Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/385
KARAR NO: 2023/397
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/31 Esas sayılı derdest dosyanın istinafı
ARA KARAR TARİHİ: 12/01/2023
DAVA KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :30/03/2023
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılar (Muris … ve … ile) arasında … Mah. … Cad. No:… … / KAYSERİ adresinde bulunan ve tapuda … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … pafta … parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak Kayseri 1. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davacı yüklenici kooperatifin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih ve 2019/599 Esas 2020/548 Karar sayılı kararı ile iflasının açılmış olup iflas tasfiye işlemlerinin Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasıyla devam ettiğini, bu aşamada arsa sahipleri … ve … tarafından Kayseri 7. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yüklenici kooperatif ile aralarında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedildiğinin bildirildiğini, yüklenici kooperatif tarafından ihtarnameye verilen cevapta taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshinin taraflarınca da kabul edildiğini, bu aşamada inşaat seviyesinin %70 olduğunu, buna göre sözleşmeye geriye etkili feshinin bir sonucu olarak imalat bedelinin iflas masasına ödenmesi gerektiğini bildirdiklerini ancak yüklenici kooperatife ve iflas masasına herhangi bir ödeme yapılmadığını, davaya konu inşaatın ruhsat süresinin bitmiş olması ve yapı denetim şirketinin işi fesih etmiş olmasına rağmen yapıda kat malikleri tarafından çalışmalara devam edildiğini, müteahit firma tarafından 27/10/2022 tarihinde mühür bozma ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından şikayette bulunulduğunu ileri sürerek belirlenecek imalat bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesi, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin kararında da açıklandığı üzere yüklenici kooperatifin imalat bedeli ödeninceye kadar inşaattan el çektirilmesine karar verilemeyeceğinden yapılan inşaatın tedbiren durdurulması ve davalılar adına kayıtlı arsa payı ve bağımsız bölümler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili Mahkemenin ihtiyati tedbirin değerlendirilmesi kararından sonra verdiği cevap dilekçesinde; taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye ek olarak iki kez daha sözleşme yapıldığını ancak 30/03/2017 tarihinde tamamlanması öngörülen inşaatın tamamlanamadığını, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyet raporunda inşaat seviyesinin %52,12 olduğunu, davacı kooperatifin kat irtifakı tapusuyla kendisine düşen daireleri sattığını ve ödemesini aldığını, bu aşamada kooperatifin talimatları doğrultusunda hareket edildiğini, Kayseri 7. Noterliğinin … yevmiye numaralı … tarihli ihtarnamesi ile arsa sahipleri tarafından davacı yüklenici ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geri olarak fesih edildiğini, yüklenicin kooperatifin 13/10/2020 tarihinde iflasına kara verildiğini dolayısıyla arsa sahiplerinin herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/01/2023 tarih ve 2023/31 Esas sayılı dosyasında verdiği ara kararı ile taşınmazların bizatihi dava konusu olmadığı, HMK’nın 389. maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği açıkça uyuşmazlık konusu olmayan mal ve haklar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağının belirtildiği, davanın alacak davası olduğu dikkate alınarak tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ :Davacı vekili 31/01/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davacının yüklenici olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak fesih edilmesi sebebiyle imalat bedeli alacakları olduğunu, davaya konu imalat bedeli alacağının yapılacak teknik incelemeler neticesinde belirli hale geleceğini, arsa sahiplerinin eylemlerinin usulsüz olması bir yana yargılama sürecinde zorluk yaşatacağını, imalat bedeli alacaklarına esas teşkil edecek imalat miktar ve oranlarının tespitinin ruhsatsız şekilde inşaata devam edilmesi neticesinde zorlaşacağını, davalıların taşınmazda tasarrufta bulunmak suretiyle dava konusu alacağın tahsilini önlemesi ve iflas masasını zarara uğratması olasılığının olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişki ve uyuşmazlığın ilgili taşınmaz ve imalatlarından kaynaklandığını, mahkemece şerhe yönelik talepleri ile faaliyetin durdurulmasına yönelik talebin ayrı ayrı değerlendiriliğinin gerekçelendirilmediğini ileri sürerek itirazın kabulü ile inşaatın yapımının tedbiren durdurulmasına ve davalılar adına kayıtlı arsa payı ve bağımsız bölümler hakkında teminatsız ya da takdiren teminatlı olarak ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :İddia, savunma, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, ihtarnameler, tutanaklar ve dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye olarak feshi hususunda tarafların anlaşması nedeniyle yüklenici kooperatif tarafından yapılan imalat bedeline yönelik alacak istemiyle birlikte yapılmaya devam edilen inşaatın tedbiren durdurulması ve davalılar adına kayıtlı arsa payı ve bağımsız bölümler hakkında teminatsız ya da takdiren teminatlı olarak ihtiyati tedbire karar verilmesi istemine ilişkindir.
Talep; mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen kararın istinafına ilişkindir.İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.Davacı yüklenici kooperatif ile davalılardan …, …, … murisi … ve … arasında … Mah. … Cad. No: … … / KAYSERİ adresinde bulunan ve tapuda … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … pafta … parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak Kayseri 1. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı yüklenici, davalılar ise arsa sahibidir. Davacı yüklenici kooperatifin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih ve 2019/599 Esas 2020/548 Karar sayılı kararı ile iflasının açılmış olup iflas tasfiye işlemlerinin Kayseri Genel İcra Dairesinin … İflas sayılı dosyasıyla devam etmektedir.Arsa sahipleri … ve … tarafından Kayseri 7. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yüklenici kooperatif ile aralarında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedildiği bildirilmiştir. Yüklenici kooperatif tarafından ihtarnameye verilen cevapta taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshinin taraflarınca da kabul edildiğini bu aşamada inşaat seviyesinin %70 olduğunu buna göre sözleşmeye geriye etkili feshinin bir sonucu olarak imalat bedelinin iflas masasına ödenmesi gerektiğini bildirdiklerini ancak yüklenici kooperatife ve iflas masasına herhangi bir ödeme yapılmadığını, davaya konu inşaatın ruhsat süresinin bitmiş olması ve yapı denetim şirketinin işi fesih etmiş olmasına rağmen yapıda kat malikleri tarafından çalışmalara devam edildiğini, müteahid firma tarafından 27/10/2022 tarihinde mühür bozma ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından şikayette bulunulduğunu ileri sürerek belirlenecek imalat bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesi talep edilmiştir.Mahkemece davacının talebinin alacak talebi olduğu ileri sürülerek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Bu bilgilere göre yüklenicinin edimlerini tam olarak ifa etmediği ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak fesih edildiği konusunda tarafların anlaştığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı her ne kadar imalat bedelinin belirlenmesi noktasında inşaatın devam etmesinin yargılamanın devamında sorun oluşturacağını ileri sürmüş ise de davacı yüklenici tarafından delil tespiti yoluyla inşaatın seviyesi, imalat miktar ve oranının tespiti, bu orana göre talep edebileceği alacak miktarını talep edebileceği tarihe göre tespit ettirme imkanı bulunmaktadır. Buna göre her ne kadar yüklenicinin imalat bedeli konusunda hapis hakkı bulunduğundan inşaatın durdurulması noktasında yüklenicinin inşaattan el çektirilemeyeceğine yönelik karar verilemeyecek ise de bu aşamada yüklenicinin arsa sahibi ya da üçüncü kişilerin inşaata devam edip etmeme konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek herhangi bir hukuki yararı bulunmamaktadır.Davacının, davalılar adına kayıtlı arsa payı bağımsız bölümler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi yönünden ise mahkeme gerekçesinde açıklandığı üzere davaya konu hususun alacak talebine yönelik olduğu, bu alacak miktarının iddia ve savunmalar doğrultusunda belirleneceği bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek yasal hukuki yararın bulunmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.Açıklanan nedenlerle İlk derece Mahkemesi tarafından dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik kararda usul ve kanuna aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 359/4 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı var ise 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvurana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/03/2023