinde düzenelenen eser sözleşmesi gereğince davacının yaptığı işleri ispatlaması gerektiği, davacının davalıya ait 3 adet villanın bütününde iç cephe alçı-boya ile dış cephe yalıtım boya işlerini yaptığı, davalı tanıklarının beyanlarının çelişkili olması nedeniyle değerlendirme dışı bırakılmasının gerektiği, davacının yaptığı işlerin dava tarihi itibariyle sözleşmede kararlaştırılan bedeller doğrultusunda her bir villa için 54.704,00-TL olup, 3 adet villa için toplam 54.704,00-TL * 3 adet = 164.112,00-TL (139.077,97-TL + KDV) olduğu, davanın kısmi dava olarak açılması nedeniyle dava dilekçesinde talep edilen tutar için temerrüdün dava tarihinde, ıslah ile artırılan tutar için ise ıslah harcının yatırıldığı tarihte oluştuğu, tarafların tacir olmaları nedeniyle uygulanması gereken faiz türünün ticari faiz olduğu anlaşılmakla Mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre davanın kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya içerisine sunulan itiraz dilekçesi ve savunmanın hiç bir şekilde değerlendirmeye alınmadığını,Her ne kadar inşaat seviyesine göre hesaplama yapılmış olsa da tanıklarının ifadesi ile de sabit olduğu üzere davacı tarafın işi yarım bırakması nedeniyle müvekkil şirketin yarım işi ve bozulan yerleri tekrar yaptırmak için bir daha ücret ödediğini, bozulan ve eksik yapılan işlerin daha sonra gelen ustalar tarafından tekrar sökülerek yeniden yapıldığını ve davalı açısından ayrıca bir külfet oluşturduğunu, yarım bırakılan işin tamamlanmasının sıfır yapıya oranla zor ve meşakkatli olması nedeniyle işi yaptırma konusunda ayrıca usta ve malzeme sıkıntısı yaşandığını, bu hususların tanık olan ve yarım işi tamamlayan ustaların beyanları ile sabit olduğunu, bu durumda yarım bırakarak külfet haline dönüşen iş için ekstra yapılan harcamaların hesaplanarak davacının çıkan hesabından mahsubunun gerektirdiğini,Davacı şirkete yapılmış olan ödeme ve tapu devrinin dikkate alınmadığını, taşeronlara ödeme şekline ilişkin sözleşme maddesinin sonunda yer alan … İli … İlçesi … ada … parsel … nolu dükkana bu işlere karşılık 500.000 TL bedel konduğunu, bu 500.000,00 TL kararlaştırılan taşınmazın tapu devrinin davacı tarafa yapılarak davacının alacağını fazlası ile tahsil ettiğini, tapu devrinde bedelin düşük gösterilmesinin davacı tarafça istendiğini ve eksik harç ödendiğini, davalı firma kayıtlarından da aynı şekilde çıkış yapılarak ticari defterlere işlendiğini, ancak davacı tarafça yapılan bu giriş ve çıkışları defterlerine işlemediğini, davacı fatura kesmediği için mali açıdan da hiç iş yapmamış gibi göründüğünü, zaten sözleşmede 500 bin TL yazan yerin 145.000 TL’ye verilmesinin hayatın olağan akışına ters olduğunu, …tarafından bu durumun inkar edilmediğini, kaldı ki müvekkilin bu dükkan karşılığında almış olduğu bir bedel mevcut olmadığını, … tarafından yapılmış her hangi bir ödeme de görünmediğini, davalının bu taşınmazı karşılıksız olarak devretmiş olabileceğinin düşünülemeyeceğini, Kayseri 8. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarına rağmen davacı şirketin inşaat sahasına dönmediğini ve eksik işleri tamamlama yoluna gitmediğini, bunun üzerine Kayseri 8. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtar ile sözleşmenin feshinin davalı şirkete ihtaren bildirildiğini, davalı şirketin, davacının işleri yarım bırakması sonrası, daha ağır şartlar ile yeni taşeronlar ile anlaşmak zorunda kaldığını ayrıca davacının imzaladığı sözleşme uyarınca yaptığı işlerdeki hatalı imalatlar ve işlerin düzeltilmesi için yeni anlaştığı firmalara ekstra ödemeler yapılmak zorunda kalındığını,Her ne kadar dava dilekçesinde … ili … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine yapılacak 14 adet villa işinde 3 adet villanın yapıldığını iddia etse de, bu işe hiç başlamadığını, davacının dava konusu edilmeyen … ili … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine yapılacak 9 adet villa işine başladıktan sonra davaya konu sadece bir adet villadaki işleri yaptığını, ikinci villada işe başlayıp ve akabinde işi yarım bırakarak şehri terk ettiğini,Aslında tek sözleşme ile üstlenilen birden fazla inşaatın işlerinin yapılmasına dair sözleşme nazara alındığında, davacının her inşaatı ayrı ayrı dava etmek ile amacının yine bu sözleşme uyarınca davalıdan tapusunu devir aldığı dükkanı gözden kaçırmak niteliğinde olduğunun açık olduğunu, yapmış olduğu tüm işler karşılığında müvekkilin yapmış olduğu taşınmaz devirleri hesap edildiğinde müvekkilin davalıdan alacaklı olduğunun açığa çıkacağını, mahkemece gerekçesiz bir kararla hiç bir delillerine itibar etmeksizin, yapılan tapu devrini de göz ardı ederek ve sadece tek bir tanığın beyanı doğrultusunda karar verildiğini,Netice itibariyle davacının müvekkile açmış olduğu tüm dosyaların birleştirilmesi ile birlikte müvekkilin sözleşme kapsamında yapmış olduğu taşınmaz devirlerinin mahsup edilmesi ve akabinde alacak borç durumu hakkında karar verilmesinin gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı vekili 20/11/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda 10.000-TL olan taleplerini 154.112,00-TL daha artırdıklarını, ıslah taleplerinin kabulü ile 164.112,00-TL toplam alacağa dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı taşeron, aralarındaki yazılı sözleşme uyarınca yaptığı iş bedelini davalı yüklenici iş sahibinden talep etmektedir. Mahkemece keşfen belirlenen bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, davalı iş sahibi eksik ve ayıplı işler nedeniyle bedelden mahsup yapılmadığı gibi, davacıya verilen daire bedelinin de nazara alınmadığı gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İşin yapımına ilişkin olarak davacı ve davalı tanıkları dinlenmiştir.Bilirkişi raporunda, davalı ticari defterinde, … İlçesi … ada … parselde bulunan 23 nolu dükkanın davacı firma sahibi olan … ‘a 145.800,00-TL KDV dahil bedelle, … adına fatura edilerek devredildiği, faturanın muhasebe kaydının peşin tahsilat şeklinde kapatıldığı, bu taşınmaz satışının sözleşmeyle ilişkilendirilmesi durumunda, satışla alakalı herhangi bir alacak-borç bakiyesinin bulunmadığı, ticari kayıtlar üzerinden yapılan inceleme doğrultusunda tarafların ticari defterlerinde herhangi bir alacak ve borç kaydı olmadığı, taraflarca düzenlenen herhangi bir fatura ve ödeme belgesinin muhasebe kayıtlarında yer almadığı, dava dilekçesinde yapıldığı ifade edilen işler ile davalı tarafından sunulmuş olan ikinci taşeron sözleşmesi ile ilgili olarak hangi işlerin ne kadarlık kısmının yapıldığına dair tespit raporu bulunmadığından davalının cevap dilekçesinde belirtilmiş olan eksik iş bedelinin hesaplanamadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir. 23/06/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunda; 3 adet villanın bütününde yapıldığı ifade edilen iç cephe alçı-boya ile dış cephe yalıtım boya işlerin dava tarihi itibariyle sözleşmede kararlaştırılan bedeller doğrultusunda her bir villa için 54.704,00-TL olup, 3 adet villa için toplam 54.704,00-TL * 3 adet = 164.112,00-TL (139.077,97-TL + KDV) olduğu, davalı dilekçesi ile davalı tanıklarının ifadeleri doğrultusunda; 3 adet villada birinci villanın bütünüyle bitirilmesi, ikinci villanın %50 ve üçüncü villanın %10 seviyelerinde tamamlanma işlerinin dava tarihi itibariyle sözleşmede kararlaştırılan bedellerinin 87.526,40-TL (74.174,91-TL+KDV) olduğu belirtilmiştir.Mahkemece, davacı şirket yetkilisi … ‘a devredilen taşınmazın, davacının yaptığı işler karşılığı devredildiğinin davalı tarafından miktar itibariyle yazılı belge ile ispatlanamadığı, kaldı ki tapuda satış olarak işlem yapıldığı, TBK 470.ve devamı maddelerinde düzenelenen eser sözleşmesi gereğince davacının yaptığı işleri ispatlaması gerektiği, davacının davalıya ait 3 adet villanın bütününde iç cephe alçı-boya ile dış cephe yalıtım boya işlerini yaptığı, davalı tanıklarının beyanlarının çelişkili olması nedeniyle değerlendirme dışı bırakılmasının gerektiği, davacının yaptığı işlerin dava tarihi itibariyle sözleşmede kararlaştırılan bedeller doğrultusunda her bir villa için 54.704,00-TL olup, 3 adet villa için toplam 54.704,00-TL * 3 adet = 164.112,00-TL (139.077,97-TL + KDV) olduğu gerekçesi ile bu miktara davacı alacağı olarak hükmedilmiş ise de;Sözleşmede işin bedeli birim fiyat olarak KDV dahil fiyatları belirlenmiştir.Sözleşmenin ikinci sayfasında” taşeron alacaklarının ödenme şekline” ilişkin başlık altında, “taşeron firmaya yukarıda yazılı fiyatları belirlenmiş daireleri inşaatlarda yaptığı işler hesaplandıktan sonra hak edişine göre tapuları verilecektir” yazılı olup, yazılı olan taşınmazlar arasında … İli … İlçesi … ada … parsel … nolu dükkan bulunmakta olup bu dükkanını davacı taşerona devredildiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Ancak davacı taşeron burayı para ile satın aldığını, davalı iş sahibi ise iş karşılığı verdiğini beyan etmektedirler. Sözleşmede bu dairenini iş karşılığı verileceği yazılı olduğuna göre ve işin bir kısmının yapılmış olduğu da bilirkişi heyeti tarafından belirlendiğine göre bu bağımsız bölümün davacı taşerona iş karşılığı verildiği bu kapsamda davacının alacağı bulunmadığı görülmektedir.Bilirkişi heyeti tarafından dava dilekçesinde belirtildiği üzere 3 adet villada yapıldığı ifade edilen işler yönünden mimari proje üzerinden ölçülendirilerek yapılmış iş bedeli 139.077,97-TL olup Mahkemece KDV eklenerek bulunan miktara hükmedilmiş ise de belirlenen 164.112,00-TL meblağ da doğru olmamıştır. Zira sözleşmede birim bedellerine KDV dahil olduğu yazılı olduğundan hesaplanan bedele KDV eklenmeksizin 139.077,97-TL olarak belirlenmesi gerekir idi.Ancak davalı tarafça sözleşmeye göre verilen daire bedeli sözleşmede 500.000,00 TL olarak belirlenmiş olup, bu dairenin davacıya devredildiği, davacı tarafından bu dairenin bedelinin para olarak ödendiğine ilişkin bir bilgi ve belge sunulmadığı, dairenin iş karşılığında verileceğinin sözleşmede açıkça yazılı bulunduğu, dolayısıyla 139.077,97 TL iş bedelinin davalı tarafından davacı taşerona ödenmiş olduğunun kabulü ve davacının bildirdiği işe ilişkin alacak talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davanını reddi gerekmektedir. Mahkemece deliller toplanmış olduğundan Dairemizce kararın kaldırılması ve yeniden davanını reddine ilişkin hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi hükmü gereğince kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/03/2023 gün ve 2023/261 E. 2023/162 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
A- DAVANIN YENİDEN ESASIYLA İLGİLİ OLARAK;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar harcından 170,78-TL peşin harç ile 2635,00-TL ıslah harcı toplamı olan 2805,78-TL harçtan aynen mahsubu ile fazla alınan 2535,93-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı … Limited Şirketi davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince belirlenen 25.616,80.-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan bölümünün karar kesinleştiğinde iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
B- İstinaf yargılaması yönünden;
1-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 2.802,62.-TL peşin istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri olan 134,00.-TL posta gideri ile 492,00.-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı toplamı olan 626,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine ,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansı var ise; 6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvuranlara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibarıyla (164.112,00 TL)kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/10/2023