Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/706 E. 2023/906 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/706
KARAR NO: 2023/906
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARAS: 2021/565 ESAS, 2023/194 KARAR
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
DAVA KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2023
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların, müvekkiline ait olan … Mah. … Cad. Bulv. No: … … /Kayseri adresinde bulunan benzin istasyonuna davalı tarafça kompozit kaplama ve led fiyat panosu yapılması konusunda anlaştığını, davalının işi 2021 yılının 2.ayında yaptığını, 3 ay geçmeden çıkan ilk rüzgar neticesinde davalının işi baştan savma ve ayıplı yapması nedeniyle yapılan işte kopmalar olduğunu, müvekkilinin 30.001,50 TL karşılığında tamirat yaptırdığını ve ürünlerin değiştirildiğini, söz konusu hususta tutanak tutulduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı, cevap dilekçesinde, özetle; ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerdeki zararın doğal afet neticesinde meydana geldiğini, panoya yıldırım düştüğünü, panonun bundan dolayı hasarlandığını, kompozit kaplamanın yine doğal afet nedeniyle zarara uğradığını, kendisinin 12/01/2021 tarihli tutanağı tutarak davacıya sigorta şirketine vermek üzere teslim ettiğini, davacının uğradığı iddia edilen zarar arasında illiyet bağının kesildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; ” … mahkememizce keşif icra edilmiş tanıklar dinlenmiştir. Davacı tarafça delil tespiti yapılmadığı ve keşif mahallinde ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin bulunmadığı, kompozit kaplamanın ise tamir edildiği ve tekrar mevcut hali ile ayıplı olup olmadığı incelenememiştir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde davacı tarafça fırtına sebebi ile 14/01/2021 tarihinde sigorra şirketine başvuruda bulunduğu, kendisine fırtına nedeni ile ödeme yapıldığı görülmüştür. Alınan raporda davalı tarfından yapılan imalatların yerinde görülmemiş olması, imalatların değiştirilmiş olması, hasardan sonra dosya içerisinde tespit raporunun olmaması, sağlamlılığının denetlenemiyor olması, imalatların ilim ve fen tekniğine uygun yapılmış veya yapılmamış olmasının tespit edilemiyor olmasından dolayı dava konusu taşınmazda yapılan işlerin ayıplı olduğunun değerlendirilemeyeceği, 13/01/2021 tarihinde dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde meydana gelen kasırganın illiyet bağını kesecek nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce ikinci alınan raporun uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tanıkları keşif mahallinde söz konusu yapılan imalatların ayıplı olduğunu belirtmiştir, ancak ayıp husunun teknik bir mesele olması ve çelişkili beyanlar nedeni ile tanık beyanlarına itibar edilmeyerek davacının ayıp hususunu ispat edemediğinden davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; yerel Mahkemenin ikinci alınan bilirkişi raporunu benimseyerek davanın reddine karar vermiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, yargılama kapsamında alınan ikinci heyet raporunun eksikliklerle dolu olduğunu, bu raporun esas alınarak hüküm kurulmasını kabul etmediklerini, keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edildiğini, yargılama kapsamında iki rapor alındığını, iki raporun da birbiri ile çeliştiğini, yerel mahkemece bu çelişki gidermeden hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu,Bilirkişi heyetince tanzim edilen ve yerel Mahkemece benimsenen raporda imalatların görülmemiş olmaması, tespit raporunun bulunmaması nedeniyle imalatların ayıplı olup olmadığının belirlenemediğinin ifade edildiğini, bilirkişi heyeti ve yerel mahkemenin dosya içerisinde yer alan tutanakları, resimleri, videoları ve tanık beyanlarını dikkate almadığını,Davalı tarafın müvekkile ait iş yerinde 2021 yılının 1. ayında led pano yaptığını, davalı tarafın ilk olarak led panoya yıldırım düşmesi nedeniyle arızalandığını, ürünün ayıplı olmadığını iddia ettiğini, keşif esnasında dinlenen tanıkların meteoroloji raporları ve önceki bilirkişi heyetince tanzim edilen raporla da sabit olduğu üzere, led panoya yıldırım düşmediğini, led panonun doğal afete uğradığının iddia edilemeyeceğini, bilirkişi heyetinin imalatların mevcut olmadığından ayıp hususunda değerlendirme yapılmadığını belirtmiş ise de bu tespitin yerinde olmadığını,
Müvekkili tarafından sigorta şirketinden alınan bedelin de davalıya ödenerek yeniden pano yapıldığını, sigortadan alınan bedelin müvekkilin zararını karşılamadığını, sigortadan alınan bedelin de davalıya ödendiğini ve yeniden led panoyu yaptığını, davalının ikinci kez yaptığı led panonun da ayıplı olduğunu, akabinde müvekkili tarafından dava dışı başka bir firma (tanık … ) ile led tabelanın tamir edilmesi konusunda anlaşma yapıldığını, 30.001,50-TL karşılığında tamirat yapıldığını ve ürünlerin değiştirildiğini,Bilirkişi heyeti ve yerel Mahkeme tarafından imalatların mevcut olmadığından ayıp hususunda değerlendirme yapılmadığı belirtilmiş ise de bu hususun isabetli olmadığını, ayrıca 13.01.2021 tarihli rüzgarın illiyet bağını kesecek şekilde doğal afet olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığını, müvekkili iş yerine kompozit kaplamanın 2021 yılının 2. ayında (11.02.2021 tarihinde) yapıldığını, davalı tarafça kesilen fatura tarihinin de 11.02.2021 olduğunu, kompozit kaplamanın doğal afet olarak kabul edilen rüzgardan sonra yapıldığını,Dava konusu imalatların ayıplı olduğunu gösterir birçok delil dosya kapsamında yer almasına rağmen ayıp hususunda değerlendirme yapılmamasını kabul etmediklerini, ilk alınan bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda imalatların ayıplı olduğunun da belirtildiğini beyanla istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.Keşif ve bilirkişi incelemesi, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından yapılan imalatların yerinde bulunmaması, 13/01/2021 tarihinde dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde meydana gelen kasırganın illiyet bağını kesecek nitelikte olduğu, davacı tanıkları, davalının yaptığı imalatın hava olaylarında önce de ayıplı olduğunu beyan etmiş iseler de, davacı tarafça bir tespit yaptırılmış olmadığından bu aşamada bu iddianın tanık beyanı ile ispatına olanak da bulunmadığı sonucuna varılmışır. İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporu, meteoloji raporu, ve tüm dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kullanılmayan gider avansı var ise; 6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvuranlara iadesine,
6-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1, 361/1, 362/1-a ve 365/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya hükmü veren İlk Derece Mahkemesi’ne veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi..05/07/2023