Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/113 E. 2023/770 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/113
KARAR NO: 2023/770
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/572 Esas, 2022/657 Karar
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2023
Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde, özetle; davalı arsa sahibi … ile davalı kooperatif arasında … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta…ada … parseldeki arsa yönünden arsa payı / kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı arsa sahibinin sözleşmeye aykırı hareket etmesi ile davacının mülkiyet hakkının kısıtlanmasına neden olduğunu, davacının 03/02/2016 tarihli ve 2016/2 sayılı karar ile davalı kooperatife üye olduğunu, bu tarihten sonra kooperatife karşı bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini, hiçbir borcu olmadığını, kooperatifin kura çekilişinin Kayseri 1. Noter’inde yapıldığını, kat … no … de yer alan taşınmazın kura ile davacıya çıktığını, davacının kat irtifakı kurulmuş mesken niteliğindeki bağımsız bölümün hak sahibi ve maliki olduğunu, kooperatife tüm borçlarını ödediğini ve “borcu yoktur” başlıklı belgeyi aldığını,
Davalı arsa sahibi ile kooperatif üyeleri …, …, …, …’ın bir komisyon kurduğunu ve komisyon üyeleri tarafından yapının tamamlanmasına karar verildiğini, ancak alınan kararın hukuksuz olduğunu, davacının dairesi yönünden alınan karara ulaşılamadığını, ancak … ve … nolu daireler yönünden alınan kararlara ulaşıldığını, Kooperatifler Kanunu madde 42 gereği genel kurulun devredemeyeceği yetkiler olduğunu, fıkra 7’ye göre alınan kararın hukuksuz olması nedeni ile dava açılması gerektiğini, davalı kooperatifin, arsa sahibinden olan bağımsız bölümleri isteme hakkını, alacağın temliki olarak davacıya devrettiğini, bu nedenle davacının BK madde 189 gereği davalı arsa sahibinden talepte bulanabileceğini, davacının söz konusu taşınmazda hak sahibi olduğunu, davacının TMK madde 716 gereği taşınmaz üzerindeki hacizlerden ve kısıtlayıcı şerhlerden ari tescili talep edebileceğini ileri sürerek,
… ili, … ilçesi, …Mahallesi, … pafta …ada …parsel sayılı taşınmaz üzerindeki …. kat …nolu dairenin tapusunun iptali ile davacı adına tescil edilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde tapu bedelinin güncel değerinin davacıya ödenmesini ve tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili, cevap dilekçesinde, özetle; arabuluculuğa başvurulmadan açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının arsa sahibi olduğunu, sözleşmenin 8. maddesine gereğince davalı kooperatifin talebi üzerine dava konusu taşınmazın … isimli kişiye de devredildiğini, davalının davacı ile kooperatif arasındaki üyelik ve borç durumunu bilemeyeceğini, davalının bu nedenle devir konusunda iyiniyetli olduğunu, davacının sözleşmenin tarafı da olmadığını, bu nedenle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davanın davalı yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının, davalı kooperatif ile imzaladığı KKİS gereği üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, davalı kooperatifin ise üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemesi nedeni ile davalının sözleşme gereği verilmesi gereken daireleri teslim etmediğini, Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/11 D.İŞ dosyası ile tespit yapıldığını, dava konusu dairenin bu teslim ile ilgisi olmadığını, davalının üzerine düşen edimi yerine getirmemesi nedeni ile davalı tarafından Kayseri 7. Noterliği’nin … yevmiye nolu ve … tarihli ihtarnamesinin kooperatife gönderildiğini ve davalının ihtar edildiğini, kooperatifin ihtarın gereklerini yapmaması nedeni ile davalı arsa sahibi ile kat maliklerinin oluşturduğu komisyon kurulduğunu, inşaatın kooperatif adına tamamlanmasına karar verildiğini, bu kapsamda işlemlerin yapıldığını, davalı kooperatifin de 16/07/2020 tarihli ek protokol ile inşaatın devamına muvafakat ettiğini, davacının noter kurasını tapu akdi gibi gösterdiğini, bunun kabul edilmez olduğunu, davanın davacı ile davalı kooperatif arasında iç ilişkiden kaynaklandığını, davacının kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının aldığı borcu yoktur yazısının geçersiz olduğunu, davacının kesin hesap maliyetini ödemediğini, davacının bu durumda daireyi hakettiğini iddia edemeyeceğini belirterek davanın usulden, husumetten veya esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 7155 sayılı Kanun m. 20 ile 6102 sayılı Kanuna eklenen 5/A maddesi gereğince, TTK m. 4 ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalar için arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlenmiş olduğunu, 6325 sayılı Kanun 18/A madde usulü uygulanmak suretiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini,
Davacının tapu iptal ve tescil talebinde bulunamayacağını, davacının 03.02.2016 tarihinden itibaren kooperatifin … nolu ortağı olup, ortaklıktan çıkma, çıkarılma veya ihraç gibi ortaklığı sonlandıran herhangi bir durumu bulunmadığını, bu nedenle davacı kooperatif ortağının, kooperatife karşı aidat ve diğer parasal yükümlülükleri devam etmekte olduğunu, davacı kooperatif ortağının tapu iptal tescil talebinde bulunabilmesi için öncelikle dava tarihi itibariyle kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerektiğini, her kooperatif üyesi gibi davacının da kendisine düşen konutu kesin maliyet bedeli üzerinden kabule mecbur olduğunu, davacının kura çekimine katılmış olmasının borcu olmadığı anlamına gelmeyeceği gibi taşınmazın ortağa tahsis edilmiş olmasının kendiliğinden mülkiyet hakkının davacıya geçmesi sonucunu da doğurmayacağını,
Davacının kooperatife ait dairenin maliyet bedelini ödemeden dairenin sahibi olmasının, ortaklığın amacına ve hukuki yapısına aykırı olup sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikte olduğunu, bu nedenle davacının tescil talebinde bulunabilmesi için öncelikle kendisinin ödemesi gereken maliyet fark bedelini ödemek zorunda olduğunu,
Kooperatifin 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 14.02.2020 tarihinde icra edildiğini, toplantı tutanağının gündem 8 nolu maddesinin “kesin hesap ve maliyetlerin” görüşülmesi olduğunu, kesin hesap ve maliyetlerinin görüşülmesi üzerine kesin maliyet hesabının çıkartılacağı kararlaştırıldığını, Genel Kurul 8. maddesinin ” Kooperatif başkanı tarafından yapılan açıklamada ana sözleşmenin 61. Maddesi hükümlerince konutların kesin hesap ve maliyetlerinin çıkartılacağı genel kurula açıklandı, bu hususta herhangi bir söz alan ve itiraz eden olmadı” şeklinde olduğunu, davacının genel kurulda katip üye olarak görev yapmış olduğunu, ayrıca hazirun cetvelinden de anlaşılacağı üzere 14.02.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısına asaleten katıldığını ve toplantıda görüşülen, alınan kararlara herhangi bir itirazı olmadığını, buna rağmen davacının kooperatifin maliyet hesabının yapılarak ortaklara bildirileceğini bilmesi ve alınan karara itiraz dahi etmemesine rağmen borcunun bulunmadığından bahisle davalı kooperatif aleyhine iş bu davayı ikame ettiğini,
Genel kurulda alınan karar ve kooperatif yönetim kurulunca oluşturulan teknik komisyon heyetince maliyet hesaplarının belirlenmiş olduğunu, 14.07.2020 tarihinde düzenlenen teknik heyet raporu gereğince dava konusu … İli, … İlçesi … Mh. … ada … parsel üzerinde bulunan …nolu bağımsız bölümün maliyet bedelinin 295.784,00 TL olarak tespit edildiğini, davacının, kooperatif genel kurulunda karara bağlanan kesin maliyet bedeli gereğince ödemesi gereken bakiye maliyet bedelini ödemediğini, Kooperatif kayıtlarından davacıya ait defter kayıtlarından anlaşılacağı üzere, davacının kesin hesap maliyet farkı nedeniyle kooperatife 14.07.2020 tarihi itibariyle 180.000,00 TL’nin üzerinde bakiye borcu bulunmakta olduğunu, kooperatif genel kurul kararları iptal edilinceye kadar tüm taraflar açısından bağlayıcı olduğunu, bu itibarla, davacıya ana sözleşme gereğince hesaplanacak maliyet bedeli öncesinde “borcu yoktur” yazısı verilmesinin, genel kurullarda alınan karar gereğince teknik heyet tarafından hesaplanan maliyet bedeli sonrasında davacının maliyet fark bedelini ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacak olduğunu, bu nedenle davacının hukuka uygun maliyet hesabı öncesinde kendisine verilen “borcu yoktur” yazısının davacının iş bu davayı ikame etmesine haklı sebep olamayacağını,
Aksi düşünülse dahi davacının kooperatiften ilişiği kesilmiş olmadığı gibi, ilişiği kesilen ortağın dahi sorumluluğunun 2 yıl devam etmekte olduğunu, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen borcu yoktur yazının hukuki niteliğe haiz geçerli bir belge olmadığını, zira kooperatif şirketlerin ancak çift imza ile temsili olunabilmelerinin mümkün olduğunu, bu nedenle kooperatif adına hukuken geçerli bir taahhüt bulunduğundan söz edilemeyeceğini, Kooperatif namına düzenlenen belgelerin geçerli olabilmesi için Kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzasının evrak üzerinde bulunmasının gerekli olduğunu, Yönetim kurulunun, Kooperatifi temsil ve kooperatif adına imza atmaya yetkili olanları kararla tespit ederek bu kararın noterlikçe onaylanmış bir suretini imzalarla birlikte tescil edilmek üzere Ticaret Sicili Memurluğuna vereceğini, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu Madde 60 “Kooperatifi temsile yetkili kılınan kimseler imzalarını ancak kooperatifin unvanı altına koymak suretiyle kooperatifi bağlarlar.”, Madde 61 “Kooperatif yönetim kurulu, kooperatifi temsile yetkili kılınan kimselerin isimlerini ve imzalarını ticaret siciline bildirir.” şeklinde olduğunu, Ticaret Sicil kayıtları incelendiğinde kooperatifin temsili müşterek imza ile gerçekleşebilmekte olduğunu,
Davacının tapu bedelinin güncel değerini talep de edemeyeceğini, davalı kooperatifin, ortağına karşı asıl yükümlülüğü olan parasal yükümlüğü karşılığında, ana sözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut ya da iş yeri teslim etmek ise de çeşitli nedenlerle konut ya da iş yeri tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat (tapu bedelinin güncel değerini) isteme hakkı bulunmakta olduğunu, ancak davalı kooperatif inşaatları devam ederken kooperatifin edayı gerçekleştirme imkanı bulunmadığını, bu nedenle bu aşamada edim imkansızlığından söz etmek mümkün olmadığı için davacı üyenin tapu bedelinin güncel değerini talep hakkı bulunmadığını, davacının daire bedelini talep edebilmesi için kooperatifte adına tahsis edilebilecek dairenin kalmamış olmasının sabit olması gerekmekte olup davacının bedel talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “… 18/03/2022 ve 01/08/2022 havale tarihli bilirkişi heyete raporu ve ek raporunda, davacıya 26/02/2020 tarihli borcu yoktur yazısı verilmiş ise de söz konusu yazıda çift imza şartının gerçekleşmemiş olması nedeni ile yasal şartları taşımadığı, davacının davalı kooperatife borcu olması nedeni ile tapu iptal talebinde bulunamayacağı ancak tazminat bedeli olarak Yargıtay’ın kademeli formülü gereğince yapılan hesaplama ile 200.118,98-TL alacağının olacağının belirtildiği görülmüştür. Söz konusu raporun denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılarak rapora itibar edilmiş ve davacının davalı kooperatif üyeliğinden kaynaklı davalı kooperatif ve diğer davalılardan tapu iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı ancak davalı kooperatiften tazminat talebinin yerinde olduğu ” şeklindeki gerekçe ile;
Davalılar … ile … hakkında açılan davaların reddine, Davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile;
A-Tapu iptal ve tescil talebinin reddine,
B-Terditli tazminat talebinin kabulü ile, 200.118,98-TL nin davalı kooperatiften tahsili ile davacıya verilmesine ” karar verilmiştir
Karara karşı davacı vekili ve davalı Kooperatif vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Katılma yolu ile istinaf talebinde bulunun davalı …vekilinin (tebliğ olunan muhtıraya rağmen ) yasal süresi içerisinde eksik istinaf harçlarını yatırmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davacının tapu iptal ve tescili olmadığı takdirde taşınmazın güncel değerini talep ettiği halde tazminata kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu,
Kesin maliyet raporunun dava tarihinden sonra alındığı ve ödemeleri karşılaştırılan üyelerin ödemelerinin de 2021 yılından yani dava tarihinden sonra olduğu açıkça ortada olduğundan yerel mahkeme kararının Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesine göre hüküm kurmaya ve denetime elverişsiz ve eksik olduğunu,
14.09.2022 tarihli celsede tanıkları hazır olmasına rağmen hukuki dinlenme ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek hukuka aykırı şekilde hazır olan tanıklarının dinlenmediğini,
Diğer davalılardan arsa sahibi ile …’ nin yaptığı husumet itirazlarının gerekçeli kararda değerlendirilmediğini, davalılardan arsa sahibi … yönünden verilen red kararı için nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini,
Davaya konu … numaralı bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin, aynı binada bulunan daireler için açmış oldukları davalardaki değerin oldukça üstünde olduğunu, aynı binada bulunan daireler arasında dava tarihi esas alınarak bu oranlarda fiyat farkı olmasının mümkün olmayacağını, bu hususun yargılama giderleri, karşı vekalet ücretleri, geçici maliyet ve kesin maliyet raporlarının tespiti açısından davanın esasını etkilediğini, bu çelişkinin giderilmesi gerekirken, bu husustaki tüm itiraz ve beyanları göz ardı edilerek çelişki giderilmeden karar verildiğini,
Gerekçeli kararda dayanak gösterilen bilirkişi raporunda kesin maliyetten bahsedildiğini, ancak diğer üyelerin kesin maliyet raporundan önce müvekkili ile aynı ödemeleri yaparak dairelerin tapusunu aldığının değerlendirilmediğini,
Müvekkilinin, tapusunu devralan diğer kooperatif üyeleri kadar ödeme yaptığını, bilirkişi raporunda bu hususların araştırılmadığını ve yine bu hususun mahkeme tarafından değerlendirilmediğini,
Kooperatifler Kanununun 23. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi gereğince müvekkili ile aynı ödemeleri yapan üyelerin tapusunu kura çekilişinden sonra aldıkları hususu araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu,
Mahkemece bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan ve diğer üyelerin ödeme tarihleri, ödeme miktarları ve tapu devir tarihleri araştırılmadan hüküm kurulduğunu,
Müvekkille aynı şartlarda kooperatif üyeliği olan, kura çekilişine katılan ve aynı ödemeleri yapan diğer tüm üyelerin tapularını devraldığını,
Müvekkilinin 26/02/2021 tarihinde dava konusu …ada … parsel üzerinde yapılan … kat … no’lu daireye ilişkin mesken dahil tüm borçlarını ödediğine dair borcu yoktur yazısı başlıklı belgeyi aldığını ancak mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, diğer kooperatif üyelerine verilen borcu yoktur kağıtlarına istinaden tapu aldıklarını, ancak müvekkilin tapusunu alamaması hakkaniyete aykırı olduğunu,
Diğer davalı … ve… bütün işlemlerinden bilgisi ve dahli olan arsa sahibi …yönünden yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını,
Müvekkilinin diğer kooperatif üyeleri ile birlikte geçici maliyet bedeli ve tapu masraflarını da aynı tarihlerde ödediği dikkate alınarak haciz ve şerhlerden ari olarak tapu iptal ve tescil kararı verilmesi gerektiğini, mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme sonucu karar verildiğini beyanla istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde:
Dava, davacının kooperatif üyeliği nedeniyle kuradan isabet eden… nolu dairenin tapusunun iptali ile davacı adına tescil edilmesi, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın güncel tapu değerinin davalıya ödenmesi istemine ilişkindir.
Gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişiden alınan 01/12/2021 tarihli raporda özetle; “dava konusu …. kat …nolu bağımsız bölümün, dava tarihi 31/08/2020 itibari ile değerinin 400.000,00 TL olacağı” kanaati belirtilmiştir.
18/03/2022 havale tarihli raporda özetle; “davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, davalı kooperatife halihazırda kesin maliyet raporu gereğince borcu bulunduğu, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin mümkün olamayacağı, ancak tazminat talebinin mümkün olabileceği, fakat tazminat hesabı için kesin maliyet çalışmasının yapılması ve normal ödemesini yaparak daire alan bir üyenin ödemesi gereken tutar ile dairenin rayiç değerinin tespiti gerekeceği emsal Yargıtay kararları doğrultusunda tespit edildiği” kanaati belirtilmiştir.
01/08/2022 havale tarihli ek raporda özetle; “davacının tapu iptali ve tescili talebi şartlarının oluşmadığı, davalı kooperatifin tasfiye aşamasında bulunması, davacıya verilecek konut bulunmaması ve davacının ödemelerinin eksik olması sebebiyle davalı kooperatiften Yargıtay’ın belirlemiş olduğu kademeli formülle hesaplanan tazminat tutarını talep edebileceği, dava tarihi itibariyle hesaplanan bu tutarın 200.118,98 TL olduğu” kanaati belirtilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıya 26/02/2020 tarihli borcu yoktur yazısı verilmiş ise de söz konusu yazıda çift imza şartının gerçekleşmemiş olması nedeni ile yasal şartları taşımadığı, davacının davalı kooperatife borcu olması nedeni ile tapu iptal talebinde bulunamayacağı, ancak tazminat bedeli olarak Yargıtay’ın kademeli formülü gereğince yapılan hesaplama ile 200.118,98 TL olduğu, davalılar … ile … hakkında açılan davaların reddine, davalı kooperatif hakkında açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, A-Tapu iptal ve tescil talebinin reddine, B-Terditli tazminat talebinin kabulü ile 200.118,98 TL’nin davalı kooperatiften tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Ancak yapılan araştırma ve inceleme eksik olup varılan sonuç da dosya kapsamına uygun değildir. Mahkemece,1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi de göz önünde bulundurulmak suretiyle davacı ile aynı durumda olan başka üyelere borca rağmen dairelerin teslim edilip edilmediği ve davalı kooperatifin elinde davacıya tahsis edilebilecek nitelikte bir konut bulunup bulunmadığı hususları araştırılmamıştır.
Davacı, davalı … ortağı olup, ortaklık yükümlülüklerini yerine getirdiği iddiasıyla, ortağı olduğu kooperatif ile birlikte, ortağı olduğu kooperatifin yüklenici sıfatıyla arsası üzerinde inşaat yaptığı arsa sahibine ve arsa sahibinin Kooperatif adına taşınmazı devrettiği üçüncü kişiye karşı tahsis edilen dairenin tapusunun iptali ile tescilini olmazsa, daire bedelinin tahsili istemiyle dava açmıştır. Öncelikle de davacıya isteminin açıklattırılarak, kendisine kuradan çıkan daireyi mi talep ettiği, ya da bunun mümkün olmaması halinde yerine başka bir daire verilmesini isteyip istemediği hususu belirlenmelidir. Tapu iptali ve tescil isteminin koşullarının oluşması için, davacının ortağı olduğu yüklenici kooperatifin, arsa sahiplerine karşı tüm edimlerini yerine getirmesinin yanında davacının da ortağı olduğu kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi ve aidat borcunun bulunmaması gerekir. Mahkemece, kooperatif genel kurul kararları ve diğer tüm kayıtları üzerinde kooperatifler konusunda uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak davacının peşin ödemeli ortak mı, normal statülü ortak mı olduğunun belirlenmesi, yapılacak tespite göre kooperatife karşı üyeliğin türünün gerektirdiği parasal yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediği, borçlu olması halinde ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik ilkesi de gözönünde bulundurulmak suretiyle davacı ile aynı durumda olan başka üyelere borca rağmen dairelerin teslim edilip edilmediği ve davalı kooperatifin elinde davacıya tahsis edilebilecek nitelikte bir konut bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenmesi gerekir.
Yapılacak inceleme sonucunda davacının peşin ödemeli ortak olduğu anlaşılması veya davacının peşin ödemeli ortak olmamasına rağmen normal ödemesini yapan bir ortak kadar ödeme yapmış olması veya davacının borçlu olmasına rağmen davacı ile aynı durumda olan başka üyelere dairelerin teslim edildiğinin anlaşılması halinde, davalı kooperatifin elinde davacıya tahsis edilebilecek nitelikte bir konut bulunması halinde, varsa davacının az miktar eksik ödemesi, bu miktar depo da ettirilerek tapu iptal tescil talebinin kabulüne, davacının peşin ödemeli ortak olmadığı ve ödemelerinin de tam olmadığının tespiti ve aynı durumda olan başka kişilere de daire tahsisi yapılmadığının anlaşılması halinde ise yerleşik 6’lı formül uygulamasına göre hesaplanacak tazminata hükmedilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Yine tazminat talebinin değerlendirilmesi halinde ise davacının ortaklıktan çıkmış olması gerektiği husus göz önünde tutulmalıdır. Davalı arsa sahibi ile üçüncü kişi yönünden ise iyiniyetli olup olmadıklarına göre bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma yapılması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, verilen karar nedeniyle, kaldırma nedenlerine göre bu aşamada diğer istinaf nedenlerinin incelenmesine yer olmadığı, davacı vekilinin yerinde olan istinaf nedenlerine göre istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2022 gün ve 2020/572 E. 2022/657 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuranın yaptığı istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği İlk Derece Mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın taraflara Mahkemesince tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/1-a.6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/06/2023