Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1721 E. 2024/16 K. 03.01.2024 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1721
KARAR NO: 2024/16
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2023/38 Esas sayılı derdest dosya
KARAR TARİHİ: 10/10/2023
ASIL DAVADA DAVACI
BİRLEŞEN DAVADA DAVACI
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/01/2024
KARAR YAZMATARİHİ: 03/01/2024
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Birleşen davada davacı/Asıl davada davalı vekili tarafından İstinaf yoluyla incelenmesi istenilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Asıl dosya davacısı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan şirket ile davalı şirket arasında 30.10.2020 başlangıç – 30.06.2021 bitiş tarihli ve 08.11.2021 başlangıç – 31.11.2021 bitiş tarihli iki ayrı taşeron (alt işveren) sözleşmesi başlıklı sözleşmeler imzalandığını, Bu sözleşme kapsamında müvekkil şirket sözleşme konusu işin büyük bir kısmını ifa etmesine rağmen davalı taraf ödemeyi yapmadığı gibi kendisinden kaynaklı (işi teslim etmeme, ifa için uygun zemini hazırlama vb.) gecikme sebebiyle de müvekkilini zarara uğrattığını, davalı tarafın müvekkili hesabına gönderdiği toplamda 1.100.000,00-TL’lik ödeme gerçeği yansıtmadığını, sözleşmelerdeki edimlerin ifası için önce davalı tarafça uygun zemin hazırlanacak sonrasında müvekkil şirket işini yapabilecek, yani sözleşme konusu iş eş güdümlü olarak yürüyecektir. Diğer bir ifade ile davalı şirket gerekli inşaat seviyesi ve uygun ortamı hazır etmesi halinde müvekkil şirket üzerine düşen edimi gereği gibi ifa edebilecek olup davalı taraf üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, sözleşmelerin bitim tarihlerine kadar inşaatın geldiği seviyelere karşılık müvekkil şirket işi eksiksiz bir şekilde tamamlasa da sözleşme bitim tarihinde inşaatın gerekli seviyede olmamasından dolayı sözleşmeye uygun sürede ifa sağlanamadığını, davalı tarafın kusurundan dolayı yaşanan gecikme yapılacak işin yaklaşık 1 yıl kadar uzamasına sebep olmuş ve bu süreçteki malzeme fiyatlarındaki fahiş artış ile gecikilen süre boyunca çalıştırılan işçilerin maaşlarındaki artış müvekkili olan şirketin zarar etmesine yol açtığını, gecikmenin davalıdan kaynaklanması sebebiyle bu zararın sorumlusu olduğunu, bu nedenle oluşan müspet zararın bilirkişi marifetiyle hesaplanmasını talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davacısı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı şirket arasında 14/11/2020 ve 08/11/2021 tarihlerinde taşeron (alt iş veren )sözleşmelerinin imzalandığını, buna göre taşeron firmanın müvekkili firmaya karşı… ile …ilçesi …ada, … parselde kayıtlı … Mahallesi, …sokak No: … adresindeki konut inşaatının su tesisatı, ısıtma tesisatı, vitrifiye ve bataryaları, doğal gaz vb işlemleri ile iki adet asansörün yapımı kapsamında ilgili sözleşmelerde detaylandırılan işlemlerin eksiksiz yapılarak 30/06/2021 ve 31/12/2021 tarihlerinde eksiksiz şekilde teslimi hususunda anlaşıldığını, ancak iş teslim tarihlerinin geçmiş olmasına rağmen sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerinin davalı firma tarafından yerine getirilmediğini belirterek taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın dava değerinin artırılması kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin yasal faizden düşük olmamak kaydıyla ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini, müvekkili şirketin davalı şirketin yapmadığı işler nedeniyle yapmış olduğu masraflara ilişkin dava değerinin arttırılması kaydıyla şimdilik 500,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirketin davalı şirketin hatalı ve eksik ifası nedeniyle uğramış olduğu zararların tazmini amacıyla belirsiz alacak niteliğinde 500,00 TL tazminatın davalıdan tahsili talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesi tarafından; ihtiyati haciz talep edenin, aleyhine talep ettiği kişiden alacağının mevcut olduğunu ve miktarını gösterir, daha geniş bir anlatımla İİK’nun 257. maddesinde sayılan yasal koşulların bulunduğu ispat etmeye elverişli, mahkemeye yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmaması, alacağın yargılamayı gerektirmesi ve davanın esasını çözümler mahiyette tedbir kararı verilemeyecek olması nedeniyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ :
Asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz talebimiz “İspat etmeye elverişli, mahkemeye yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmaması” gerekçesiyle reddedilmiş olup bu gerekçe hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLER : Dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;Asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Asıl dosyada davacı …Ltd. Şti. Taşeron sözleşmesinden kaynaklanan alacak zararın tazmini, Birleşen davada davacı … A.Ş., taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan cezai bedel, eksik iş bedeli, gecikmeden kaynaklanan zararların tazmini talep edilmektedir. 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 257. maddesine göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebilir.İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterlidir.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, taraflar arasında yapıldığı belirtilen 14.11.2020 ve 08.11.2021 tarihli taşeronluk sözleşmeleri bulunmakta olup sözleşmeye göre asıl dosya davacısı birleşen dosya davalısı taşeron, asıl dosya davalısı birleşen dosya davacısı yüklenici olup birleşen dosya davacısının cezai bedel, eksik iş bedeli, gecikmeden kaynaklanan zararları yargılamayı gerektirmesine göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla asıl dosya davalısı birleşen dosya davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Asıl dosya davalısı/ birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 427,60-TL harçtan peşin alınan 269,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 157,75‬-TL harcın Asıl dosya davalısı/ birleşen dosya davacısından tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Asıl dosya davalısı/ birleşen dosya davacısı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 359/4 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı var ise 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra İlk Derece Mahkemesi Yazı İşleri Müdürünce başvurana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/01/2024